YEĞİTEK Daire Başkanının Açıklamaları

Kodla Büyü
1_104.jpg



Yanlış anlaşılmasın aramıza yeni katılan arkadaşlar umutlanabilir. Hayal kurmayın arkadaşlar norm, ders fln.
gözüme felsefe çarptı valla helal olsun
 
  • Bir fısıltıyla BT lablarının bazıları maalesef dağıtıldı. Okul müdürleri artık BT laboratuvarı kapatamayacak, BT labından bilgisayar çıkarılmayacak. BTS bir sınıftan daha önemli. Buna müsade edilmeyecek. BT labından çıkarılan bilgisayarlar Eylül ayına kadar geri taşınacak. Bununla ilgili okul müdürlerinin bilgilendirilmesi için illere yazı gönderilmiş.

  • Fatih projesi kapsamında akıllı tahtaların kurulması gibi okullara BT sınıfları kurulacak.
bu iki madde çok önemli ama olabilir mi? ihtimal vermiyorum.
 
Öncelikle toplantı hakkındaki eleştirilerim;
1- Bilişim Teknolojileriyle ilgili bir toplantıda neden önce şube müdürleri toplantı yapar? Eğer bilişimle alakası olmayanların fikirlerini alacaksanız, bize ne diye anlatıyorsunuz bunu? Kendi aranızda kek yiyerek karar alıyorsunuz, sonra bize anlatıyorsunuz. Önce bizimle konuşulmalıydı. Bizim fikirlerimizi alan olmadan şube müdürleri toplantı yapıyor.
2- Eğer mevzu bahis bt dersleri ise, toplantı neden btr'ler ile yapılıyor?
3- Dersler gelecekse, btr sayısı nasıl artıyor? Btr sayısı artıyorsa, bt dersleri niye artıyor? Bu ikisi ters orantılı. Btr denilen garabet var çünkü ders yok. Ders artacaksa btr nasıl artar o zaman?

Şimdi de diğer sorunlar;
1- Dersimiz yokken iha üretiyorsak, dersimiz geldiğinde jet motoru mu üreteceğiz öğrencilerle?
2- Doğru dürüst programlama dersi görmeyen öğrenciler robot üretebiliyorsa, 12 yıl boyunca, haftalık 5-6 saatlik zorunlu, 2 saatlik seçmeli türkçe/edebiyat gören öğrenciler neden kitap yazmıyor?
3- Ders olmadan bile bir şeyler üretilebiliyorsa, öğretmenlere neden maaş veriliyor? Okullar neden var?
4- Eğer üretim bir tek bt öğretmenlerinin işiyse, diğer dersler tam olarak hangi sebeplerden ötürü işleniyor? Okulların nihai amacı da üretimi arttırmak değil midir? Bir tek biz üretiyorsak, diğer branşlar ne için var?
5- 2 saat bilişimle her şeyi üretebiliyorsa öğrenciler, kimya dersi gören öğrenciler neden aşı üretmiyor?
6- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, biyoloji dersi alan öğrenciler neden tıp okuyor?
7- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, müzik dersi alan öğrenciler neden sanatçı olmuyor?

evet, bu sorular uzar gider. Bizim alanımız resmen reklam panosu gibi kullanılıyor. O da dert değil de, ciddi ciddi 2 saat ders ile çocukların uçak motoru yapacağını sanmalarını sindiremiyorum. Bir tane aklı başında eğitimci bile bunu eğitim diye kabul edemez. Bu, tamamen reklam işine dönmüş.
 
Öncelikle toplantı hakkındaki eleştirilerim;
1- Bilişim Teknolojileriyle ilgili bir toplantıda neden önce şube müdürleri toplantı yapar? Eğer bilişimle alakası olmayanların fikirlerini alacaksanız, bize ne diye anlatıyorsunuz bunu? Kendi aranızda kek yiyerek karar alıyorsunuz, sonra bize anlatıyorsunuz. Önce bizimle konuşulmalıydı. Bizim fikirlerimizi alan olmadan şube müdürleri toplantı yapıyor.
2- Eğer mevzu bahis bt dersleri ise, toplantı neden btr'ler ile yapılıyor?
3- Dersler gelecekse, btr sayısı nasıl artıyor? Btr sayısı artıyorsa, bt dersleri niye artıyor? Bu ikisi ters orantılı. Btr denilen garabet var çünkü ders yok. Ders artacaksa btr nasıl artar o zaman?

Şimdi de diğer sorunlar;
1- Dersimiz yokken iha üretiyorsak, dersimiz geldiğinde jet motoru mu üreteceğiz öğrencilerle?
2- Doğru dürüst programlama dersi görmeyen öğrenciler robot üretebiliyorsa, 12 yıl boyunca, haftalık 5-6 saatlik zorunlu, 2 saatlik seçmeli türkçe/edebiyat gören öğrenciler neden kitap yazmıyor?
3- Ders olmadan bile bir şeyler üretilebiliyorsa, öğretmenlere neden maaş veriliyor? Okullar neden var?
4- Eğer üretim bir tek bt öğretmenlerinin işiyse, diğer dersler tam olarak hangi sebeplerden ötürü işleniyor? Okulların nihai amacı da üretimi arttırmak değil midir? Bir tek biz üretiyorsak, diğer branşlar ne için var?
5- 2 saat bilişimle her şeyi üretebiliyorsa öğrenciler, kimya dersi gören öğrenciler neden aşı üretmiyor?
6- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, biyoloji dersi alan öğrenciler neden tıp okuyor?
7- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, müzik dersi alan öğrenciler neden sanatçı olmuyor?

evet, bu sorular uzar gider. Bizim alanımız resmen reklam panosu gibi kullanılıyor. O da dert değil de, ciddi ciddi 2 saat ders ile çocukların uçak motoru yapacağını sanmalarını sindiremiyorum. Bir tane aklı başında eğitimci bile bunu eğitim diye kabul edemez. Bu, tamamen reklam işine dönmüş.

hocam dedikleriniz doğru ama 2,3,4,5,6 ve 7. sınıflarda proje ülke geneline yayıldığında normlar bir anda artacak, farkında mısınız? Evet projenin ülke geneline yayılması öyle hemen olmayacak, belki de pilot uygulama olarak kalacak, ülke geneline yayılmayacak, yabancı dil sınıfları gibi, belki de gerekli şartları sağlayan okullarda olacak sadece ve okul müdürleri, il/ilçe müdürleri de buradaki reklamı gördüğünden okullarına bilgisayar labı kurulmasını sağlayacak ve yine ders saati artacak ve dolayısıyla norm artacak.

Eski çalıştığım meslek lisesinde kimya öğretmenleri de artık teknik öğretmen sayıldığından okula kimya bölümü açılması için çok uğraştı bir kimya öğretmeni, müdür de biraz uğraştı ama il oralı olmadı. sonuç, o öğretmen tayin istedi gitti ortanın biraz üstündeki bir anadolu lisesine, orada dersine girmediği öğrenciler bile onu tanıyor artık. Kaybeden kim, meslek lisesi, oradaki öğrenciler, adam kimya bölümü kurulsaydı çok güzel üretim yapacaktı ama adamın projelerini anlayamadılar.

2. maddenize aşırı fazla katılıyorum. :cool: ortaokul öğrencilerinin hepsinin matematik dehası olduğunu sanıyor meb. matematiği olup da ingilizceyi sevmeyenler bile zorlanıyor programlamada, okuma yazması, anlaması orta seviyedeki çocuklardan iha yapmasını bekleyemeyiz. Ama Asaf bey dün toplantıda herkesten robot vs. beklemiyoruz elbette en azından bilişimin farkındalığını sağlıyoruz tarzında cümleler sarf etti. Ben umutluyum. Sadece seçmeli derslerden 5,6 ve fen lisesinde zorunlu derslere geldik, meslek liselerinden ben doğru bulmasam da 9. sınıflarda alan dersleri var. Geçmişteki sıkıntıları bilmeyenler şu durumdan rahatsız olabilir ama geçmişte zorla formatörlük yaptırılıyordu öğretmen de olmak istemiyordu, nereden nereye gelinmiş. Bunu projelere katılımı (tubitak, teknofest vb projeler, yoksa bakanlığın bu tür projelerine mecbur katılacağız görevimiz gereği) branşımızdaki problemlere istinaden protesto eden ve etmeye davet eden bir bilişim teknolojileri öğretmeni olarak yazıyorum.
 
1_104.jpg



Yanlış anlaşılmasın aramıza yeni katılan arkadaşlar umutlanabilir. Hayal kurmayın arkadaşlar norm, ders fln. Şu an ki çağın en az 30 sene gerisinden geliyoruz.
şu anda 30bin bilişim tek alanları mezunu var bir o kadar da okuyan. insanlar hakkaten artık liseyi bitirmeden evvel 10-20 yıl sonraki meslekler hakkında iyi bir araştırma yapmadan bölüm seçip yıllarını yakmamalı.
 
Din 1800, bilişim 50. Ne güzel mübarek insanlar bunlar.
Nedir bu din dersinin sizden çektiği, siz çocuğunuza seçmeli din derslerini seçtirmeyin, istiyorsanız dilekçe verin mahkemeye verin, benim çocuğuma dini propaganda yapmasınlar diye zorunlu din dersini de almasın (forumda bunu daha önce de yazdım, ama benim çocuğum dinsiz diye damgalanır diye yapmıyoruz diye cevap aldım, din dersinden o kadar rahatsızsan çocuğunun dinsiz diye damgalanmasından niye rahatsızsın) Bunu imam hatipleri eleştiren, oradaki mezhepsiz ve mezhepsizleri destekleyen din öğretmenleri olduğu sürece eleştirecek biri olarak yazıyorum.

Din dersiyle bir alıp veremediğiniz varsa seçmeli din dersini seçtirmezsiniz o zaman çocuğunuza ve etki ettiklerinize. Dolayısıyla ders saatleri azalacağı için norm da düşer. Seçmeli derslerin fazla olması ve imam hatiplerden kaynaklı bu sayı. Geçen seneki okulumda 3er tane mat, fen, 4 tane türkçe öğretmeni varken imam hatip ortaokulunda 4 tane de din öğretmeni vardı, yetmediği için bir de ücretli vardı.
 
Din
Nedir bu din dersinin sizden çektiği, siz çocuğunuza seçmeli din derslerini seçtirmeyin, istiyorsanız dilekçe verin mahkemeye verin, benim çocuğuma dini propaganda yapmasınlar diye zorunlu din dersini de almasın (forumda bunu daha önce de yazdım, ama benim çocuğum dinsiz diye damgalanır diye yapmıyoruz diye cevap aldım, din dersinden o kadar rahatsızsan çocuğunun dinsiz diye damgalanmasından niye rahatsızsın) Bunu imam hatipleri eleştiren, oradaki mezhepsiz ve mezhepsizleri destekleyen din öğretmenleri olduğu sürece eleştirecek biri olarak yazıyorum.

Din dersiyle bir alıp veremediğiniz varsa seçmeli din dersini seçtirmezsiniz o zaman çocuğunuza ve etki ettiklerinize. Dolayısıyla ders saatleri azalacağı için norm da düşer. Seçmeli derslerin fazla olması ve imam hatiplerden kaynaklı bu sayı. Geçen seneki okulumda 3er tane mat, fen, 4 tane türkçe öğretmeni varken imam hatip ortaokulunda 4 tane de din öğretmeni vardı, yetmediği için bir de ücretli vardı.
Her yere imam hatip açarlarsa, yetmez hocam.
 
1_104.jpg



Yanlış anlaşılmasın aramıza yeni katılan arkadaşlar umutlanabilir. Hayal kurmayın arkadaşlar norm, ders fln. Şu an ki çağın en az 30 sene gerisinden geliyoruz.
Twitterda gördüm en çok robot işçi güney korede varmış.Sonra almanya.Robot işçi yapacak gücümüz varsa 30 yıldır değilse 100 yıldır o.
 
  • Bir fısıltıyla BT lablarının bazıları maalesef dağıtıldı. Okul müdürleri artık BT laboratuvarı kapatamayacak, BT labından bilgisayar çıkarılmayacak. BTS bir sınıftan daha önemli. Buna müsade edilmeyecek. BT labından çıkarılan bilgisayarlar Eylül ayına kadar geri taşınacak. Bununla ilgili okul müdürlerinin bilgilendirilmesi için illere yazı gönderilmiş.
  • Fatih projesi kapsamında akıllı tahtaların kurulması gibi okullara BT sınıfları kurulacak.
bu iki madde çok önemli ama olabilir mi? ihtimal vermiyorum.

Hocam ikincisini olası görmek zor olsa da, diğer bahsedilen yazı en azından gönderilmiş tabi ne kadar uygulanır uygulanmaz o da ayrı.

upload_2021-3-24_11-2-2.png
 
Kulak tersten tutuluyor mecburen. Normalde TTKB tarafından 7.sınıflara ders gelmesi ve işlemlerin ondan sonra yapılması gerekirken YEĞİTEK Daire Başkanının ifade ettiği gibi zorla ders getireceğiz neredeyse:) Altyapı hazırlanıyor bu sene ve seneye, sonraki sene dersler zorunlu olacak ve pilot olmaktan çıkacaktır diye hesaplıyorlar.
 
Din

Her yere imam hatip açarlarsa, yetmez hocam.
Talep var ki açılıyor, hee, benim eski okulumda şimdi 10 şube var, talep fazlası, ilgili kişilere söyledim buraya imam hatip lisesi de olsun diye çünkü okulun yarısı ihl'ye devam ediyor ve farklı bölgeye taşıt kullanarak gidebiliyor. Hatta müdüre dedim, buradan çok güzel meslek lisesi olur çünkü bina müsait bahçe geniş, yeni ek binalar yapılabilir, siz buraya lise olması için bir şeyler yapmazsanız uyanığın biri gelir buraya başka okul yapar, 24 derslikli bina yıllarca 10 şube ile gitmez, iholara talep artık yok eskisi gibi diğer okullar da çok açılınca bizim bölgeden dedim, aynısını şube müdürüne de söyledim, bu sene bir şey çıkmadı bakalım seneye ne olur.

Evet imam hatiplerde talep düşüyor, sebep kendileri, vatandaş dinini öğrensin diye gönderiyor ama normal okuldan bir farkını ben göremedim bir yılda ortaokulun. Okulda başını kapatan kız, öğretmenin proje için sosyal medyada paylaşacağı fotoğrafta milletin göreceğini bile bile başı açık fotoğraf gönderiyor, öğretmen de bunu yayınlıyor. Nerede kaldı değerler? Seçmeli derslerde mi kaldı? Dinini öğretmek önce anne-babanın vazifesidir, biraz hassasiyeti olanlar vicdan yapıp imam hatibe gönderiyor, ama burada senin dinini nasıl öğrettiğini bilmiyor. Söylenecek çok söz var ama şimdilik susayım.

Sözün özü, din öğretmeni atamasının fazla olması sadece iktidarın istemesinden kaynaklı değil, diğer etkenler çok.
 
Din öğretimi genel müdürlüğü hazretleri seçmeli derslere izin verir ise... Ki vermeyecek. Yani pilotluktan çıkınca yine vermeyecek.
Sınıf öğretmenleri biz bilişimcilerden daha iyi anlatırız diyecek. Zaten onlara rehberlik ederek herşeyi 1 günde anlatacağız. O kadar basit bir ders. Bizim tek yapacağımız pc lere format atmak olur.
Okullarda bilişim sınıflarına destek verilmeyecek orası kesin. Bundan sonra da ekonominin bu kadar kötü olduğu bir durumda bilişim sınıfı oluşturma. Hele ki bilişim ile üretim sınıfı oluşturma işi daha da bir külfiyet isteyecek.
Diğer branşların derslerinin azalması işlerine gelmeyecek. Bakanlık da bunu gözeterek daha uzun bir zaman dersi getirmeyecektir.

Tek ümidim. Dersin ismindeki ÜRETİM kısmı. Belki birilerinin dikkattini filan çekerde. Ne kadar önemli olduğunu anlar.
 
Talep var ki açılıyor, hee, benim eski okulumda şimdi 10 şube var, talep fazlası, ilgili kişilere söyledim buraya imam hatip lisesi de olsun diye çünkü okulun yarısı ihl'ye devam ediyor ve farklı bölgeye taşıt kullanarak gidebiliyor. Hatta müdüre dedim, buradan çok güzel meslek lisesi olur çünkü bina müsait bahçe geniş, yeni ek binalar yapılabilir, siz buraya lise olması için bir şeyler yapmazsanız uyanığın biri gelir buraya başka okul yapar, 24 derslikli bina yıllarca 10 şube ile gitmez, iholara talep artık yok eskisi gibi diğer okullar da çok açılınca bizim bölgeden dedim, aynısını şube müdürüne de söyledim, bu sene bir şey çıkmadı bakalım seneye ne olur.

Evet imam hatiplerde talep düşüyor, sebep kendileri, vatandaş dinini öğrensin diye gönderiyor ama normal okuldan bir farkını ben göremedim bir yılda ortaokulun. Okulda başını kapatan kız, öğretmenin proje için sosyal medyada paylaşacağı fotoğrafta milletin göreceğini bile bile başı açık fotoğraf gönderiyor, öğretmen de bunu yayınlıyor. Nerede kaldı değerler? Seçmeli derslerde mi kaldı? Dinini öğretmek önce anne-babanın vazifesidir, biraz hassasiyeti olanlar vicdan yapıp imam hatibe gönderiyor, ama burada senin dinini nasıl öğrettiğini bilmiyor. Söylenecek çok söz var ama şimdilik susayım.

Sözün özü, din öğretmeni atamasının fazla olması sadece iktidarın istemesinden kaynaklı değil, diğer etkenler çok.
Hocam, buraya bir tane açtılar , doğru dürüst öğrenci yok, öğrenci toplamaya çalışıyorlar, ihtiyaç olduğundan değil, açalım öğrenci buluruz diye düşünüyorlar.
 

Ülke elektronik çöplüğüne döndü, halen temel bilgisayar bilimleri eğitimi verilmiyor. Halen ders, bilişimle üretim, robotik, kodlama gibi seksi isimlerle, şov ve reklam şeklinde sunuluyor. Temel bilimlere(bilgisayar bilimleri de dahil buna) yatırım yapmadan üretim hayal arkadaşlar. Ortada doğru düzgün ders yok, müfredat yok, kitap yok. Üretim araçlarını tanıtsanız da bir şey çıkmaz oradan. Yaşar Özden "Bütün teknolojilerin aklı onu kullanan kişinin aklıyla sınırlıdır" diyor. Biz Fatih projesinde tabletler, Bilişimle Üretim Projesinde arduino kartlar, robotik setler dağıtarak bu işi çözeceğimizi zannediyoruz. Yine yanılıyoruz ama 10 yıl sonra ancak anlaşılır bu da. Tonlarca para, emek, zaman, enerji boşa harcanıyor. Bu ülkenin gerçekten böyle bir lüksü yok.

Ortaokuldan lise son sınıfa kadar(sözelciler hariç) doğru düzgün zorunlu ders getirsinler, işin uzmanlarına danışarak doğru düzgün bir müfredat çıkarsınlar, bunun taslağını çıkarıp öğretmenlere danışsınlar yeter. Hindistan'ın elektrik gitmeyen köylerinden dünyanın en iyi yazılımcıları, matematikçileri yetişiyor. Ara Güler "En iyi fotoğraf makinesine sahip olan en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktiloya sahip olan en güzel kitapları yazardı" diyor. İşin özünü vermiyoruz, şekilcilikten, reklamdan, şovdan öteye geçemiyoruz. Anasınıfında mbot'larla robotik/kodlama eğitimi verenler var, Allah akıl fikir versin. Ortaokulda dahi gereksiz bunlar. Son derece ciddiyetsiz ve kaynak israfı olarak görüyorum bu projeleri.

Abbas Güçlü birkaç sene önce yazmıştı bunu:

"Teknolojiyi tüketen değil üreten bir gençlik için (1)
2 Ocak 2019
Bilim ve teknoloji her şey mi?

Elbette değil.

Ama bu, dün ve bugün de çok önemliydi, yarın da öyle olacak.

Peki, bu konuda gerekeni mi yapıyoruz yoksa göz mü boyuyoruz?

Mevcut tabloyu daha iyi anlayabilmek için işte sizinle paylaşacağımız yazılardan ilki: “1500’lerde uzak kıtaların keşfi, bol hammadde sağladı. Ardından Batı’da endüstri hareketleri başladı. Hıristiyanlığın bilim üzerindeki baskısı, Protestanlık mezhebinin doğuşuyla zayıflamaya başlayınca bilimsel buluşlar ardı ardına geldi.

Buhar makinesi, matbaa, tekstil cihazları, elektrik enerjisi derken 1900’lere ulaştık.

1901’de elektronun Thomson tarafından keşfedilmesiyle elektronik cihazlar üretim sürecine dahil olmaya başladı. Lambalı devreler, diyot, transistör, entegre, mikroişlemci derken 1980’lerde kişisel bilgisayarlar sistemi kuşatmaya aldı. 2000’lerden sonra kompakt (küçültülmüş) akıllı elektronik kartlar her cihazın içine girdi. ABD, Almanya, Çin, G. Kore, Fransa, İtalya, Finlandiya, vb. ülkeler öğretim örgülerine yazılım ve entegre kodlama derslerini dahil ettiler. Türkiye, bu konuda da kopyalama, gösteriş yapma noktasının ötesine geçemedi.

- Okullardan bilgisayar dersleri yüzde 90 oranında kaldırıldı.

- 2005’ten sonra MEGEP (Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi) başlatarak meslek liselerinin ana dersleri yok edildi.

- Sendikalar, okulların yönetim düzenini altüst etti. Liyakat kenara itildi.

2018 yılı itibarıyla 81 vilayetin tümüne yakınında kodlama, robotik adı altında temelsiz çalışmalar devam ediyor. Bu yapay çalışmaların ana ekseni şu: Her öğrenciye kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Ancak bu temelsizdir. Sadece arabayı kullanma öğretiliyor. Direnç, diyot, kondansatör, bobin, entegre nedir öğretilmeden kopya kodları entegreye yüklemeyi öğretmek fayda sağlamaz.

Japonlar, ilkokul çocuklarına önce basit devreleri kurduruyor. Bizde devre kurma becerisi üzerinde duran yok. Hazır kartlara kopya edilmiş kodları yüklemek, bunu anlamadan yapmak hiçbir patent/buluş sağlamaz.

MEB, 10 yıldır ders kitaplarını parasız veriyor. Bu kitapların çoğu bilimsellikten uzak! Öğretmenlerin tümüne yakını MEB’in verdiği kitapları yetersiz gördüğü için kullanmıyor. Başka eserleri tercih ediyor. Her yıl 150 milyondan fazla kitap dağıtılıyor. 8 ay sonra bunlar hurdaya gidiyor. Her şey özelleştirilirken ders kitapları devletleştirildi!

Asgari ücretliye de milyonere de bedava kitap verilmesi toplumu beleşçiliğe, emeksiz yaşamaya alıştırmaktadır. 30 yıl önce tüm okullara DOS ile çalışan bilgisayarlar kuruldu, 5 yıl sonra da çöpe atıldı. 2000’lerde yeniden bilgisayar dersi için sınıflar oluşturuldu. Bunlar da 2010’larda çöpe atıldı. Zira ortaokul ve liselerden temel bilgisayar dersleri kaldırıldı.Bilgisayarı iyi seviyede bilemeyen çocukların kodlama öğrenmesi bir fayda sağlamaz. Assembler, Basic, C gibi dilleri bilen öğretmenler okullara sokulmadığı için fen, matematik, teknoloji tasarım, vb. öğretmenleriyle kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Sadece arabayı kullanmayı bilen kişiler robot yapar. Ama bu aygıtın bir motoru bozulduğunda arızanın nerede olduğunu teşhis edemez. Gerçekten kodlama dillerini bilen öğretmen sayısı binde 1 seviyesindedir. Sadece 2-3 robot yaparak patent, buluş, Ar-Ge, inovasyon pencereleri açılmaz.

Siyah beyaz TV’yi, Beta videoyu, VCD’yi, DVD’yi, plazma TV’yi, LCD TV’yi, LED TV’yi aldık... Ortaya buluş çıktı mı?

200 kadar üniversitemizin bir tanesi bile yerli işletim sistemi, kodlama dili üretebildi mi? Sırbistan, İsrail, Finlandiya, İtalya gibi ülkeler fırladı gitti. Bugün her okula giren Arduino kartları 2005’te iki İtalyan mühendis üretti. Şimdi dev bir şirket oldular... Bizde devasa şirketler var ama hâlâ eğitim amaçlı bir kart üretilmedi...

Kodlama, robotik, STEM ilk önce modern mesleki teknik liselerde başlamalıdır. Milyonlarca dolarlık kaynak harcanarak her okula kodlama setlerinin alınması gaflettir. Kendini kandırmadır...”

Özetin özeti: Bu konuda herkesin söyleyecek sözü olmalıdır..."


Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/yazarla...keten-degil-ureten-bir-genclik-icin-1-2804711
 
Üniversilerde üretim yok ki. değil ki projelerle ilkokul ve ortaokullarda olsun.Önce Üniversite hocaları bilim üretsin.Sonrası zaten olur.
 
Bilişimle üretim pilot uygulaması çevrimiçi bilgilendirme seminerinde Daire Başkanı Asaf Murat KARAPINAR yer yer müjdeli açıklamalar yaptı, toplantıya katılan arkadaşlar da hatırladıkları notları paylaşabilirse iyi olur.

Seminerden aklımda kalan satır araları:

  • Bakan bütün kademelerde bilişim teknolojileri dersi olmasını istiyor. Bu şu anda bir bakanlık projesi. Saha kabullenirse kimse bunu değiştiremez.

  • Bilişimle Üretim pilot uygulaması henüz norma etki etmiyor. Genele yayılınca norma etki edecek.

  • Bir fısıltıyla BT lablarının bazıları maalesef dağıtıldı. Okul müdürleri artık BT laboratuvarı kapatamayacak, BT labından bilgisayar çıkarılmayacak. BTS bir sınıftan daha önemli. Buna müsade edilmeyecek. BT labından çıkarılan bilgisayarlar Eylül ayına kadar geri taşınacak. Bununla ilgili okul müdürlerinin bilgilendirilmesi için illere yazı gönderilmiş.

  • Fatih projesi kapsamında akıllı tahtaların kurulması gibi okullara BT sınıfları kurulacak.

  • Projeye dahil edilen okullarda 5-6-7. sınıflarda 2 saat ders zorunlu olacak. e-Okulda Bilişimle Üretim dersi olarak geçiyor ama BTY dersi içeriği uygulanıyor.

  • İlkokuldaki derse sınıf öğretmenleri girecek. Bu okullara BTR görevlendirmesi yapılabilecek.

  • Liselerle ilgili henüz bir gelişme yok.

  • Bu süreçte BTR ihtiyacı artacak bunu biliyoruz ilgili makamlara iletiyoruz.

  • YEĞİTEK proje okulları için ilgili yönetmelik maddesi gereği 249 BT öğretmeni normu teklif etti ve hayata geçti. Böyle bir maddemiz var ve bu konuda büyük bir ihtiyaç var. Çalışmalar devam ediyor her sene tekrar teklif edilecek ama sayı belli değil.

Okul müdürlerinin bilgilendirilmesi için illere gönderilen yazı:

Ekli dosyayı görüntüle 69429
Hala bunlara inananların olması ilginç. Hayalle yaşamayı sevenlere gelsin o zaman
 
sorun seçmeli dersi zorunlu seçerek çözülecek galiba. ben mi yanlış anladım.
 

Ülke elektronik çöplüğüne döndü, halen temel bilgisayar bilimleri eğitimi verilmiyor. Halen ders, bilişimle üretim, robotik, kodlama gibi seksi isimlerle, şov ve reklam şeklinde sunuluyor. Temel bilimlere(bilgisayar bilimleri de dahil buna) yatırım yapmadan üretim hayal arkadaşlar. Ortada doğru düzgün ders yok, müfredat yok, kitap yok. Üretim araçlarını tanıtsanız da bir şey çıkmaz oradan. Yaşar Özden "Bütün teknolojilerin aklı onu kullanan kişinin aklıyla sınırlıdır" diyor. Biz Fatih projesinde tabletler, Bilişimle Üretim Projesinde arduino kartlar, robotik setler dağıtarak bu işi çözeceğimizi zannediyoruz. Yine yanılıyoruz ama 10 yıl sonra ancak anlaşılır bu da. Tonlarca para, emek, zaman, enerji boşa harcanıyor. Bu ülkenin gerçekten böyle bir lüksü yok.

Ortaokuldan lise son sınıfa kadar(sözelciler hariç) doğru düzgün zorunlu ders getirsinler, işin uzmanlarına danışarak doğru düzgün bir müfredat çıkarsınlar, bunun taslağını çıkarıp öğretmenlere danışsınlar yeter. Hindistan'ın elektrik gitmeyen köylerinden dünyanın en iyi yazılımcıları, matematikçileri yetişiyor. Ara Güler "En iyi fotoğraf makinesine sahip olan en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktiloya sahip olan en güzel kitapları yazardı" diyor. İşin özünü vermiyoruz, şekilcilikten, reklamdan, şovdan öteye geçemiyoruz. Anasınıfında mbot'larla robotik/kodlama eğitimi verenler var, Allah akıl fikir versin. Ortaokulda dahi gereksiz bunlar. Son derece ciddiyetsiz ve kaynak israfı olarak görüyorum bu projeleri.

Abbas Güçlü birkaç sene önce yazmıştı bunu:

"Teknolojiyi tüketen değil üreten bir gençlik için (1)
2 Ocak 2019
Bilim ve teknoloji her şey mi?

Elbette değil.

Ama bu, dün ve bugün de çok önemliydi, yarın da öyle olacak.

Peki, bu konuda gerekeni mi yapıyoruz yoksa göz mü boyuyoruz?

Mevcut tabloyu daha iyi anlayabilmek için işte sizinle paylaşacağımız yazılardan ilki: “1500’lerde uzak kıtaların keşfi, bol hammadde sağladı. Ardından Batı’da endüstri hareketleri başladı. Hıristiyanlığın bilim üzerindeki baskısı, Protestanlık mezhebinin doğuşuyla zayıflamaya başlayınca bilimsel buluşlar ardı ardına geldi.

Buhar makinesi, matbaa, tekstil cihazları, elektrik enerjisi derken 1900’lere ulaştık.

1901’de elektronun Thomson tarafından keşfedilmesiyle elektronik cihazlar üretim sürecine dahil olmaya başladı. Lambalı devreler, diyot, transistör, entegre, mikroişlemci derken 1980’lerde kişisel bilgisayarlar sistemi kuşatmaya aldı. 2000’lerden sonra kompakt (küçültülmüş) akıllı elektronik kartlar her cihazın içine girdi. ABD, Almanya, Çin, G. Kore, Fransa, İtalya, Finlandiya, vb. ülkeler öğretim örgülerine yazılım ve entegre kodlama derslerini dahil ettiler. Türkiye, bu konuda da kopyalama, gösteriş yapma noktasının ötesine geçemedi.

- Okullardan bilgisayar dersleri yüzde 90 oranında kaldırıldı.

- 2005’ten sonra MEGEP (Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi) başlatarak meslek liselerinin ana dersleri yok edildi.

- Sendikalar, okulların yönetim düzenini altüst etti. Liyakat kenara itildi.

2018 yılı itibarıyla 81 vilayetin tümüne yakınında kodlama, robotik adı altında temelsiz çalışmalar devam ediyor. Bu yapay çalışmaların ana ekseni şu: Her öğrenciye kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Ancak bu temelsizdir. Sadece arabayı kullanma öğretiliyor. Direnç, diyot, kondansatör, bobin, entegre nedir öğretilmeden kopya kodları entegreye yüklemeyi öğretmek fayda sağlamaz.

Japonlar, ilkokul çocuklarına önce basit devreleri kurduruyor. Bizde devre kurma becerisi üzerinde duran yok. Hazır kartlara kopya edilmiş kodları yüklemek, bunu anlamadan yapmak hiçbir patent/buluş sağlamaz.

MEB, 10 yıldır ders kitaplarını parasız veriyor. Bu kitapların çoğu bilimsellikten uzak! Öğretmenlerin tümüne yakını MEB’in verdiği kitapları yetersiz gördüğü için kullanmıyor. Başka eserleri tercih ediyor. Her yıl 150 milyondan fazla kitap dağıtılıyor. 8 ay sonra bunlar hurdaya gidiyor. Her şey özelleştirilirken ders kitapları devletleştirildi!

Asgari ücretliye de milyonere de bedava kitap verilmesi toplumu beleşçiliğe, emeksiz yaşamaya alıştırmaktadır. 30 yıl önce tüm okullara DOS ile çalışan bilgisayarlar kuruldu, 5 yıl sonra da çöpe atıldı. 2000’lerde yeniden bilgisayar dersi için sınıflar oluşturuldu. Bunlar da 2010’larda çöpe atıldı. Zira ortaokul ve liselerden temel bilgisayar dersleri kaldırıldı.Bilgisayarı iyi seviyede bilemeyen çocukların kodlama öğrenmesi bir fayda sağlamaz. Assembler, Basic, C gibi dilleri bilen öğretmenler okullara sokulmadığı için fen, matematik, teknoloji tasarım, vb. öğretmenleriyle kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Sadece arabayı kullanmayı bilen kişiler robot yapar. Ama bu aygıtın bir motoru bozulduğunda arızanın nerede olduğunu teşhis edemez. Gerçekten kodlama dillerini bilen öğretmen sayısı binde 1 seviyesindedir. Sadece 2-3 robot yaparak patent, buluş, Ar-Ge, inovasyon pencereleri açılmaz.

Siyah beyaz TV’yi, Beta videoyu, VCD’yi, DVD’yi, plazma TV’yi, LCD TV’yi, LED TV’yi aldık... Ortaya buluş çıktı mı?

200 kadar üniversitemizin bir tanesi bile yerli işletim sistemi, kodlama dili üretebildi mi? Sırbistan, İsrail, Finlandiya, İtalya gibi ülkeler fırladı gitti. Bugün her okula giren Arduino kartları 2005’te iki İtalyan mühendis üretti. Şimdi dev bir şirket oldular... Bizde devasa şirketler var ama hâlâ eğitim amaçlı bir kart üretilmedi...

Kodlama, robotik, STEM ilk önce modern mesleki teknik liselerde başlamalıdır. Milyonlarca dolarlık kaynak harcanarak her okula kodlama setlerinin alınması gaflettir. Kendini kandırmadır...”

Özetin özeti: Bu konuda herkesin söyleyecek sözü olmalıdır..."


Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/yazarla...keten-degil-ureten-bir-genclik-icin-1-2804711

hocam bizim branşdaşların yarısı ofis derslerini gereksiz görüyor, ama ben klavyeyi en güzel wordde öğretirim, bir şey öğretirken başka bir şeye ihtiyacın varsa önce o ihtiyacın olanı anlatacaksın. yani kodlamada kod yazdıracaksan çocuğu bu çocuk önce klavyeyi tanıyacak, ama bizim arkadaşlar bıkmışlar ofisten wordü göstermekten eriniyor. yoksa bilmemekten değil, ama sen başka yolla klavyeyi öğretiyorsan çocuğa amenna, word gösterme, not defterinde yazdır.
 
Bugün Yeğitek Daire Başkanının proje ile ilgili açıklamalarından sonra ümitlerim çok azaldı. Çünkü 5300 okulda proje uygulanacak ama norma herhangi bir etki yapmayacak, 2,3,4 proje uygulanacak ama bt normu yok, btr görevlendirme şeklinde olacak. 2022-2023 zorunlu olacak mı diye soruldu,cevap belli değil. Yani proje tüm Turkiyede zorunlu olduktan sonra norm kadro verilecek. Niye norm verilmiyor diye sorulduğunda daire başkanı hemen Maliye Bakanı hesaplama yapmaya başladı, şu kadar öğretmen kadrosu demek diye cevapladı. Proje kapsamında okullara bilgisayar beklemeyin dedi, bütçe imkanları elvermiyormuş. Yani bu projeyi bakanın haricinde isteyen yok. Ben ümitliydim projeden ancak bugün yapılan çevrimiçi bilgilendirmeden sonra hiç umudum kalmadı. Ne zaman zorunlu oldu o zaman inanırım diyen arkadaşların arasına katıldım
 
hocam bizim branşdaşların yarısı ofis derslerini gereksiz görüyor, ama ben klavyeyi en güzel wordde öğretirim, bir şey öğretirken başka bir şeye ihtiyacın varsa önce o ihtiyacın olanı anlatacaksın. yani kodlamada kod yazdıracaksan çocuğu bu çocuk önce klavyeyi tanıyacak, ama bizim arkadaşlar bıkmışlar ofisten wordü göstermekten eriniyor. yoksa bilmemekten değil, ama sen başka yolla klavyeyi öğretiyorsan çocuğa amenna, word gösterme, not defterinde yazdır.

katılıyorum, önce bilgisayar okur yazarı yapmak lazım, office , klavye hatta basit resim düzenlemeleri için paint, mail gönderme adabı bence 1 dönem bol uygulama ile öğretilmeli. C' de program yazan çocuğa istiklâl yazınca, hocam 4 yıldır c' de program yazarım bu şapkalı a nasıl yapılır yeni öğrendim demişti.
 
katılıyorum, önce bilgisayar okur yazarı yapmak lazım, office , klavye hatta basit resim düzenlemeleri için paint, mail gönderme adabı bence 1 dönem bol uygulama ile öğretilmeli. C' de program yazan çocuğa istiklâl yazınca, hocam 4 yıldır c' de program yazarım bu şapkalı a nasıl yapılır yeni öğrendim demişti.
Peki onu öğrenmesi için harcadığı vakit bir saniye iken, bunu müfredata koymaya gerek var mı? Hatta biraz daha açayım. Bu bilgi için öğretmene ihtiyacı var mı? Net olarak diyebilirim ki, yok. Bilgisayar okur yazarlığını sınıf öğretmeni öğretir, bilgisayar bilimleri bizim işimiz olmalı.

Ha yok, bu çok önemli, bizim alan bunları öğretmeli derseniz, açık ve net, bakanlığa baskı kurar, bu kadar gereksiz işler için kontenjana gerek yok diye ben propaganda yaparım.

Alanımızı bu kadar basite indirgemeyin rica ediyorum.
 
Bence en güzel yönlerinden biri de 7.sınıflarda derslerimizin zorunlu olacak olması.. Daire Başkanı kendi belirtti ve bu durumun norma etkisi olacağını belirtti. Bence güzel bir haber. Hem bizim yerimizi koruma, hem tayin durumu hem de yeni atanacak genç meslektaşlarımız için..
 
Öncelikle toplantı hakkındaki eleştirilerim;
1- Bilişim Teknolojileriyle ilgili bir toplantıda neden önce şube müdürleri toplantı yapar? Eğer bilişimle alakası olmayanların fikirlerini alacaksanız, bize ne diye anlatıyorsunuz bunu? Kendi aranızda kek yiyerek karar alıyorsunuz, sonra bize anlatıyorsunuz. Önce bizimle konuşulmalıydı. Bizim fikirlerimizi alan olmadan şube müdürleri toplantı yapıyor.
2- Eğer mevzu bahis bt dersleri ise, toplantı neden btr'ler ile yapılıyor?
3- Dersler gelecekse, btr sayısı nasıl artıyor? Btr sayısı artıyorsa, bt dersleri niye artıyor? Bu ikisi ters orantılı. Btr denilen garabet var çünkü ders yok. Ders artacaksa btr nasıl artar o zaman?

Şimdi de diğer sorunlar;
1- Dersimiz yokken iha üretiyorsak, dersimiz geldiğinde jet motoru mu üreteceğiz öğrencilerle?
2- Doğru dürüst programlama dersi görmeyen öğrenciler robot üretebiliyorsa, 12 yıl boyunca, haftalık 5-6 saatlik zorunlu, 2 saatlik seçmeli türkçe/edebiyat gören öğrenciler neden kitap yazmıyor?
3- Ders olmadan bile bir şeyler üretilebiliyorsa, öğretmenlere neden maaş veriliyor? Okullar neden var?
4- Eğer üretim bir tek bt öğretmenlerinin işiyse, diğer dersler tam olarak hangi sebeplerden ötürü işleniyor? Okulların nihai amacı da üretimi arttırmak değil midir? Bir tek biz üretiyorsak, diğer branşlar ne için var?
5- 2 saat bilişimle her şeyi üretebiliyorsa öğrenciler, kimya dersi gören öğrenciler neden aşı üretmiyor?
6- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, biyoloji dersi alan öğrenciler neden tıp okuyor?
7- 2 saatlik bilişimle öğrenciler iha üretebiliyorsa, müzik dersi alan öğrenciler neden sanatçı olmuyor?

evet, bu sorular uzar gider. Bizim alanımız resmen reklam panosu gibi kullanılıyor. O da dert değil de, ciddi ciddi 2 saat ders ile çocukların uçak motoru yapacağını sanmalarını sindiremiyorum. Bir tane aklı başında eğitimci bile bunu eğitim diye kabul edemez. Bu, tamamen reklam işine dönmüş.
Hocam işin başında zaten ehil kişiler olsa programlama işini robotik olarak algılamalazlar. Evet belki robotik işi somutlaştırıyor ama ne hikmetse programlama=robot programlama oldu. Ülke hazır robot çöplüğüne döndü. 5. Sınıf öğrencisine Arduino ile ders yapılmasına kesinlikle karşıyım.
Programlama felsefedir robotik değildir. Döngünün mantığını anlamayan öğrenci Arduino kartı hazır kodlarla dans ettiriyor.
 
Peki onu öğrenmesi için harcadığı vakit bir saniye iken, bunu müfredata koymaya gerek var mı? Hatta biraz daha açayım. Bu bilgi için öğretmene ihtiyacı var mı? Net olarak diyebilirim ki, yok. Bilgisayar okur yazarlığını sınıf öğretmeni öğretir, bilgisayar bilimleri bizim işimiz olmalı.

Ha yok, bu çok önemli, bizim alan bunları öğretmeli derseniz, açık ve net, bakanlığa baskı kurar, bu kadar gereksiz işler için kontenjana gerek yok diye ben propaganda yaparım.

Alanımızı bu kadar basite indirgemeyin rica ediyorum.

Kısmen katılıyorum ama olayı abartarak yorumlamışsınız, tabi ki bu olay 1 dk lık iş, ben bunu 1 hafta işleyelim demiyorum. Klavye üzerindeki tuşları anlatmazsak o çocuk bunu araştırıp kendi bulmuyor işte. Ha siz bunları sınıf öğretmeni anlatsın derseniz onların bir çoğu ayrı bir facia zaten, nasıl bir yerde çalışıyorsunuz bilmiyorum ama mail alıp gönderebilen, excelde istediği tabloyu veya hesaplamayı oluşturan, doğru dürüst sunu hazırlayabilen (slayta bütün paragrafı yapıştırmadan) yani temel bilgisayar becerilerini kazanmış öğretmen sayısı %20 yi geçmez bence.
 
Geri
Üst