Evli her iki öğretmeninde bilgisayar öğretmeni olanların, işleri çok daha zor. Bilgisayar öğretmenlerinin en büyük problemlerinden biri eve iş taşımaları.
Okulda kendilerine uygun bir çalışma ortamı olmaması.
Bilgisayar Öğretmeninin hızla gelişen bilişim teknolojileri karşısında yeni bir şeyler öğrenmeye çalışması.
Okuldaki angarya işler, bitmek bilmeyen, ardı arkası kesilmeyen saçma sapan sorular.
Herkesin kendi görevi olan, ama içinde bilgisayar var ise bilgisayar öğretmeninin göreviymiş gibi göstermesi.
Yeri gelince bilgisayar öğretmeni fotoğrafçı, yer geliyor bir hizmetli, yeri geliyor memur, yeri geliyor veri hazırlama kontrol işletmeni, yeri geliyor bir müdür yardımcısı vs şekilde kullanılmaya çalışılıyor.
Bilgisayar öğretmeninin kendisini yetiştirebilmesi yeterli zamanı yok. Bu zaman darlığı, bilişim alanında her dalda oynamaya çalışması. Ben diyorum ki her zaman herşeyi bilen aslında hiçbirşey bilmeyendir. Yani şunu söylüyorum, bilişim teknolojileri alanında yeni meslek tanımlamalarına ihtiyaç var. Web tasarımcısı ayrı, Donımcısı ayrı, Veritabancısı ayrı, Ağ İşletmeni ayrı olması lazım. İşinin uzmanı olmayandan bana göre doğru düzgün fayda gelmez.
Bugün her akşam eve gidince, Flash, Fireworks, Photoshop, Dreamweaver da birşeyler yapmak için uğraşıyorsak annemizi, babamızı, çocuğumuzu, eşimizi ihmal ediyoruz. Bu ihmallerin sonucunda birçok ailede ciddi psikolojik tranvaların oluştuğunu biliyorum. Bu izlenimlerimi, bu meslekte ki eşimden dostumdan görüyorum. En çok sorunları yaşayanlar, her ikiside bilgisayar öğretmeni olan eşler. Öğle psikolojik tranvalarla karşı karşıyalarki, bu tranvalar yaş ilerledikçe, bilişime sürekli kafa patlatanlar için hiç iyi değil. Birde mesai kavramı düşünülecek olursa bu hiçte iyi değil.
Diğer taraftan Meslek Liselerindeki Bilgisayar Öğretmenlerinin durumları dahada kötü. Meslek liselerinde günde 10 ders saati var. Buradaki öğretmenin haftada 40 ders saati derse girmesi zorunlu.
Birçok meslek lisesinde bilgisayar öğretmenleri haftada 35-40 saat derse giriyor. En ez derse girenler 30 saat civarı derse giriyorlar, onlarda bölüm şefi veya atölye ve lab. şefi. Ama bu görevlerde altında kalkılır gibi değil. Gerçekten ciddi sorumluluklar istiyor.
Bundan başka en fazla hizmet içi eğitimlere çağrılan öğretmenlerde bilgisayar öğretmenleri. Hafta içi akşama kadar okulda ders veren öğretmenlere, iller akşamları ve hafta sonları zorunlu hizmetiçi eğitimler düzenliyorlar. Bu eğitimler mesai saatleri dışında zorunlu olarak düzenlendiği için bilgisayar öğretmeni için ciddi handikap oluşturuyor.
En acı tarafıda şudur ki önümüzdeki ay, Web Tabanlı İçerik Geliştirme Kursu var. Bu kursu verecek kişiler iddaa ediyorum benim kadar bu kursta kullanılan programları bilmiyorlar. Ama ne hikmetse, benim onlara vermem gereken kursu, onlar bana verecekler. Bu nasıl olacaksa. Bu kişiler eğitici formatör ama, bulundukları yerde eğiticilikten başka her işi yapıyorlar. Asıl işleri hizmetiçi eğitimler düzenleyip, bu kurslarda ders vermek olan bu öğretmenler, maalesefki koltuklarını sağlama almak, bulundukları mekana sıkı sıkıya sarılmak için görevleri olmayan, bir şekilde birilerine yaranmak için, üstlerinin bilgisayarlarına tamir etmek, çoluk çocuğunun bilgisayarlarına oyun yüklemek, evlere teknik servislik yapmaya gitmek vs işleri fütursuzca yapıyorlar.
Tabi oradaki üstleride bunları bir fırsat bilip, her işi eğiticilere yaptırıyorlar. İşin en ilginç yanı bu kişiler bilgisayar öğretmeni bile değil. Eğiticilik, sınavını geçebilen öğretmenlerde değil. Bir şekilde oralarda görevlendirilmiş, artık oralara kök salmışlar.
İzlenimlerim şunlarki, sınavı kazanmış birçok bilgisayar öğretmeni bu yukarıdaki bahsettiğim durumlardan dolayı görevlerinden istifa edip okullarına geri döndüler. Çünkü eğiticilik işide her köşeye köfteci açılır gibi yine güzel ülkemde birçok kişi tarafında suistimal edildi.
Bilişim Teknolojilerinde çok fazla suistimal var. Bundan dolayıdır ki acilen branşlaşmaya gidilmeli, herkesin uzmanlık alanı belirlenmelidir. Herşeyden anlayan Bilişim Teknolojileri Öğretmeninden hiçbir fayda gelmez.
Nasıl ki bir Türkçe Öğretmeni bugün Edebiyat derslerine girmiyorsa, Edebiyat Öğretmeni de Türkçe Derslerine girmiyor.