Açık kaynak kodlu yazılım dönüşümü başladı

Kodla Büyü

alpaygunes

Süper Üye
Süper Üye
Mesajlar
1,846

IMG-20230729-WA0000.jpg
 
Son düzenleme:
çok geç kalınmış bir karar bence. şimdiye kadar Linux'a geçişlerin tüm kamu kurumlarında olması gerekirdi. devletin windows için harcadığı milyonlarca lira cebimizde kalırdı.
Yıllardır linux kullanıyorum. Hiçbir eksiğini görmedim. Aksine virüs derdi de format derdi de yok.
 
Hocam şimdi Milli eğitim bu konuda ne yapacağını dönüşüm ofisine bildirecek ondan sonrada muhtemelen tüm ET leri parduse dönüştürün diyecekler galiba ne dersiniz
 
Hocam şimdi Milli eğitim bu konuda ne yapacağını dönüşüm ofisine bildirecek ondan sonrada muhtemelen tüm ET leri parduse dönüştürün diyecekler galiba ne dersiniz

ET'lerin tartışması olmaz zaten.
İdari PC lerin durumu tatışmalı.

PC'lerin (özel durumlar hariç: optik okuyucu yazılımları, Meslek lisesindeki bazı yazılımlar, Personel takip yazılımları vb. ) %99'u dönüşüm için uygun bence. Kullanıcıların değişim için motive edilmesi lazım :))))
 
Meslek liselerindeki ders icerikleri linux kullanımına uygun değil.
İdarede de yazıcı vb tanıtma ve paylaşım işlerinde sorunlar yaşanabilir. Kullanıcı motivasyonu olmazsa bilişimcilere çok iş yükü düşer.
 
zor iş. hepimiz Windows'a alıştık, üniversitede de Windows öğrendik, yıllardır da Windows kullanıyoruz. öğretmenler de alıştı. Pardus'a geçersek bir süre bocalariz gibime geliyor. şimdi bir arıza olduğunda tecrübemizle hemen çözüyoruz. peki ya Pardus olursa? tecrübe kazanmamız yıllar alır. internette Windows kadar yeterli kaynak da yok. umarım zorlamazlar.
 
zor iş. hepimiz Windows'a alıştık, üniversitede de Windows öğrendik, yıllardır da Windows kullanıyoruz. öğretmenler de alıştı. Pardus'a geçersek bir süre bocalariz gibime geliyor. şimdi bir arıza olduğunda tecrübemizle hemen çözüyoruz. peki ya Pardus olursa? tecrübe kazanmamız yıllar alır. internette Windows kadar yeterli kaynak da yok. umarım zorlamazlar.
Evet doğru. Linux ta çoğu bilisimci bile acemi olacak. Öğrenmek isteyen çabalayıp öğrenir mutlaka ama ya isteksiz olanlar. O yüzden motivasyon olmadan yukarıdan emirle bu iş zor yürür
 
Bu hafta Hizmetiçi eğitime katıldım. Eğitim veren arkadaş okullara bir iki ay içinden yazı geleceğini tüm tahtaların pardusa geçilmesi istenecegini söyledi.
 
Uygulanamayacak bir karar. İnsanların alışkanlıklarını değiştirmesi çok zor. Linux işletim sistemi bilmek yeterli değil. Yardımcı programların da eğitimi gerekiyor.
 
Meslek liselerindeki ders icerikleri linux kullanımına uygun değil.
İdarede de yazıcı vb tanıtma ve paylaşım işlerinde sorunlar yaşanabilir. Kullanıcı motivasyonu olmazsa bilişimcilere çok iş yükü düşer.
Kesinlik katılıyorum. Ofis uygulamaları dersi ms office üzerinden planlanır, grafik animasyon dersi adobe uygulamaları üzerinden planlanır, bilgisayarlı tasarım uygulamaları dersi autodesk ürünleri üzerinden planlanır, web uygulamalarında 2. dönemi her ne kadar açık kaynak olsa da yine bir ms ürünü olan .net üzerinden planlanır... Kağıt üzerinde bunların hiçbirinin resmi adı/markası geçmez ama içerik bariz bir şekilde bunları temel alır. Sonra da açık kaynak kullanılsın derler :)

Keşke, keşke kullanılsa, sahiplenilse.. Biz herkesten çok istiyoruz. Eğer ki içerikler kapalı kaynak yazılımları baz almasaydı, idareciler ve öğretmenler bırakın açık kaynak yazılımlara geçmeyi bir ofis versiyonunu güncelleseniz "ayy bu çok değişik ben bunu kullanamam" havalarına girmeyecek olsalardı yıllardır okulda bir tek windows makine bırakmazdım.

Şimdi diyeceksiniz hocam hepsinin alternatifi var. Tabi ki hepsinin alternatifi var fakat referans konumundaki kaynakların içeriği değişmedikçe problem çözülmüyor. Birlik sağlanamıyor ve özellikle nakillerde öğrenci gittiği yerde büyük sıkıntı yaşıyor. Bu yüzden öncelikle meslek lisesi ders içerikleri açık kaynak yazılımlar baz alınarak güncellenmelidir.
 
yazılımlar isteseniz de istemeseniz de standartlaşmış durumda, bir adobe'un yazılımları yerine koyabileceğiniz ve iş hayatında kullanabileceğiniz programlar gimp, inkscape vs. değildir. yada sınıf kontrol yazılımı olarak kimin desteklediği belli olmayan, geliştiricisinin kafasına eserse güncelleyeceği uygulamalar değildir. yada fusion 360 yerine opencad'i bir yere kadar götürebilirsiniz. bu bahsettiklerim atölye bilgisayarları için geçerli.

idari bilgisayarlarda ise ders dağıtım, ek ders, 3308, kütüphane, sorumluluk sınav programları vs. gibi programlara paralar harcanıyor. Bunun yerine bakanlığın görevlendireceği yazılımcılar hayli hayli açık kaynak kodlu yazılımı geliştirip kamunun boşuna para harcamasına mani olabilir, bu yönüyle bir gelişme sağlanabilir.
 
Öyle de bir değişir ki. Yalnız yazıcı sürücüleri ile çok sorun yaşayacağız.
 
Eskiden kurdum kullandım.Son 3 senedir akıllı tahtada kullanıyorum.Ya artık bıktık bu windowstan vallahi geçilsin.GTX 750 ti, 16 gb ram, i7 işlemcili makinede photoshop 2023 zor çalışıyor uyarı veriyor.Hemen geçilsin ne güzel işletim sistemi bedava.
Uzunca bir süre macbook ve mac mini kullandım çeşitli osx sürümlerini kullandım.Bu windows hep Apple taklit ediyor
 
Son düzenleme:
Görende çok acayip duyarlılar filan sanacak, sen önce adam gibi bir ders dağıtım programı yap, kelebek oturma düzeni ayarlayan programı yap, analizi yapan optik okuyucu programı yap, okullara dağıt, okullar bunları ücretsiz bi kullansın. Bak bunlar standart işler, bi sürü para veriliyor okullarda bu yazılımlara.

Koca milli eğitimin doğru dürüst ders dağıtımı yapan programı yok daha.
 
Bu yazı okulları çok ırgalamıyor. Okulların ne parası var ki ne yazılım alsınlar. Şimdiye kadar para harcadıklarını gördüğüm tek şey progmatik ve bilsa oldu. Onda da kaçak yakalandıkları için fatura kesildi, ödemek zorunda kaldılar. Okulların geri kalan yazılım ihtiyacı os(windows'a para veren okul görmedim, okulların %99'u kaçak kullanıyor), dys(meb'in kendi ürünü), antivirüsler, adobe yazılımları vs.(bedava versiyonları veya korsan versiyonları kullanılıyor), ders dağıtım(ücretsiz veya limitli sürümleri ile bir şekilde idare ediliyor) falan filan. Eğitim sırasında kullandığınız tüm ürünleri yazılım şirketleri kendi ekosistemleri dışına çıkılmasın diye ya bedava sağlıyor, ya korsan kullanılmasına göz yumuluyor.

Kısacası okullarda bir yazılıma harcama yapıldıysa bile, bu harcamalar bakanlıklar bünyesinde, hastanelerde ve tahmin edemediğim tonla kamu kuruluşunda yapılan harcamaların yanında devede kulak değil. Kamu'daki sunucuların %80'inden fazlasında MS Server kullanılıyor. Devlete bağlı kuruluşların, e-devletin, hastanelerin vs. tümünde oracle db kullanılıyor. Bunların hepsi lisanslı yazılım. Yanlışım varsa doğrultun lütfen. Ve bu yazılımlar kullanılsın diye ne pislikler döndü. Abd'de Oracle firmasına Türkiye'de rüşvet verdiği için tonla ceza kesildi de, tr'de bakanlıklar seviyesinde o rüşvetleri alanlara bir tek soruşturma açılmadı. Sağlık bakanlığı başta olmak üzere çoğu bakanlıkta yazılım ürünlerinde dönen rüşvetin haddi hesabı yok.

Tabii bakanlıkların, başkanlıkların, genel müdürlüklerin vs. Microsoft, Oracle gibi tekelci firmaların ürünlerini kullanmasının tek sebebi rüşvet değil. En önemli sebebi bu ama tek sebebi değil. Kamu mühendislerinden duyduğum kadarıyla, kurum müdürleri sistem aksayıp tıksırırsa suçu kendi üstünden atabilmek, karşısında bir muhatap bulabilmek, teknik problem sırasında üst makamları bu firmalara yönlendirmek vs. için hiçbiri risk almıyormuş. Teknik bir arıza yaşandığında "Oracle/Microsoft firmasını aradık, yazılımsal bir sorun varmış, gelip düzelteceklermiş" deyip geçiyormuş. Kurumun kendi mühendisi insiyatif kullanıp linux kursa, üst makamlara ne diyecek? "Bu müdür de kurumu iyi idare edemiyor mu ne!" derler, aynı gün görevden bile alınabilir.

Yani kurumun kendi mühendisi sunucu olarak lisanslı ms server kurmak yerine, linux kurmayı öneriyor, her türlü sorumluluğu kabul ediyor ama kurum müdürü "bir şey olursa bu insiyatifi aldığım için suçlu ben olurum" diyerek reddediyor. Atıyorum gelir idaresi vergi sorgulama sunucu gibi bir sunucu çöktüğünde, hemen Microsoft TR'yi arayıp teknik hizmet istiyorlar. Üstlerine de "teknik sorun var, firma ilgileniyor" diyorlar. Bir de bunun için kol gibi fatura ödüyorlar(biz ödüyoruz yani).

Red Hat Linux'u duydunuz mu bilmiyorum. Red Hat Linux'un kendisi ücretsizdi ama Red Hat firması eğitim, teknik destek hizmetleri vermek üzerine kurulmuş bir iş modeline sahipti. Sonunda 2018 yılında IBM 34 Milyar dolara Red Hat'ı satın aldı. Atıyorum 2500 bilgisayarlık bir tıp merkezini tamamen Linux'a geçiriyor, doktordan IT personeline kadar hepsine gerekli seviyelerde eğitim veriyorlar, ağ kurulumlarını yapıyorlar, gerekli yazılım desteğini sağlıyorlar vs. Var bunun örnekleri. Hatta Berlin belediyesi, Münih belediyesi tüm bilgisayarlarını Linux'a geçirdi. Yapılamaz değil ama tr'de böyle bir destek verecek güçlü bir firma yok. Bunun da etkisi var kısacası.

Sonuç olarak okullar bu konuda son derece naif kalıyor. Okulların bir alım gücü de yok zaten. Yazılıma veya yazılım desteğine ayrılmış bir bütçeleri de yok. Dijital Dönüşüm Ofisinin bu yazısı size yazılmamış arkadaşlar. Emin olun. Tabii bu open source tarafına geçmeyin anlamına gelmiyor. Geçin elbette. Mutlaka geçin. Sızlanmayı bırakın ve geçin. Çünkü bu tekelci firmalara karşı yapabileceğiniz en iyi şey budur.

Eğer bugün Linux olmasaydı, inanın microsoft okullarda windows'un korsan kullanılmasına da, evinizdeki pc'ye korsan windows yüklemenize de müsaade etmezdi. Telif hakkı davalarıyla boğuşur dururdunuz. Linux ve open source dünyası sırf bu yüzden bile desteklenmeyi hak ediyor. Ama zaten harika bir işletim sistemi olduğu için kullanmalısınız. Harika bir ekosistem olduğu için öğrencilerinize de öğretmelisiniz.

Gelelim asıl mevzuya:
Dijital dönüşüm ofisinin yazısından anlaşıldığı üzere, bütün olay yazılıma daha az para vermek, bedava yazılım kullanmak. Amaç bu olduğu sürece bu dönüşümü gerçekleştirmek imkansız. Ki özgür yazılım/open source yazılım, ücretsiz yazılım demek de değil zaten. Her şeyden önce bir yazılımın kapalı kaynak olması, verimsizdir, ahlaksızcadır. AB belli bir süreden sonra tüm yazılım ve donanımın open source olması gerektiği konusunda yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Çünkü mesela iphone 11'iniz var diyelim. Son bir veya iki güncellemeniz kaldı anlamına geliyor bu. Apple iphone 11'ler için desteği kestiğinde, bir süre sonra insanlar (bilhassa iphone ucuz olduğu için gelişmiş ülke vatandaşları) kimi güvenlik gerekçesiyle kimi başka gerekçelerle o telefonu atıp yenisini alıyor. Madencilikten başlayarak o cihazın üretim sürecinin ve atık halinin doğaya ne kadar karbon saldığını bir düşünün isterseniz. Ama o cihaz open source olsaydı, Android(yani bir linux) o cihaza portlanabilirdi veya open source community'ler cihazın güvenlik açıkları varsa güncelleme yayınlayabilirdi. Cihazın özellikleri, ram'i, cpu'su vs. halen iyiyken, çöpe gitmek zorunda kalıyor. Sırf firma open source olmadığı için. Buna benzer tonla örnek verilebilir. Macbook'larda da aynı sorun var, MS ürünlerinde/yazılımlarında da aynı sorun var vs. Yani kapalı yazılım ve donanım ahlaksızcadır. Rekabeti yok eder. Sizin o yazılım veya donanım üzerindeki haklarınızı gasp eder. O ürünün daha iyisinin yapılabilmesinin önünü keser. Sizi kendine muhtaç eder. Sonunda sizi köle eder.

Kısacası open source yazılımın ne demek olduğunu, yazılımın neden özgür olması gerektiğini, bir yazılımı satın aldığınızda size kaynak kodunun da neden verilmesi gerektiğini anlamadığınız sürece, amacınız da bu bilinci aşılamak olmadığı sürece dilediğiniz kadar sağa sola resmi yazı yağdırın. Herkes bir bahane bulur. Başlıkta da görüyoruz zaten bunu; bilgi/beceri açısından bahane üretmesi gereken son grup olan bt öğretmenleri bile bahane jeneratörü gibi çalışmaya başlamış. Argümanları da kaynak yetersizliği, müfredat.

Gözünüzü seveyim arkadaşlar yapmayın. İnternette bu kadar kaynak bolluğu varken, hangi open source yazılım geliştirme aracı/platformu/programlama dili için kaynak bulamıyorsunuz? "Sektörde Winzort ekosistemine yazılımcı ihtiyacı var" deyin anlarım. Hatta "tembelim, şu saatten sonra .net yerine laravel falan öğretemem" deyin, "bu maaşa ancak bu kadar, uğraşamam" deyin. Hepsini anlarım. Ayıp değil bunlar. Ama "kaynak yok, müfredat değişsin önce" falan demeyin. Yetkinliğinizi sorgularım o zaman. Nesne yönelimli programlamayı C# yerine Java/Python/Js vs. ile de anlatabilirsiniz. Server side programlamayı asp.net yerine php ile de anlatabilirsiniz. MSSQL/Access yerine PostgreSQL veya MariaDB de kullanabilirsiniz. MS Office Excel yerine Libre Office Calc de kullanabilirsiniz vs. vs. Alternatifi yetersiz mi, yettiği kadar öğretirsiniz, işin temellerini öğretirsiniz. Photoshop'un yaptığı neyi yapamıyor Gimp ve siz o özelliği ne kadar kullanıyorsunuz? Adım gibi eminim Photoshop'un yapabildiğinin %90'lık kısmını gimp ile de yaparsınız. Ayrıca mesele biraz da bu işin temelleri. Programlama öğretiyorsanız temellerini anlatmak gerekmiyor mu? Tasarım anlatıyorsanız renk teorisi, kompozisyon gibi işin temellerini anlatmadan photoshop neye yarar?

Açıkçası tam da bu yüzden, yani open source'un harika bir şey olması ve eğitim için fazlasıyla yeterli olması dolayısıyla open source araçlara geçmelisiniz. Cb dijital dönüşüm ofisi biraz tasarruf etmek istediği için değil. Ki zaten yukarıda bahsettiğim üzere, tasarruf etmek istedikleri kurumlar da yazılım için hiçbir bütçesi olmayan okullar değil.
 
Son düzenleme:
Bakanlığın e-okul server ları ve e-okulun veri tabani yazılımları açık kaynakli mi değilse de açık kaynağa dönüşecek mi.
 
Sonuç olarak okullar bu konuda son derece naif kalıyor. Okulların bir alım gücü de yok zaten. Yazılıma veya yazılım desteğine ayrılmış bir bütçeleri de yok. Dijital Dönüşüm Ofisinin bu yazısı size yazılmamış arkadaşlar. Emin olun. Tabii bu open source tarafına geçmeyin anlamına gelmiyor. Geçin elbette. Mutlaka geçin. Sızlanmayı bırakın ve geçin. Çünkü bu tekelci firmalara karşı yapabileceğiniz en iyi şey budur.

Eğer bugün Linux olmasaydı, inanın microsoft okullarda windows'un korsan kullanılmasına da, evinizdeki pc'ye korsan windows yüklemenize de müsaade etmezdi. Telif hakkı davalarıyla boğuşur dururdunuz. Linux ve open source dünyası sırf bu yüzden bile desteklenmeyi hak ediyor. Ama zaten harika bir işletim sistemi olduğu için kullanmalısınız. Harika bir ekosistem olduğu için öğrencilerinize de öğretmelisiniz.
Korsan kullanıma bile isteye izin verildiğini çok uzun yıllardır savunur ve anlatırdım ama linux'un bu işteki rolünü hiç düşünmemiştim hocam. Güzel analiz teşekkür.
Okulların yazılımda açık kaynağa geçişi konusunda da tamamen haklısınız. Ne alıyorlar ki ya da bütçeleri ne ki açık kaynağa geçelim diye bir strateji belirleyecekler.
Bireysel olarak -en azından öğrencilerin dikkatini çekmek adına- biz en az bir cihazımızda linux kullansak, ufak da olsa birkaç öğrencinin bakış açısını genişletebiliriz. Android'in çekirdeğinin de linux olduğunu arada bir etkileşimde olduğumuz öğrencilerimize desek de fena olmaz sanki:)
 
Bu yazı okulları çok ırgalamıyor. Okulların ne parası var ki ne yazılım alsınlar. Şimdiye kadar para harcadıklarını gördüğüm tek şey progmatik ve bilsa oldu. Onda da kaçak yakalandıkları için fatura kesildi, ödemek zorunda kaldılar. Okulların geri kalan yazılım ihtiyacı os(windows'a para veren okul görmedim, okulların %99'u kaçak kullanıyor), dys(meb'in kendi ürünü), antivirüsler, adobe yazılımları vs.(bedava versiyonları veya korsan versiyonları kullanılıyor), ders dağıtım(ücretsiz veya limitli sürümleri ile bir şekilde idare ediliyor) falan filan. Eğitim sırasında kullandığınız tüm ürünleri yazılım şirketleri kendi ekosistemleri dışına çıkılmasın diye ya bedava sağlıyor, ya korsan kullanılmasına göz yumuluyor.

Kısacası okullarda bir yazılıma harcama yapıldıysa bile, bu harcamalar bakanlıklar bünyesinde, hastanelerde ve tahmin edemediğim tonla kamu kuruluşunda yapılan harcamaların yanında devede kulak değil. Kamu'daki sunucuların %80'inden fazlasında MS Server kullanılıyor. Devlete bağlı kuruluşların, e-devletin, hastanelerin vs. tümünde oracle db kullanılıyor. Bunların hepsi lisanslı yazılım. Yanlışım varsa doğrultun lütfen. Ve bu yazılımlar kullanılsın diye ne pislikler döndü. Abd'de Oracle firmasına Türkiye'de rüşvet verdiği için tonla ceza kesildi de, tr'de bakanlıklar seviyesinde o rüşvetleri alanlara bir tek soruşturma açılmadı. Sağlık bakanlığı başta olmak üzere çoğu bakanlıkta yazılım ürünlerinde dönen rüşvetin haddi hesabı yok.

Tabii bakanlıkların, başkanlıkların, genel müdürlüklerin vs. Microsoft, Oracle gibi tekelci firmaların ürünlerini kullanmasının tek sebebi rüşvet değil. En önemli sebebi bu ama tek sebebi değil. Kamu mühendislerinden duyduğum kadarıyla, kurum müdürleri sistem aksayıp tıksırırsa suçu kendi üstünden atabilmek, karşısında bir muhatap bulabilmek, teknik problem sırasında üst makamları bu firmalara yönlendirmek vs. için hiçbiri risk almıyormuş. Teknik bir arıza yaşandığında "Oracle/Microsoft firmasını aradık, yazılımsal bir sorun varmış, gelip düzelteceklermiş" deyip geçiyormuş. Kurumun kendi mühendisi insiyatif kullanıp linux kursa, üst makamlara ne diyecek? "Bu müdür de kurumu iyi idare edemiyor mu ne!" derler, aynı gün görevden bile alınabilir.

Yani kurumun kendi mühendisi sunucu olarak lisanslı ms server kurmak yerine, linux kurmayı öneriyor, her türlü sorumluluğu kabul ediyor ama kurum müdürü "bir şey olursa bu insiyatifi aldığım için suçlu ben olurum" diyerek reddediyor. Atıyorum gelir idaresi vergi sorgulama sunucu gibi bir sunucu çöktüğünde, hemen Microsoft TR'yi arayıp teknik hizmet istiyorlar. Üstlerine de "teknik sorun var, firma ilgileniyor" diyorlar. Bir de bunun için kol gibi fatura ödüyorlar(biz ödüyoruz yani).

Red Hat Linux'u duydunuz mu bilmiyorum. Red Hat Linux'un kendisi ücretsizdi ama Red Hat firması eğitim, teknik destek hizmetleri vermek üzerine kurulmuş bir iş modeline sahipti. Sonunda 2018 yılında IBM 34 Milyar dolara Red Hat'ı satın aldı. Atıyorum 2500 bilgisayarlık bir tıp merkezini tamamen Linux'a geçiriyor, doktordan IT personeline kadar hepsine gerekli seviyelerde eğitim veriyorlar, ağ kurulumlarını yapıyorlar, gerekli yazılım desteğini sağlıyorlar vs. Var bunun örnekleri. Hatta Berlin belediyesi, Münih belediyesi tüm bilgisayarlarını Linux'a geçirdi. Yapılamaz değil ama tr'de böyle bir destek verecek güçlü bir firma yok. Bunun da etkisi var kısacası.

Sonuç olarak okullar bu konuda son derece naif kalıyor. Okulların bir alım gücü de yok zaten. Yazılıma veya yazılım desteğine ayrılmış bir bütçeleri de yok. Dijital Dönüşüm Ofisinin bu yazısı size yazılmamış arkadaşlar. Emin olun. Tabii bu open source tarafına geçmeyin anlamına gelmiyor. Geçin elbette. Mutlaka geçin. Sızlanmayı bırakın ve geçin. Çünkü bu tekelci firmalara karşı yapabileceğiniz en iyi şey budur.

Eğer bugün Linux olmasaydı, inanın microsoft okullarda windows'un korsan kullanılmasına da, evinizdeki pc'ye korsan windows yüklemenize de müsaade etmezdi. Telif hakkı davalarıyla boğuşur dururdunuz. Linux ve open source dünyası sırf bu yüzden bile desteklenmeyi hak ediyor. Ama zaten harika bir işletim sistemi olduğu için kullanmalısınız. Harika bir ekosistem olduğu için öğrencilerinize de öğretmelisiniz.

Gelelim asıl mevzuya:
Dijital dönüşüm ofisinin yazısından anlaşıldığı üzere, bütün olay yazılıma daha az para vermek, bedava yazılım kullanmak. Amaç bu olduğu sürece bu dönüşümü gerçekleştirmek imkansız. Ki özgür yazılım/open source yazılım, ücretsiz yazılım demek de değil zaten. Her şeyden önce bir yazılımın kapalı kaynak olması, verimsizdir, ahlaksızcadır. AB belli bir süreden sonra tüm yazılım ve donanımın open source olması gerektiği konusunda yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Çünkü mesela iphone 11'iniz var diyelim. Son bir veya iki güncellemeniz kaldı anlamına geliyor bu. Apple iphone 11'ler için desteği kestiğinde, bir süre sonra insanlar (bilhassa iphone ucuz olduğu için gelişmiş ülke vatandaşları) kimi güvenlik gerekçesiyle kimi başka gerekçelerle o telefonu atıp yenisini alıyor. Madencilikten başlayarak o cihazın üretim sürecinin ve atık halinin doğaya ne kadar karbon saldığını bir düşünün isterseniz. Ama o cihaz open source olsaydı, Android(yani bir linux) o cihaza portlanabilirdi veya open source community'ler cihazın güvenlik açıkları varsa güncelleme yayınlayabilirdi. Cihazın özellikleri, ram'i, cpu'su vs. halen iyiyken, çöpe gitmek zorunda kalıyor. Sırf firma open source olmadığı için. Buna benzer tonla örnek verilebilir. Macbook'larda da aynı sorun var, MS ürünlerinde/yazılımlarında da aynı sorun var vs. Yani kapalı yazılım ve donanım ahlaksızcadır. Rekabeti yok eder. Sizin o yazılım veya donanım üzerindeki haklarınızı gasp eder. O ürünün daha iyisinin yapılabilmesinin önünü keser. Sizi kendine muhtaç eder. Sonunda sizi köle eder.

Kısacası open source yazılımın ne demek olduğunu, yazılımın neden özgür olması gerektiğini, bir yazılımı satın aldığınızda size kaynak kodunun da neden verilmesi gerektiğini anlamadığınız sürece, amacınız da bu bilinci aşılamak olmadığı sürece dilediğiniz kadar sağa sola resmi yazı yağdırın. Herkes bir bahane bulur. Başlıkta da görüyoruz zaten bunu; bilgi/beceri açısından bahane üretmesi gereken son grup olan bt öğretmenleri bile bahane jeneratörü gibi çalışmaya başlamış. Argümanları da kaynak yetersizliği, müfredat.

Gözünüzü seveyim arkadaşlar yapmayın. İnternette bu kadar kaynak bolluğu varken, hangi open source yazılım geliştirme aracı/platformu/programlama dili için kaynak bulamıyorsunuz? "Sektörde Winzort ekosistemine yazılımcı ihtiyacı var" deyin anlarım. Hatta "tembelim, şu saatten sonra .net yerine laravel falan öğretemem" deyin, "bu maaşa ancak bu kadar, uğraşamam" deyin. Hepsini anlarım. Ayıp değil bunlar. Ama "kaynak yok, müfredat değişsin önce" falan demeyin. Yetkinliğinizi sorgularım o zaman. Nesne yönelimli programlamayı C# yerine Java/Python/Js vs. ile de anlatabilirsiniz. Server side programlamayı asp.net yerine php ile de anlatabilirsiniz. MSSQL/Access yerine PostgreSQL veya MariaDB de kullanabilirsiniz. MS Office Excel yerine Libre Office Calc de kullanabilirsiniz vs. vs. Alternatifi yetersiz mi, yettiği kadar öğretirsiniz, işin temellerini öğretirsiniz. Photoshop'un yaptığı neyi yapamıyor Gimp ve siz o özelliği ne kadar kullanıyorsunuz? Adım gibi eminim Photoshop'un yapabildiğinin %90'lık kısmını gimp ile de yaparsınız. Ayrıca mesele biraz da bu işin temelleri. Programlama öğretiyorsanız temellerini anlatmak gerekmiyor mu? Tasarım anlatıyorsanız renk teorisi, kompozisyon gibi işin temellerini anlatmadan photoshop neye yarar?

Açıkçası tam da bu yüzden, yani open source'un harika bir şey olması ve eğitim için fazlasıyla yeterli olması dolayısıyla open source araçlara geçmelisiniz. Cb dijital dönüşüm ofisi biraz tasarruf etmek istediği için değil. Ki zaten yukarıda bahsettiğim üzere, tasarruf etmek istedikleri kurumlar da yazılım için hiçbir bütçesi olmayan okullar değil.
Harika bir analiz olmuş hocam. ???
 
setharaman narayanan ölmüş olsaydı mezarında ters dönerdi. :). bahsedilen gimp tarafında da yapay zeka işleri de var muhakkak ama videodaki ilk 7 saniye çoğu şeyi anlatıyor. ayrıca uygulama yazılımlarını da bir "tool" olarak görmek gerek, fanatikliğe gerek yok yani.:)
 
Yıllardır benzer haberler çıkıyor arkası gelmiyor. Bakalım bu sefer uygulamada ne değişecek.

Şu an çoğu meslek lisesinde bilgisayarlar 10 yıllık ve daha eski. Öncelikle bu konuya da el atılmalı. Donanım arızalarına bakılmaktan ders işlenemiyor. Doğal ömürlerinin sonuna geldiler

Lablar Yeni sistem Ders müfredatındaki programları kaldıramayacak seviyede. Android stüdyo çalıştırabilecek 20+1 lab kurmak milyon TL yi geçiyor. Devlet Okullarının kendi bütçeleri ile lab yenilemesi imkânsız oldu.
 
Bir bilgisayar öğretmeni olarak ben pardus kullanmaya çalıştım
vallahi canım çıktı
nitekim Windowsı sürekli kullanmaya devam ediyorum
saçma sapan konsol üzerinden kodlarla birşeyler yapmaya çalışmak nedir
bunu kaç kişi becerebilir
Windows un gözünü seveyim
 
Geri
Üst