- Mesajlar
- 430
Adetimdir; sınıfıma yeni gelen her öğrenciye, bir önceki okulunda ne yaptığını sorarım.
Üstün körü değil; program adı söyleyecek olsa falanca menüyü kullandınız mı? şunu da hazırladınız mı ? diye didiklerim...
Henüz programlama ile ilgili konulara el atmış bir öğrencim olmadı: Sınıfta otururduk, öğretmenimiz bizi serbest bırakırdı, oyun oynardık,...nevinden şeyler.
Hala klavye tuşlarıyla vakit geçiren, monitörün boyutundan bahsedenler...
Allah aşkına herşeye boşverip, öğrencileri koyun sürüsü gibi sınıflara doldurup keyfine bakan aptallar, acaba birgün bunun acısının çıkartılacağını düşünmüyorlar mıydı ? Şimdi bu insanları görevinden alıp, Öğretmenliğin bitti, yalnızca şu kabloyu bağlamak senin bundan sonraki mesaindir deseniz, belki de acından geberecek yığınla insan var. Ben, insanların/diğer eğitimcilerin bakışı ve Bakanlığın küçümseyişinden ziyade hala afra tafra dolu, burnundan kıl aldırmayan, 30 sene öncesinin şatafatlı mesleğini icra ettiğini sanan meslektaşlarımdan şikayetçiyim. Bakanlığın yaptıklarına da öyle çok kızamıyorum artık.
12 yıllık öğretmenim, ilk kez benimle aynı bölgede çalışan ve zaten kendini parçaladığını bildiğim bir arkadaşımın bana gönderdiği öğrenciler dışında falanca konuyu işledik diyebilen öğrenciyle henüz tanışamadım. İsmi lazım değil; geçmiş zaman içinde bu ders bir yerlerde gelsin diye farklı çalışmaların içine girdik kıymetli dostlarla. Lakin ben özellikle bu yıl gerçekten KİMLER İÇİN MÜCADELE VERDİĞİMİ SORGULAMAYA BAŞLADIM DOSTLAR. Görev yaptığım okulda 3 kişiyiz; mesai saatlerinde okulda bulunmak dışında ne yapılıyor derseniz...
Vallahi bize yapılan zulüm müstehak diyorum.
Bunu da haftanın tek boş gününde, öğleden akşama kadar koşturmaktan perti çıkmış bir Öğretmen olarak söylüyorum.
3 gün önce Sınav tarihlerini girdim.
2 gün önce ise yazılıları hasbel kader kontrol edeyim dedim. Yeller esiyor. Dönem ortasında bir değişiklik yaparak çocukları mağdur edebileceklerini zannetmiyorum ancak Derse Katılım ile başlayan ve sonrasında Seçmeli statüye getirilerek ismi silinecek bir branş olacağımızı düşünüyorum artık. Bu millet binlerce saat İngilizce dersi alıp, köşedeki turist çevirse el kol hareketiyle yön tarif edecek bilgi seviyesine sahip; ben yırtınmakta gerçekten haklı mıyım, kim oluyorum da dert yanıyorum! diye sorguluyorum ister istemez.
Hayırlısı diyelim...
Üstün körü değil; program adı söyleyecek olsa falanca menüyü kullandınız mı? şunu da hazırladınız mı ? diye didiklerim...
Henüz programlama ile ilgili konulara el atmış bir öğrencim olmadı: Sınıfta otururduk, öğretmenimiz bizi serbest bırakırdı, oyun oynardık,...nevinden şeyler.
Hala klavye tuşlarıyla vakit geçiren, monitörün boyutundan bahsedenler...
Allah aşkına herşeye boşverip, öğrencileri koyun sürüsü gibi sınıflara doldurup keyfine bakan aptallar, acaba birgün bunun acısının çıkartılacağını düşünmüyorlar mıydı ? Şimdi bu insanları görevinden alıp, Öğretmenliğin bitti, yalnızca şu kabloyu bağlamak senin bundan sonraki mesaindir deseniz, belki de acından geberecek yığınla insan var. Ben, insanların/diğer eğitimcilerin bakışı ve Bakanlığın küçümseyişinden ziyade hala afra tafra dolu, burnundan kıl aldırmayan, 30 sene öncesinin şatafatlı mesleğini icra ettiğini sanan meslektaşlarımdan şikayetçiyim. Bakanlığın yaptıklarına da öyle çok kızamıyorum artık.
12 yıllık öğretmenim, ilk kez benimle aynı bölgede çalışan ve zaten kendini parçaladığını bildiğim bir arkadaşımın bana gönderdiği öğrenciler dışında falanca konuyu işledik diyebilen öğrenciyle henüz tanışamadım. İsmi lazım değil; geçmiş zaman içinde bu ders bir yerlerde gelsin diye farklı çalışmaların içine girdik kıymetli dostlarla. Lakin ben özellikle bu yıl gerçekten KİMLER İÇİN MÜCADELE VERDİĞİMİ SORGULAMAYA BAŞLADIM DOSTLAR. Görev yaptığım okulda 3 kişiyiz; mesai saatlerinde okulda bulunmak dışında ne yapılıyor derseniz...
Vallahi bize yapılan zulüm müstehak diyorum.
Bunu da haftanın tek boş gününde, öğleden akşama kadar koşturmaktan perti çıkmış bir Öğretmen olarak söylüyorum.
3 gün önce Sınav tarihlerini girdim.
2 gün önce ise yazılıları hasbel kader kontrol edeyim dedim. Yeller esiyor. Dönem ortasında bir değişiklik yaparak çocukları mağdur edebileceklerini zannetmiyorum ancak Derse Katılım ile başlayan ve sonrasında Seçmeli statüye getirilerek ismi silinecek bir branş olacağımızı düşünüyorum artık. Bu millet binlerce saat İngilizce dersi alıp, köşedeki turist çevirse el kol hareketiyle yön tarif edecek bilgi seviyesine sahip; ben yırtınmakta gerçekten haklı mıyım, kim oluyorum da dert yanıyorum! diye sorguluyorum ister istemez.
Hayırlısı diyelim...