ismailt' Alıntı:Yıl 2010 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Okul koridorunda, son tenefüste, 7. sınıfta okuyan 2 öğrenci yumruk yumruğa kavga yapmaktadır. Bu esnada dersinden çıkan ve nöbet görevi olmayan bir öğretmen (aynı zamanda öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni) öğrencileri sözlü olarak uyarmıştır. Buna rağmen ayrılmayan ve kavgayı 5. sınıflardan birinin içine girerek devam ettiren öğrencilere, öğretmen müdahalede bulunmuştur. Sınıf içerisinde rehberlik faaliyeti yapılacağından dolayı 2. sınıflardan 8. sınıflara kadar kalabalık bir ortam bulunmaktadır. Bu nedenle kavgayı bir şekilde durdurmaya kararlı olan öğretmen eli ile her iki öğrenciyi ayırmaya çalışsa da kavganın şiddetini arttıran öğrencileri, o sınıfın hemen yanındaki boş odaya almıştır. Öğretmen müdahale esnasında, öğrencileri odaya sert bir şekilde atmış, bu esnada öğrencilerden biri, diğerinin ayağına takılıp düşmüştür. İçeride de ikişer tokat atıp daha önce de benzer şekilde kavgaya karışan bu öğrencilere bir daha kavga yapmamaları konusunda uyarmıştır. Olay sonrasında, kendilerini idareye sevk etmiş, konu hakkında sözleşme imzalamalarını söylemiştir. Okul idaresi de öğrencilere, öğretmenlerinden özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş ve işlem yapmadan geri göndermiştir. Daha sonra öğrenciler öğretmenlerinin yanlarına gelerek kendilerinden özür dilemişlerdir.
Öğrencilerden biri, evine gittikten sonra, babasını arayarak, öğretmen tarafından dayak yediğini söylemiş, bunun üzerine müftülükte memur olan babası, çocuğunu alarak sağlık ocağından rapor almıştır. Öğrenci arkadaşıyla kavga esnasında yüzüne aldığı darbe ve izleri, öğretmenin kendisini dövdüğü esnada olduğunu söylemiştir. Sağlık ocağında görevli olan polis memuru, olayı kayda alırken, diğer kavga eden çocuğun kendi oğlu olduğunu öğrenmiştir. Polis olan bu veli, öğretmen hakkında şikayetçi olmamış, hatta bu tür bir hareket için rapor almaya gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da diğer veli resmi işlemi yapmıştır. Daha sonra olay karakola intikal etmiş, karakoldaki polislerin böyle bir olay için gereksiz olduğu düşüncesiyle veliyi ikna edip şikayetçi olmamasını sağlamışlardır. Sağlık raporuna göre olayı kayda alan doktor (!), bu durumu karakola bildirdiği için kamu davası açılmıştır. Bu arada öğrenci(!) de karakolda verdiği ifadesinde öğretmenlerinin, kendilerini arkadaşıyla bahçede şakalaşırken üst kattaki odasına alarak kafasını duvara vurduğunu belirtmiştir.
Olaydan 5 ay sonra görülen davada öğretmen sanık olarak davaya çağrılmıştır. Davada öğrenci kavga etmediklerini, sadece arkadaşını kovaladığını belirtmiştir. Daha önce şikayetçi olmadığını belirten veli ise dava esnasında, öğretmenin kendisinden ve çocuğundan özür dilemediğini belirterek şikayetçi olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu olay nedeniyle oğlunun sınıfını değiştirmek zorunda kaldığını, başarısının düştüğünü eklemiştir.
Çocuk verdiği ifadesinde, müdür yardımcısının kendilerini gördüklerinde "siz birinden dayak yemişe benziyorsunuz, sizi kim dövdü böyle" dediğini de söylemiştir. (Bu ifade nedeniyle hakim müdür yardımcısına da soruşturma açmıştır. Davası ayrıca yapılacaktır.)
Davada sosyolog görevi ile hazır bulunan bir rehber öğretmen (farklı okuldan), mahkeme sonucunda görüşü sorulduğunda çocuğun doğru söylediğine inandığını (!) ancak etki altında kalıp kalmadığı hakkında bir fikir sahibi olmadığını belirtmiştir.
Mahkeme sonucunda;
- Öğretmen 3 ayrı maddeden dolayı 6000 YTL para cezası (14 taksit) ya da 6 ay hapis
- Okul idaresine de, olayı fark etmelerine rağmen öğretmen hakkında işlem yapmadıkları için soruşturma açılmıştır.
- 1 hafta temyiz hakkı verilmiştir. KARAR TECİL EDİLMEMİŞTİR.
Bu arada, öğretmen hakkında ayrıca yapılan idari soruşturma sonucu hazırlanan ve öğretmenin suçlu olmadığı kanaatindeki dosya ise il milli eğitimden(!) geri dönmüş, öğretmenin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrası, öğretmene maaştan kesme cezası da uygulanmıştır.
*************************************************************************
Yıl 1440 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.
Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.
Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.
Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.
Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.
Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.
Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.
Plan muhteşem işlemişti…
O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…
****************************************************************
Ben bunu facebookda paylaşmayı düşünüyorum arkadaşlar ne dersiniz?
serci2001' Alıntı:Sayın hocam öncelikle çok geçmiş olsun yeni iş hayatınızda başarılar dilerim.
Sözleşmeli öğretmende olsanız sendika üyesi olabiliyordunuz anlaşılan siz üye olmamışsınız ki sendika işe karışmamış sendika bütün işleri hallederdi.
enestar' Alıntı:ismailt' Alıntı:Yıl 2010 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Ben bunu facebookda paylaşmayı düşünüyorum arkadaşlar ne dersiniz?
arkadaşların izni olur da paylaşırsanız biz de beğeniriz hocam.
Bu arada hocam geçmiş olsun. Temyize kesin götürün davanızı. Ayrıca kendi şahitlerinizi bulun öğrencilerden. O sırada sınıfta olan ve dövüşen öğrencileri görenler elbette vardır. Okulunuzda kamera kayıt olanağı varsa ondan faydalanın. Bir de arkadaşlarından bir iki tanesini ayartın, ses kayıt cihazı verin ellerine ve gizlice arkadaşlarının konuşmalarını kaydettirin. Seçtiğiniz öğrencilere dikkat edin kaş yaparken göz çıkartmasınlar. Sonra sıkıntıya düşmeyin bu konuda. Güzelce konuştursunlar ve sonra kimseye şunu yaptık demesinler.
Hocam elimizdekileri işletsek oda yeterli ama eğitimci yanımız ağır basıyor. Kazanabilirmiyiz diye çabalıyoruz. Esnetiyoruz. Sonuç; bizi esnete esnete bir hâl ediyorlar ondan sonra. (Liseler için yazdım.)cagdas' Alıntı:artık öğretmenin bu kadar ezilmesine bir dur demek lazım. onunda yolu disiplin kurallarını artırmaktan geçiyor bence. en azılı öğrenciyi bile okuldan atmak için nerdeyse başbakan onayı gerekiyor, okadar zor. ama öğretmenin ceza alması için yaprak kımıldaması yeterli.
Olayı gören kaç öğretmen var! Bana sadece 1 öğretmen var gibi geldi.zulfikar1985' Alıntı:Velilerden önce suç aranması gerekenler var hocam. Mahkemeye neden o gün koridorda uyaran diğer öğretmen çağrılmaz veya çağrılmasa bile neden kendisi tanık olarak gitmez? Ya o rehber öğretmene ne demeli? Okulda kavgaya şahit olan kalabalık sınıftaki onca öğrenci yalancı bir tek şikayetçi olan öğrence mi doğru? Okulunuzdaki(şükür ki sizin adınıza artık eski olmuş) öğretmenlerin hepsinede ayrı bir pencere açmak istiyorum... Yazık ki ne yazık bir meslektaşınız haklı olduğu halde haksız duruma düşecek siz hepiniz susacaksınız.
:alkis:sert_hard' Alıntı:Ecdadımızdan ibretlik bir hikaye...
Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.
Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.
Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.
Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.
Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.
Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.
Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.
Plan muhteşem işlemişti…
O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…
Böyle bir ecdadın torunu olmaktan gurur duyarken, bu ve buna benzer durumlarda hep hakkı yenen ve zarar gören öğretmen olmaktan utanıyorum.
Geçmiş olsun dileklerimle hocam. Hakkınızda hayırlısı ne ise o olsun.
:+1:hasari' Alıntı:Veliler fantezileri gerçekleştiği için mutlu olmalı. Asıl cezayı kendi çocukları onlara er veya geç verecektir. Bekleyinde görün.
insan haklı olduğu bir konuda neden başka kurum ve kuruluşlardan destek almak zorunda olsun, sendika olsan bu sefer a sendikası yapamaz b sendikası olmalıydı derdik. Olay tamamen Hüseyin ÇELİK le başlayan saçmalıkların ürünü. yazıyı facebookta paylaşmak isteyen arkadaşlar var, bence diğer memur forumlarında da paylaşılabilir, herkes okullarda neler olduğunu, okulların ne hale geldiğini bilmeli.serci2001' Alıntı:Sayın hocam öncelikle çok geçmiş olsun yeni iş hayatınızda başarılar dilerim.
Sözleşmeli öğretmende olsanız sendika üyesi olabiliyordunuz anlaşılan siz üye olmamışsınız ki sendika işe karışmamış sendika bütün işleri hallederdi.
bote67' Alıntı:Olayı gören kaç öğretmen var! Bana sadece 1 öğretmen var gibi geldi.zulfikar1985' Alıntı:Velilerden önce suç aranması gerekenler var hocam. Mahkemeye neden o gün koridorda uyaran diğer öğretmen çağrılmaz veya çağrılmasa bile neden kendisi tanık olarak gitmez? Ya o rehber öğretmene ne demeli? Okulda kavgaya şahit olan kalabalık sınıftaki onca öğrenci yalancı bir tek şikayetçi olan öğrence mi doğru? Okulunuzdaki(şükür ki sizin adınıza artık eski olmuş) öğretmenlerin hepsinede ayrı bir pencere açmak istiyorum... Yazık ki ne yazık bir meslektaşınız haklı olduğu halde haksız duruma düşecek siz hepiniz susacaksınız.
wes' Alıntı:olayı yeni duyduğum için soruyorum. Öğretmen arkadaş öğrencileri ayırırken müdahale sırasında darp kullandı mı acaba?
Bir de bir kişi evet yaptı diyor diye hemen suçlu mu oluyoruz?
Siz de hayır yapmadı diye şahit gösterin o zaman (Eğer yapılmadıysa).
:verymad: :verymad: :verymad: :verymad: :verymad:odabasalparslan' Alıntı:Arkadaşım öncelikle çok geçmiş olsun...Arkadaşlar lütfen yazdıklarımı yanlış anlamayın ama şikayetçi olan veli müftülük görevlisi.Ben çocukluğumda her yaz kuran kursuna gittim ve yok yere sebeplerden dayak yedim.Allah'ın gücüne gitmesin ama çocuk aklı dinden soğudum o dönem.Geçenlerde görev yaptığım kasabanın imamıyla biz de benzer bir problem yaşadık.Okulumuzda törenlere geç kalan öğrencilere ceza olsun diye küçük bahçemizde formaliteden mıntıka temizliği yaptırıyoruz(yerde gördükleri cips paketlerini alıp çöpe atıyorlar) Bizim imamın oğlu törenlere hep geç kalır.Nöbetçi öğretmen arkadaşım onu da uygulama hakkında uyarıp yerden bir-iki çöp al öyle git diye uyardı.İmam efendi olayı görüp hışımla geldi ve Türkiye'nin hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmadığını,buna hakkımız olmadığını ve bizi şikayet edeceğini söyledi.Durum biraz garipti,nöbetçi öğretmen ben değildim ama adam bana bağırıyordu.(Nöbetçi öğretmen olmamam önemli değildi) sanki nöbetçi öğretmen benmişim gibi bunda kötü birşey olmadığını çocuğun yerden iki tane çöpü almasının kimseye zararı olmadığını söyledim ama laf anlatamadım.Beni idarecilere şikayet etmiş ve devam ederse valiye kadar giderim demiş.İki gün sonra okulda yakaladım imamı.Çocuklara verdiği kuran kursunda, temizlik konusunu imanın temeli olarak anlatıp anlatmadığını sordum.Sustu.Peki hangi yüzle anlatıyon dedim ses yok.Ne acıdır ki insanlar kendi kurumunda yaptıklarını görmez ama eline fırsat verildiğinde de karşındakinin ensesine binmek için elinden geleni yapar...