Eğitim-İş Yarın(19 Ocak) Eylemde

Kodla Büyü

veliozkan

Site Gezgini
Mesajlar
98
Eğitim iş öncelikle, son yıllarda artarak devam eden öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma çabalarına, bakan ve başbakanın hakarete varan ifadelerine tepki göstermek amacıyla 19 Ocak Cumartesi günü Ankara'da eyleme gidiyor.
Türkiye'nin dört yanında gelerek saat 11:00'de Ankara Tandoğan meydanında toplanacak olan Eğitim-İş üyeleri aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı eylem yapacaktır.

MESLEK ONURUMUZ İÇİN 19 OCAK’TA TANDOĞAN’DAYIZ

Toplumsal sorumluluk bilincini daima önde tutan eğitim çalışanlarının sorunları, siyasi iktidarların eğitimde uyguladığı yanlış politikalar sonucunda, Cumhuriyetimizin 90.Yılına gireceği bir dönemde kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Özellikle son on yılda eğitimde uygulanan politikalar ise mesleğimizi yıkım kararlarına dönüşmüştür.
Mevcut siyasi iktidarın mesleğimize yönelik saldırılarının temelinde yatan nedenler, eğitim sistemimizi özelleştirerek küresel sermayenin egemenliğine sunmak; laik, demokratik, bilimsel ve kamusal yapısını yıkarak eğitimde ideolojik değişikliği gerçekleştirmektir. Eğitim çalışanlarımıza yönelik olarak, bizzat başbakan ve milli eğitim bakanları tarafından sarf edilen söz ve söylemlerin aleyhte bir kampanyaya dönüştürülmesi, ALO 147 ihbar hattı ile binlerce eğitim çalışanımız hakkında soruşturma açılması, öğretmenlere uygulanan şiddet olaylarının artması, sistemden kaynaklı dayatmaların sonucu olan alan değişikliği, eğitim çalışanlarımızın maaş ve ücretlerinde bir türlü yapılmayan iyileştirmelerin temelinde de bu gerçeklik yatmaktadır.
Eğitim sistemimizin, bilimsel ve parasız yapısının aşındırılmasıyla başlayan süreç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatını değiştiren yasal değişikliklerle tamamlanmıştır. 652 Sayılı KHK ve kamuoyunda bilinen adıyla 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz piyasa koşullarına açık, bakanlığın gerici uygulamalarıyla da ortaçağ karanlığına sürüklenen bir yapılanmaya dönüşmüştür. Hiçbir bilimsel araştırma yapılmadan, konunun taraflarına danışmadan, okullarımızda herhangi bir alt yapı çalışması yapılmadan hazırlanan 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz bir kaosa sürüklenmiştir. Dört aylık uygulamanın ortaya koyduğu gerçek ise; binlerce öğretmenimiz norm kadro fazlası olmuş, öğrencilerimiz okullarından ve öğretmenlerinden edilmiş, velilerimizin sırtına yüklenen eğitim harcamaları artmıştır.
Eğitime bütçeden yeterli kaynak aktarılmaması nedeniyle okullarımızda sağlıklı eğitim-öğretim ortamı sağlanamamaktadır. Okullarımızın derse hazır hale gelmesinde en önemli görevi yerine getiren hizmetli ve memurlarımız, adeta köle gibi, iş tanımı yapılmadan çalıştırılmaktadır. Her öğretim yılı başında öğretmenlere verilen üç kuruşluk eğitim öğretim tazminatı bile hizmetli ve memurlarımıza çok görülmektedir.
Örgütlü mücadelemiz sonucunda elde ettiğimiz özlük haklarımız bir bir elimizden alınmaktadır. Özür durumu atamaları yılda bir kereye düşürülürken, sağlık nedeniyle aldığımız sevk ve raporlar sonucunda ücretlerimiz kesilmekte, mesleğimiz kariyer basamakları uygulamalarıyla paramparça edilmekte, iş barışı bozulmaktadır.
Öğretmen yetiştirme konusunda bir politika geliştirmeyen hükümet, atama isteyen öğretmenlerimizi “yem bekleyen güvercinlere” benzetmektedir. Hazırlanan YÖK yasa taslağında bu soruna çözüm getirmeyen hükümet, üniversitelerimizi siyasi iktidarın egemenliği yanında, paranın egemenliğine de alarak özerk ve özgür yapılarını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Üniversitelerimizde akademisyen ve öğrencilerimiz, muhalif bir tavır sergileyememekte, düşünceler baskı altında tutulmakta, en masum talepler bile şiddetle bastırılmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, siyasi iktidarın eğitimde gerçekleştirmek istediği dönüşümün aslında mesleğimizi elimizden almaya yönelik olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu süreçte siyasi iktidar, eğitim çalışanlarının mücadelesinde halktan alacağı desteği engellemek amacıyla mesleğimizi itibarsızlaştırma üzerine politika izlemektedir.
Eğitim-İş olarak, “Mesleğimiz Onurumuzdur!” sloganıyla 19 Ocak 2013'te Ankara’da eğitim çalışanlarının haklarını savunmak için geniş katılımlı bir eylem gerçekleştireceğiz.
Bu eylemde eğitim çalışanlarının genel sorunlarını ve AKP iktidarının eğitim çalışanlarına uyguladığı haksız yaptırımları bir kez daha yüksek sesle Ankara’dan haykıracağız.

Eylemde ana başlıklarımız:

• Şubat özür durumu atamaları için,
• Norm kadro sorunları, alan değişikliği,
• Atanmayan öğretmenler,
• Hizmetli ve memur sorunları için;
• Alo 147 hattına,
• Maaş ve ek derslerdeki kayıplara,
• YÖK kanun taslağına,
• Özelleştirme ve yerelleştirme politikalarına,
• Öğretmene şiddete,
• Kariyer basamaklarına,
• Öğretmeni itibarsızlaştırmaya
• Eğitimde gerici yapılanmaya karşı;


19 Ocak 2013’te Ankara’dayız. Haklarımızı ve haklılığımızı anlatmak için tüm eğitim emekçilerini bekliyoruz.
 

Ekli dosyalar

  • 19ocak.jpg
    19ocak.jpg
    125.2 KB · Görüntüleme: 1,554
veliozkan' Alıntı:
Eğitim iş öncelikle, son yıllarda artarak devam eden öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma çabalarına, bakan ve başbakanın hakarete varan ifadelerine tepki göstermek amacıyla 19 Ocak Cumartesi günü Ankara'da eyleme gidiyor.
Türkiye'nin dört yanında gelerek saat 11:00'de Ankara Tandoğan meydanında toplanacak olan Eğitim-İş üyeleri aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı eylem yapacaktır.

MESLEK ONURUMUZ İÇİN 19 OCAK’TA TANDOĞAN’DAYIZ

Toplumsal sorumluluk bilincini daima önde tutan eğitim çalışanlarının sorunları, siyasi iktidarların eğitimde uyguladığı yanlış politikalar sonucunda, Cumhuriyetimizin 90.Yılına gireceği bir dönemde kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Özellikle son on yılda eğitimde uygulanan politikalar ise mesleğimizi yıkım kararlarına dönüşmüştür.
Mevcut siyasi iktidarın mesleğimize yönelik saldırılarının temelinde yatan nedenler, eğitim sistemimizi özelleştirerek küresel sermayenin egemenliğine sunmak; laik, demokratik, bilimsel ve kamusal yapısını yıkarak eğitimde ideolojik değişikliği gerçekleştirmektir. Eğitim çalışanlarımıza yönelik olarak, bizzat başbakan ve milli eğitim bakanları tarafından sarf edilen söz ve söylemlerin aleyhte bir kampanyaya dönüştürülmesi, ALO 147 ihbar hattı ile binlerce eğitim çalışanımız hakkında soruşturma açılması, öğretmenlere uygulanan şiddet olaylarının artması, sistemden kaynaklı dayatmaların sonucu olan alan değişikliği, eğitim çalışanlarımızın maaş ve ücretlerinde bir türlü yapılmayan iyileştirmelerin temelinde de bu gerçeklik yatmaktadır.
Eğitim sistemimizin, bilimsel ve parasız yapısının aşındırılmasıyla başlayan süreç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatını değiştiren yasal değişikliklerle tamamlanmıştır. 652 Sayılı KHK ve kamuoyunda bilinen adıyla 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz piyasa koşullarına açık, bakanlığın gerici uygulamalarıyla da ortaçağ karanlığına sürüklenen bir yapılanmaya dönüşmüştür. Hiçbir bilimsel araştırma yapılmadan, konunun taraflarına danışmadan, okullarımızda herhangi bir alt yapı çalışması yapılmadan hazırlanan 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz bir kaosa sürüklenmiştir. Dört aylık uygulamanın ortaya koyduğu gerçek ise; binlerce öğretmenimiz norm kadro fazlası olmuş, öğrencilerimiz okullarından ve öğretmenlerinden edilmiş, velilerimizin sırtına yüklenen eğitim harcamaları artmıştır.
Eğitime bütçeden yeterli kaynak aktarılmaması nedeniyle okullarımızda sağlıklı eğitim-öğretim ortamı sağlanamamaktadır. Okullarımızın derse hazır hale gelmesinde en önemli görevi yerine getiren hizmetli ve memurlarımız, adeta köle gibi, iş tanımı yapılmadan çalıştırılmaktadır. Her öğretim yılı başında öğretmenlere verilen üç kuruşluk eğitim öğretim tazminatı bile hizmetli ve memurlarımıza çok görülmektedir.
Örgütlü mücadelemiz sonucunda elde ettiğimiz özlük haklarımız bir bir elimizden alınmaktadır. Özür durumu atamaları yılda bir kereye düşürülürken, sağlık nedeniyle aldığımız sevk ve raporlar sonucunda ücretlerimiz kesilmekte, mesleğimiz kariyer basamakları uygulamalarıyla paramparça edilmekte, iş barışı bozulmaktadır.
Öğretmen yetiştirme konusunda bir politika geliştirmeyen hükümet, atama isteyen öğretmenlerimizi “yem bekleyen güvercinlere” benzetmektedir. Hazırlanan YÖK yasa taslağında bu soruna çözüm getirmeyen hükümet, üniversitelerimizi siyasi iktidarın egemenliği yanında, paranın egemenliğine de alarak özerk ve özgür yapılarını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Üniversitelerimizde akademisyen ve öğrencilerimiz, muhalif bir tavır sergileyememekte, düşünceler baskı altında tutulmakta, en masum talepler bile şiddetle bastırılmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, siyasi iktidarın eğitimde gerçekleştirmek istediği dönüşümün aslında mesleğimizi elimizden almaya yönelik olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu süreçte siyasi iktidar, eğitim çalışanlarının mücadelesinde halktan alacağı desteği engellemek amacıyla mesleğimizi itibarsızlaştırma üzerine politika izlemektedir.
Eğitim-İş olarak, “Mesleğimiz Onurumuzdur!” sloganıyla 19 Ocak 2013'te Ankara’da eğitim çalışanlarının haklarını savunmak için geniş katılımlı bir eylem gerçekleştireceğiz.
Bu eylemde eğitim çalışanlarının genel sorunlarını ve AKP iktidarının eğitim çalışanlarına uyguladığı haksız yaptırımları bir kez daha yüksek sesle Ankara’dan haykıracağız.

Eylemde ana başlıklarımız:

• Şubat özür durumu atamaları için,
• Norm kadro sorunları, alan değişikliği,
• Atanmayan öğretmenler,
• Hizmetli ve memur sorunları için;
• Alo 147 hattına,
• Maaş ve ek derslerdeki kayıplara,
• YÖK kanun taslağına,
• Özelleştirme ve yerelleştirme politikalarına,
• Öğretmene şiddete,
• Kariyer basamaklarına,
• Öğretmeni itibarsızlaştırmaya
• Eğitimde gerici yapılanmaya karşı;


19 Ocak 2013’te Ankara’dayız. Haklarımızı ve haklılığımızı anlatmak için tüm eğitim emekçilerini bekliyoruz.
:alkis:
 
merak ettim neden 18 ocak cuma değilde zaten tatil olan 19 ocak cumartesi yapılıyor bu eylem :!:
 
BaRBaRYaN' Alıntı:
merak ettim neden 18 ocak cuma değilde zaten tatil olan 19 ocak cumartesi yapılıyor bu eylem :!:

sanırım katılımı arttırmak için hocam.. yoksa hafta içi öğleden sonra olsa öğlenciler, sabah olsa sabahçılar katılamıyor.. tam güncüler zaten hiç katılamıyor.. bu nedenle hafta sonu planlanmış sanırım.. ama bugün de açık lise sınavı var, bunu atlamışlar sanırım... :shock:

eğitim - iş'li değilim, lakin eylemlerini destekliyorum.. :alkis:

eğitimde yaşanan bu keşmekeşe sesini çıkarmayan sendikalar utansın, ne diyelim... :?
 
orebro' Alıntı:
BaRBaRYaN' Alıntı:
merak ettim neden 18 ocak cuma değilde zaten tatil olan 19 ocak cumartesi yapılıyor bu eylem :!:

sanırım katılımı arttırmak için hocam.. yoksa hafta içi öğleden sonra olsa öğlenciler, sabah olsa sabahçılar katılamıyor.. tam güncüler zaten hiç katılamıyor.. bu nedenle hafta sonu planlanmış sanırım.. ama bugün de açık lise sınavı var, bunu atlamışlar sanırım... :shock:

eğitim - iş'li değilim, lakin eylemlerini destekliyorum.. :alkis:

eğitimde yaşanan bu keşmekeşe sesini çıkarmayan sendikalar utansın, ne diyelim... :?
..
hocam eylemlerde amaç katılımı arttırmaktan çok ses duyurmaktır. yoksa yapılan eylemde körler sağırlar birbirini ağırlar. işççi eyleminde işveren konuşma yapar...
 
BaRBaRYaN' Alıntı:
orebro' Alıntı:
BaRBaRYaN' Alıntı:
merak ettim neden 18 ocak cuma değilde zaten tatil olan 19 ocak cumartesi yapılıyor bu eylem :!:

sanırım katılımı arttırmak için hocam.. yoksa hafta içi öğleden sonra olsa öğlenciler, sabah olsa sabahçılar katılamıyor.. tam güncüler zaten hiç katılamıyor.. bu nedenle hafta sonu planlanmış sanırım.. ama bugün de açık lise sınavı var, bunu atlamışlar sanırım... :shock:

eğitim - iş'li değilim, lakin eylemlerini destekliyorum.. :alkis:

eğitimde yaşanan bu keşmekeşe sesini çıkarmayan sendikalar utansın, ne diyelim... :?
..
hocam eylemlerde amaç katılımı arttırmaktan çok ses duyurmaktır. yoksa yapılan eylemde körler sağırlar birbirini ağırlar. işççi eyleminde işveren konuşma yapar...

ses duyurmak için kitlesel bir katılım olması gerekmez mi hocam? 200 - 300 kişinin toplandığı, sloganlar atıp basın bildirisinin okunduğu bir eylem düşünün; bir de on bin kişinin hep bir ağızdan sorunlarını haykırdığı, düzenli adımlarla yürüdüğü bir eylem düşünün.. hangisi basın için haber niteliği taşır?

yukarıdaki eylem başlıkları hangi öğretmeni ilgilendirmiyor ki? yaklaşık 600 bin öğretmen olduğundan hareketle, sadece öğretmenlerin çeyreği bile meydanlara inip sorunlarını dile getirse, bu yetkilileri zor duruma düşürür, çözüm arayışına iter.. ama 150 bin kişilik eylem biraz ütopik oldu, bunun farkındayım.. ayrışmak, gruplaşmak, çatışmak varken bir araya gelmek de neymiş?? nerede bizde o kuvvet??
 
kelebeketkisi' Alıntı:
Egitimde gerici yapılanma mı :!: :?: :-1:

adaletsizliği tavana vurduran atama ve yer değiştirme yönetmeliğindeki değişiklikler, bir gecede khk ile kadroya geçirilen sözleşmeli arkadaşlarımıza tanınıp da kpss ile kadroya geçenlere tanınmayan haklar, kimseyi dinlemeden, hiç bir planlama yapılmadan uygulamaya konulan 4+4+4 sistemi, bakanlıktan şube müdürlerine kadar eğitimden anlamayan kişilerin makam koltuklarını işgale etmeleri, bir türlü çözülemeyen kalabalık sınıflar, sözde ücretsiz olan ama gittikçe daha paralı hale gelen eğitim sistemi, bir türlü adil hale getirilmeyen lise ve üniversiteye yerleşme sistemi, eğitimin e'sinden anlamayan siyasetçilerin saçma sapan demeçleriyle değersizleştirilen, toplum önünde küçük düşürülen öğretmenler ve buna bağlı olarak giderek artan öğretmene karşı şiddet olayları, branşımızda yaşanan ders - norm sorunu, ataması yapılmayıp ücretli çalıştırılan meslektaşlarımız, birbirlerinden kilometrelerce uzakta çalışmak zorunda bırakılan eşler, iyi okul - kötü okul ayrımının ve dolayısıyla fırsatlar arasındaki farkın gittikçe açılması..... ve daha yazılacak nice sorunlar...

tamamen merakımdan soruyorum sayın hocam.. eğitimde ilerici gördüğünüz bir şey var mı??
 
ebs mesai dışında eylem yapınca dalga geçerdik ki hala geçiyoruz, pek farkı olmamış bununda. en azından eğitim-iş liler ebs nin mesai saati dışı eylemlerini eleştirmez bundan sonra.
 
düşüncelerini desteklemesemde tüm sendikaların eylemlerini destekliyorum umarım diğer sendikalara da örnek olur seslerini çıkarırlar
 
eylemde ben de vardım bugün, eşim atandı ama atanamayan öğretmenler için yapılan basın açıklaması ve yağmur altında saatlerce bekleyen meslektaşlarımıza emeğinden dolayı teşekkür ediyorum. polis kamerasından başka ulusal kanal ı gördüm, başka var mı bilmiyorum ama muhalif sendika olduğu için medyadan pek destek alamadık.. beraber ıslandık... olumsuz yorum yazan arkadaşlar basın bildirisini okusunlar bi zahmet(ortak hareket için nasıl yapılabilirdi sorusu tartışılır, eleştirilir, ona sözüm yok)..
 
zor durumdayız...bakalım 2 yıllık surecte ne olacak?bence genel seçimlerde sol partiler yukselişte olacak.Sola iyi bir parti gerek.Güçlü,sağı devirebilecek en azından millet vekili sayısını düşürebilecek güce ulaşması lazım.Ögretmenlerin gelecegi sol bir partinin gelmesi ile bence düzelecek.Güven hissi verebilecek biraz merkezde olan bir parti yani aşırı solcu parti olmamalıdır.2 yıl sonra olmasa da 6 yıl sonra % 90 olacağı yönünde güçlü izlenimlerim var.
 
pin_eses' Alıntı:
Amisos' Alıntı:
:alkis: :alkis: :alkis:

Orada olacağız... Kısmetse...
ben oldum bile :)

ben de :)

Eyleme laf çaktığını sananlara da;
Yaptığın eylem; 'dostlar alışverişte görsün' hareketi değil de 'eylem'se eğer, mesai saati içinde veya dışında farketmez... Orada olmadan, yağmurda sırılsıklam olup, soğuğu iliklerine kadar hissetmeden, omuz omuza verip ortak hedefler uğruna yürümenin verdiği hazzı yaşamadan, yürürken halkın tepkisini görmeden evinde sıcak odasında klavye başında eylemin etkisizliğinden bahsetmekse saçmalıktır, mesleğinin onuru için mücadele eden meslektaşına saygısızlıktır. Siz etkilenmeseniz bile eyleme katılanlar yeterince etkilendiler ve bir dahaki sefere hangi şartlarda olursa olsun yine birbirine daha sıkı sarılarak haklarını ve haklarınızı savunmak üzere alandan ayrıldılar...
 
spider23' Alıntı:
kelebeketkisi' Alıntı:
Egitimde gerici yapılanma mı :!: :?: :-1:

ilahiyat mezunu İl M.E.M. ??? bir örnek teşkil eder mi??İmamların ders vermesi keza?
Heee! Ciğerinizdeki leke göründü.

Biz de alkışlıyorduk. Orayı kaçırmışım demekki!

İl mem'de mühendis olsa ne diyecektiniz. Biyoloji dersine hekim girse, bu normal mi olacak ? Eğer eğitimci dışında herhangi biri eğitim ile ilgili kadrolara getirildiği için karşı çıkıyor olsanız önünüzde saygı ile eğilirdim.
Dikkatimden kaçanı gösterdiğiniz için teşekkürler...
 
Amisos' Alıntı:
pin_eses' Alıntı:
Amisos' Alıntı:
:alkis:

Orada olacağız... Kısmetse...
ben oldum bile :)

ben de :)

Eyleme laf çaktığını sananlara da;
Yaptığın eylem; 'dostlar alışverişte görsün' hareketi değil de 'eylem'se eğer, mesai saati içinde veya dışında farketmez... Orada olmadan, yağmurda sırılsıklam olup, soğuğu iliklerine kadar hissetmeden, omuz omuza verip ortak hedefler uğruna yürümenin verdiği hazzı yaşamadan, yürürken halkın tepkisini görmeden evinde sıcak odasında klavye başında eylemin etkisizliğinden bahsetmekse saçmalıktır, mesleğinin onuru için mücadele eden meslektaşına saygısızlıktır. Siz etkilenmeseniz bile eyleme katılanlar yeterince etkilendiler ve bir dahaki sefere hangi şartlarda olursa olsun yine birbirine daha sıkı sarılarak haklarını ve haklarınızı savunmak üzere alandan ayrıldılar...

eğitim sisteminin ve öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi şöyle dursun, giderek büyüyor çoğalıyor.. öğretmenler ve sendikalar sorunlar karşısında büyük bir sessizlik içerisinde.. eyleme geçip bu sessizliği bozan arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum, eylemin kendi sendikam başta olmak üzere tüm diğer sendikalara da örnek olmasını temenni ediyorum.. :alkis:
 
orebro' Alıntı:
kelebeketkisi' Alıntı:
Egitimde gerici yapılanma mı :!: :?: :-1:

adaletsizliği tavana vurduran atama ve yer değiştirme yönetmeliğindeki değişiklikler, bir gecede khk ile kadroya geçirilen sözleşmeli arkadaşlarımıza tanınıp da kpss ile kadroya geçenlere tanınmayan haklar, kimseyi dinlemeden, hiç bir planlama yapılmadan uygulamaya konulan 4+4+4 sistemi, bakanlıktan şube müdürlerine kadar eğitimden anlamayan kişilerin makam koltuklarını işgale etmeleri, bir türlü çözülemeyen kalabalık sınıflar, sözde ücretsiz olan ama gittikçe daha paralı hale gelen eğitim sistemi, bir türlü adil hale getirilmeyen lise ve üniversiteye yerleşme sistemi, eğitimin e'sinden anlamayan siyasetçilerin saçma sapan demeçleriyle değersizleştirilen, toplum önünde küçük düşürülen öğretmenler ve buna bağlı olarak giderek artan öğretmene karşı şiddet olayları, branşımızda yaşanan ders - norm sorunu, ataması yapılmayıp ücretli çalıştırılan meslektaşlarımız, birbirlerinden kilometrelerce uzakta çalışmak zorunda bırakılan eşler, iyi okul - kötü okul ayrımının ve dolayısıyla fırsatlar arasındaki farkın gittikçe açılması..... ve daha yazılacak nice sorunlar...

tamamen merakımdan soruyorum sayın hocam.. eğitimde ilerici gördüğünüz bir şey var mı??
Öncelikle sunu belirteyim: Sizin bu belirttiğiniz düşüncelerin yani sıra ayrıca, ayrı bir madde halinde belirtilmiş "gerici uygulamalar", nedir? Dikkat ettiyseniz sadece bu cümleyi eleştirdim. Bundan kasıtin secmeli Kur'an-i Kerim ve Siyer gibi dersler olduğunu düşünüyorum. Allah'in kelamını ve Hz. Peygamberin hayatini yeni neslin ogrenmesi mi gericilik?
 
spider23' Alıntı:
kelebeketkisi' Alıntı:
Egitimde gerici yapılanma mı :!: :?: :-1:

ilahiyat mezunu İl M.E.M. ??? bir örnek teşkil eder mi??İmamların ders vermesi keza?
Lisede Milli güvenlik dersini askerin vermesi, tarla bitkileri, su ürünleri mezunlarının Ogretmen olması garip gelmiyor da, imamın ders vermesi mi garip geliyor?
 
Öğretmene destek olan tüm eylemlere, eylemleri gerçekleştirenlere teşekkürler. Ama bugün büyük şehirlerde hrant dink için eylemler vardı ve bütün dikkati onlar çekti diye düşünüyorum keşke göz önüne alınsaymış..
 
Geri
Üst