Yaşlılıktan değil, olgunluktan
Bilgi ve İletişim teknoloji dersinin MEB, idareciler ve öğretmenler açısından mahiyeti hakkında kelimelerinin faydasızlığını anlamış olmanın getirdiği olgunluk
Yalnız benim en azından burada çalışan meslektaşlarım için şöyle bir önerim var. Üvey evlat muamelesi gördüğümüz, aldığımız eğitim ile verdiğimiz arasında çok fark olduğunu, çok yoğun çalıştığımızı yorulduğumuzu-yıprandığımızı ve bir çoğunu hepimiz biliyoruz. Ne yaparsak yapalım ne MEB'in ne MEM'in, ne idarecilerimizin kıymet vermeyeceği, takdir etmeyeceği en sonunda çalışanla çalışmayanın bir edildiği ve edilemeyeceği de muhakkak. Ancak bu mantıkla yani takdir görelim vs. diye çalışmanın yanlış olduğu da muhakkak.
Gelin birlik olalım
Peki nasıl?
1. Her bilişimci okulundan bir proje çıkarsın koordinatörlüğünü kendisinin yaptığı (ha bu yapılırken kimseden destek görmeyeceksiniz, çalışma arkadaşlarınız yaptığınız işi boş görecek, fazladan yorulacaksınız, bitmek bilmez mesainize 3-5 saat daha ekleyeceksiniz, stresten boğulacaksınız, hatta yeri gelecek nereden kalkıştım diyeceksiniz)
bir proje. Devlet çalıştırmıyorsa biz neden çalışıp 3 günlük dünyada kendimizi heba edelim yarın bu beden de hesap verecek diyenler için de diyeceğim şudur ki evvel ruh-beden sağlığınızın sonra da eldeki imkanların dahilinde yapılacak çok şey var. Bugün sorumluluk bilinci aşılayıp örnek olduğumuz belki de hayatını değiştirdiğimiz 1 öğrenci yarın verilecek hesapta bedenin yapacağı şikayetlerini bastıracaktır.
2. Eğitim bölgesi zümresi yapıp her sene karar alıyoruz kaç eğitim bölgesi toplantısında " şu okullar birleşip şu projeyi yapalım, başarıyı arttırmak için şöyle birlik davranalım" denerek ortak çalışma yapma kararı alındı?
bu 3. senem dolacak ve bizim eğitim bölgesinden 2 senedir il çapında eğitim bölgesi zümresinde aldığımız kararla okullar işbirliği yaparak 2 proje yaptık. Ne memden ne idarecilerden takdir de teşekkür de almadık. Çok da yorulduk. Ama şu an "hadi hocam bu sene bir şey yapmıyor muyuz?" diyen öğrencilerim var. Üstüne düşenleri yerine getirmekten gocunmayan, üretmenin, işe yaramanın hazzını tatmış bireyler var karşımda.
Yanlış algılanmaktan çekinerek yazıyorum bunları. Herkesin durumu bir değil. Üstünde evinin çocuğunun ya da başka şeylerin sorumluluğu çok olan benimkisinden ağır olanlar vardır elbette. Fazladan iş çıkarmaktan başka bir şey diye düşünenler de olur. Saygım var. Ancak bu benim öğretmenlik anlayışım, benim doğrum. Dayatma, yargılama, yadırgama olarak düşünülmesinden hele hele çalışmalarının kibri olarak algılanmasından üzüntü duyarım.
Bilişimciler atakta dedirtmek bizim elimizde diyorum sadece. Bugün onlarca bilgisayar öğretmenin çalıştığı bir ilde çok değil 10 tane bilgisayar öğretmeni sene içinde 10 çalışma yapsa ses çıkar mı çıkmaz mı diye soruyorum sadece...
Dilediğinizce olsun her şey...