fıkra çok hoşuma gitti paylaşmak istedim

Kodla Büyü

Yalnız_Kurt

Süper Üye
Süper Üye
Mesajlar
1,642
Bilim Adamı

Ünlü bir bilim adamı özel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunmuş:
- Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim, demiş; ne olur izin verin bu konferansı da sizin yerinize ben vereyim...

Bilim adamı öneriyi kabul etmiş. Şoför arka koltuğa geçmiş. Bilim adamı şoförün şapkasını giyip öne oturmuş. Konferansın verileceği salona varmışlar.

Şoför kürsüye çıkmış, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapmış. Ve sormuş:
- Sorusu olan var mı?

Ülkenin ciddi bilim adamlarindan biri "var" demiş ve oldukça zor bir soru sormuş. Şoför hiç tereddüt etmeden:
- Çok kolay bir soru bu, demiş; şoförüm bile bilir. Gidip çağırayım, sizin sorunuzu da o yanıtlasın...
 
buradaki bilim adamının eistein olduğu hikaye...
 

Ekli dosyalar

  • EINSTEIN VE ŞOFÖRÜ.rar
    451.5 KB · Görüntüleme: 110
yaw şöför deyince hep aklıma cem yılmaz ın şöför bahçıvan hizmetçi hikayesi geliyor:))
 
Bu fıkra da benden olsun
Vezirler huzura çıkmıslar:
- Padisahım, hazinede para kalmadı. Yeni vergilere ihtiyacımız var,
diyerekten.. .
Padisah, kavugunun altından kafasını kasımıs,
- Eeee! Ne vergisi koyalım?, demis...
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padisah,
- Tamam, demis.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormus vezirlerine:
- Tepki var mı?
- Hiç bir tepki yok!
- Iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!Aradan bir süre geçmis, Padisah:
- Var mı şikayet?
- Yok!
Halkının tepkisizligine kızan Padisah, gürlemis:
- Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!
Aradan birkaç gün geçmis, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padisah, çagırmıs vezirlerini,
-Halkı dinleyelim hele bir, demis.
Gitmisler köye, Padisah sormus:
- Var mı sikayet?
Ses yok.
Padişah tekrar :
-Var mı sikayet? Şikayeti olan söylesin!
diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmus:
-Padisahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demis Padisah bir umutla...
- Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoz, bir adam daha koysanız...
 
Re: Ynt: fıkra çok hoşuma gitti paylaşmak istedim

Bir Tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk birşeyler yazıyor. Oradan geçen bir Tilki:

– Hey Tavşan, ne yazıyorsun?

– Doktora tezimi yazıyorum.

– Ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında?

– Tavşanların Tilkileri nasıl yedikleri hakkında.

– Yok canım, olur mu öyle şey, hiç Tavşanlar Tilki yerler mi?

– Olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim.

Beraberce Tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra Tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk birşeyler yazmaya devam eder.

Daha sonra oradan geçen bir Kurt, Tavşanı görür.

– Hey Tavşan, ne yazıyorsun?

– Doktora tezimi.

– Ne hakkında?

– Tavşanların Kurtları yemesi hakkında.

– Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır?

– Gel istersen göstereyim…

Yine beraberce yuvaya girerler.

Tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar.

Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz ?

Manzara şudur:

Bir köşede Tilkinin kemikleri… Bir köşede Kurdun kemikleri…

Diğer köşede ise TAVŞANIN DOKTORA DANIŞMANI ASLAN, kürdanla dişlerini temizliyor!


ANA FİKİR VE SONUÇ:

Doktora tezi yapmak için, tezin ne olduğunun önemi yoktur. Konunun da önemi yoktur.

Önemli olan, tez danışmanıdır ….
 
advena' Alıntı:
Bu fıkra da benden olsun
Vezirler huzura çıkmıslar:
- Padisahım, hazinede para kalmadı. Yeni vergilere ihtiyacımız var,
diyerekten.. .
Padisah, kavugunun altından kafasını kasımıs,
- Eeee! Ne vergisi koyalım?, demis...
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padisah,
- Tamam, demis.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormus vezirlerine:
- Tepki var mı?
- Hiç bir tepki yok!
- Iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!Aradan bir süre geçmis, Padisah:
- Var mı şikayet?
- Yok!
Halkının tepkisizligine kızan Padisah, gürlemis:
- Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!
Aradan birkaç gün geçmis, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padisah, çagırmıs vezirlerini,
-Halkı dinleyelim hele bir, demis.
Gitmisler köye, Padisah sormus:
- Var mı sikayet?
Ses yok.
Padişah tekrar :
-Var mı sikayet? Şikayeti olan söylesin!
diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmus:
-Padisahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demis Padisah bir umutla...
- Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoz, bir adam daha koysanız...
:puhaha: :puhaha:
 
Bir iki fıkrada benden;

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:

"Para nerede?"

Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."

Tercüman tercüme etti:
"Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."

Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
"Şimdi sor bakalım, para nerede."

Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?"

Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
"Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."

"Ne söyledi?" dedi baba.

Tercüman yanıtladı:
"Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."


:D


Temel bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "Düz Mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar;

-Bu kitapta ne yazıyor?

-Okuyunca öğrenirsin...

-Ben onunla uğraşamam, anlat bakiim sen bana.

-Pekala. Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mi mesela?
-Evet var...

-O zaman içinde su da vardır?
-Evet var...

-İçinde su varsa balık da vardır?
-Evet var...

-Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen?
-Evet...

-Hayvanları seviyosan insanları da seversin herhalde?
-Evet...

-O zaman senin sevgilin de vardır?
-Evet var.

-Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir?
-Evet.

-E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir?
-Evet.

-Bak gördün mü? Düz mantık buna denir işte...
Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür...

Dursun sorar;
-Temel o ne?

-Düz mantık kitabı!
-Nası bişey bu anlat bakiim...

-Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı?
-Yook!

-O zaman sen i*nesin...

:D


Yıllarca, iki kahraman heykeli; biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar...
- "Sizler iyi ve örnek birer heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış.
- "Onbeş dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş:
- "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben pisliyim kafasına!"

:D

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:
- "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç içinde:
- "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamis. Herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş:
- "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."
 
Re: Ynt: fıkra çok hoşuma gitti paylaşmak istedim

Doktorun biri yeni bir muayenehane açmış.

Kapıya yazmış; "Vizite ücreti 100 TL
İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz"
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten iyi doktor.
Her gelen hasta iyileşip gidiyor."

Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş.

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış.

"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok. Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum."

Doktor, adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:

"Hemşire Hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin."
Hemşire, adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş.

"Ama bu b.k!"
Doktor, sakin:
"Evet! İyileştiniz. Tat alıyorsunuz artık.

"Adam, parayı ödemiş, sinirleri tepesinde; gitmiş.

Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

"Doktor Bey, bende hafıza kaybı başladı.

Her şeyi unutuyorum!

"Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş:

"Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda b.k var!"

Doktor:
"Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!

"Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı.

Kurmuş da kurmuş intikam plânlarını.

Birkaç ay sonra:
"Doktor! Bende iktidarsızlık başladı.
Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

"Doktor, adamı gözüyle şöyle bir inceleyip:

"Hemşire Hanım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" diye seslenince adam, tüm hırsıyla:

"S...cem, seni de sekiz numaralı kutunu da!" diye bağırmış..

Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Bakın, artık yapabiliyorsunuz!" :p
 
Re: Ynt: fıkra çok hoşuma gitti paylaşmak istedim

COBOL' Alıntı:
Doktorun biri yeni bir muayenehane açmış.

Kapıya yazmış; "Vizite ücreti 100 TL
İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz"
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten iyi doktor.
Her gelen hasta iyileşip gidiyor."

Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş.

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış.

"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok. Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum."

Doktor, adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:

"Hemşire Hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin."
Hemşire, adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş.

"Ama bu b.k!"
Doktor, sakin:
"Evet! İyileştiniz. Tat alıyorsunuz artık.

"Adam, parayı ödemiş, sinirleri tepesinde; gitmiş.

Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

"Doktor Bey, bende hafıza kaybı başladı.

Her şeyi unutuyorum!

"Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş:

"Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda b.k var!"

Doktor:
"Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!

"Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı.

Kurmuş da kurmuş intikam plânlarını.

Birkaç ay sonra:
"Doktor! Bende iktidarsızlık başladı.
Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

"Doktor, adamı gözüyle şöyle bir inceleyip:

"Hemşire Hanım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" diye seslenince adam, tüm hırsıyla:

"S...cem, seni de sekiz numaralı kutunu da!" diye bağırmış..

Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Bakın, artık yapabiliyorsunuz!" :p
buradaki fıkralara kapak olacak nitelikte süpersin hocam zuhahahahHAHAHAAAA
 
COBOL' Alıntı:
Doktorun biri yeni bir muayenehane açmış.

Kapıya yazmış; "Vizite ücreti 100 TL
İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz"
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten iyi doktor.
Her gelen hasta iyileşip gidiyor."

Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş.

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış.

"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok. Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum."

Doktor, adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:

"Hemşire Hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin."
Hemşire, adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş.

"Ama bu b.k!"
Doktor, sakin:
"Evet! İyileştiniz. Tat alıyorsunuz artık.

"Adam, parayı ödemiş, sinirleri tepesinde; gitmiş.

Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

"Doktor Bey, bende hafıza kaybı başladı.

Her şeyi unutuyorum!

"Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş:

"Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda b.k var!"

Doktor:
"Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!

"Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı.

Kurmuş da kurmuş intikam plânlarını.

Birkaç ay sonra:
"Doktor! Bende iktidarsızlık başladı.
Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

"Doktor, adamı gözüyle şöyle bir inceleyip:

"Hemşire Hanım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" diye seslenince adam, tüm hırsıyla:

"S...cem, seni de sekiz numaralı kutunu da!" diye bağırmış..

Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Bakın, artık yapabiliyorsunuz!" :p
Sadece buna güldüm. Süper fıkra.

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Re: Ynt: fıkra çok hoşuma gitti paylaşmak istedim

bbneet02' Alıntı:
COBOL' Alıntı:
Doktorun biri yeni bir muayenehane açmış.

Kapıya yazmış; "Vizite ücreti 100 TL
İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz"
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten iyi doktor.
Her gelen hasta iyileşip gidiyor."

Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş.

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış.

"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok. Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum."

Doktor, adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:

"Hemşire Hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin."
Hemşire, adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş.

"Ama bu b.k!"
Doktor, sakin:
"Evet! İyileştiniz. Tat alıyorsunuz artık.

"Adam, parayı ödemiş, sinirleri tepesinde; gitmiş.

Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

"Doktor Bey, bende hafıza kaybı başladı.

Her şeyi unutuyorum!

"Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş:

"Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda b.k var!"

Doktor:
"Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!

"Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı.

Kurmuş da kurmuş intikam plânlarını.

Birkaç ay sonra:
"Doktor! Bende iktidarsızlık başladı.
Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

"Doktor, adamı gözüyle şöyle bir inceleyip:

"Hemşire Hanım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" diye seslenince adam, tüm hırsıyla:

"S...cem, seni de sekiz numaralı kutunu da!" diye bağırmış..

Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Bakın, artık yapabiliyorsunuz!" :p
buradaki fıkralara kapak olacak nitelikte süpersin hocam zuhahahahHAHAHAAAA

:puhaha:

fevkalade
 
Geri
Üst