Hocam şöyle bir laf var: "If it is written in Python, it's probably machine learning. If it is written in PowerPoint, it's probably AI."
Şimdi merak ettiğimden soruyorum; Yapay Zeka dersi seçilse bu dersi kim verecek? Yani bizim verip vermememiz meselesi değil. Bırakın bilgisayar öğretmenlerini, herhangi bir branşta, Türkiye'de Yapay Zeka dersini verebilecek çapta bir tek öğretmen var mı? Popüler iki video paylaşıp "Robotlar dünyayı ele geçirecek. Robot askerler geliyor. Hepimizi öldürecekler. Geliyorlar. Allah'ıma kitabıma ordalar."
diyen Twitter fütürüstlerinin kafasında bir ders verilecekse hiç verilmesin daha iyi ama bulanık mantık, soyut matematik, yapay zeka algoritmaları, machine learning, deep learning, neural networks vs. gibi konular anlatılacaksa, şahsen öğrenci olarak liseye geri dönmeye razıyım.
Ki okulda ders anlatmak gibi verimsiz bir yola da gerek yok bu durumda. Anlatacak kişi youtube'da tekke açsın, müridi olalım.
Az buçuk yazılım geliştirmekten de, matematikten de anlarım. Yapay zeka'nın ne olup ne olmadığını da ayırt edebilirim. Ancak "gel bu dersi anlat" deseler, şahsen anlatamam. Bu bana özel bir cehalet de olabilir. Bilmiyorum. Bilgisayar öğretmenleri içinde veya başka branşlarda bu dersi anlatacak bilgiye sahip kimse olduğunu da zannetmiyorum.* Dediğim gibi, "ben anlatabilirim" diyen arkadaş da(branşı farketmez) hiç durmasın youtube kanalı açsın.
Yani niyetim kuru kuru eleştiri, şikayet veya bahane üretmek falan değil. Zaten Ziya Hoca "öğretmen olmadan olmaz" demiş. Haklı da. *Bu dersi anlatabilecek öğretmen olduğunu zannetmiyorum lafım da herkes gibi kişisel gözleme dayalı. Çünkü ortada ölçülebilir bir veri yok. Dersi hangi branş verecek? O branştan kaç öğretmen var? Bu öğretmenlerden kaç öğretmen dersi anlatabilecek yetkinliğe sahip? Yetkin olmayanlar için nasıl bir eğitim planlandı? Bu eğitimi verebilecek akademisyen/üniversite sayısı nedir? Yani bir ölçülebilirlik problemi var. Ortada bu konuda bir veri varsa, o zaman bir iletişim problemi var. Siyasi yanlılık dolayısıyla görüş belirtenler, yani baştan tarafgir olanlar, bakanlık doğru işi yapsa bile beğenmecektir, "olmaz o iş" diyecektir(haters gonna hate) ama programın uygulanabilirliği üzerine olan tartışmaları öğretmen yeterliliklerine dair ölçülmüş çok az bir bilgi parçası bile durdurabilir. Böyle bir bilgi olmadığından, herkes duygusal davranıyor. Biri "bence uygulanabilir" diyor, öteki "bence uygulanamaz" diyor ama kime göre neye göre uygulanabilir/uygulanamaz belli değil. Bu işin sencesi bencesi yok ki. Bu yüzden, veriye dayalı bir şekilde program sunmadığından, Ziya Hoca'nın dikkate alınma oranı giderek düşüyor. Ziya Hoca'nın bir romantikten, hayalperestten öte biri olmadığı düşüncesi pekişiyor. Her biri birer bezgin bekir olan öğretmenler adama inanmıyor ve söylenmeye devam ediyor, idareci kadrosunu dolduran torpilli eşekler de adamı bir gram ciddiye almıyor.
Kısacası, yeni lise sistemi iyidir kötüdür henüz bilmiyorum. Yeni bir çok ders eklenmiş ama ortada çok soru işareti var ve bu soru işaretlerini giderecek veri yok. Blockchain, yapay zeka, big data vs. gibi hype terimleri sıralayarak, hatta bunları müfredata eklereyerek de olmuyor. Veri lazım. Ancak o zaman Ziya Hoca inandırıcı olabilir.
Edit: Mesela bakanlık şunu diyebilirdi; "a dersini verebilecek, x branştan 10 bin öğretmen var. Bu öğretmenler Türkiye'nin y kadar ilinee z kadar ilçesine dağılmış durumdalar. t kadar liseye ders verebilecek durumdayız. Ulaşamayacağımız p kadar lise var. Onlar için de çalışmalara başladık. s kadar süre içinde o öğretmenlerimizi eğitimlerini tamamlamayı planlıyoruz." vs. Bu çok daha güven vermez miydi? Herkesin sorularını cevaplamaz mıydı?