Merhaba,
29 sayfa olmuş. Daha önce yazmak isterdim ama işim vardı yoğunluktan, DÜŞÜNMEDEN yazmaya vakit bulamadım. İstedim ki her kelimeyi düşünerek, seçerek yazayım. Yoksa ne farkımız kalır düşünmeyenlerden. Her zamanki gibi hakkımı, helal etmiyorum, Allah belanızı versin! teknoloji özürlülerle başlayıp 4. sayfaya doğru haydi hep beraber şunu yapalım, devam edip sonra monolog bir diyaloğa dönen konu başlığını bir kez daha yaşıyoruz. Sonra şöyle oluyor biri acemice bir paragraf karalıyor "Yeğiteke gönderilecek yazı diye", diğer arkadaşım Yeğiteke gönderilecek yazı kısmını bile silmeden basıyor tuşa. Sonra biz bir yazıya bakıyoruz bir "hiç mi akıllı adam yok bakanlıkta" diyen arkadaşıma, bir yazıya bir arkadaşa! Sonra bir STK çıkıyor bir sendika çıkıyor üç beş üyesi olan avukatımız var şöyle alırız böyle alırız diye üye yapıp hiç ilgisi olmayan kanun maddesi ile sizleri kandırıp başlıyor ihtarname vb.
Şöyle bakıyorum da önüne gelen sizi kandırıyor ve yanınızdalar siz yine bize küfrediyorsunuz (özürle söylüyorum küfür kelimesini tüm arkadaşlarım üzerine alınmasın lütfen)
Hiç bir eğitimimde ve ortamda kadro vb. şeklinde beklenti yaratmadım çünkü ne benim ne de genel müdürlüğümün ilgi alanı değil. Size norm kadro sözü mü verdik ki beklenti karşılanmayınca bize kızmaktasınız. Bu sadece bir görevlendirme esaslarını belirleyen yazı o da geçici görevlendirme. "Bu madde de nöbet şöyle diyor ama yönetmelik te şöyle diyor" diyen arkadaşım yönetmelik dediğinde bizim yazdığımız önceki yazı, öncelikle gidin resmi yazı nedir, yönetmelik, nedir mevzuat nedir öğrenin gelin, sonra sayfalarca gereksiz bilgi oluyor.
"Şu bakanlıkta hiç mi akıllı adam yok" diyen arkadaşım. Sen nasıl bir resmi yazı istersen bir taslak hazırla gönder, bir sonrakinde onu baz alalım, bu konuda ciddiyim.Bize katkısı olur beklemekteyim. Şu ana kadar sizi kandıran onca kurum içinden bir tane taslak gitti mi diye niye onlara sormuyorsunuz. Ben söyleyeyim "her okula BTR normu istiyoruz" dan başka bir kelime gelmedi, ilginç değil mi. Bu arada bana kızan arkadaşım ben 1991-1992 yıllarda mevzuat yazıyordum o yıllarda sen nerede olduğunu bir düşün o saygı çerçevesinde sarf ettiğin cümlelere bak.
İlk dönem görev aldım bu yazıdan sonra almayacağım diyen bazı arkadaşlara sordum size de sorayım yeni yazıda sizi engelleyen hangi madde var ki istemiyorsun, cevap beklemekteyim. İlk dönem görev aldı isen ve halen alabiliyorsan proje okulundasın demektir. O zaman tek farklı olan sınıf içi rehberlik! yani bir öğretmen arkadaşa 1 ders saati rehberlik. Bu da zaten rehberlik görevi. Sen ne istiyorsun? dün tamirci olmak istemiyorum diyen arkadaşım bu gün sınıf içi rehberliğe angarya derken hiç mi vicdanın sızlamıyor. bize kızarken hakret ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor;
Göreve geldiğimizde farklı bir çok branş bt dersine giriyordu sizin yerinize, herkes kendi dersine girecek kalan zamanda bu görevi yapacak diyen biz değilmiydi, görevlendirme esaslarında diğer bir sürü işler varken kaldıran bir değil miydik unutularak mı kaldırıldı sanıyorsunuz. Geçici görevlendirmenin mantığına aykırı olmakla birlikte geçici görevlendirme çalıştığı kurumun mesaisine tabi olması gerekirken ders bittiği saate çeken biz değil miydik (siz de 30 saat yaparım çekerim giderim diyerek 30 saat btr yi 30 saat dersmiş gibi düşünerek), size formatör format atan kişi muamalesi yaparlarken mezuniyet alanı ile bağdaşsın diye BT rehberliğinin isim hakkı doğrudan bize ait değil mi. Acımasızca hakaret ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor, el insaf!
Bana hakkını helal etmeyen arkadaşım, insanlar borca girmiş hakkımı helal etmiyorum diyen kardeşim. Olay şu bakanlık bir ihtiyaç duymuş GEÇİCİ GÖREVLENDİRME talep etmiş sen kabul etmişsin. Mevzuat buna geçici görevlendirme der. Yani sürekli değil geçici, daha nasıl açıklanır bilmiyorum ama geçici demek kalıcı olmayan demektir. Yani sürekli olmayan şimdi sen mevzuat bilmiyorsun diye geçici görevlendirmeye güvenip borç yapacaksın ve geçici görevlendirme esasları değiştiği için bana hakkını helal etmeyeceksin, ilginç! Peki Allah akıl vermiş ve aklı olan sorumludur (yok diyorsan sorumlu değilsin) sorumlu isen sorumluluğun var. Aklını kullanmıyorsun iki satır mevzuatı okuyup anlamıyorsun bilmeden düşünmeden hak diyorsun helal diyorsun. Şimdi kim kimin kul hakkına giriyor. Kul hakkı bireyseldir bizzat şahıstan helallik alman gerekir. Şimdi ben bana bu şekilde isnat ettiğiniz içi hakkım olduğunu düşünüyorum ve HAKKIMI HELAL ETMİYORUM. Bireysel olan bu hakkımı yeğiteke gelip bir çayımı içmeden helal etmiyorum. Şimdi varın siz düşünün.
Bir iki tweetime bakıp beni bilişimci düşmanı ilan eden arkadaşım, o tweeti bilmem ne platformu adı altındaki arkadaşlarınızı muhatap alıp iki saat konuşup btr nedir kurs nedir atama ile ilgisi vardır yoktur diye anlatmama rağmen (ki bakanlığın bir çok kurumunda kimse muhatap alıp randevu vermediği halde) ertesi günler basında bile bile 100 saatlik kursla 800 tl ye öğretmen atıyorlar tarzı haberden sonra attığımı da biliyor mu acaba. Sonuçta benimde branşım uzay mühendisliği değil bir taraflarında yarım yamalak bilgisayar kelimesi bile geçiyor.
"BTR ye oldum olası karşıyım öğretmen zaten biliyor kendi biraz kurcalasa şunu bunu öğrenir" diyen arkadaşım. Şimdi senin herkes bilgisayar kullanmayı biliyor ne gerek var bilişim dersine diyenden farkın ne oldu?
Yazılan yazının her bir kelimesi ve cümlesi üstünde düşünülerek yazılmıştır. Sizin bir çırpıda savurduğunuz her bir cümleyi günlerce tartışarak yazdık biz ve her eğitimde de sormuşumdur bilişimcilere bu da ilginç değil mi? Ama biz norm vereceğiz falan demedik ki, keşke verebilsek. Size bu beklentiyi verdiğimize dair bir şey mi var ki bize hakaret!
Örneğin nöbet daha önce verilmemesi istendi ki nöbet öğretmeni asli görevidir, önceki yazıya rağmen okul müdürü resmi olarak sorduğunda ihtiyaç varsa verin diye yazıyorduk. Nöbet görevine açıklık getirdik ki nöbete ücret gelince mağdur olmayasınız. Nöbet rehberlik görevi teneffüste de yapıldığı için verilmiyordu o yüzden rehberlik olmadığı günler verilir yazıldı. Sadece kendinizi düşünen arkadaşım işinize geldiği gibi çekiyorsunuz değil mi.
Daha önce BT sınıfında görev yapan, bt sınıfı olmadığı halde varmış gibi görev yapan 3-5 şube ile köyde tam ek ders alan arkadaşım bana telefonda bizzat soruyor "hocam 10 saat dersim var ben ek ders alamıyorum mağdur oluyorum"! aynı saat derse giren matematik öğretmeni de mağdur oluyor o zaman! Efendim ben şunu yapıyorum yazıcı yapıyorum... yapma arkadaşım o zaman sana çok ağır geliyorsa. Sonuçta 10-12 saat derse girip tam maaşını alıyorsun bakmam iki yazıcıya diyorsan yapma! Ben de mesleki okulda görev yaptım bir tek siz yapıyormuş gibi davranmayın bir kafanızı kaldırın bakanlığın onlarca farklı branşı var. Ben okulumda okulun televizyonun tamir ettim, her zil bozulduğunda beni çağırdılar, her gün en az bir formatım vardı ki o zaman imaj almak bu kadar kolay değildi. Okulun web sayfasını yıllarca yaptım, her törende ses düzenini kurdum, mobilya öğretmeni kırılan kapı kolunu sürekli elinde tornavida tamir ederdi, kaynakçısı öyle bir tek kendini mi sanıyorsun, eğer öyle görüyorsan sana verilen 10-12 saatle görevini yaptığını düşünüyorsan yapma arkadaşım, yapma ki bitsin bu yaygara.
BT sınıfına görevlendirmeyi kaldırdık çünkü; öncelikle bunun için bana kızan arkadaşım bt sınıfına niye rehberlik verildiğini biliyor mu, hayır bilse yazmaz. Şimdi sizin de söylediğiniz gibi fen laboratuarında ders yapan öğretmen 18 saat ek ders mi alıyor laboratuarı ayakta tuttuğu için. Şimdi diyeceksiniz biz şu tamir bu bakım... o ayrı bir konu. BT sınıfı olayı şu idi; okullarda bt sınıfları bilgisayar dersi işlensin diye değil tüm öğretmenler kullansın diye kuruldu. Sadece bilgisayar dersi verilsin diye kurulana meslek liselerinde olduğu gibi bilgisayar laboratuarı deniyordu. Diğer öğretmenler BT sınıfını kullanırken oradaki görevli ona yardım edecekti o yüzden bt sınıfına görevlendirme yapılırdı. Şimdi fatih projesi ile bir öğretmenin bt sınıfı kullanma ihtiyacı kaldı mı? çok büyük oranda hayır. Şimdi kardeşim dön geriye bir bak geçen 6 ayda kaç defa bt sınıfını senden başka öğretmen kullandı ve sen bunun için hiç bir şey söylemiyorsun ilginç, bu ayrımı hepiniz biliyordunuz değil mi (iyi mevzuat bilenlere)
İsyanın özeti şu;
Atanamayan birçok arkadaşım var ve bu arkadaşları başka branşlar btr olduğu için sizi atamıyorlar diye kandırıyorlar
Bilişimcilerde norm beklentisi var her çalışma var denildiğinde norm kadro beklentisine giriliyor çıkmayınca isyan
Kendinden başka herkesi bilişimci düşmanı ilan etmiş hatta kendisinin de yarısını teknik böte diye ayırıp düşman ilan etmiş
Bir olay, yazı vb. olduğunda birbirini gaza getiren bir forum sayfası var (ilginç bir kaç sayfa sonra tek akıllıca konuşan ve çözüm önerilerini toplayıp gönderelim diyen arkadaşım btr olmayan biri idi hangi sayfa hatırlamıyorum)
Mükerrer defa yazdım ama yine yazayım görevli olduğum genel müdürlük öğretmen normlarını belirleyen bir genel müdürlük değil. Belki abes kaçacak ama yazayım; "Adam hanımına sesleniyor -Hanım ben bir çocuk istiyorum, istiyorum ki annesi sen olasın" ben fatih projesinde projeye destek verecek diğer öğretmenlere rehber olacak önder olacak birilerine ihtiyacım var istiyorum ki bu bilişim öğretmeni arkadaşlar olsun.
Şu açıdan bize sitem ederseniz haklısınız; madem bu kadar önem veriyorsunuz bu projeye ve bize ihtiyacınız var o zaman niçin geçici görevlendirme ile bu devam ediyor. İşte bu kısım doğru. Biz sadece bu kısmı çözmeye çalışırız ve muvaffak olamadık.
Aşağıda yazacaklarım şahsi görüşümdür ve resmi bir bağlayıcılığı yoktur;
BTR görevi valilik onayı ile devam etmemelidir. Valilik onayı çalışma saatleri, onay çıktı çıkmadı müdürün isteğine bağlı değil.... bir sürü sorun getiriyor.
Norma gelince; önce gerçekçi olmak lazım bakanlığın tek mağdur öğretmeni sizler değilsiniz. Her okula bir BTR derseniz bu mümkün değil, yanlışla amel edilmez. 13000 bt öğretmeni var 50000 okul çiftleri çıkarsak 43000 civarında norm istiyorsunuz size akıllıca geliyor mu. ihtiyaç yok anlamında söylemiyorum ülkenin yılda atadığı öğretmen sayısına ve kadroyu kim verdiğine bakın.
Şu an için norm sadece derse göre veriliyor.
benim şahsi görüşüm " Bilişim Öğretmeni normunun sadece ders normuna göre değil yaptığı BTR görevinin de norm hesabına öğrenci sayısı doğrultusunda dahil edilmesidir" ben bu yönde çalışma yapabilirim, şu ana kadar muvaffak olamadık. Bu görüşümü her eğitimde söylemişimdir tüm katılımcılar şahittir. Yani haftada 18 saat yaptığınız görev geçici olduğu için norma dahil edilmiyor. Her okula bir BT yada BTR normu yerine btr görevinin norm hesabında dahil edilmesi daha gerçekçi görünüyor. Siz mevzuatı daha iyi bilirsiniz ama! bunun için gerekenler önce norm kadro yönetmeliği taslağına bunu dahil etmek, sonra da bu maddeye istinaden resmi yazı ile düzenleme yapmak ve bakanlar kurulundan çıkan ek ders esaslarına madde eklemektir. Yani bir yönetmelik maddesi bir bakanlar kurulu maddesi ve bir genel müdürlük yazısı. Ben yol gösteriyorum her okula norm alacağız mahkemeye vereceğiz diye sizleri kandıran kurumlara gidin bunu bir öneri taslağına çevirip ilgili kurumlara (ki ilk yeri insan kaynakları genel müdürlüğüdür ve meclistir) sunsunlar.
Norm kadro yönetmeliği taslağı çıkar ve içinde "tüm sınıfları bt teknolojisi ile donatılmış okulların bilişim teknolojileri normu bakanlıkça belirlenir" maddesi olursa hemen sevinmeyin, bilin ki bu bizim cümlemizdir ve bundan sonra daha yukarıda belirtilen çalışmalar gereklidir. İşte diğer kurumların desteği de bize bu çalışmalarda dediğim kurumlara öneri sunarak ve stk baskısı yaparak yardım etmektir. Yine de siz bilirsiniz "eğiteke gönderilecek" yazı diye sıralayın biz de cevap vermekle uğraşalım tercih sizin.
Bunun dışındaki yazılım dersi, kodlama dersi şu norm bu norm gidin kendi genel müdürlüklerinize bizimle doğrudan ilgisi yok. Bağlı olduğunuz kurumların da bir genel müdürlüğü var biliyorsunuz değil mi! Görev verilirse bu konuda da çalışırız.
Bu arada her eğitimde yönlendirmiştim. BT sınıf yok nasıl bilişim dersi vereceğiz diye sızlanmayı bırakın da her öğrenciye tablet veriliyor. Tabletle akış diyagramı nasıl anlatılır, tabletle kodlama eğitimi verilir mi diye tartışın diyeli iki yıl oluyor. O zaman bt sınıfına ihtiyacınız var mı, biraz vizyon geliştirin. Yine kızacaksınız ama bilişim öğretmeni arkadaşlar çağın gerisinde kalıyorsunuz, teknoloji araçları kullanımı arttıkça ve yaygınlaştıkça diğer branş öğretmenlerinden farkınız kalmıyor geride kalıyorsunuz, düşünsenize bt teknolojisini dersinde rahatlıkla kullanan biyoloji öğretmeni sizden artı olarak biyoloji biliyor olacak ya siz. Bence farkınızı gösterin artık.
Tabletle kodlama diye forum başlığı var sa da ben kaçırmış olabilirim!
Ve halen hakkımı helal etmiyorum bireysel gelip bir çaya bakar
(Bir çoğunuz gibi rumuz arkasına saklanmıyoruz) adımız belli yerimiz belli. Kalın sağlıcakla.
Necdet SARI
Elektronik Öğretmeni