Norm Kadro Yeni Yönetmelik --》Öneriler

Kodla Büyü

cgg*seco

Süper Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
1,120
Arkadaşlar biliyorsunuz 25.11.2016 tarihli Resmi gazetede yayımlaman norm kadrodaki değişiklikle "Sınıfları bilişim teknolojisi araçları ile donatılmış olan eğitim kurumlarından bilişim teknolojisi alanı norm kadrosu bulunmayanların bilişim teknolojisi alanı norm kadroları, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün teklifi ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün uygun görüşü üzerine Bakan onayı ile belirlenir." deniliyor. Bu noktada üzerimize maddeyle ilgili ortak bir metin olusturup YEĞİTEK'teki en büyük destekcilerimizden Necdet Sarı'ya ulastirmak gibi bir görev düşüyor diye düşünüyorum.
Biz hem zümre hemde meslek olarak ne istediğimizi değil ne istemedigimizi iyi bilen bir topluluk olarak biliniriz. Bunu terse cevirmemiz gerek diye düşünüyorum.
İlk öneri benden gelsin; Maddeyle ilgili bir yönerge olusturulsun ve bu yonergeyle mesai kavramı (rehber ogretmenle ayni olabilir), sorumluluk ve haklar, ders saati, farklı okullara gorevlendirme(toplam tahta/tablet sayisi ve ders sayisina gore hareket edilebilir), nöbet/belleticilik/sinif rehberligi/kulüp konulari açıklığa kavusturulsun(bunlarin zorunlu olmaması kaydiyla istege bağlı yapılabilir, ücret mukabilinde). Ayrıca egzersiz/ destekleme kursu/ halk eğitim kursları açıkça belirtilsin.
İlk etapta aklıma gelenler bunlar.
 
Hocam; mesela bir okulda (genelde meslek liseleri) akıllı tahtalar var fatih projeside var. Ancak okulda bulunan hiçbir bilgisayar öğretmeni BTR olmak istemiyor, çünkü teknik öğretmen ek dersi fazlasıyla var. Veya başka bir ihtimal bir ilkokul 1 tane bilgisayar öğretmeni var ancak o da BTR olmak istemiyor. Bu durumda ne olacak. "Fatih projesi olan her okula ilave olarak en az bir büyüklüğüne göre daha fazla BTR kadrosu açılır" tarzında norm kadro yönetmeliğine yazılmadığı sürece yeğiteğin açacağı kadro ile bu iş yürümez. Diyelim ki ihtiyaç olan okula kadro açıldı ve oradaki bilgisayar öğretmenide BTR olmak istemiyor. Ne olacak? Norm kadro yönetmeliğine yazılmış olan şeyler pek fayda sağlamaz. Tek faydası ders azlığından sürekli norm fazlası olan arkadaşlarımızı rahatlatır. Gerisi ayı tas aynı hamam devam eder.
 
Saygıdeğer öğretmenim elbette bir öğretmen olarak temel hak ve sorumluluğumuz derslerimiz olmali. Bunu bir istek olarak görmek dahi abest. Bizi bu duruma düşüren MEB utansın! Fakat BTR gercegini istemesekte kabul etmemiz gerek. Sanirim bilmediginiz fakat farkinda oldugunuz en onemli sey tamirci olmak istemedigimiz. Yıllardır bizi köle/tamirci olarak gören anlayışın degisebilmesi adina birseyler onerebilecegimiz bi durum var ortada bence. Bu sebeple ortak akıl dedigimiz algiyi olusturmak bu noktada önemli diye düşünüyorum.
 
Ülkede 67 bin okul var, her okula bir adet btr normu istemek biraz hayalcilik olur.
Ama şu durumda en azından her liseye 1 btr normu şart diye düşünüyorum, liselerde fatih projesi yürümüyor çünkü idareciler olaya vâkıf değiiler ayrıca yapacakları birşey yok sahip çıkacak bir bilişim öğretmeni olmayınca iş yürümüyor, her gelen btr geçici geliyor. Seçmeli ders ile norm yaratıp btr imkanına kavuşmayı akıl eden liseler ise fatih projesi kapsamında çok derli toplu.
Benim önerim; ilk iş olarak her liseye bir btr normu şart eğer bu olmazsa milyarlarca dolarlık yatırımlar çöpe gidecek.
Lisede kadrolu btr yoksa 100 saatlik kurs alan öğretmenler geçici görevle görevlendirilmeye devam edilmeli.

Ortaokullardan bilişim dersi asla kaldırılmamalı.

Bu durumda Btr olmak isteyen liselere, derse girmek isteyenler ise ortaokullara tayin isteyebilir.
 
Formatörlük tamircilikti ama Btr ye teknisyen gözüyle bakılamaz, Btr Fatih Projesine rehberlik eden ayrıca bakanlığın Bilişim Projelerini öğrencilere aktaran bir rehber öğretmendir. Bilgisayarmış, çıktı almayan yazıcıymış bunlar btr yi ilgilendirmiyor. Tahta bozuksa servisi ararsın gelir yapar, tablet bozuksa oturup tableti tamir et diyen olmaz.
 
Arkadaşlar kendi aramızda dahi yaptığımız iş için tanimlamada farklılıklar yasiyoruz. O yüzden önemli yeni maddeye bir metin olusturabilmek. Bizim istedigimiz neyse onlari yazalım. Biraz gecmisi birakip geleceği sekillendirmek icin kafa yoralim
 
Ayrıca rehber öğretmenlerde eğitim fakültesine okudular ama derse girmiyorlar, 657 ye tabi olup eğitim sınıfından atandılar, Btr için teknisyen kadrosu demek yanlıştır.
 
promethus' Alıntı:
Hocam, "fatih projesine rehberlik etmek", "öğrencilere bakanlığın projelerini öğrencilere aktarmak" ne demek açıklayabilir misiniz? Örneğin eğitim öğretim yılı 180 iş günüdür. 180 gün boyunca her gün 6-7 saat ne rehberliği yapacağız acaba. Söylediğiniz şeyler sene başında 1-2 saatlik seminerle hallolucak şeyler. Meb zaten öğretmelere akilli tahtalarla ilgili egitim veriyor. Adı ister rehberlik olsun ister formatörlük, ne kadar süslü laflarla anlatılırsa anlatılsın gerçekte bunun adı tamirciliktir. Ve tamircilikte teknisyen sınifindandir.
Bizi kurtaracak tek şey derstir. Gerisi ham hayaldir. Olmaz. Olsa da hiç iyi olmaz.

Hocam elbette ki haklı olduğunuz noktalar var. Bizi ders kurtarır haklısınız ancak dersimiz Meb'in umrunda değil, btr kadrosunu da bilişimci arkadaşlar ellerinin tersiyle ittikçe hep norm fazlası olarak kalacağız ya da yer değiştirme şansımız hiç olmayacak. Çoğu il şimdiden doldu, tayin istemek imkansız durumda.
Meb bizi eğitim sınıfından bilişim teknolojileri rehber öğretmen yapamaz diye bir şey yok, sizin dediğiniz gibi tamircilik yapacak olsak bile meb bizi eğitim sınıfından btr olarak atayabilir.

Rehber öğretmenler çoğu okulda 3 er norm ile her gün 6-7 saat olarak ne rehberliği yapıyorsa btr de o rehberliği yapar diye düşünüyorum.

Meb'in verdiği uzaktan seminerin nasıl yapıldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz.
 
Btr konusunu Meb'in çok önemsediğini düşünüyorum çünkü Necdet Sarı'nın son twiti ve resmi gazetede yayınlanan yazı bunu gösteriyor. Milyar dolarlık yatırımları sahipsiz bırakmak onları çöpe atmak demektir.

Ders konusunda gelirsek; Ortaokullarda 5 ve 6 larda ders var 7 ve 8 lere ders getirmek Meb'in işine gelmez. Liselere zorunlu bilişim dersi Meb için daha mantıklı olur en azından liselerde Btr yapabileceği kadrolar açılmış olur.
 
Meslek liselerindeki şeflik görevi gibi olmalı. Görevli olunan saatler ders programına işlenmeli. Norm hesabı yapılırken görev saatleri norm hesabında kullanılmalı.
Akıllı tahta sayısı belli sayının üzerinde olan okullar için bu görevlendirmeler yapılacaktır diye düşünüyorum. Yalnız gerçek şu ki tahta sayısı çok olan okullarda eğer öğretmenlere Fatih projesi rehberliği yapılacaksa bu okullara bir adet bilgisayar öğretmeni yetmez.
Okulda öğretmen ve ders sayısı çoksa bu işi yapmak için birden fazla bilgisayar öğretmenine ihtiyaç olacaktır. Fakat rehberlikten ziyade tahtaların tamiri bakımı onarımı, derse hazır edilmesi gibi işler için düşünülmüşse ihtiyaç olmayacağını varsayacaklardır.
 
Evet artık görevlendirme klavuzunda gorevlerimiz ve yapılacak ve yapılmayacak işlerimiz yazardı. Artık rehber öğretmenler gibi BTR için de bir btr yönergesi hazırlanacaktır. Bizim bu yönerge hazırlanma aşamasında isteklerimizin ve karşılaştığımız zorlukların çözümü için açık ve net ifadeler le düzeltilmesi için çaba göstermeliyiz.

Mobilden Tapatalk kullanılmıştır.
 
1-Öncelikle yoruma açık maddeler yönetmelikte olmamali.
2-Görev tanımı açık, net anlaşılır olmalı.
3- Nöbet, kurs, egzersiz vb. kısıtlamaları olmamalı. BTR nöbet tutabilmeli (ücretsizken tutuyordukta şimdi niye tutulmasin)
4- Onceligimiz ders olmalı , Tahta rehberlik işleri ikinci planda olmalı. Yani önce dersine girer ders harici zamanda bu işlerle meşgul olunacak bir düzenleme yapilmali .

Bu hususlara uygun yönetmelik çıkarılırsa üzerimizdeki psikolojik baskı hafifleyecektir.
 
Yegitekte calisan forum üyeleri illaki vardır. Onlarin bizi görmesi dinlemesi çok önemli...
 
Btr için norm YEĞİTEK'TE ama derseniz ki ders bu durumda Talim Terbiye ve Genel Müdürlükler işin içine giriyor. Onlar da bu dersi müfredatta istemiyorlar. YEĞİTEK'İN yıllardır yapması gereken btr normuydu belki onlar da bunun için uğraştı ama ancak netice alabildiler.
 
Bence sorunlarımızı noktası virgülüne biliyorlar. Önce ders üzerinden norm sorunumuzu çözme konusuna yöneldiler. 5 ve 6 da dersimizi zorunlu yaparak. Fakat bunun yetersiz kaldığını bilhassa lise ve ilkokullarda Fatih projesinin yürümediğini ve bu okullardaki donanımın kaybedilmek üzere olduğunu gördüler ve onun için yeni bir düzenleme yoluna gidiyorlar. henüz netleşen bir Bişey yok. Fazla ümitlenmemeli ve fazla umutsuzluğa kapınılmamalı. Bir miktar iyileşme olacağı aşikar. Bekleyip göreceğiz
 
Arkadaşlar Btr görevi bilgisayar tamirciliği değildir. Zaten etkileşimli tahtalarda tamir edilecek bir şey de yok. Yapılacak iş servisi çağırmak o da müdür yardımcısının işi. Diyelim ki okulda Btr yok, o zaman servisi nasıl müdür yardımcısı çağırıyorsa, okulda Btr varsa da bu sorumluluk müdür yardımcısında olmalı. Yoksa kalorifer bozulduğunda da Btr'nin kaloriferciyi aramasına kadar gider bu iş. Tabii okullarda hiçbir müdür yardımcısı bu işe bulaşmadığı için okullarda bunu da biz yapıyoruz. Btr'nin görevi öğrenci ve öğretmenlere tabletlerin, Eba'nın nasıl kullanılacağı konusunda yardımcı olmak. Ben YEĞİTEK'ten bu durumu açığa kavuşturacak bir yazı bekliyorum.
 
Ders, ders, ders... Dünyada birçok ülke klasik ders mantığından vazgeçiyor. Eğitimde BT alanı açısından yaşanan süreci değerlendirirsek; eğitimde önde olan birçok ülkede geçerliliği olan ve önemsenen alan BT koordinatörlüğü veya rehberliğidir. BTR yanında sadece Bilgisayar Bilimleri -1 zorunlu ders olarak kabul edilir ve Bilgisayar Bilimleri -2 dersinin de önü DYK ile açılırsa on numara olur.. Ders noktasında itidalli davranmakta fayda var.. Finlandiya gibi Modern Eğitim Sistemlerinde klasik ders mantığı kalkıp 'yapılandırmacı yaklaşım', '5e modeli', 'stem' gibi kavramlar değer kazanıyor, öğrenci merkezli mobil öğrenme ön plana çıkıyor. Aslında eğitimde BT gerçek anlamda yeni yeni değer kazanmaya başladı. Bu dönüşüm sürecinde en ön plana çıkacak branşlardan birindeyiz. Sürece eğitim teknologluğu penceresinden bakarsak BT öğretmenleri yolun sonunda kârlı çıkacaklardır.. Elbette birçok BT öğretmeni sitemlerinde ve şikayetlerinde haklı. Çünkü okullarda idarecilerin büyük bölümü BTR'ye hala formatörlük gözüyle baktığı için BTR görevini olması gerektiği gibi yapmaya çalışan BT öğretmenlerini zihinsel, bedensel ve ruhsal anlamda yorabiliyorlar.. Birçok BT öğretmeni de formatörlük zamanlarında yaşadıklarından dolayı psikolojisi bozulmuş ve görevlendirmelere antipati duyuyor. Önyargı ile bakan BT öğretmenlerinin tamircilik-teknisyenlik kaygısından dolayı Bakanlığın BTR ile aslında ne amaçladığından haberi bile yok belki de... Burda Bakanlık Fatih Projesine sahip çıkmıyorlar diye BT öğretmenlerine sitem etmek yerine sahip çıkanları görmeli çıkmayanları da daha insani bir yaklaşım sergileyerek anlamaya ve hem ülke hem de kendi yararına kazanmaya çalışmalı.. BTR görevini yapacak olanları idarecilere karşı, keyfi il uygulamalarına karşı, teknolojiye ve değişime karşı dirençli öğretmen camiasına karşı korumalıdır. Bakanlık aslında büyük ve önemli bir adım attı. Devamını getirip görev tanımlarını ve çalışma saatlerini makul bir şekilde netleştirirse, BT öğretmenlerine samimi ve net bir şekilde, muğlak olmayan resmi yazılarla sahip çıkarsa; BT öğretmenleri de sürece daha etkin katılacaklar ve zamanla vizyonu daha çok benimseyip gerçek anlamda projeye çok daha önemli katkılar sağlayacaklardır.
 
sözbende' Alıntı:
1-Öncelikle yoruma açık maddeler yönetmelikte olmamali.
2-Görev tanımı açık, net anlaşılır olmalı.
3- Nöbet, kurs, egzersiz vb. kısıtlamaları olmamalı. BTR nöbet tutabilmeli (ücretsizken tutuyordukta şimdi niye tutulmasin)
4- Onceligimiz ders olmalı , Tahta rehberlik işleri ikinci planda olmalı. Yani önce dersine girer ders harici zamanda bu işlerle meşgul olunacak bir düzenleme yapilmali .

Bu hususlara uygun yönetmelik çıkarılırsa üzerimizdeki psikolojik baskı hafifleyecektir.
Zaten bu dedikleri değişiklikleri yaparlarsa görevlendirme mantığından çıkacağı için. Nöbet, kurs veya sınav görevlendirmelerinde problem çıkmayacaktır. Ekders yönetmeliğinde BTR de rehber öğretmen gibi eklenecektir.
 
mas1961' Alıntı:
Ders, ders, ders... Dünyada birçok ülke klasik ders mantığından vazgeçiyor. Eğitimde BT alanı açısından yaşanan süreci değerlendirirsek; eğitimde önde olan birçok ülkede geçerliliği olan ve önemsenen alan BT koordinatörlüğü veya rehberliğidir. BTR yanında sadece Bilgisayar Bilimleri -1 zorunlu ders olarak kabul edilir ve Bilgisayar Bilimleri -2 dersinin de önü DYK ile açılırsa on numara olur.. Ders noktasında itidalli davranmakta fayda var.. Finlandiya gibi Modern Eğitim Sistemlerinde klasik ders mantığı kalkıp 'yapılandırmacı yaklaşım', '5e modeli', 'stem' gibi kavramlar değer kazanıyor, öğrenci merkezli mobil öğrenme ön plana çıkıyor. Aslında eğitimde BT gerçek anlamda yeni yeni değer kazanmaya başladı. Bu dönüşüm sürecinde en ön plana çıkacak branşlardan birindeyiz. Sürece eğitim teknologluğu penceresinden bakarsak BT öğretmenleri yolun sonunda kârlı çıkacaklardır.. Elbette birçok BT öğretmeni sitemlerinde ve şikayetlerinde haklı. Çünkü okullarda idarecilerin büyük bölümü BTR'ye hala formatörlük gözüyle baktığı için BTR görevini olması gerektiği gibi yapmaya çalışan BT öğretmenlerini zihinsel, bedensel ve ruhsal anlamda yorabiliyorlar.. Birçok BT öğretmeni de formatörlük zamanlarında yaşadıklarından dolayı psikolojisi bozulmuş ve görevlendirmelere antipati duyuyor. Önyargı ile bakan BT öğretmenlerinin tamircilik-teknisyenlik kaygısından dolayı Bakanlığın BTR ile aslında ne amaçladığından haberi bile yok belki de... Burda Bakanlık Fatih Projesine sahip çıkmıyorlar diye BT öğretmenlerine sitem etmek yerine sahip çıkanları görmeli çıkmayanları da daha insani bir yaklaşım sergileyerek anlamaya ve hem ülke hem de kendi yararına kazanmaya çalışmalı.. BTR görevini yapacak olanları idarecilere karşı, keyfi il uygulamalarına karşı, teknolojiye ve değişime karşı dirençli öğretmen camiasına karşı korumalıdır. Bakanlık aslında büyük ve önemli bir adım attı. Devamını getirip görev tanımlarını ve çalışma saatlerini makul bir şekilde netleştirirse, BT öğretmenlerine samimi ve net bir şekilde, muğlak olmayan resmi yazılarla sahip çıkarsa; BT öğretmenleri de sürece daha etkin katılacaklar ve zamanla vizyonu daha çok benimseyip gerçek anlamda projeye çok daha önemli katkılar sağlayacaklardır.

Hocam çok güzel yazmışsınız...
 
cgg*seco' Alıntı:
mas1961' Alıntı:
Ders, ders, ders... Dünyada birçok ülke klasik ders mantığından vazgeçiyor. Eğitimde BT alanı açısından yaşanan süreci değerlendirirsek; eğitimde önde olan birçok ülkede geçerliliği olan ve önemsenen alan BT koordinatörlüğü veya rehberliğidir. BTR yanında sadece Bilgisayar Bilimleri -1 zorunlu ders olarak kabul edilir ve Bilgisayar Bilimleri -2 dersinin de önü DYK ile açılırsa on numara olur.. Ders noktasında itidalli davranmakta fayda var.. Finlandiya gibi Modern Eğitim Sistemlerinde klasik ders mantığı kalkıp 'yapılandırmacı yaklaşım', '5e modeli', 'stem' gibi kavramlar değer kazanıyor, öğrenci merkezli mobil öğrenme ön plana çıkıyor. Aslında eğitimde BT gerçek anlamda yeni yeni değer kazanmaya başladı. Bu dönüşüm sürecinde en ön plana çıkacak branşlardan birindeyiz. Sürece eğitim teknologluğu penceresinden bakarsak BT öğretmenleri yolun sonunda kârlı çıkacaklardır.. Elbette birçok BT öğretmeni sitemlerinde ve şikayetlerinde haklı. Çünkü okullarda idarecilerin büyük bölümü BTR'ye hala formatörlük gözüyle baktığı için BTR görevini olması gerektiği gibi yapmaya çalışan BT öğretmenlerini zihinsel, bedensel ve ruhsal anlamda yorabiliyorlar.. Birçok BT öğretmeni de formatörlük zamanlarında yaşadıklarından dolayı psikolojisi bozulmuş ve görevlendirmelere antipati duyuyor. Önyargı ile bakan BT öğretmenlerinin tamircilik-teknisyenlik kaygısından dolayı Bakanlığın BTR ile aslında ne amaçladığından haberi bile yok belki de... Burda Bakanlık Fatih Projesine sahip çıkmıyorlar diye BT öğretmenlerine sitem etmek yerine sahip çıkanları görmeli çıkmayanları da daha insani bir yaklaşım sergileyerek anlamaya ve hem ülke hem de kendi yararına kazanmaya çalışmalı.. BTR görevini yapacak olanları idarecilere karşı, keyfi il uygulamalarına karşı, teknolojiye ve değişime karşı dirençli öğretmen camiasına karşı korumalıdır. Bakanlık aslında büyük ve önemli bir adım attı. Devamını getirip görev tanımlarını ve çalışma saatlerini makul bir şekilde netleştirirse, BT öğretmenlerine samimi ve net bir şekilde, muğlak olmayan resmi yazılarla sahip çıkarsa; BT öğretmenleri de sürece daha etkin katılacaklar ve zamanla vizyonu daha çok benimseyip gerçek anlamda projeye çok daha önemli katkılar sağlayacaklardır.

Hocam çok güzel yazmışsınız...
 
Milli eğitim çok önemseseydi gelecek sene ortaokullarda planladıkları 5. sınıf tüm ingilizce olsun. ingilizce öğrensin projesinde asil derslerden yanlızca bilişim teknolojilerini almazlardı. Önce sahip olduğumuz 5 lerdeki 2 saatlik zorunlu dersimize sahip çıkalım. O da elimizden kaymasın.
 
pinarceylin' Alıntı:
Milli eğitim çok önemseseydi gelecek sene ortaokullarda planladıkları 5. sınıf tüm ingilizce olsun. ingilizce öğrensin projesinde asil derslerden yanlızca bilişim teknolojilerini almazlardı. Önce sahip olduğumuz 5 lerdeki 2 saatlik zorunlu dersimize sahip çıkalım. O da elimizden kaymasın.
Bu bilgiye nereden ulaştınız . Eğer 5 lerden bu ders kaldirilmaz ise bizim için bile sürpriz olur.
 
Benim fikrimce tüm okullara BT REHBER öğretmen norm kadrosu verilmelidir. Bu öğretmenler maaş karşılığı kadar derse(varsa) girmeli 30 saatlik ders programı yapılarak BTR görevini tamamlamalıdır. Görevi eğitim öğretim saatleri içinde olmamalıdır. Çünkü bazı okullarda 30 bazıların 35 bazılarında ise 40 saat ders yapılmaktadır. Haksızlık olmamalıdır.Bu 30 saatlik görev kaşılığında ise 18 saat ek ders almalıdır. Eğer 15 saatten sonra fazla artan ders saati 15 i geçiyor ise oraya BT normu verilerek 2. bir öğretmen atanmalıdır. BTR kadrosu ayrı olmalı ancak 15 saate kadar derse girmelidir. Ders programında belirtilen ders ve BTR görevleri dışında egzersiz,sınav görevi,nöbet,kurs,dyk, sınıf veya kulüp almalı ve bunların ücretleri ayrıca ödenmelidir.Çözüm budur.
 
Geri
Üst