Bir zamanlar şu an yeterlilik olarak bile görmediğimiz konuları çocukları öğretmeye çalışırken okul çevresi
"Bizimkiler bunu biliyor" derlerdi. Sen sınıfta resim çizmeyi, ofis programlarını anlatırken adam Sosyal Medya'da yani kendi seviyesinin çıkabildiği en uç noktada çocuğunu görünce
"Çocuğum ile ben aynı noktadayım", "zekiler, zeki oluyor bunlar..." yorumu yapılıyordu.
Şimdi de farklı değil; çocuklara kazandırmaya çalıştığımız becerilere velilerimizin anlayış olarak yetişmesi mümkün görünmüyor. Onlar halen ceplerinde taşıyabildikleri cihazların ulaşabildiği noktadalar. Okulda öğretmen farklı birşey kazandırıyorsa, klasik veli tipinden uzak bir iki veli bu öğretmeni rehber bilip çocuklarındaki olumlu değişimi methediyor, idare de ayak bağı olmuyor ve destekliyorsa
o öğretmenin başı kaf dağına değiyor. Geçen hafta bir velim,
"Hocam çocuk fen lisesine gitsin, iyi yerlere gelsin istiyoruz. Artık ne lazımsa size emanet..." dedi. Benimle ne alakası var şimdi bir konunun?
Sınavda sorum yok, camiada itibarım yok, evlerde muhabbetim geçmiyor. Bu öğrencimin internette robot araştırmasını, her öğle arasında sınıfta içeri koşarak girip
"Bugün ne yapıcaz?" demesini velim garipsemiyor. Ama aynı öğrencinin sınıfındaki diğer ebeveynler içinde çocuğunu benden saklayan velilerim var
Aklıma geldikçe gülüyorum
Para lazım dediğimde şartları zorlayan bir idarem var ama herşey bir arada olmuyor tabi. Bugün okulunda BT Sınıfı olmayan meslektaşımın moral olarak çöküşünü anlamamız lazım. Arduino için 15 yıl öncesinin bilgisayarı yetiyor ama Kodu Game, Web üzerinden Tinkercad çalışalım dediğimde bilgisayar çileye dönüşüyor.
Bugünlere, yani bir türlü anlaşılamadığımız,
"Birileri gördü bizi galiba" dediğimiz anda
"Rüyaymış be..." diye silkindiğimiz günlere gelmemizin sebebi bizlerden ne isteyeceğini bilmeyen idarecilerden tutun da sahada çalışmadan tepemize çöken ve öğretmenlikle alakası olmayan bakanlık yetkililerine kadar, kendini bi halt zannedip ana bilgisayarda takılırken kendi haline bıraktığı öğrenciler sayesinde havası çoğaldı zannedenler, 2018 yılında halen hızlı yazmayı,... temel beceriymiş gibi algılamaya devam edenlerdir. Eksik kalanları siz doldurun.
Bu kadar müsait bir ortamda fiyakalı konularla parasal getiriyi düşünen de olacaktır, sizin alanınıza kaymayı düşünenler de. Ama Maker hareketleri dünyayı etkileyen bir furya iken ülkemizde
"İşimiz elden gidecek..." deyip veryansın etmek olmaz. SORARIM SİZE :
YILLARDIR OKULDAN ÇIKIP BİR MASADA LYS DERSİ VEREN ÖĞRETMENLERİMİZ BİR SAAT İÇİN DAHA MI AZ ÜCRET ALDI? Tamemen Keşfet-Üret-Paylaş mantığıyla bu bilgi aktarımını ve deneyimi karşılıksız yapan da olacaktır emeğini maddiyata dönüştürmek isteyen de. Kınamayalım dostlar. Bu işin etiğini tartışırız belki ama okulda teknik imkansızlık ya da yaşadığımız bölge itibarıyla çağın becerilerini okulda alması mümkün olmayan öğrencinin 200-300 vermesini garipsemiyor kınamıyorum. Destekliyorum ! Sabit bir atölye kurmayı hayal ettiğiniz anda yine parasal konulara da takılıyorsunuz. Üniversitelerin teknokentleri her zaman yüce duygularla mesai yapmıyor. Garajda çıkan dünya markaları varken bazılarımız uzaya sadece teknokentlerden çıkacağını zannediyor. Ha imkan olsa okulda cillop gibi bilgisayarlarda, farklı setlerle tümdengelim yoluyla, Arduino kullanarak temelinden öğretsek., kaynak biz olsak. Yahu yazıcı için dileniyor, set için okul aile birliği ağzına bakıyor çoğumuz. Sınıfa ne kadar donanım alırsak alalım bir o kadarı da cebimizden gidiyor.Atölyesi, yarışması, fuarı kenarda dursun şöyle...
(Not: Bugün okul çıkışı işim azmış gibi öğrencilerin kaybettiği civata somunları aradım 2 saat çarşı-pazar. Yani maddiyat gelmese de gidiyor zaten !!!)
Alanımıza sahip çıkmaya çalışanlar bir tek robotik hadisesi ile gelmedi biliyorsunuz. Formatörlük konularında çokça konuştuk, tartıştık. Heves edinen ya da gösteriş olsun diye,... gündemdeki konuları her türlü sahiplenen olacaktır. Ama bu arkadaşlara STEM konusunda işbirliği yapalım desek kaç kişi çıkar? Kimse çıkmaz. Bakın tam da bugün zümre arkadaşım önüme anketi koydu
"STEM konusunda anket var doldurur musun?" diyerek. Aynı masada 10 kişiyiz, 10 tane soru geldi "STEM de ne?" diye. Bu kadar geri kaldığımız bir ortamda bu boşluğu dolduracak birisi çıkarsa bu bizim
(Genel olarak eğitimcilerin yani) kabahatimiz değil midir? Kaldı ki bu konu bizim tekelimizde değil. 4-5 branş varken içinde;
"Ben saksı değilim, beni yok sayamazsınız" demeyelim. Kim kiminle çalışacaksa çalışsın. Ama gerektiğinde yiğidin hakkını vermek şartıyla; BT öğretmenini de yeri geldiğinde işe dahil etmek şartıyla. Bazen kibirden burnumuzun ucunu göremiyoruz. Ben 2 yıldan beri yanıma gelip 3D konusunda işbirliği yapacağımız Teknoloji Tasarım öğretmenlerini bekliyorum. Sınıfın yolunu bulamadılar herhalde...
Öğretmenin öğretmene ettiği kötülük gibisi yok. Bizler bulduğumuz her fırsatta zümre dayanışması içine girmeli, kaynak bulmanın, yenilikleri aktarmanın ve reklamın yollarını aramalıyız. İşin parasal boyutunu yalnızca cep doldurmak olarak düşünmeyelim. Bu toplumsal bir hadisedir aynı zamanda. Dev firmaların, bölgesel maker hareketlerinin 2 kağıt fotokopi ile bu işi geçiştirmesi ne kadar etik değilse, paralı eğitimlerde aydınlanan bir yavrunun topluma kazandıracakları da o derece katma değerdir.
Sesli konuştum, uzun konuştum kusura bakmayın :/