Basılı kitap olmayabilir bu bakanlığın yanlışı. öğretmen okul imkanlarıyla hazırladığı/bulduğu ders notunu fotokopi çekip öğrencilere dağıtabilir. fotokopi imkanı yoksa ya da zorsa whatsapp gruplarında, ebada ders notunu paylaşabilir. Ben her ikisini de yaptım 1. sınav öncesi, öğrencilerden fotokopisini çektiğim özeti sınav öncesi defterlerine yazmalarını istedim, en iyi sınıfta 3'te bir oranındaydı deftere yazma. Ek süre verdim, yarıya yaklaştı, geçen hafta hala defter getirenler vardı, aralığın ilk haftası 1. sınavı yaptığım halde. derslerde defalarca söyledim, 2 hafta covid karantinasından, 1 hafta hizmet içi eğitimden dolayı ders yapamadık, deftere bir şey yazdırmayacağım çünkü vaktimiz yok, uygulama yapmak sizin için daha önemli, yazı yazmak yerine uygulamaya vakit ayıracağız o yüzden 1. sınav öncesi size özet ders notu fotokopisi vereceğim onu sınavdan önce defterinize yazacaksınız ve not vereceğim dedim, yapma oranları yukarıda yazıyor. Defterini hiç getirmeyene derse katılım notundan 45 verdim, getirip bir sayfa bile yazana 70 verdim, duruma göre 85-90, eğer tam ve düzenliyse 100 verdim. Öğrenci emeğinin karşılığının olduğunu öğrenecek, öyle havadan 100 vermek yok. O zaman o dersin itibarı kalmaz. Ben herkese sorgusuz sualsiz yüksek not verirsem iyi öğretmen olmam ve en önemlisi onlara yüksek not vererek iyilik yapmış gibi olsam da kötülük yapmış olurum. Çünkü o çocuk liseye geçince öyle bir afallayacak ki okuma hevesi (aslında yok) tamamen gidecek. O yüzden ölçme ve değerlendirme çok önemli. Ölçme ve değerlendirmeyi hakkıyla yapamadığımız için merkezi sınavlarda öğrenciler rezil durumda.