Unutulmaz film replikleri

Kodla Büyü
Klasik yeşilçam repliği
"Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da" :wink:
 
bu aralar Behzat Ç. yi izliyorum.
"Ne var la" bi de telefonu açarken "He" deyişi en sevdiğim replikler arasına girdi.

Bir de Vizontele'den "Şere.... ben bunu daha önce düşünmüştüm, benden önce yapmışlar"..
Herhalde türk insanının en çok kullandığı repliktir. :) :D :puhaha:
 
"In this country, you gotta make the money first. Then when you get the money, you get the power. Then when you get the power, then you get the woman" Scarface
 
"erol abi mal kalite abi"
insan memleketini neden sever başka çaresi yokturda ondan
bir insan burayı severse burası dünyanın en güzel yeridir
amma dünyanın en güzel yerini sevmezse orası dünyanın en güzel yeri değil. vizontele
esaretin bedeli filminde birçok sahne beni etkilemiştir.
 
ama en sevdiğim filmlerden biri "leon"
Mathilda : Leon sanırım bir şekilde sana aşık oluyorum. Bu başıma ilk gez geliyor biliyor musun ?
Leon : Daha önce hiç aşık olmadıysan bunun aşk olduğunu nerden biliyorsun ?
Mathilda : Çünkü hissediyorum.
Leon : Nerede ?
Mathilda : Karnımda. Sıcacık. Hep orada bir yumru olurdu. Ama şimdi geçti.
ve
Leon: Büyümek için zamana ihtiyacın var
Mathilda: Ben artık büyümüyorum sadece yaşlanıyorum
 
Bilo :Höst ula konuşmak yasak.
Feyzo :S.çmakta yasak mı kurban?
Bilo : Degil.
Feyzo :Yatta suratına s.çam itoğlu it

Kibar Feyzo
 
İşveren : sen gel
Şaban : ben?
İşveren : sen gel
Şaban : ben?
İşveren : sen gel
Şaban :e ben?
İşveren : Sen gelme ulan ayı
 
atakom' Alıntı:
Bilo :Höst ula konuşmak yasak.
Feyzo :S.çmakta yasak mı kurban?
Bilo :Degil.
Feyzo :Yatta suratına s.çam itoğlu it

Kibar Feyzo

İnşaat işçilerinin yevmiyelerini aldığı sırada sıra Feyzo ya gelmiştir. Diğer işçilerden daha az aldığını görür.

Feyzo: Benimki neden eskik?
Parayı dağıtan: Onlar sendikalı
Feyzo: Ben de Harranlıyam.
Parayı dağıtan: De get lan işine.
Feyzo:Patron da sendikalı herhal hemşehrisini koruyir.

Esaretin Bedeli filminden

-buraya nasıl düştün?
-ben masumum.
-burada kimse suçlu değil ki zaten


Red her on yılda bir gelen şartlı tahliye memurları ile daha önce üç defa konuşup geri çevrilmiştir. Hapishanede 40. yılı nedeniyle memurlarla arasında şöyle bir konuşma geçer:
—Düzeldiğine inanıyor musun?
—Düzelmek mi? Bir düşüneyim, bunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok artık. Ben bunun ne olduğunu biliyorum evlat. Benim için uydurulmuş politik bir kelime. Sizin gibi iş sahibi, takım elbiseli, kravatlı gençlerin bilmek istediği ne? Ne yapmamı istiyorsunuz? Yaptığım için pişman olmamı mı? Pişman olmadığım bir gün bile yok ki. Burada olmam ya da olmamam gerektiğini düşündüğümüz için değil, o zamanları hatırlıyorum da küçük aptal bir çocuğun işlediği korkunç bir suç. Şimdi onunla konuşmak istiyorum. Onunla konuşmak istiyorum. Ama bunu yapamıyorum, o çocuk geçmişte çok eskilerde kaldı. Bu yaşlı adam onun artığı işte, bununla yaşamak zorundayım. Düzelmek mi? Bu çok saçma bir söz. Gidip formlarınızı damgalayın evlat ve boş verin gitsin, vaktimi harcamayın. Çünkü doğruyu söylemek gerekirse artık umrumda değil…
 
Geri
Üst