Merhaba arkadaşlar.
Diğer branşlarla branşımızı vicdanen karşılaştıralım. Diğer bıranşlar fen, matematik, vs. derslerde işlenen konular, insanlarımızın günlük hayatında ne kadar yer buluyor. Öğrencilerimiz sadece sınavlardan geçebilmek için geçiçi olarak bu bilgileri öğreniyor ya da hiç öğrenmeye gayret göstermiyor.
Peki asıl amaç bu mu? Yani sınavdan iyi not aldırmak mı? Sizinle bir anımı paylaşayım.
İlk atandığım okulda sene sonunda ilçe MEM müdürümüz, okulumuza gelmiş sene sonu oks(sbs) ile ilgili okulumuzun durumu hakkında öğretmenlerimize çok ciddi olarak çıkışmıştı. 1 sene sonra ilçe merkeze ilçe formatörü olarak görevlendirildim ve müdür bey'le biraz daha sık görüşmeye başladık.
Bir gün odasında Müdür Bey ile şöyle bir konuşmamız oldu.
- Müdür Bey hatırlıyor musunuz? Okulumuza gelmiş ve öğretmen arkadaşlarımıza çok ciddi çıkışmıştınız.
- Evet hatırladım.
- Neden bu kadar çok çıkıştınız. Yani ben haksızlık olduğunu düşünüyorum.
(Gülerek)
- Yok hoca gerçekten kızgınlığımdan değil, biliyorum canla başla çalışıyorlar ama yine de çalışmalarını eksik tutmasınlar daha çok gayret göstersinler diye böyle yaptım. öğrencilerin puanları çok iyi değildi.
- Size bir şey soracağım.
- Evet sor bakalım.
- Ülkemizde tüm öğrenciler, sbs'den 500 tam puan alırsa MEB, amacına ulaşmış olur mu?
Müdür Bey şöyle bir durdu, düşündü düşündü:
- Böyle bir şey imkansız olamaz. dedi.
- Varsayın ki oldu. Sizin gibi tüm MEM müdürleri okullara gittiler uyarılarını yaptılar ve tüm öğretmenler ve tüm öğrenciler çok üstün gayret göstererek hepsi de 500 tam puan aldı. Bundan sonraki süreç ne olur?
- Mutlaka öğrencilerin elendiği ya da başka türlü gruplandırıldığı başka ölçütler dikkate alınır ve yine bir elek sistemi oluşturulur.
- Peki hocam, illaki öğrenciler ne yaparlarsa yapsınlar, yine de elenmeye mahkumlarsa öğretmenlerin burada kabahati olur mu?
Hiç bir şey demedi, düşündü düşündü:
- Hocam ne olursa olsun en azından benim ilçemde başarı yüksek olsun.
- Peki hocam diğer ilçeler, bölgeler, okullar bizim değil mi? Onlar da bu ülkenin değil mi? Bu yıpranma niye? Bu gayret bu yarış niye?
- Haklısın dedi.
Şimdi MEM Müdürü'ne karşı bu cür'et, bize pek inandırıcı gelmedi diyebilirsiniz. Fakat bu cür'eti kendisi verdi. Kendisi çok anlayışlı ve kibar bir insandı. Bu konuşmamız da ağabey kardeş gibi bir konuşma oldu.
Demek istediğim ise kısaca şu: Başta sistemimiz, öğrencilerimizin gerçekten yetişmesi için iyi bir sistem değil. Şu an bu sistemin adı doldur - boşalt. Yani milyonlarca öğrencinin kontrol altında tutulması I.amaç. Meslek edindirme ve eğitim ise amaç sırasında en aşağılarda. Öğretmenler ise mevcut sistemde yararlı olamadıklarını düşünerek sürekli olarak vicdanen rahatsızlık hissedebiliyor. Ben de böyle öğretmenlere daima şunu diyorum. Bizim I.amacımız öğrencilerimize ahlak ve kişilik, tertip ve düzen, insan sevgisi ve sorumluluk alanında bir şeyler vermeye gayret gösteriyorsak önemli olan budur.
Bozuk bilgisayarı onaramamışız, ya da derslerde projeksiyon çalışmadığından dersimizi verememişiz bu sizi rahatsız etmesin. Başta sistem kendisi arızalı zaten.
Bakınız arkadaşlar, para pul, ya da meslek tabi ki önemlidir. Ama asıl önemli olan bu masumcuklara her an yararlı bir şeyler verebileceğimiz gerçeğidir.
Mesleği bırakmanız için 2 nedenden en az bir tanesi mutlaka olmalıdır:
1- Eğer kendi yerinize sizden daha iyi niyetli ve gayretli birisinin geleceğini düşünüyorsanız buyrun hemen bırakın. Ama bunu garanti edemiyorsanız, tekrar düşünün.
2- Bu meslekten gerçekten daha iyi olacağını düşündüğünüz bir mesleği elde etmişseniz bırakın. Fakat yeni mesleğiniz bundan daha iyi değilse tekrar düşünün.
Hayatta ne olursa olsun şu geçici ölümlü dünya'da mutlaka rızkımız hesap edilmiştir. Fakat hiç bir şey bizi umutsuzluğa ve asıl amacımızdan uzağa sürüklemesin. Asıl amacımız ne mi? Siz ne demek istediğimi anlamışsınızdır.