Bence bil tek öğretmeni arkadaşlarım rahat değiller, gelecekten değil yarından bile umutları kalmamışken, kurulacak sınıflardaki donanımlara tamirci olmayı beklerken kendi sıkıntılarından başka bişey söyleyeceklerini de sanmıyorum.
kişisel görüşümü belirteyim,
projede gerçekten güzel şeyler hedefleniyor. bence bu projeye hiçbir bilişimci arkadaşımız karşı çıkmamalı ve çıkmıyordur da bence. Eğer bu projeye karşı çıkıyorsak gelecekte tüm bilişim öğretmenleri faz1 bt sınıfları ayarında sınıflara mecbur kalacaklar. ancak hepimizin ortak görüşü olan altyapı eksikliğidir.
Projenin işlenişindeki yaşanabileceğini düşündüğüm en büyük sıkıntı maalesef ülkemizin ağ altyapısındaki eksiklik.
Telekomun telefon hatlarını çeken adamlar çekilen kabloya o kablodan geçeceklerden habersiz uçurtma ipi bağlar gibi düğüm atıyorlar... bence öncelike telekom altyapısı tekelden çıkarılmalı rekabet ortamı olmalı ve telekom altyapısı güçlendirilmeli. değilse o mebvitaminleri de havada kalır fatih projeleri de...
yanlışların en büyüklerinden birisi de BDE denildiğinde hemen her öğretmene flash öğretmeye çalışıyoruz. sizce mouse tutmasını bilmeyen öğretmenlerin bulunduğu ülkemizde mümkün mü bu.. ki flashta çöpten bir cin ali çizdirmek için saatlerce uğraşanların harcadıkları zamanda ne ders materyalleri hazırlanırdı bi düşünün.
bence öncelik eğitim fakülteleine bilişim dersleri ağırlıklı olarak koyulmalı ve şu andaki mebde görev yapan öğretmenlerin de tez elden iyi bir eğitimden geçirilmesi lazım. eğitim derken sınıf öğretmenlerinden eğitici formatör olmuş formatörlerin verdiği hizmet içi derslerinden bahsetmiyorum tabiki...
işte büyük sıkıntılardan birisi de öğretmenlerimizden bilgisayarı kimse öğrenmiyor az bişey öğrenen de kendisini bilgisayarcı sanıp formatörlüğe zıplıyor. Be güzel sayın hocam öğrendiğin bilgisayar bilgini kendi branşında derslerini anlatırken kullansana…
kısaca meb hizmet içinde görevlendirdiği personeli çok iyi seçmeli hatta h. içi eğitim görevi ünv. lerin öğretim üyelerine veya özel sektör yazılım mühendislerine verilmeli ciddiyet olmalı.Hizmetiçi eğitimler yaz tatillerinde olmalı. Tabi tatillerde kursa katılanların emeklerinin karşılığı olarak ta
kursa katılanlara da katıldıkları için ek ders ücreti verilmeli ki katılım olsun ve verim alınabilsin. Yoksa tatile gider gibi hizmet içi eğitime gidip gelmenin anlamı nekine…
bilgisayarlı eğitimde temel sorun öğretmenin bilgi ve beceri eksikliği olacaktır.
Malum katıldığımız kurs ve seminerlerde p.point ile projeksiyondan sunum yapmaya çalışırken bile flashlardan bulaşan virüslerle baş etmeyi bırak projeksiyonu bile açamayan eğiticilerin verdiği kurs ve seminerleri düşünün ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız...
Kısaca bilgisayar kullanmayı bildiğin sürece eğitime destek olur değilse zaman çalmaktan başka bir işe yaramaz.
Bütün bunlara rağmen projeden umutluyum. Birileri bu işten para da kazansa birileri kötü niyetli kullanmaya da çalışsa yinede bilişim alanında ülkemizi ileriye götüreceğine inanıyorum.
Okullarda bilişim dersleri zorunlu ve ders sayıları arttırılarak okutulmalı.
7-8. sınıflarda gereksiz Office programları ile zaman kaybetmek yerine algoritma ve temel bilişim dersleri verilmelidir.
Bu imkanlar sağlandığında otomatik olarak biz bilişim teknolojileri öğretmenlerinin dert ve sıkıntıları da ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum.
bize sorarsanız duyacaklarınız aşağı yukarı bunlar bence. Yoksa aşağıdaki hikayedeki gibi olayı Jeologa sorarsanız konuyu depremle bağdaştırması da muhtemeldir bence
(Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunuyormuş. Birden yağmur bastırınca, bunlar da hemen yakındaki bir arazi evine sığınmışlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz evden ayrılmış. Bunlar ev sahibini beklerken, dikkatleri soba üzerinde toplanmış. Soba yerden 1 metre yukarda, altındaki dizili taşların üzerindeymiş. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair, kendi aralarında tartışmaya başlamışlar.
Kimyacı:
-Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.
Fizikçi:
-Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.
Jeolog:
-Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak, yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.
Matematikçi:
-Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.
Antropolog:
-Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle, sobayı yukarıya kurmuş.
Bu sırada ev sahibi gelmiş. Ona sobanın yukarda olmasının nedenini sormuşlar. Adam demiş ki:
-Boru yetmedi!.. )