- Mesajlar
- 3,489
‘Milli’ Eğitim Şûrası, milletin yerine yeniden ümmeti, akıl ve bilimin yerine de yeniden dogmayı geçirme şûrasıdır. . . On yılı aşkın bir süredir iktidarı elinde bulunduran Anayasayı Çiğneme Örgütünün Ortaçağ özleminin bugüne kadarki en açık dışavurumudur.
“Osmanlıca”, bir dönemin Türkçesi değil, Türkçeyi boyunduruk altına almanın bir aracıdır.
İktidarın kaynağı, demokratik devrimlerle gökten yere indirilmiştir. Egemenlik, dinden alınıp millete verilmiştir.
Din, doğası gereği dogmaya dayanır. Egemenliğin kaynağı olarak dinin yerine millet geçince, dogmanın yerine de akıl ve bilim geçmiştir.
Hafsalaları hakikatin akıl ve bilimle kavranabileceğini almayanlar, ister istemez her şeyi tapmanın konusu haline getirmektedirler.
Yaklaşım böyle olunca, “milli” eğitimin de, çocuk ve gençlerimizi, daha okul öncesinden başlayarak “bilimden korumak” amacıyla yeniden şekillendirilmesi gerekmiştir. Beş-altı yaşında çocukların yüreğine “cehennem korkusu” salıp, onlara “cennette arsa vadetmek”, onların akıllarını peşinen denetim altına almanın yolu olarak düşünülmüştür.
Bu topraklar üstünde “Osmanlı”yı kurtaran da, “isteseler de istemeseler de, öğrenile ve öğretile” diye fetvası verilen Osmanlıca değil, Türk milletinin ve Türkçenin gelişiminin önünü açan Atatürk Devrimi olmuştur.
http://www.aydinlikgazete.com/egitimi-m ... 57710.html
“Osmanlıca”, bir dönemin Türkçesi değil, Türkçeyi boyunduruk altına almanın bir aracıdır.
İktidarın kaynağı, demokratik devrimlerle gökten yere indirilmiştir. Egemenlik, dinden alınıp millete verilmiştir.
Din, doğası gereği dogmaya dayanır. Egemenliğin kaynağı olarak dinin yerine millet geçince, dogmanın yerine de akıl ve bilim geçmiştir.
Hafsalaları hakikatin akıl ve bilimle kavranabileceğini almayanlar, ister istemez her şeyi tapmanın konusu haline getirmektedirler.
Yaklaşım böyle olunca, “milli” eğitimin de, çocuk ve gençlerimizi, daha okul öncesinden başlayarak “bilimden korumak” amacıyla yeniden şekillendirilmesi gerekmiştir. Beş-altı yaşında çocukların yüreğine “cehennem korkusu” salıp, onlara “cennette arsa vadetmek”, onların akıllarını peşinen denetim altına almanın yolu olarak düşünülmüştür.
Bu topraklar üstünde “Osmanlı”yı kurtaran da, “isteseler de istemeseler de, öğrenile ve öğretile” diye fetvası verilen Osmanlıca değil, Türk milletinin ve Türkçenin gelişiminin önünü açan Atatürk Devrimi olmuştur.
http://www.aydinlikgazete.com/egitimi-m ... 57710.html