Şahsi görüşüm idareci dediğin ek ders ücreti, sınav ücreti, nöbet ücreti almamalıdır.Öğretmenden idareci değil, işletmeciden idareci olmalıdır.Adam bilanço okuyor, muhasebe biliyor, organizasyon,proje yönetimi,veritabanı okumuş.İdareciliki halen öğretmenlik zannedenler var.Okullar bu yüzden iyi yönetilemiyor.
Katılmıyorum sayın hocam. Bazı ihtisas meslekleri için idarecilerin meslek içinden çıkması taraftarıyım ama bu bile kendi başına yetmiyor. Eğitim ve sağlık bu konuların başında geliyor.
Yetmeme meselesi de şu, örneğin sınavla şube müdürü olmak için bile 10 yıl hizmet şartı var, 4-5 yılı da hatırladığım kadarıyla öğretmen kadrosunda geçmeli. Bu anlaşılabilir bir şey. Sınıf ortamının tozunu yutmuş oluyor en azından.
Ancak şöyle bir çelişki var: Örneğin eğitim fakültelerindeki hocalardan çoğu lisans eğitiminden sonra neredeyse hiç öğretmen olarak çalışmadan seni öğretmen olarak yetiştiriyor. Hayatında köy okulu görmemiş, Ankara'nın doğusuna geçmemiş, YİBO Nedir bilmeyen, ikili öğretim, taşımalı eğitim vb. bihaber akademisyenler şöyle yapmalısın böyle yapmalısın diye ahkam kesiyor. Bu insanlar MEB okulunda ders vermemiş oluyor çoğu zaman. Lisans eğitimi esnasındaki okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması derslerini saymıyorum, onlar en fazla "simülasyon" sayılabilir belki.
Mesleğin içinden ya da içinden gibi görünenler ile bile pek yol alamazken işletme mezunu, sınıftaki ve sınıfın dışındaki öğretmenin halinden nasıl anlar?
Bakın bir arkadaş tespiti yapmış, idareci olunca sınıf atladığını zannedenler var. Öğretmen yazıyor hala Mebbis'te kadrolarında açıp baksınlar.
Işin kötüsü de kendi yapmadıkları şeyleri öğretmenden beklemeleri. Örneğin müdürümüz İngilizce öğretmeni, diğer hocadan neler bekliyor ama Erasmus projesi için bir paragraflık yeri bile Google translate yapıyor, dersi nasıl işlediğini hiç söylemeyeyim bile...
Ben kendi adıma idareci olduğuma pişman değilim. Amacım müdür olmaktı. Çünkü müdür yardımcısı olunca inisiyatif alamıyorsun, karar verici değilsin. Müdür olunca bile bir yere kadar. Şikayetçi olduğumuz bazı konularda bir şeyler değiştirebilmemiz için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.
Resmen benim "dokunulmazım" dediğim yaz tatilinden feragat edemezken, ne rapor ne yıllık izin hiçbir şey kullanmadım bu sene. Bana sorumluluk hissi verdiğini ve olgunluk kattığını düşünüyorum. İdeal şartlarda olmasak bile.
Ayrıca farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Okulumda az öğretmen var ama hepsiyle aram iyi. Objektif davranmaya çalıştığım için birçok kez arada da kaldım (özellikle müdür ve öğretmenler arasında) ama çözüme ulaşıyoruz.
Çok uzun yazdım kusura bakmayın.
Ancak bir alttaki arkadaşın yorumuna da katılıyorum bu kadar sert yorumları beklemiyordum açıkçası.
Idarecilik ile ilgili düzeltilmesi gereken birçok şey var. Ha lafımız dinleniyor mu tabi ki hayır. Ankara'daki okul yüzü görmemiş insanlar bizim kaderimizi belirliyor.