Basılmamış Kitaba Önsöz
2006 yılında, “Bana Bilgisayarcı Demeyin!” adlı anı kitabımı yayımladığımda, asıl düşündüğüm gençlere girişimcilik konusunda bir nebze olsun yol göstermekti. Yaklaşık 30 yıldır bilişim sektöründe acı olaylarla dolu çeşitli tecrübeler edindim. Deneyim, istediğinizi elde edemediğinizde kazandığınız şeydir. Kitabımda gençlere başarısızlığın yalnızca kabul edilebilir değil, aynı zamanda deneyimlerin esası olduğunu hatırlatmayı amaçlıyorum. Başarısızlığı bilen insan genelde başarısızlıkları nasıl önleyeceğini de iyi bilir.
Anlattıklarım, emekleme çağını bitirdiğine inandığım Türkiye Bilişim sektörünün sadece bir bölümüne ait, şahsen yaşadığım, karşılığı ödenmiş deneyimlerden oluşmaktadır. Serbest girişimci olarak çalışmaya başladığım ilk günlerde kendimi iyi bir mühendis olarak görürdüm. Hâlâ da bunun pozitif etkisini -artık olduğu kadar- hissederim. Daha sonraları kendimi "iyi bir yönetici" olarak görmeye başladım. Yazdığım ilk kitap bu yıllara rastlar.
Daha sonra farkına vardım ki bunların hiçbiri -yaptığımız sosyal çalışmalar, STK çalışmaları, internet eğitim siteleri, makaleler, konferanslar, fuarlar, üniversite seminerleri- bilişim sektöründe bir şirket kurmak ve girişimci olarak çalışmak konusu kadar, gençlerin ilgisini çekmiyor. STK Başkanlığı yaptığım 2 yıl boyunca geçlerin kurduğu şirketlerin ne kadar başarısız olduğunu gördüm. Hâlbuki ben bunu iyi biliyorum; bu yaşta artık mühendisliğim tartışılabilir, yönetici de pek sayılmam artık, ama gençlere girişimciliği öğretebilirim. Buna inanıyorum.
Önceleri MBA programı gibi bir çalışma düşündüm, ancak sürenin uzun olması ve gençlere herkesin aynı değeri vermeyeceği kuşkusu, bende bir internet sitesi oluşturmak ya da bir kitap yazmak fikri oluşturdu. Farklı zamanlarda yazdığım makaleleri
http://www.niyazisaral.net Blog sitesinde topladım. Sonra bunları da ikinci kitabımda kullanmaya karar verdim.
Bir anlamda ilk kitabımdaki kötü tecrübelerin ardından, yeni deneyimleri, belki biraz da kurnazlıkları, bilimsel öğretiyi tekrar yazmak istedim. Bu sebeple, ilk kitabımı da okumayanlar için her iki kitabı birlikte bastım. Bu bakımdan kitabın bütünlüğü sağlanmış oldu.
İnternet sitelerinde yayımladığım birçok makaleye gençlerin ilgi gösterilmesi, birçok kötü deneyimi emekliye ayrılıp bu sektörü terk etmeden yazamayacağım gerçeği ikinci kitabın içinden sadece belirli bölümleri bu makaleler ile birlikte derleyip basmama neden oldu. Yani bu kitap aslında “Ben de Sonunda Bilgisayarcı Oldum” kitabı değil. Bu sebeple de bu önsöz aslında basılmamış kitabımın önsözü.
Bu kitabı basabilseydim muhtemelen aşağıdaki gibi bir paragrafı okuyor olacaktınız:
Elinizde tutuğunuz bu kitap, benim de bir bilgisayarcı olduğumun delilidir. Üzgünüm; belki bazı örneklerde sektördeki dostlarımı kırabileceğim için üzgünüm. Üzgünüm; acı gerçekleri, katı ve acımasız kuralları doğrudan söylediğim için üzgünüm. Hileleri, kurnazlıkları, bir anlamda işin “üçkâğıdını” anlatmak zorunda kaldığım için sizden özür diliyorum. Ama ne yapabilirim ki? Artık ben de “bilgisayarcı” oldum.