bombacı mülayim' Alıntı:
Hocam ben geçen seneki bir mevzuyu anlatayım.Umarım sen veya diğer okuyanlar sıkılmaz.
48 saat dersimiz vardı. 3 öğretmeniz. Bayan arkadaşımız doğum izninie ayrıldığı için 24-24 bölüştük. Ben
Hem formatörlüğü hem de dersi hallederiz dedim. Ama bunu söylerken zümremin de benim gibi çalışıp işbölümü yapacağını düşünüyorum tabi. Eşşek kafa !
Sene başında FATİH eğitimini verdim tüm okula. Okul kalabalık, 1 ayda bitirdim. Bir yandan da diğer okulları geziyorum. Eğitimi verirken naz yapan arkadaşlar eğitimin diğer eğitimlerden farklılıklarını, zorluğunu görünce hocam böyle bilmiyorduk dediler. Kendi okulumdaki kurstan sonra diğer okulların kurslarından yorgun argın geldiğimi de görünce bana acımaya başladılar. Ama işin zorluğunu da anladılar. Milletin sıradan hizmetiçi eğitimlerle karşılaştırması, imza atıp gidilecek zannetmesi, eğitimi 2 saat kısaltırız düşüncesi,...Uzatmayayım.
Bir yandan bunlarla uğraşırken diğer yandan da mesainin diğer bölümünde dersler ve okulun eksik gediği ile uğraştım. Ama şöyle bir sıkıntı var. Öğlen derse giriyorum, okulda sabah diğer arkadaş formatör, öğlen beni gören:
"Hocam şu tahtada şu sıkıntı, şu sınıfa şu kablo, şurada şu etkinlik..." diyor. İşi 2 gün uzatsan, sonraya bıraksan millette bir sitem, bir naz...
"E diğer arkadaş ne iş görüyor, sırtımdan birisi biraz yük alsın arkadaş ! 1 kişi çalışıyor, 2 kişi maaş alıyor devletten" diye idareye çıkıştım bir-iki kez. BT Sınıfının tamamen bana bırakılması, her ders işlemeden önce sınıfın temizliğiyle düzensizliğiyle uğraşmak zorunda kalışımı anlatmıyorum. İdarenin uyarısından sonra temizlik ve düzen işi biraz rayına girdi ama bilgisayarlar yine bende. Bir bilgisayar bozuluyor, ben bakmsazsam o bilgisayar bir ay boyunca orada yatıyor! Neyse... İdare biraz kalaylamış ki zümremi; söylentisi ulaştı bana.
24 saat dersi, formatörlüğü,eğitimleri...derken bir yerde çok daraldım; belki de güler geçersiniz. bunu mu taktın kafaya dersiniz:
BTY dersinden proje ödevi alan öğrencilere proje verdiğimde boş günümde yanıma gelmeleri ve her adımını dikkatle tartışmak için üçer beşer boş zaman ayırıyorum. Ama işlerim o kadar yığılıyordu ki
"Sonraki saat gel, senin projenin incelemesini haftaya ya da yarın okul giriş saatine mi bırakalım..." Bu şekilde çocukları istemeden oyalamak zorunda kaldığım oldu. Kendimden tiksindim. Düşünüyorum da niye bu hale geldi iş?
***** 24 saat ders isteyeceğime 16 saat+formatörlük istesem: (Arkadaş son mevzuata göre 15 saat alması gerekirken 8 saat ders istiyordu. Nasıl bir kafa siz düşünün artık!) Kalan 30 küsür saati diğeri almayacağı gibi, ona da 16 saat ders verseler dışarıdan gelecek birisi BT sınıfının içine edecek, sahiplenmediği sınıf nedeniyle başımıza daha çok iş açacak. Biz de bırak boş zamanı, derse her girişte arızalı bilgisayarlarla uğraşacağız.
***** 22 saat(21 saat zorunlu alsam yani) ders alsam: Sadece derse girip çıkayım mantığıyla hareket etmek istesem bile,
"Bu bilgisayarlara biz format çekmeyeceğiz İsmail, biliyorsun değil mi?" diyerek yatmak isteyişinin altyapısını hazırlamaya çalışan bir zümrem var. O bilgisayarların sıkıntısı yine benim başında. Adam formatör ve bilgisayar arızasıyla başkası ilgilenecek(!) Uzayda doğmuş adamın dünyadan haberi yok haliyle...
***** 30 saat ders alsam, kalanı zümreme versem: Adama bırak maş karşılığını, 1 saat bile ders verip kalanında formatörlük yap desen, işte bir satır yukarıda ne olduğunu yazdım. Dünya, yatma yeri bu adam için...
Bir parantez açayım burada:
Akıllı tahtalar geçen sene başında geldi okula. Zümrelerimden bir allahın kulu gidip bir anahtar alayım, bu tahtada ne var ne yok bir bakayım, sistemi kurup yedek alalım da millet ıvır zıvır sokup içine etmesin,...Bunu düşünen yok. Birinci dönem bitti, ikinci dönem bitti, Ben 25 tahtanın kurulumunu yedeklerini, yer yer kablolamasını,... hallettim. Artık 2.dönem bitmek üzereyken dayanamayıp idareye dert yandım. Arkadaş sene sonunda bakanlığın istediği
FATİH SERTİFİKA DOSYASI YÜKLEMELERİ nedeniyle benden tahtaların şifresini istemeye geldi. Bak koca bir yıl geçmiş, senin emrine verilmiş bir teknoloji var ve sen okulda FATİH BTR'sin !!!! Çatıya çıkıp kendimi yaksam belki sistem odasının yerini sormaya o zaman gelir. Merak anca o kadar...
Bu yazdıklarımdan kim ne çıkarır bilmiyorum hocam. Ama dersi bırakayım diyorum, gelecek olan kimdir,nedir,...sınıfın içine edecek. Dersleri ben alayım komple diyorum, formatörlük görevini sanki ben almışım gibi diğer vatandaşın işlerini yine ben yapacağım. Arkadaş çalışmayacaksan ne diye alıyorsun bu işi? Millet helal lokmanın değil, g.tünü devirip para kazanmanın peşinde. Bu kadar yazdım ya, şunu da ekleyeyim. Çocuklara anlatmak istediklerimi anlatmaya hafta içi ders yetmiyor. Doldurayım çocukları sınıfa haftasonu, kurs çerçevesinde programlama-arduino anlatayım dedim. Çok meraklandılar çünkü. İdareden
"TEOG derslerini düşündük hocam" cevabı geldi. Normalde idarenin böyle bir tasarrufu yok, sineye çektim. İçimden de şunu geçiriyorum ama:
"Ben diğer vatandaşın kahrını bir sene çektim, kendi işim yetmedi onunla da uğraştım, gelecek yıl kurs için bir daha böyle bir cevap bana layık görülürse 22 saat ders al, formatörlük alma, sonra görsünler eb..sini! CTRL+P için gelirsem namerdim!" diye planladım. Ama ben yıl sonuna kadar kendimi parçaladım ya, herhalde birşeyleri anlamış olacaklar ki aradan 10 gün geçti, "Hocam gelecek seneye senin kursu ihmal etmeyelim" dediler. Şimdi 5,6,7'nin kursları onay bekliyor. Diyeceğim odur ki bu kadar çilenin içinde hafta içinin işi yetmemiş gibi bir de haftasonunu düşünüyorum.
ÖZET: Hocam kendimizden veriyoruz, vicdan yapıyoruz, hassasiyet gösteriyoruz...Emin ol sen o dersleri versen daha iyi olmayacak. 30 saat ver, ama sen ver! Zamanı geçmiş başvurunun, belki sineye çekebileceğin bir mazeret bu. Ama seneye erken davranırsın, 22 saat dersini alırsın, kimseye de eyvallahın olmaz. Ama o kalan saatler ne olacak; işte orası soru işareti. Ben başımıza gelecekleri bildiğim için kendimi feda ettim geçen sene.
Çok uzun oldu, hakkınızı helal edin. Muhabbetle.