Kaderine razı olmak üzeresin BİLGİSAYARCI!

Kodla Büyü
İst_koord yukarıda anlatıklarının %90 nına katılmakla beraber, yaklaşımınızdaki hatayı düzeltmek istiyorum..

"hocam neden böyle bilgisayar dersleri görüyoruz bunları anlatmayacaksak" deyip içinizden "hadi canım sende çektinizmi" :)
sizde bu çalıştayın 1999 da yapıldığını ve hedefin 2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi. Ooo hocam çok uzunmuş deyince sizede "oğlum MEB de planlar 5-10-15 yılık vadelerde yapılır" dendimi. 5 yıl demişsiniz çizilen planda ilk BÖTEler 2003 ve 2004 te çıkacak esas mezunlar 2005 ve sonrasında gelecekti 2007 de beklenen kitlenin geldiğinin ilk senesiydi.neyse üniversiteden mezun olup 30 saat derse girince sizde içinizden " ya bu benim işim değildi bir terslik var demek yerine üniversitedeki hocanıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni" dedinizmi. Yukarıda bir cümle var "ben öğretmenim öğretmek istiyorum" bizim gördüğümüz derslerde yapılandırmacısistemde, proje tabanlı yaklaşımda yada tam öğrenmede öğretme varmı hocam yoksa terimler öğrenme olarakmı geçiyordu.Nasıl son 10 senede mezun olmuş bir BÖTE ci eğer üniversitedeki hocalarına küfür etmiyorsa ben öğreticem der orada çocuklar benimle öğrenicek demek gerekmiyormu. Diğer öğretmenler klasik öğretmenliği bize ince ince işlerken demedinizmi sayın hocam yeni kuram bu değil yapı değişecek. Yoksa sizde pekçoğumuz gibi 50 yıllık öğretmenlerimize uyup ben kralım arkadaş ben bilgisayar öğreticem akımına mı kapıldınız.


Bu yukarıda yazdıklarınızı BÖTE bölümlerinde okuyan kaç öğretmen adayı arkadaşım biliyordu yada kaç öğretmen adayı arkadaşım bu soruları sorabilecek fırsatı oldu. ben BİLMİYORUM
2003 Mezunuyum
Siz diyorsunuzki 99-2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi yazmışınız. ben BİLMİYORDUM.
Esas mezunların 2005 de çıkacağını ben BİLMİYORDUM
2007 de beklenen kitlenin geldiğinide BİLMİYORDUM, bugün sizin anlattıklarınıza en çok karşı çıkanların 2007 sonrası mezunları olduğunuda sanırım şuan sen bilmiyorsun..
Üniversitedeki hocamıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni diye SORMADIM,

sadece bunlarmı
Çoğu kaliteli BT cilerin şuan neden Eğiticiliği terkettiğini BİLMİYORUM
Eğitekin kadro vermediğini bile bile niye Eğiteke mail attığımı BİLMİYORUM
Pardusun halen neden okulumda olmadığını BİLMİYORUM
Prestije ihtiyacı olmadığı halde Çizgi Tagemin burada ne aradığını BİLMİYORUM
Derslerin kalkmasına rağmen halen neden Microsoft a çalıştığımı BİLMİYORUM
2007 den sonra esas yetişen BÖTE cilerin neden sözleşmeli olduğunu ve formatör olamadıklarınıda BİLMİYORUM





gerçek ne biliyormusun? ? Bunları sende bilmiyordun, birgün öğrenmiş oldun .. hepsi o kadar...

ama emin ol daha çok bilmediğimiz şey var
Bence bu tür diyalogları kendine saklamalısın, herkes birşeyleri zamanı geldiğinde muhakak BİLECEK..
Ama o gün biz halen sen BİLMİYORSUN havasında olursak kaybedeceğimizçok şey var demektir.

Ben kızmıyorum, sokaktaki teknik servis elemanları arasında bile bu diyalog yokmu...

-Kadiiir lan sen katılımsız XP yapmayı biliyonnu
- Yok abi nerden duydun

2 gün sonra

Lan bu aşağı bilgisayarcıda çalışan Kadir varya
eeee
bi b..k bilmiyor



Herkes anladı sanırım
 
ist_koord' Alıntı:
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, öncelikle rumuz netname değil, netame dir.
Bölümün neden ucube doğduğunu söyledim yukarda ama bir daha açıkça söyleyelim. Forumu şöyle bir gezerseniz "Formatörlük istemiyoruz" "Her türlüsüne hayır" "Ben tamirci olmak istemiyorum" "Dersimizi geri verin" "Ben öğretmenim, öğretmek istiyorum" gibi haykırışlar göreceksiniz.

- Yıl 2002 muhterem hocanız sıkı laf etmiş, kabul ediyorum. Söylediği gibi olsaydı hiçbir itirazım olmazdı çünkü benzer cümleleri sadece siz değil biz de duyduk.

- Yıl 2007 sayın müdür yardımcısı da güzel söylemiş, bu yolda sağlam adımlar atacaklarsa ben destek de veririm.

Peki arada geçen 5 yılın hesabını kim verecek? İnsanlara yukardaki haykırışları koparttıracak kadar kim beklentiye soktu. Biz kendi kendimize mi dersimizi abarttık, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar dersi 2 saat yapıp, bu alanın gözde bir öğretmenlik branşı havasına sokan da biz miyiz?

Netame forum yazarı öncelikle nickinizi yanlış yazdığım için özür dilerim. Buyurun konuşalım üstadım .
Demek sizlerde 2002 de bizim aslı işimizin bilgisayar öğretmek olmadığını öyle olsa bölümün adının bilgisayar öğretmenliği olacağını ve bizim bölümün kuruluş amacını biliyordunuz. Bu güzel aynı yerleri yaşamışız. Hocam sizlerde tenefüste "hoca saçmaladı bizler bilgisayar öğretmessek kim öğretecek" dedinizmi sizde "hocam neden böyle bilgisayar dersleri görüyoruz bunları anlatmayacaksak" deyip içinizden "hadi canım sende çektinizmi" :)
sizde bu çalıştayın 1999 da yapıldığını ve hedefin 2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi. Ooo hocam çok uzunmuş deyince sizede "oğlum MEB de planlar 5-10-15 yılık vadelerde yapılır" dendimi. 5 yıl demişsiniz çizilen planda ilk BÖTEler 2003 ve 2004 te çıkacak esas mezunlar 2005 ve sonrasında gelecekti 2007 de beklenen kitlenin geldiğinin ilk senesiydi.neyse üniversiteden mezun olup 30 saat derse girince sizde içinizden " ya bu benim işim değildi bir terslik var demek yerine üniversitedeki hocanıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni" dedinizmi. Yukarıda bir cümle var "ben öğretmenim öğretmek istiyorum" bizim gördüğümüz derslerde yapılandırmacısistemde, proje tabanlı yaklaşımda yada tam öğrenmede öğretme varmı hocam yoksa terimler öğrenme olarakmı geçiyordu.Nasıl son 10 senede mezun olmuş bir BÖTE ci eğer üniversitedeki hocalarına küfür etmiyorsa ben öğreticem der orada çocuklar benimle öğrenicek demek gerekmiyormu. Diğer öğretmenler klasik öğretmenliği bize ince ince işlerken demedinizmi sayın hocam yeni kuram bu değil yapı değişecek. Yoksa sizde pekçoğumuz gibi 50 yıllık öğretmenlerimize uyup ben kralım arkadaş ben bilgisayar öğreticem akımına mı kapıldınız.


Şimdi siz burda neyi anlatmaya çalışıyorsunuz söyleyin artık, bu bölümün başta kuruluş amacı zaten belliydi de yapılan bütün uygulamalar da bu amaç etrafında yapıldı ve biz şimdi dersimiz elimizden alındı diye boşuna çırpınıyoruz, bunu mu söylüyorsunuz?

Ben diyorum ki üstadım bizim dersimiz 4. sınıflarda zorunlu ve 2 saat olmalıdır. buda bir okulda taş çatlasın 12 saat demek kalan zamanlarda diğer derslerin öğretmenleri istesede istemesede bizim rehberliğimizle o laboratuarı kullanmalıdır. Eğer amacınız buysa mücadeleniz benimkiyle aynı ve sonuna kadar yanınızdayım ama eğer çırpındığınız haftada 30 saat bilgisayar anlatmaksa üzgünüm acı dünyaya hoşgeldin bilgisayarcı dostum evet boşuna çırpınıyorsunuz.

Gördüğüm kadarıyla aynı bölümden çıkmış olmamıza rağmen konumunuzdan dolayı buradaki insanlara boşuna üst perdeden nasihat ediyorsunuz, an itibariyle Güneydoğu dan bile İstanbul a insanların hangi can haliyle gittiklerini anlamanız mümkün değil :-1: Bu bölüm asıl kuruluş amacına yeniden hizmet etmeye başlayacaksa bu geçiş biraz gürültülü ve sancılı olacak, olay bu kadar basit. Tabi olayı biran önce netliğe kavuşturmazlarsa.

Bu üst perde cümlesini üzülerek kıskançlığınıza veriyorum üstadım belkide bizim üniiversitede hocalarımıza yaptığımız gibi "konuşuyor ai bol keseden" diye düşünüyorsunuz . Değerli Öğretmenim benim erkek kardeşimde dokuz eylül BÖTE mezunu, bir sürü sınıf arkadaşım var şu an sizin formatörlük diyerek aşağıladığınız Formatör Öğretmenliği yapan ve mebbiste sorgulayınca ben BT öğretmeni gözüküyorum gözüm nasıl dönmüşki şu an yaptığım işin görevlendirme olduğunu yarın bu işin bitebileceğini unutmuşum da ben üst onlar alt diye düşünmüşüm bu akla mantığa uygunmu. Bilgisayar öğretmeni iken bilgisayar öğretmek için değil öğretmenleri o laboratuara sokmak için neler yapmışım ararsınız necip fazıl kısakürek ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız. Sizinle aynı konumda iken(bunu sizin üst perde deyiminizden dolayı kullanıyorum :) ) oğlum boşver biz yıllardır böyle anlatıyoruz dersi diyen öğretmenleri laboratuara sokmak için çevirdiğim numaraları ararsınız ismet yorgancılar ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız.(çoğu beni sevmiyordur eminim işleyen tekere çomak sokuyorum diye).

Yahu sayın hocam üslubunuzdan mıdır nedir, yoruluyorum hocam okurken sizi. Kıskançlık falan demişsiniz gerçekten enteresansınız yani, buradaki arkadaşlara forum yazarı diye hitap ediyorsunuz, netame forum yazarı gibi, böyle bir hitap duymadım ben daha önce, üst perdeyi bu alışkanlıklarınızdan dolayı kullandım, sanırım sizi olduğunuz gibi kabullenmem lazım :)

Konuya gelince; "Demek sizlerde" diye başlayan paragrafı geçiyorum yorduğu için, ama sanırım siz de bölümün kuruluş amacına uygun olarak yönlendirilmediğini söylemişsiniz, orada hem fikiriz yani...

Ders sayısına gelince; forumda önceki yazılarımda hep BT rehber öğretmenliği statüsünü arzuladığımı söyledim, bununla ilgili arkadaşların görüşünü almak için anket ekledim, bt öğretmenliğinin şartlarının ütopik olduğunu söyleyenler oldu ama yaklaşık 200 kişide %73 gibi oranla bt rehber öğretmenliğine yönelim oldu.

Ancak başta söylediğimi tekrar edeyim, madem ki bt öğretmenliği yanlış uygulamalar sonucu normal bir öğretmenlik gibi algılandı -bunda hocalarımızın bir kabahati yok-, normal öğretmen gibi mesai yapmak isteyen arkadaşların, mümkün olduğunca fazla derse girmek isteyen arkadaşların da yakarışlarına saygı göstermeliyiz. Çünkü öğretmenliği ideal olarak görerek bu mesleği seçmişler.

Söze bu arkadaşlarımıza gereksiz nasihatler verdiğinizi ve şu anda onları anlayamayacağınızı söylemek için girmiştim, siz onları anladığınızı ve gerçekçi olmaları gerektiğini, o kadar dersi birarada göremeyeceklerini söylüyorsunuz, tamamdır. Üslubunuzun da karakteristik olduğunu, alaycı ya da tepeden bakıcı olmadığına kanaat getirdim yoksa kıskanç damgası yiyoruz o da tamamdır. Benden bu kadar -bitti-
 
arkadaşlar ya lütfen biraz az yazın okumak sıkıcı oluyor uzun uzun yazdıysanız eğer önemli kısımlar koyu yazın (resmi yazılardaki gibi)
bizde sıkılmadan okuruz.
ne yazık ki ülkemizde yazılar en son ve koyu paragraflar okunarak iş yapılıyor
 
burada yazılanların hepsini satır satır okuyorum. ancak yazılanların bi kısmını şimdi anlayamıyorum. Belki onları da zamanı gelince anlarım da "bir zamanlar falanca arkadaş bunu demişti" derim. :D
Umarım güzel ülkemin başına nitelikli ve liyakatlı kanun koyucular* gelir de yaptıkları çalışmaları anlamak için yıllarca beklemek durumunda kalmayız.
Bir tarafta 5-10-15 yıl sonrası düşünülerek geleceğe şekil vermek için, ülkemize faydalı olabilmek için yapılan çalıştaydan bahsedilyor, diğer taraftan işin arka tarafında çıkarları olan art niyetlilerden bahsediliyor. Hangi tarafın haklı olduğunu zaman gösterir.
"kanun koyucu" lafı da Mehmet Teyfur'un idi. Heralde yapılan çalıştaylarda ortaya fikir koyanları kastediyordu.
 
Arkadaşlar yazılanları bazen baysa da okuyoruz. Şunu da eklemeden geçmeyeyim, bizlere de "eğitim teknoloğu" derlerdi zamanında ve görevlerini biz de bilirdik.(Bir kısım arkadaşlar bunu kendi okullarına mal etmesinler diye yazdım.)

Benim anlayamadığım nokta şu:
Dersler bittikten sonra okulda kalıp kafecilik yapmanın neresi eğitim teknologluğu?
Projeksiyon cihazını açmayı bilmeyen ve ısrarla öğrenmeyen insanın projeksiyon cihazını açıvermek eğitim teknologluğu mu?
Bilgisayar formatlamak, laboratuvar temizlemek eğitim teknologluğu mu?


Eğitim teknologlarının merkezi bir yerde(RAM gibi) bulunup, yazılım geliştirmek/incelemek ve öğretmenlere sık sık "bilgisayar destekli eğitim" hakkında seminerler vermek gibi görevlerinin olması mantıklı olan değil midir?
Okullarda BT öğretmenlerinin ne halde oldukları bellidir. Kimse kimseyi kandırıp ütopik görev tanımlamalarında bulunmasın. Ya üstteki gibi bir kurum olur ve bu şekilde hizmet ederiz. Ya da ortalıkta dolaşır dururuz...
 
ist_koord' Alıntı:
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, öncelikle rumuz netname değil, netame dir.
Bölümün neden ucube doğduğunu söyledim yukarda ama bir daha açıkça söyleyelim. Forumu şöyle bir gezerseniz "Formatörlük istemiyoruz" "Her türlüsüne hayır" "Ben tamirci olmak istemiyorum" "Dersimizi geri verin" "Ben öğretmenim, öğretmek istiyorum" gibi haykırışlar göreceksiniz.

- Yıl 2002 muhterem hocanız sıkı laf etmiş, kabul ediyorum. Söylediği gibi olsaydı hiçbir itirazım olmazdı çünkü benzer cümleleri sadece siz değil biz de duyduk.

- Yıl 2007 sayın müdür yardımcısı da güzel söylemiş, bu yolda sağlam adımlar atacaklarsa ben destek de veririm.

Peki arada geçen 5 yılın hesabını kim verecek? İnsanlara yukardaki haykırışları koparttıracak kadar kim beklentiye soktu. Biz kendi kendimize mi dersimizi abarttık, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar dersi 2 saat yapıp, bu alanın gözde bir öğretmenlik branşı havasına sokan da biz miyiz?

Netame forum yazarı öncelikle nickinizi yanlış yazdığım için özür dilerim. Buyurun konuşalım üstadım .
Demek sizlerde 2002 de bizim aslı işimizin bilgisayar öğretmek olmadığını öyle olsa bölümün adının bilgisayar öğretmenliği olacağını ve bizim bölümün kuruluş amacını biliyordunuz. Bu güzel aynı yerleri yaşamışız. Hocam sizlerde tenefüste "hoca saçmaladı bizler bilgisayar öğretmessek kim öğretecek" dedinizmi sizde "hocam neden böyle bilgisayar dersleri görüyoruz bunları anlatmayacaksak" deyip içinizden "hadi canım sende çektinizmi" :)
sizde bu çalıştayın 1999 da yapıldığını ve hedefin 2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi. Ooo hocam çok uzunmuş deyince sizede "oğlum MEB de planlar 5-10-15 yılık vadelerde yapılır" dendimi. 5 yıl demişsiniz çizilen planda ilk BÖTEler 2003 ve 2004 te çıkacak esas mezunlar 2005 ve sonrasında gelecekti 2007 de beklenen kitlenin geldiğinin ilk senesiydi.neyse üniversiteden mezun olup 30 saat derse girince sizde içinizden " ya bu benim işim değildi bir terslik var demek yerine üniversitedeki hocanıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni" dedinizmi. Yukarıda bir cümle var "ben öğretmenim öğretmek istiyorum" bizim gördüğümüz derslerde yapılandırmacısistemde, proje tabanlı yaklaşımda yada tam öğrenmede öğretme varmı hocam yoksa terimler öğrenme olarakmı geçiyordu.Nasıl son 10 senede mezun olmuş bir BÖTE ci eğer üniversitedeki hocalarına küfür etmiyorsa ben öğreticem der orada çocuklar benimle öğrenicek demek gerekmiyormu. Diğer öğretmenler klasik öğretmenliği bize ince ince işlerken demedinizmi sayın hocam yeni kuram bu değil yapı değişecek. Yoksa sizde pekçoğumuz gibi 50 yıllık öğretmenlerimize uyup ben kralım arkadaş ben bilgisayar öğreticem akımına mı kapıldınız.


Şimdi siz burda neyi anlatmaya çalışıyorsunuz söyleyin artık, bu bölümün başta kuruluş amacı zaten belliydi de yapılan bütün uygulamalar da bu amaç etrafında yapıldı ve biz şimdi dersimiz elimizden alındı diye boşuna çırpınıyoruz, bunu mu söylüyorsunuz?

Ben diyorum ki üstadım bizim dersimiz 4. sınıflarda zorunlu ve 2 saat olmalıdır. buda bir okulda taş çatlasın 12 saat demek kalan zamanlarda diğer derslerin öğretmenleri istesede istemesede bizim rehberliğimizle o laboratuarı kullanmalıdır. Eğer amacınız buysa mücadeleniz benimkiyle aynı ve sonuna kadar yanınızdayım ama eğer çırpındığınız haftada 30 saat bilgisayar anlatmaksa üzgünüm acı dünyaya hoşgeldin bilgisayarcı dostum evet boşuna çırpınıyorsunuz.

Gördüğüm kadarıyla aynı bölümden çıkmış olmamıza rağmen konumunuzdan dolayı buradaki insanlara boşuna üst perdeden nasihat ediyorsunuz, an itibariyle Güneydoğu dan bile İstanbul a insanların hangi can haliyle gittiklerini anlamanız mümkün değil :-1: Bu bölüm asıl kuruluş amacına yeniden hizmet etmeye başlayacaksa bu geçiş biraz gürültülü ve sancılı olacak, olay bu kadar basit. Tabi olayı biran önce netliğe kavuşturmazlarsa.

Bu üst perde cümlesini üzülerek kıskançlığınıza veriyorum üstadım belkide bizim üniiversitede hocalarımıza yaptığımız gibi "konuşuyor ai bol keseden" diye düşünüyorsunuz . Değerli Öğretmenim benim erkek kardeşimde dokuz eylül BÖTE mezunu, bir sürü sınıf arkadaşım var şu an sizin formatörlük diyerek aşağıladığınız Formatör Öğretmenliği yapan ve mebbiste sorgulayınca ben BT öğretmeni gözüküyorum gözüm nasıl dönmüşki şu an yaptığım işin görevlendirme olduğunu yarın bu işin bitebileceğini unutmuşum da ben üst onlar alt diye düşünmüşüm bu akla mantığa uygunmu. Bilgisayar öğretmeni iken bilgisayar öğretmek için değil öğretmenleri o laboratuara sokmak için neler yapmışım ararsınız necip fazıl kısakürek ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız. Sizinle aynı konumda iken(bunu sizin üst perde deyiminizden dolayı kullanıyorum :) ) oğlum boşver biz yıllardır böyle anlatıyoruz dersi diyen öğretmenleri laboratuara sokmak için çevirdiğim numaraları ararsınız ismet yorgancılar ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız.(çoğu beni sevmiyordur eminim işleyen tekere çomak sokuyorum diye).

Kısa ve özet bir soru sorayım. Yukarıda vermiş olduğunuz bilgilerin paylaşıldığı resmi bir yazılı ortam var mı? Ya da o üniversitedeki hocaların ve BOTE bölümünün kurulmasına öncülük edenlerin günlükleri veya makalelerine ulaşabiliyor muyuz?
 
Bazen başkalarının yazılarına verilen 2 link burada yazılan 1000 satırlık destandan daha etkili olabilir. :idea: :wink:
 
mnv' Alıntı:
Arkadaşlar yazılanları bazen baysa da okuyoruz. Şunu da eklemeden geçmeyeyim, bizlere de "eğitim teknoloğu" derlerdi zamanında ve görevlerini biz de bilirdik.(Bir kısım arkadaşlar bunu kendi okullarına mal etmesinler diye yazdım.)

Benim anlayamadığım nokta şu:
Dersler bittikten sonra okulda kalıp kafecilik yapmanın neresi eğitim teknologluğu?
Projeksiyon cihazını açmayı bilmeyen ve ısrarla öğrenmeyen insanın projeksiyon cihazını açıvermek eğitim teknologluğu mu?
Bilgisayar formatlamak, laboratuvar temizlemek eğitim teknologluğu mu?


Eğitim teknologlarının merkezi bir yerde(RAM gibi) bulunup, yazılım geliştirmek/incelemek ve öğretmenlere sık sık "bilgisayar destekli eğitim" hakkında seminerler vermek gibi görevlerinin olması mantıklı olan değil midir?
Okullarda BT öğretmenlerinin ne halde oldukları bellidir. Kimse kimseyi kandırıp ütopik görev tanımlamalarında bulunmasın. Ya üstteki gibi bir kurum olur ve bu şekilde hizmet ederiz. Ya da ortalıkta dolaşır dururuz...

+100 :alkis:
 
bote67' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, ........ çoğu beni sevmiyordur eminim işleyen tekere çomak sokuyorum diye.[/b]

Kısa ve özet bir soru sorayım. Yukarıda vermiş olduğunuz bilgilerin paylaşıldığı resmi bir yazılı ortam var mı? Ya da o üniversitedeki hocaların ve BOTE bölümünün kurulmasına öncülük edenlerin günlükleri veya makalelerine ulaşabiliyor muyuz?

Evet var mı?
Şuan yaşadığımız belirsizlik ve karamsarlık ortamında başvurabileceğimiz 5, 10 15 sene sonrasını geçtim seneye ne olacağını açıklayan resmi yazılı bir bildiri var mı?
 
Sayın admin yazdıklarınız içinde bildiklerim ve bilmediklerim mevcut bunları yazayım en altada yorumumu ekliyeyim.

Bu yukarıda yazdıklarınızı BÖTE bölümlerinde okuyan kaç öğretmen adayı arkadaşım biliyordu yada kaç öğretmen adayı arkadaşım bu soruları sorabilecek fırsatı oldu. ben BİLMİYORUM
2003 Mezunuyum
Siz diyorsunuzki 99-2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi yazmışınız. ben BİLMİYORDUM.
Esas mezunların 2005 de çıkacağını ben BİLMİYORDUM
2007 de beklenen kitlenin geldiğinide BİLMİYORDUM, bugün sizin anlattıklarınıza en çok karşı çıkanların 2007 sonrası mezunları olduğunuda sanırım şuan sen bilmiyorsun..
Üniversitedeki hocamıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni diye SORMADIM,

sayın admin bende senin bildiklerini biliyorum dediniz diye üniversitedeyken bildiklerimi yazdım. Siz 99 da okula başlayınca "yaw neden bizim bölümün adı bilgisayar öğretmenliği değil diye sormadıysanız, hocam biz bunca ders görüyoruzda ne olucaz biz diye sormadıysanız,2001 de hocam bizim bölüm türkiyenin heryerinde açılıyor sınıf mevcutları 35lerden 70lere çıktı bu adamlar ne olacaklar nerede başlıyacaklar diye sormadıysanız, 2005 te 66 puan ile izmire atama yapılabilirken 2006da 77 ile şırnağa gidilebiliyorsa bu puanlar neden bu kadar yükseldi yahu diye sormadıysanız" hocalarınıza. Bunun günahı MEB temi YÖK teki hocalarda mı yoksa kendimizdemidir hocam. Benim canım arkadaşım 77 ile şırnağa atanınca izmirdeki arkadaşlarıma "abi puanlar ne yükseldi dediğim de boşver biz atandık" diyenler sadece günü düşünenlerdi. Sizde merak etinizmi hocam "bölümümüzün adı neden kadar uzun bunda bir pislik olmasın" dedinizmi :)

Bu ksımdaki cümleleri birebir ele alalım.
sadece bunlarmı
Çoğu kaliteli BT cilerin şuan neden Eğiticiliği terkettiğini BİLMİYORUM
İlk başlayan arkadaşlarımızın çoğu TEF mezunu öğretmenlerdi ve ilk baştaki ekders uygulaması okuldaki ile aynı şeklinde idi ancak sonradan bazı iş bilmezler eğiteğe biz aynı işi yapıyoruz onlar neden fazla ücret alıyor deyince haftada 18 saat sınırı geldi bu arkadaşlarım bu işin kadroyada bağlanmayacağını anlayınca haliyle gitmek istediler bugün Devrim,Murat,Turan ve diğerleri Eğitek için bizim için büyük kayıptır.
Eğitekin kadro vermediğini bile bile niye Eğiteke mail attığımı BİLMİYORUM
Bu en basit soru akşam rahat uyuyabilmek için.Çünkü sonuç alınıcak diye iş yapmayız vatandaş olarak görevimiz olduğu için yaparız.
Pardusun halen neden okulumda olmadığını BİLMİYORUM
Güzel soru bakanlığın BT sınıfları genelgesinde bilgisayarlara iki işletim sistemi de kurulur diyor.Bu sene İstanbulda 185 BTS kuruldu makinelerde çift işletim sistemi var buradaki öğretmenlerin ilk işi neden makineleri formatlayıp XP yada 7 kurmak BİLMİYORUM (sizce bu bakanlığın suçumu)
Prestije ihtiyacı olmadığı halde Çizgi Tagemin burada ne aradığını BİLMİYORUM
Bunu bende bilmiyorum ama saygı ile karşılıyorum bunu Nİyazi beyede eski forum yazarlarınızdan Ali Çimen hocama sorucam o benden daha tecrübeli bu forumda :)
Derslerin kalkmasına rağmen halen neden Microsoft a çalıştığımı BİLMİYORUM
bugün bizim İl Mem deki bilgisayarlarımızda Open Office kurulu,Bakanlık Eğitim Araçlarında önder bey Microsofta olmazsa bilgisayarlarımıza open office kurmayı düşünelim beyefendi diyor ama bizi ilk ortada bırakan Ankarda'ki büyüklerimizmi yoksa" yaaa ben open office kullanamam ki " diyen öğretmenlerimizmi olacak bende bilmiyorum.
2007 den sonra esas yetişen BÖTE cilerin neden sözleşmeli olduğunu ve formatör olamadıklarınıda BİLMİYORUM
Sadece BÖTEcilermi yoksa öğretmenlerin büyük bir çoğunluğumu sözleşmeli statüye geçti onu ayrıca konuşmak lazım



gerçek ne biliyormusun? ? Bunları sende bilmiyordun, birgün öğrenmiş oldun .. hepsi o kadar...
ama emin ol daha çok bilmediğimiz şey var
Bence bu tür diyalogları kendine saklamalısın, herkes birşeyleri zamanı geldiğinde muhakak BİLECEK..
Ama o gün biz halen sen BİLMİYORSUN havasında olursak kaybedeceğimizçok şey var demektir.

Sayın admin benim adıma neyi bilip bilmediğim söylediğinizin ve tarzınızın oldukça agresif olduğunun( sizde bir kişilik bozukluğu olmasın :puhaha: ) farkındasınız değilmi. Benim tek amacım insanların bilmesi için bildiklerimi paylaşmak(kaynakları ile beraber) ve sizin bildiklerinizle bunları birleştirmek.

Ben kızmıyorum, sokaktaki teknik servis elemanları arasında bile bu diyalog yokmu...

-Kadiiir lan sen katılımsız XP yapmayı biliyonnu
- Yok abi nerden duydun

2 gün sonra

Lan bu aşağı bilgisayarcıda çalışan Kadir varya
eeee
bi b..k bilmiyor

ilçe milli eğitimde göreve ilk başladığımda şube müdürüm beni çağırıp
"otur bakalım şöyle" dedi
geçtim oturdum.
"bilgisayar bilirmisin" dedi
bir düşündüm
"Hocam dedim ben meslek lisesi bilgisayar donanım mezunuyun. Ardından Üniversitede BÖTE okudum. 15 senedir bilgisayarla ilgileniyorum ve net bir şekilde söyleyebilirim kusura bakmayın ben bilgisayar bilmiyorum"
şube müdürüm bana baktı
"aferin. otur bir çay söyliyeyim. ben bu soruyu senden öncekilerede sordum hepsi biliyorum hocam dedi. ummana hükümdarlık olmaz aferin" dedi.
 
aslise' Alıntı:
bote67' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, ........ çoğu beni sevmiyordur eminim işleyen tekere çomak sokuyorum diye.[/b]

Kısa ve özet bir soru sorayım. Yukarıda vermiş olduğunuz bilgilerin paylaşıldığı resmi bir yazılı ortam var mı? Ya da o üniversitedeki hocaların ve BOTE bölümünün kurulmasına öncülük edenlerin günlükleri veya makalelerine ulaşabiliyor muyuz?

Evet var mı?
Şuan yaşadığımız belirsizlik ve karamsarlık ortamında başvurabileceğimiz 5, 10 15 sene sonrasını geçtim seneye ne olacağını açıklayan resmi yazılı bir bildiri var mı?

@aslise ve @mnv bu forumda ben herşey güllük gülistanlık demiyorum sistem yanlış işliyor itiraz edin kanunlar çerçevesinde olabildiğince sesiniz çıkartın diyorum zaten. Susmayın arkadaşlarım.

benden bir yazı istemişsiniz pardusçu arkadaşlarım EGE de ki kurultayda BÖTE kavramıyla karşılaşmış ve yazmışlar.
http://cekirdek.pardus.org.tr/~meren/blog/2007/05/12/270/

Bakanlığın Yaklaşımını merak ediyorsanız ki edin mutlaka @muhalif33 ün paylaştığı mail adreslerine 2014 e kadarki yol haritanızda BTS lerle ilgili planlamanız nedir diye yazarsanız size yazılı cevap verirler. Böylece bu belirsizlik ortadan kalkar.

Not: İstanbuldaki Formatör Öğretmen görevlendirmeleri sırasında hiçbir BT Öğretmeninden istek dilekçesi alınmadı. Ben konuştuğumokullarda ki öğretmen arkadaşlarıma birebir dedim dilekçe vermeyin mahkemeye gitmek isterseniz hakkınız olur diye. 2 senede toplam açılan dava sayısı kaç biliyormusunuz rakamla 0 (sıfır). eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
 
ist_koord' Alıntı:
Ben konuştuğumokullarda ki öğretmen arkadaşlarıma birebir dedim dilekçe vermeyin mahkemeye gitmek isterseniz hakkınız olur diye. 2 senede toplam açılan dava sayısı kaç biliyormusunuz rakamla 0 (sıfır). eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Hocam eğer elinizdeki derslerin (45678ler toplam 7 saat) %57si elinizden alınırsa (678 toplam 3 saat)
Kimseye dava açamazsınız. Eğer insanları formatörlüğe mecbur ederseniz. Seni ek derssiz bırakırım, Seni norm fazlası yaparım, aklını alırım senin derseniz kimse dava açamaz.
Benim anlamadığım şey şu. Neden okuldaki bir BTci arkadaş formatörlüğünü yaparken diğer 2 arkadaşından 1i 4-5lere diğeri de 678 lere giremesin?!
Bir okulda iki PDRci varken niye 2-3 BTci olamasın?
İlla bu formatörlüğe bu dersi kurban mı edelim?
Çocuklara bilgisayar ve interneti biz anlatmayalım da internet kafede mi öğrensinler?
Yoksa zaten onlar bilgisayarı biliyor aymazlığına biz de kendimizi inandıralım mı?
Kusura bakmayın arkadaşlar. Kral fena halde çıplak.
Bu dersi kaldıranlar bu çocuklara çok büyük bir kötülük yapıyorlar.
 
Şimdiye kadar gözle görülür ilk etkinliğimizi yapacağız CEBİT ile bakalım sonucu ne olacak yoksa burada 100lerce sayfa yazıda yazsak bilmem nereye 100lerce mailde atsak bir sonuca varacağımız yoktu. Kendimiz çalıp kendimiz oynuyorduk :)
 
Arkadaşlar herkes olayın bir yönünden tutup kendince yorumlar yazmışlar ve ne yazık ki herkes söylediklerinde haklı.
ist_koord arkadaş, eğitim teknoloği olayını güzel bir şekilde açıklıyor fakat şu andaki formatör tanımıyla onun tanıı ne yazık ki tam anlamıyla uyuşmuyor.
Diğer öğretmen arkadaşlarımında söyledikleri bence doğrudur ki 10'lu yaşlarındaki çocuklar bilgisayarı nereden öğrenecekler? Bilgisayarın internete girip google'a girip oyun yazmaktan veya facebook yazmaktan oluşmadığını kendi kendilerine öğrenemeyecekler. Kendi kendine öğrenenler hala google'a girip http://www.meb.gov.tr yazıyorlar (Ne yazık ki çoğu öğretmen arkadaşımız bu durumda) Dersleri seçmeli yapmak saçmalıktı. not verilmemesi daha başka saçmalıktı.
Şu anda 1-5 arasında derslerin kaldırılması daha başka bir saçmalık ki bu davranışların temelleri ne yazık ki bu yaşlarda atılıyor.
Geçen sene 4. ve 5. sınıflara derse girdim ve o derslerden ne kadar keyif aldığımı anlatamam.

Daha önce de bazı konularda söylemiştim, bence bu dersin 4. ve 5. sınıflarda zorunlu olması gerektiği kanaatindeyim.
Okulun diğer öğretmenlerine rehberlik edelim. Sorunlarına yardımcı olalım. Gerektiğinde eğitimler verelim.
Okulun teknolojik anlamda rehberi olalım. Ama bunu sen zorunlu olarak, zorla, baskıyla yaparsan tabiki dava açan olmaz.

BT Rehber Öğretmenliği statüsünün ben çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ama biz öğretmeniz ve bilgisayarı çocuklara bizden başka kimse daha iyi anlatamaz.
Medya okuryazarlığı diye bir ders koyuldu, çok sevindim açıkçası bu dersin konulmasına fakat ne yazık ki bu konuda uzman kişiler yetiştirilmedi ve çoğu okulda bu derslere Sosyal Bilgiler öğretmenleri giriyorlar ve bu derslerde SBS, eksik kalınmış konular işleniyor. Teknolojinin gerisinde kalmamak lazım. Bırakalım kendi hallerinde öğrensinler dememek lazım.
Biz öğreten olmayabiliriz ama öğrencilerimizin bunları öğrenmelerine yol gösterici olmalıyız. Bunu da ders dışında nasıl yapacağız?

Son bir not lütfen forumumuzun dışarıdan da okunduğunu unutmayalım. Biz öğretmenlerin bu şekilde birbirleriyle anlaşamamaları ne yazık ki hiç hoş olmuyor.
Herkes fikirlerini paylaşırken karşısındakini kırmak için elinden geleni yapmazsa çok daha iyi fikirler yaratacağımıza inanıyorum. Çünkü bazen birbirimize sataşmaktan fikirlerimizi açıkça paylaşamıyoruz...
 
angel_33' Alıntı:
ya arkadaşlar böyle felaket senaryoları yazarak kendimizin ve birbirimizin moralini bozmuş oluyoruz.
farklı hayal edelim.. 9-15 mesai saatleri güzel bir çalışma ortamı ve özlük haklarıyla çalışıyoruz.bir de böyle düşünün

, :puhaha:
oyle bile olsa bir ogretmen olmayacagız...
 
Arkadaşlar bilgisayar öğretmeni yada formatör değilim ama.
En kötü ihtimal ile Kadrolu arkadaşlar bu durumda mecburen formatör durumuna düşerler.Ayrıca başlığın ilk yazısının ise dramatize değil realite olduğuna gülmeyin vede inanın.

Bu süreç ders saatini çoğaltmak için 2 yıl önce eylem yapan beden eğitimi öğretmenleri tarafından başladı ve öğrenciler için haftalık ders yükü 30 saati geçemeyeceğinden bilgisayar dersi feda edildi.
Bence hareket etmeniz lazım.En azından 21. Y.Y. da yaşayan biri olarak....Şiddetle destekçinizim....
 
ist_koord' Alıntı:
Ben konuştuğumokullarda ki öğretmen arkadaşlarıma birebir dedim dilekçe vermeyin mahkemeye gitmek isterseniz hakkınız olur diye. 2 senede toplam açılan dava sayısı kaç biliyormusunuz rakamla 0 (sıfır). eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Hocam eğer elinizdeki derslerin (45678ler toplam 7 saat) %57si elinizden alınırsa (678 toplam 3 saat)
Kimseye dava açamazsınız. Eğer insanları formatörlüğe mecbur ederseniz. Seni ek derssiz bırakırım, Seni norm fazlası yaparım, aklını alırım senin derseniz kimse dava açamaz.
Benim anlamadığım şey şu. Neden okuldaki bir BTci arkadaş formatörlüğünü yaparken diğer 2 arkadaşından 1i 4-5lere diğeri de 678 lere giremesin?!
Bir okulda iki PDRci varken niye 2-3 BTci olamasın?
İlla bu formatörlüğe bu dersi kurban mı edelim?
Çocuklara bilgisayar ve interneti biz anlatmayalım da internet kafede mi öğrensinler?
Yoksa zaten onlar bilgisayarı biliyor aymazlığına biz de kendimizi inandıralım mı?
Kusura bakmayın arkadaşlar. Kral fena halde çıplak.
Bu dersi kaldıranlar bu çocuklara çok büyük bir kötülük yapıyorlar.
 
etiket59' Alıntı:
Bu böte mezunlarını bazılarını anlamak gerçektende güç, hatta bazıları tamamen zırvalıyorlar... Sizlerin amacı bilgisayar öğretmek falan değil, eğitim öğretim faaliyetleri içerisinde kullanılacak eğitim metaryelleri geliştirmek veya var olan eğitim metaryellerini kullandırmak... Bence 6,7 ve 8 sınıftaki bilgisayar derleri bile seçilmeye bilir yeri geldiğinde... Batı da okuyan öğrenciler için bence gereksiz bi seçim...

Lütfen eğitim fakültesinde gördüğünüz eğitimin doğrultusunda isteklerde bulunun... Eğer yanlış seçim yaptığınızı düşünüyorsanız özel sektörde çalışacak bilişimciye ihtiyaç çok...


hoca hangi alanda hangi dersleri aldığımız çok iyi biliyoruz.sende şunu bilki bilişim teknolojileri öğretmeni/bilgisayar öğrt. alanında atandık bakanlıkça.ev ekenomisi bitirenler tek. tasarım öğrt. olarak atanıyor ama onlara ev okonomileri dersi okutturulmuyor.anlatabildimmi bilmem.hatice değil betice önemli.ne için okuduğumuzu bizde biliyoruz eğer ders metaryeli hazırlayacak olsam zaten m.e.b o kadar ucuza çalışnazdım.hem hazırlanan metaryelleri kaç kişi kullanıyor.bir sürü metaryel var nette.sen ordan isitfade et dostum.
 
bence 2 aylık kurstan sonra branş değişikliğiyle başka bir alanda öğretmenlik yapacağımızdır.
daha önceden fransızca ve almanca öğretmenlerinin başına gelenleri hatırlayın
bakarsınız yakın zamanda öğrencilere okuma yazma öğretirken kendimizi bulabiliriz.
bu tamamen kendi tahminimdir herhangi bir duyum yoktur.
bizlere geleceğin sınıf öğretmenleri gözüyle bakıyorum 8)
 
Kaiser Soze' Alıntı:
bence 2 aylık kurstan sonra branş değişikliğiyle başka bir alanda öğretmenlik yapacağımızdır.
daha önceden fransızca ve almanca öğretmenlerinin başına gelenleri hatırlayın
bakarsınız yakın zamanda öğrencilere okuma yazma öğretirken kendimizi bulabiliriz.
bu tamamen kendi tahminimdir herhangi bir duyum yoktur.
bizlere geleceğin sınıf öğretmenleri gözüyle bakıyorum 8)
O kadarda değil.Hiç zannetmem.
 
burası türkiye haklısın hocam her an herşey olabilir.fransızca öğretmenleri nasılda türkçe öğretmeni oldu.sınıf öğretmneliği olurmu bilmem ama en uzak branşa verirler ki eğitimde başarı olmasın :p
 
bizi kaynak yapacakları bir alan bulsunlar bak nasıl geçiriyorlar
ahada buraya yazdım
günü gelir demiştim diyecem sizlere
 
Tekelcilerin kaderiyle karşı karşıya kalabiliriz. 4-C'ye geçin, şurda hizmetli açığı var derlerse şaşırmam
 
bak o da olabilir
başka bakanlıklara kaydırılabiliriz
mesela bir kısmımız gardiyan bir kısmımız vergi dairesine (nasılsa bilgisayar biliyoruz ya)
bir kısmımız ilçe memlere düz memur okullara memur oluruz
kulağada fena gelmiyor :cry: :cry:
 
skipper_forum' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
Ben konuştuğumokullarda ki öğretmen arkadaşlarıma birebir dedim dilekçe vermeyin mahkemeye gitmek isterseniz hakkınız olur diye. 2 senede toplam açılan dava sayısı kaç biliyormusunuz rakamla 0 (sıfır). eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Hocam eğer elinizdeki derslerin (45678ler toplam 7 saat) %57si elinizden alınırsa (678 toplam 3 saat)
Kimseye dava açamazsınız. Eğer insanları formatörlüğe mecbur ederseniz. Seni ek derssiz bırakırım, Seni norm fazlası yaparım, aklını alırım senin derseniz kimse dava açamaz.
Benim anlamadığım şey şu. Neden okuldaki bir BTci arkadaş formatörlüğünü yaparken diğer 2 arkadaşından 1i 4-5lere diğeri de 678 lere giremesin?!
Bir okulda iki PDRci varken niye 2-3 BTci olamasın?
İlla bu formatörlüğe bu dersi kurban mı edelim?
Çocuklara bilgisayar ve interneti biz anlatmayalım da internet kafede mi öğrensinler?
Yoksa zaten onlar bilgisayarı biliyor aymazlığına biz de kendimizi inandıralım mı?
Kusura bakmayın arkadaşlar. Kral fena halde çıplak.
Bu dersi kaldıranlar bu çocuklara çok büyük bir kötülük yapıyorlar.

@skipper_forum (uyarı geldi usulü ile yazayım :) ) söylediklerinizin büyük bir kısmına kesinlikle katılıyorum. Bu dersi kaldıranlar kesinlikle ve kesinlikle kötülük yapıyor. ancak ben 2 sene dedim hocam; geçen sene bizim dersler tüm sınıflarda vardı beni bir sürü BT öğretmeni arkadaşım aradı biz istemiyoruz (benim telefonu ilde bilmeyen yok sanırım :) ) diye "hocam kesinlikle biz zorla dilekçe istemiyoruz vermeyin mahkeme hakkınız olsun" dedim, konuştuğum ilçe koordinatörü arkadaşlarımada "BT Öğretmenlerinden dilekçe talep etmeyin isteyen verirse alın onun dışındakileri re'sen(zorla) görevlendirin" dedim ( PM atarsanız size isim isim veriyim hocam arayıp teyit edin). Geçen sene böyle bir zorlama yoktu açılan dava sayısı 0 sıfır , benim BT öğretmeni arkadaşlarım kuzu kuzu 25 saat - 30 saat derse girdiler üstüne BT Formatör Öğretmenlik yaptılar bir tanesi müdürüne müdürüm ben idari mahkemeye gidiyorum bu iş yanlış demedi. Doğrudur hocam kral çıplak ancak bir kişide bunu çıkıp mahkemede söylemedi. Bu yüzden bu çalıştayı merakla bekliyorum bakalım bu sefer kral çıplak diyebilecekmiyiz yoksa orada susup; gene foruma dönünce ama bizi dinlemiyorlar mı diyeceğiz.
 
Benim anlamadığım sayın hocalarım şudur ki:
bizim geleceğimiz olan biricik öğrencilerimiz ilköğretimde sadece haftada 3 saat görüp mezun olacaklar.
Öğrencilerimizin bazıları maalesef ortaöğretime devam edemeyecek ve ömürleri boyunca haftalık 3 saat bilişim teknolojileri görecek dışarıdan kurs sertifika almaya parası olmayanların BT öğrenim hayatı sonlanmış olacak.
Devam edelim: Genel Liseler, Anadolu ve Fen Liselerinde Lise 1'de 2 saat bir BT dersi olacaktı( eğer hala birileri ona da göz dikmediyse) bu öğrencilerimizin şanslı olduklarını varsayalım ve 2 saatlik bu dersi aldıklarını düşünelim.
3 ilköğretim+2 ortaöğretim.Toplam 5 saat. Süper di mi anlayana çok bile.
Burda eğitim öğretim hayatı sonlanan çoook öğrencimiz var.
Ama biz devam edelim. Bu öğrencilerimizden birini ele alalım. ÖSS'yi kazandıralım. Diyelim ki bu öğrenci Sınıf Öğretmenliğini Kazandı.
Orada zorunlu Bilgisayar dersi var çok şükür. 2 teorik+ 2 uygulama 4 saat daha ders aldı.
Toplam Haftalık ders saati 9 saat oldu değil mi?(3+2+4) Maşallah dokuz saat ya bu dile kolay.
Tam dokkuz saat BT dersi almış bir Sınıf Öğretmenimiz var Nur Topu Gibi.
Artık onunla biz ne BDE ler yaparız. Çocuklara BT de öğretir o bildiği kadarıyla değil mi
Pardon ama Şey ya biz sadece İlköğretimde toplam 10 saate kadar BT dersi verebilliyorduk sanki geçen seneye kadar (1 de başlarsa) ama çoğu zaman 7 oluyordu bu sayı (4te başlarsa)
Ya onlar zaten bilgisarı çok iyi biliyordu di mi. Bu derse gerek yoktu ya di mi. Özür dilerim unutmuşum.
 
skipper_forum' Alıntı:
Benim anlamadığım sayın hocalarım şudur ki:
bizim geleceğimiz olan biricik öğrencilerimiz ilköğretimde sadece haftada 3 saat görüp mezun olacaklar.
Öğrencilerimizin bazıları maalesef ortaöğretime devam edemeyecek ve ömürleri boyunca haftalık 3 saat bilişim teknolojileri görecek dışarıdan kurs sertifika almaya parası olmayanların BT öğrenim hayatı sonlanmış olacak.
Devam edelim: Genel Liseler, Anadolu ve Fen Liselerinde Lise 1'de 2 saat bir BT dersi olacaktı( eğer hala birileri ona da göz dikmediyse) bu öğrencilerimizin şanslı olduklarını varsayalım ve 2 saatlik bu dersi aldıklarını düşünelim.
3 ilköğretim+2 ortaöğretim.Toplam 5 saat. Süper di mi anlayana çok bile.
Burda eğitim öğretim hayatı sonlanan çoook öğrencimiz var.
Ama biz devam edelim. Bu öğrencilerimizden birini ele alalım. ÖSS'yi kazandıralım. Diyelim ki bu öğrenci Sınıf Öğretmenliğini Kazandı.
Orada zorunlu Bilgisayar dersi var çok şükür. 2 teorik+ 2 uygulama 4 saat daha ders aldı.
Toplam Haftalık ders saati 9 saat oldu değil mi?(3+2+4) Maşallah dokuz saat ya bu dile kolay.
Tam dokkuz saat BT dersi almış bir Sınıf Öğretmenimiz var Nur Topu Gibi.
Artık onunla biz ne BDE ler yaparız. Çocuklara BT de öğretir o bildiği kadarıyla değil mi
Pardon ama Şey ya biz sadece İlköğretimde toplam 10 saate kadar BT dersi verebilliyorduk sanki geçen seneye kadar (1 de başlarsa) ama çoğu zaman 7 oluyordu bu sayı (4te başlarsa)
Ya onlar zaten bilgisarı çok iyi biliyordu di mi. Bu derse gerek yoktu ya di mi. Özür dilerim unutmuşum.

:alkis: @skipper forum tespitler gerçekten çok hoş. Özellikle sınıf öğretmenleri ile ilgili kısıma bittim.
ama sanırım hayalimizdeki model farklı ben isterdim ki 4. sınıflarda 2 saat zorunlu(bizim ders hiç zorunlu olmadı sadece eskiden seçmeli derslerede not verilirdi diye hatırlıyorum) bilgisayar olsun ama şimdiki müfredatla değil güzel bir müfredatla. Sonra sonrasında bizler esas problemle uğraşabilelim öğretmenleri eğitmekle. Çocuk bilgisayar bilmiyor mu bilmiyor doğru ama esas problem öğretmeni çocuğun bilgisayar bilmediğini bilmiyor :puhaha: . Öğrenci msn-facebook-metin2 diyor öğretmen bunları bilmediği için çocuğu dahi zannediyor. Okuldaki BT Formatör Öğretmene (yada sitedekilerin isteği ile BT Rehber Öğretmene arada ne fark varsa) düşen esas görev büyükleri eğitmek olsun ama MEB bunun için bize yetki versin, hak versin, altyapımızı(görev tanımı) sağlasın. Bu biliyorum hayal öğretmenim ancak benim hayalimde bu. Liseler ayrı bir ihtisas alanıdır oraya karışmaya 5 sene var o sebeple o kısımda yorumsuz kalabiliyorum ancak.

Not: Şimdi forum yazarları bunu okuyunca ne bayıcı diyecekler gene biliyorum. Biliyorum bu realite değil ama bu da benim hayalim.
 
Çözümü mikro değil de makro düzeyde arasanız diyorum."Okullardaki BT sınıflarını internet-cafe gibi kullanıyorlar nasılsa " zihniyetini yıkmak lazım önce.
Tabiki Dersin gerekliliğine sizin inanmanız yetmez.Yukarıdaki birilerini inandırmanız lazım önce.
Bakın beden eğitimciler nasıl inandırdılar.Nasıl organize oldular ve istediklerini aldılar.Daha çok ağlarsınız. CEBİT bile bu kadar az ilgi gördükten sonra...
 
Geri
Üst