Sözüm meclisten dışarı. Buna post truth diyorlar. Belge ile göstersen, kanıtıyla ispat etsen, kabul etmezler. Kafalarında alternatif bir gerçeklik oluşturup ona inanıyorlar. Şizofreninin farklı bir hali. Bir tık ötesi de o zaten.
Bu insanlar uykuda zannediyoruz ama uykudaki insanı dürtersen, şöyle biraz sarsarsan uyanır. Bu insanlar garip bir hipnoz halinde. Hani illüzyonistlerin gösterilerinde, kendinin tavuk olduğuna inanan, başkasının kucağında oturmasına rağmen koltukta oturduğunu zanneden, parmak şıklatana kadar hipnozdan uyanamayan, gerçeği fark edemeyen insanlar var. İnandıkları şeyin aksine ikna edebilmenize imkan yok. Ve onlara göre uyanması gereken biziz.
Önceleri sokak röportajlarını trollediklerini düşünüyordum, ama gerçekten inanıyorlar bunlara. Bu videoları izleyen binlerce insanın inandığına da eminim.
Düşünce sistemlerinde birçok bilişsel uyumsuzluk(cognitive dissonance) oluyor bu insanların. Çelişkilerle dolular. Çelişkileri işaret ettiğinizde ya biaslara başvuruyorlar ve yeni bir saçma sapan argüman sunuyorlar, ya da acayip sinirleniyorlar ve sizi vatan haini, dış güçlerin uşağı falan olmakla suçluyorlar.
Gerçekçi olmadan ne bireysel ne toplumsal olarak bir yere varabiliriz. Mesela bu konu örneğinde Almanya'nın ekonomisinin kötü olduğu(veya bizden farkı olmadığı), bizim ekonomimizin şahlanmış olduğu gibi gerçekten uzak şeylere inanmaya devam ederek nereye varabiliriz ki.
Gerçekçi insanlar, "üzgünüm, bunu başaramadım. Daha iyisini yapmak için elimden geleni yapacağım" der. Post truth kafasını yaşayanlar ise bahaneleri sıralar durur. "Yok dış güçler, yok faiz lobisi, yok bize operasyon çekiyorlar, yok onların başarısı aslında o kadar da iyi değil."
Mesela şu da post truth kafasına başka bir örnek: