AMen' Alıntı:Osmanlı Padişahları Türk değildi ve Türk'ü sevmezdi. “Etrâk-ı bî idrâk = İdrâksiz Türkler” ifadesini uzun zaman hükümdarlar kullanmıştır.
Fâtih’in Ceza Kanunnâmesinde, “15. Eğer biregû hamr içse, Türk veya şehirlü olsa, kadı ta‘zir ura. iki ağaca bir akçe cürm alına”. Yani, bir kişi içki içse, Türk ve şehirlü olsa, hadd-i şirb olarak vurulacak olan 80 sopanın yanında para cezası alınması emr olunmaktadır veya sopa cezası uygulanmadığı takdirde para cezası uygulanacaktır.
Türk'ün buradaki manasına bakılırsa, DAĞLI veya KÖYLÜ olarak kullanıldığı aşikardır. Türk kelimesi kısaca Osmanlı'da Dağlı, Köylü anlamında kullanılıyordu. Osmanlı'nın son zamanlarında da aşağılayıcı bir ibare olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar babadan gelen bir köken kavramı üzerinde dursak da insanlar annesinin kültürüyle yetişmektedir. Bu durum Osmanlı sarayında daha kuvvetli bir haldir.
Mesela “Kadimi” mahlasıyla yazan birisinin,
“Devredelden beri şahım eflak
Zemm olur alem içinde Etrak
Vermemiş Türk’e Huda hiç idrak
Akl-ı evvel de olursa bi-bak
Uktül’üt-Türke velev kane ebak”
diye başlayan şiirinin ne kadar dehşet verici olduğunu anlamak için sadece bu bent bile yetiyor.
Bir başka örnek, Kemalpaşazade:
“Türk kim bir sınfıdır Tatar anun
İhtilatını ter et zinhar anın
Yir seni olursa yar u dostun
Ger ola düşmen, çıkarır postun”
Sururi (ö.1814) adındaki bir başkası da şöyle buyurmuş:
“Terk et o Türk’ü k’etse teşehhür ne denlü kim
Çifti komış Stanbul’a gelmiş Sabanca’dan”
hocam elinize sağlık... :+1: