Hocam amaç yapılan yanlışın telafi edilmesidir. Ben bunun için gazeteye birkaç mail attım. Ama isterdim ki forumun üyesi değerli ve yüksek seviyedeki Bilişimci arkadaşalrım da birlikte hareket etsinler ve tepkilerini gazete yonetimine mail ile bildirsinler. Zor birşey değil, eposta adresleri listede var. Posta hesabını açacaksın, şu gün gazetede yayınlanan ve şu adresteki şu yazıyı tasvip etmemiz mümkün değildir. Açık bir şekilde öğretmenlere hakaret içeriyor. Ben bunu bu gazeteden beklemezdim. Hatta bu yayın grubunu sadece doğruları yazdığı için beğenirdim de. Ancak insanın takip ettiği, beğendiği en azından sempati duyduğu kişilerden böyle darbe yemesi hiç hoş olmuyor. Benim prensiplerimden birisi de: Yanlış yapan kim olursa olsun yaptığı yanlıştan dolayı pişmanlığı ifade ederek ÖZÜR dileyecek. Ben böyle yapıyorum. eğer yanlışım varsa haddimi bilip özür dilemesini de biliyorum. Aynı şekilde herkeste haddini bilerek özür dilemeli. Biz adamların özür dilemeleri gerektiğini söylüyoruz, kendilerine gönderdiğim sitem dolu (ama küfür yok) mesajı buraya ekledim. Ulan bir de baktım bunların ne çok savunanı varmış. Bir takım değerleri savunmak güzel bende savunurum. Ancak yanlışı savunmak da doğru değildir.
Ben bu beyinsizadamın yazısını okuyunca adeta deliye döndüm. Olamaz böyle birşey dedim. Ve hemen yazarlara, editörlere, müdürlere gönderdim epostayı. İstediğim şey ÖZÜR dilemeleri. Bu özür gelene kadar da ben bunları boş bırakmayacağım. çünkü yukarda da dediğim gibi insanın "bunlar iyidir" dediği kişilerden hakaretler duyması hiç hoş değil.
Forumdaki arkadaşlardan da beklerdim ki ortak tepkiyi ortaya koyalım. Fakat maalesef çoğu arkadaşımızın gözüne perde imiş maalesef. etrafını net bir şekilde göremiyor ve bir de üstüne at gözlüğü takında sadece bakışı yönündeki görüntüleri puslu puslu görebiliyor. Keşke Öğretmenlere yapılan, dolaylı yoldan Hz. Ali'ye yapılan, Atatürk'e yapılan, Peygamber Efendimize yapılan bu aşağılamalara ortak tepki koyabilseydik. Ama maalesef. Ben üzülüyorum şu halimize.
Yapılan yanlış ortada duruyor, herkes bunu görüyor. Ama birtakım kişiler bunun yanlış olduğunu söyleyince bir sürü kişiler de "sen sus, sen kimsin, ajansın sen, bilmem ne" şeklinde yanlışın yanlış olduğunu söyleyenleri susturmaya çalışıyor.
Mehmet AKİF'in dediği gibi;
Zalimi sevemem zulmü alkışlayamam,
.....
Aldırma be adam diyemem aldırırım
Hakkı tutar kaldırırım.
.....
Velhasıl kelam kim ne derse desin, ben Doğruya yanlış demem, yanlışa da doğru demem, doğru doğrudur, yanlış yanlıştır. Çünkü yüce Allah insanlara buyurmuştur: "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" Bunun üzerine hala yalanı, yanluşı, haksızı, hadsizi savunan destekleyen varsa bence Allah'a olan imanını gözden geçirsin. "Yahu ben acaba Allah'a ne kadar inanıyorum, acaba onun toplum düzeniyle ilgili emirlerine uyuyor muyum, yoksa şahsi veya topluluk menfaati için yanlış olan şeyleri de yapıyor muyum, yoksa Allah benden razı değil mi" şeklinde kendini bir sorgulamalı diye düşünüyorum.
son olarak:
Diyorlar ki sus sus sus,
Susmam susmam susmam ben.
Varken bunca namussuz,
Susmam susmam susmam ben.
Ağa diye bey diye,
Boyun eğmem kimseye,
Bir deli şart bir köye,
Susmam susmam susmam ben.
Para ile pul ile,
Kaymak ile bal ile
Şunlar gibi yal ile
Susmam susmam susmam ben.
Bilinmeli şu nokta,
Dinlemem dikta,mikta,
Benim kellem koltukta,
Susmam susmam susmam ben.
Küfre karşı her zaman,
Kükremeli Müslüman,
El cihad minel iman,
Susmam susmam susmam ben.
Mazlumları severim,
Zalimleri döverim,
Dövemezsem söverim,
Susmam susmam susmam ben.
Mevlam bana el vermiş,
İzin vermiş yol vermiş,
ALLAH ağız dil vermiş,
Susmam susmam susmam ben.
Ey sus diyen herif be,
Et ozanı tarif be,
Adım ozan arif be,
Susmam susmam susmam ben.
Ozan arif her yerde,
Tercümandır her derde,
Ülkücülük var serde,
Susmam susmam susmam ben.