Geçmiş olsun . Kadrom hep ortaokullarda oldu.
Değişik yıllarda zaman aralıklarında toplam 6 yıl, haftanın belirli günleri düz lise, ÇPL ve Anadolu liselerinde de ders görevim oldu.
İlk başlarda ilköğretim öğrencilerine yaklaştığım gibi yaklaştığımın farkında değildim ve gençler beni hep yordu. Bağırarak ders anlattığımın farkına varınca, herşey değişti.
Biraz daha otoriter olmaya başladım. Koyverdicilik yapmak bana göre değil. Mesela, şaka yapmak, fıkra anlatmak, sohbet etmeyi bıraktım. Çünkü yüzün güldüğü veya gülümsediğin an bu onlarda zayıflık olarak algılanıyor. Bir de gençlerin kendilerine has karşısındakini deneme hareketleri (yapma dedik varsayalım, yapıyorum ne yapabilirsin gibi) kesinlikle taviz vermem. Olmadı idareyle, olmadı tutanakla, olmadı velisinin çağrılmasını istemekle devam ettim.
Ve inanın çoğu velinin umurunda değil. Okuldan çağrılmış, çocuğu gürültü yapmış, saygısızmış, zayıflara ve okul malına zarar veriyormuş, üstüne okul idaresiyle ve öğretmenle çocuğunun hareketleri yüzünden muhatap olduğu halde "memnun" olan veli gördüm. Adam resmen gururu okşandı, çocuğunun hareketleri anlatılınca. Bir veli ise nerdeyse "sen kimsin l*n" demediği kaldı bana.
Böyle bir durumla karşılaşsam (bu başlıktaki öğretmenimiz) daha ilkinde "sen ne yapıyorsun?", "derste değil miyiz?", yerine geçmiyorsa "yerine geçer misin?" (öğrenciyi tanımıyorsam). Sonrasında (yerine geçse dahi) alaycı bir tavrı varsa, idareye gönderirim ve tutanak tutarım: "Öğrenciden Beklenen Okulu benimseme, öğretmenlerine saygı göstermeleri ve okul kurallarına uymaları gerekliliğini yerine getirmediği, Kaba ve saygısız davrandığı, Dersin faaliyetlerinin akışını ve düzenini bozacak davranışlarda bulunduğu, adaba uygun olmayan tutum ve davranışlarda bulunduğu, ... " eğer daha önceden de benzeri davranışı varsa. "olumsuz tutum ve davranışları alışkanlık hâline getirdiği" ibaresini de ekler diğer tutanaklara gönderme yaparım.
Ki bu tarz öğrenciler idare ve tutanak tanımaz, Ders otoritemi bozmaya devam edecektir. Hatta tutanak tutarken sırıtan gülen öğrencilerim oldu. Hemen hepsinde beklemeksizin okul müdürünü sıkıştırdım. Müdürlerimin hepsi (yani %100'ü ne yapalım hocam!) ifadesini kullanmıştır. O öğrencinin öyle olduğunu ve kabullenmek gerektiği gibi davranarak. Israrla ısrarla ısrarla müdürü "Disiplin kurulu"na öğrenciyi göndermekle sıkıştırırım.
Yanlış duymadınız Ortaöğretimde halen Disiplin ifadesi çıkarılmadı.
Derste olumsuz davranışlarından ötürü uzaklaştırma alan öğrencim oldu. Yapacak birşey yok.
Hiç kasmayın. Çok iyi öğrencilerim oldu liselerde, onlar için hep dua ederim. Ama okulu sevmeyen öğrenciler de az değil.
Abartısız lisede bir derste iken başarılı ve dersle alaklı birkaç öğrenciyle sohbet ederken sırf gülümsediğim için olduğunu zannediyorum, sınıfın diğer ucundaki okul-ders alakasız öğrenciler resmen kazan kaldırmaya çalıştılar. Normalde tebessüm edilen şımarır. Ama lise farklı. Meslek Lisesini hayal bile edemiyorum.
Allah sabır versin. Tavrınız net olsun.