Öğrenciye fiziki müdahale

Kodla Büyü
Hocam kimsenin başına gelmesinde arkası yarın gibi okudum başlığı ilk kez denk geldi :) koltuğa oturma mevzusunda dolayı bende tokatladı birkaç defa birilerinide bereket hem aileler hem öğrenciler bu tarz olaya tenezzül etmedi. iddia ediyorum o öğrencim hocama tokat atsaydı olay buraya gelmezdi.
 
Öğrencinin öğretmen masasına oturup oradan öğretmene gülerek onu kışkırtması ve öğretmeni küçük düşürmeye çalışması da aslında savcılığa şikayet edilebilecek bir durum olmalıdır.
Eğer böyle olsaydı bunu da öğrenci bilseydi kesinlikle böyle bir şeye cesaret edemezdi.
Yada bu gibi durumların okul idaresince dikkate alınıp öğrencinin aile bilgilendirilip disiplin cezası uygulansa yine bu da oldukça etkili bir çözüm olurdu.
Ancak tecrübe ettiğim kadarıyla tutanak tutan öğretmen sıkıntılı ve sınıf yönetiminde zaaflı olarak yaftalandığı için öğretmen arkadaşlarımız maalesef bardağın dolmasını bekleyerek öğrencileri dahada cesaretlendiriyor sonuçlarda bu noktalara geliyor.
 
Dışarıda birinin burnunu kiran hastane basan hastanede ates eden ruhsatsiz silah tasiyan "adam"lar bile ceza almiyor guzel ulkemde. Sizin hic almamaniz lazim ama iste...
 
bu eğitim politikasıyla öğretmen dayak yese bile kimsenin kılı kıpırdamaz. tek suçlu öğretmen. öğretmeni ezmek bir meb politikası oldu. tabii toplumda da öğretmen nefreti var. öğretmen kime ne yapıyorsa iyilikten başka.
 
Birileri siniflara girip öğretmeni öğrencilerin yaninda fircalarsa olacağı bu olur bu hükümet zamanında öğretmenler değersizlestirildi malesef

Fatih Sultan Mehmet Han çocukken çok yaramaz bir öğrenciydi. Ders esnasında yaptığı şımarıklıklarla Hocası Akşemseddin’i çileden çıkarırdı. Hocası kendisine kızdığı zaman hemen “Ben Padişahın oğluyum bana bir şey yapamazsın” deyip tehdit ediyordu. Padişaha şikâyet etmeyi edepsizlik sayan Akşemseddin, durumu II. Murat’a anlatamıyordu. Ancak gün geldi artık küçük Mehmet’in yaptığı yaramazlıklar çekilmez hale geldi.
Bunun üzerine destur dileyip II. Murat’ın huzuruna çıktı. “Padişahım size bir hususu arz edeceğim ancak hayâ ediyorum” deyince II. Murat “Buyur çekinmeden anlatabilirsin” dedi. Bu söz Akşemseddin’i rahatlattı ve başladı olayı anlatmaya. Padişahım oğlunuz, ciğer pareniz Fatih çok yaramaz, onun yaramazlıkları yüzünden ders işleyemiyorum, kendisine kızdığım zamanda hemen sizinle beni tehdit ediyor deyince II. Murat Akşemseddin’in yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldar.
Fatih ve Öğretmeni 150×150 Fatih ve Öğretmeni
Fatih ve Öğretmeni
II. Murad’ın kulağına söylediği sözleri duyan Akşemseddin çok şaşırdı. Bu ne plandı, mümkün değildi bu planı uygulamak. Akşemseddin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.
Ertesi gün yine derste Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemseddin’in uyarısına aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi. Bu olay karşısında Akşemseddin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.
Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı. Güvendiği babası tokat yemişti. Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu. Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahçup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi. Plan muhteşem bir şekilde işlemişti. O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı.
İşte akşemsettinin kulağına fısıldanan muhteşem plan,işte çocuk eğitimi.işte onlar, işte biz….
Koskoca padişah sırf çocuğunu terbiyesi için gözünü kırpmadan tokat yemeği göze almıştı…

NERDEN NEREYE GELDİK KISA BİR YAŞANMIŞ OLAY
 
Vay arkadaş internette faydalı birkaç şey okuyamaz olduk, biri de ülkedeki bir olayı siyasi çıkarım yapmadan siyasi laf sokmadan anlatmaya çalışsın artık, sanırsın bu hükümetten önce memleket cennetti... Yaşınız mı küçük başka ülkede mi büyüdünüz anlayamıyorum ki...
 
Son düzenleme:
Geçmiş olsun hocam, dik dur dirayetli dur. Ben sizin yanlış birşey yaptığınızı düşünmüyorum... Boyun eğe eğe bu hale geldik.
 
Vay arkadaş internette faydalı birkaç şey okuyamaz olduk, biri de ülkedeki bir olayı siyasi çıkarım yapmadan siyasi laf sokmadan anlatmaya çalışsın artık, sanırsın bu hükümetten önce memleket cennetti... Yaşınız mı küçük başka ülkede mi büyüdünüz anlayamıyorum ki...
en azından mevcut hükümetten önce öğretmen şuankinden daha değerli ve kıymetliydi.
 
Bizim mesele sonunda nihayete erdi. Geçen hafta 2. celse vardı. Hâkim haftaya kararı vereceğim demişti. Bir kaç gün önce, kararın verileceği 3. celsedeydim. Aslında kâtibe gelmenize gerek yok demişti lakin yine de verilen kararı, kulaklarımla işitmek istedim. Tabi avukat, ben ve hâkim ile kâtibe vardı. Hâkim, öğrencinin başını çarptığı masayı silah olarak değerlendirdiğini söyledi. Normalde 4 aydan başlayan ceza, suç silahla(masa) işlendiğinden 6 aydan başladı. Tabi, memur olmamız sebebiyle ceza % 50 artırılarak 9 ay oldu. Yani 270 gün. Hâkim, benim daha önce bu tür bir hadiseye karışmadığımı ve mahkemede gösterdiğimi iyi hâli dikkate alarak 1/6 oranında indirim yaptı. Yapılan 45 günlük indirimden sonra 270-45 = 225 günlük hapis cezası aldım. Bu hapis cezası da idarî para cezasına çevrildi. Günlüğü 20 tl den olmak üzere 20x225 = 4500 tl lik idarî para cezası aldım. Bu ceza da 5 sene benzer bir suç işlenmemek kaydıyla ertelendi.
Sadece mahkeme masrafları ve arabulucu masrafı olan 279 tl ödeyeceğim.
İşte saçlarıma aklar düşüren, ruhen beni en derin çukurlarda gezdiren, hayattan aldığım lezzeti acılaştıran, mensubu olduğum camianın bir neferinin itibarının mazide kaldığını acı tecbüreyle öğrenmeme vesile olan, burnuma konan bir sineği bile kovalama niyetinde iken bu niyetimi bin kere gözden geçirmeme sebep olacak olan bir mesele nihayete erdi.
Ne diyelim demek ki bizi bu cezaya müstehak edecek ne hatalar işledik ki bu cezayla taltif edildik.
Bir öğretmen hakkında nasıl şikayetçi olunurmuş, nasıl mahkemeler kurulurmuş, nasıl cezalar verilirmiş, öğrenmiş olduk.
Bu tarz bir hadiseyle teşrif etmek isteyenlere bir ihtar, bir teselli. Tabi, pencerelerden seyredip, içlerine girmemek kaydıyla...
 
Bizim mesele sonunda nihayete erdi. Geçen hafta 2. celse vardı. Hâkim haftaya kararı vereceğim demişti. Bir kaç gün önce, kararın verileceği 3. celsedeydim. Aslında kâtibe gelmenize gerek yok demişti lakin yine de verilen kararı, kulaklarımla işitmek istedim. Tabi avukat, ben ve hâkim ile kâtibe vardı. Hâkim, öğrencinin başını çarptığı masayı silah olarak değerlendirdiğini söyledi. Normalde 4 aydan başlayan ceza, suç silahla(masa) işlendiğinden 6 aydan başladı. Tabi, memur olmamız sebebiyle ceza % 50 artırılarak 9 ay oldu. Yani 270 gün. Hâkim, benim daha önce bu tür bir hadiseye karışmadığımı ve mahkemede gösterdiğimi iyi hâli dikkate alarak 1/6 oranında indirim yaptı. Yapılan 45 günlük indirimden sonra 270-45 = 225 günlük hapis cezası aldım. Bu hapis cezası da idarî para cezasına çevrildi. Günlüğü 20 tl den olmak üzere 20x225 = 4500 tl lik idarî para cezası aldım. Bu ceza da 5 sene benzer bir suç işlenmemek kaydıyla ertelendi.
Sadece mahkeme masrafları ve arabulucu masrafı olan 279 tl ödeyeceğim.
İşte saçlarıma aklar düşüren, ruhen beni en derin çukurlarda gezdiren, hayattan aldığım lezzeti acılaştıran, mensubu olduğum camianın bir neferinin itibarının mazide kaldığını acı tecbüreyle öğrenmeme vesile olan, burnuma konan bir sineği bile kovalama niyetinde iken bu niyetimi bin kere gözden geçirmeme sebep olacak olan bir mesele nihayete erdi.
Ne diyelim demek ki bizi bu cezaya müstehak edecek ne hatalar işledik ki bu cezayla taltif edildik.
Bir öğretmen hakkında nasıl şikayetçi olunurmuş, nasıl mahkemeler kurulurmuş, nasıl cezalar verilirmiş, öğrenmiş olduk.
Bu tarz bir hadiseyle teşrif etmek isteyenlere bir ihtar, bir teselli. Tabi, pencerelerden seyredip, içlerine girmemek kaydıyla...

Hocam büyük geçmiş olsun. Biran önce yaşadığınız kötü hatıraların mazide kalması ümidiyle Öğretmenler gününüz kutlu olsun.
 
Bizim mesele sonunda nihayete erdi. Geçen hafta 2. celse vardı. Hâkim haftaya kararı vereceğim demişti. Bir kaç gün önce, kararın verileceği 3. celsedeydim. Aslında kâtibe gelmenize gerek yok demişti lakin yine de verilen kararı, kulaklarımla işitmek istedim. Tabi avukat, ben ve hâkim ile kâtibe vardı. Hâkim, öğrencinin başını çarptığı masayı silah olarak değerlendirdiğini söyledi. Normalde 4 aydan başlayan ceza, suç silahla(masa) işlendiğinden 6 aydan başladı. Tabi, memur olmamız sebebiyle ceza % 50 artırılarak 9 ay oldu. Yani 270 gün. Hâkim, benim daha önce bu tür bir hadiseye karışmadığımı ve mahkemede gösterdiğimi iyi hâli dikkate alarak 1/6 oranında indirim yaptı. Yapılan 45 günlük indirimden sonra 270-45 = 225 günlük hapis cezası aldım. Bu hapis cezası da idarî para cezasına çevrildi. Günlüğü 20 tl den olmak üzere 20x225 = 4500 tl lik idarî para cezası aldım. Bu ceza da 5 sene benzer bir suç işlenmemek kaydıyla ertelendi.
Sadece mahkeme masrafları ve arabulucu masrafı olan 279 tl ödeyeceğim.
İşte saçlarıma aklar düşüren, ruhen beni en derin çukurlarda gezdiren, hayattan aldığım lezzeti acılaştıran, mensubu olduğum camianın bir neferinin itibarının mazide kaldığını acı tecbüreyle öğrenmeme vesile olan, burnuma konan bir sineği bile kovalama niyetinde iken bu niyetimi bin kere gözden geçirmeme sebep olacak olan bir mesele nihayete erdi.
Ne diyelim demek ki bizi bu cezaya müstehak edecek ne hatalar işledik ki bu cezayla taltif edildik.
Bir öğretmen hakkında nasıl şikayetçi olunurmuş, nasıl mahkemeler kurulurmuş, nasıl cezalar verilirmiş, öğrenmiş olduk.
Bu tarz bir hadiseyle teşrif etmek isteyenlere bir ihtar, bir teselli. Tabi, pencerelerden seyredip, içlerine girmemek kaydıyla...
Çok çok geçmiş olsun hocam... Çok üzüldüm... Öğretmenler gününüz kutlu olsun...
 
Tekrar geçmiş olsun, hiç canını sıkma arkadaşım. Bunların hepsi gelip geçici aslolan sensin.
 
Çok geçmiş olsun hocam. Size bu zor günleri yaşatanları Allah bildiği gibi yapsın. Allah sizin gönlünüze ferahlık ve afiyet versin.
 
Beşer zulmeder, kader adalet eder.
Zalimler için yaşasın cehennem.
Hocam geçmiş olsun. İnşâAllah bu duyduğumuz, duyacağımız son vaka olur.
 
O zaman okullardan masaları, sıraları kaldıralım, zira okullarda silahların işi yok!
 
çok geçmiş olsun hocam.. gerçekten hakimin verdiği karar düşündürücü.. yazık demekten başka bir şey gelmedi içimden.. Allah beterinden korusun diyelim..
 
Allah sabır versin hocam,zamanında bir sube müdürününün sözlerini duymustum.hakkıyla not veren öğretmene bu nasıl öğretmen herkesi bırakmış vb. sonra sube müdürüğü alınıpta aynı okula öğretmen olarak atanınca ilk girdiği sınıftaki 3 öğrenciyi sakız çiğniyor diye disipline vermişti.Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
 
Geri
Üst