"Ütopik" Bir Öneri

Kodla Büyü
Hocam, inanın çözülür. BTR'si olmayan bir sürü okul var. Örneğin ilkolullar. Bt öğretmeni de yok BTR'si de yok. Hiçbir işleri aksamıyor. Hocam artık şunu kabullenmemiz lazım, çok teknik ince işleri yapmıyoruz. Bizim yaptığımız işleri az biraz bilgisayara yatkın çoğu kişi yapar, yapıyor da. Bizim olduğumuz okullarda, biz olduğumuz için kimse elini sürmüyor. Bizim görevimiz olarak görüldüğü için. Belki format atamazlar ama XP döneminde değiliz win10 gayet stabil çalışan bir sistem. Hergün format atmıyoruz. Eger kimse yapamazsa arada bir biz yine yaparız. Akıllı tahta imajı youtube'dan bakılarak yapılabilecek bir şey.
Hadi diyelim yapamadılar. Ben 7-8'lere de derse gireyim de, haftada en az 15 dersim olsun da, teknik işleri yapmaya yine razıyım.
BTR'nin gerçekten bir işlevi yok. Hiçkimsenin bilgisayar bilmediği zamanlardan kalma bir görevlendirme. Ama MEB bt dersini o kadar gereksiz görüyor ki, derste öğrenciyi :boş işlerle" oyalayacağına, fotokopi makinesine sıkışan kağıdı çıkarsın ya da etkinlik fotoğrafı çeksin diyor. Bizim yerimize fotoğraf çeken ya da yazıcıyı açıp kapatan biri bulunur hocam merak etme.
Katıldığım yerler var hocam. Ben zaten BTR ler çok önemli işler yapıyor iddiasında değilim. Ama şu bir gerçek hepimiz şimdiye kadar görev yaptığımız okulların ortalaması kadar durumu değerlendirebiliyoruz. Hocam bahsetmiş e-posta gönderemeyen idareciler de hala çok, diğer hocamın tekniker dediği kadrosu olmayan okul da çok. Onca okul gezdim, halk eğitimi saymazsak işini yapanı geçin böyle bir kadro ile unvan olarak bile karşılaştığımı hatırlamıyorum.

Ciddi olarak yukarılarda birilerinin, "ulan bunlar da olmasa onca işi kime yaptırırdık nıhaha" diye iş bitiriciliğiyle gurur duyduğunu düşünüyorum. İşler basit ama yine de görüyoruz bizden birini bulamadılar mı a öğretmenine rica ediyorlar, okul dışını arıyorlar, açıp bir yerlerden bakıp öğrenme gibi bir alışkanlıkları olmadığından resmen çırpınıyorlar. Bu kesimin emekli olması için bir on sene daha var. Her yerden teknoloji fışkırıyor hele bu salgın dönemi gibi devam ederse hiç yönetebilecekleri bir durum değil. Bir okul kesmiyor artık illeri, BTR leri 2-3 okul dolaştırıyorlar. Ellerinin altında istedikleri zaman ulaşabilecekleri birisini, rica minnet birilerine muhtaç olmaya tercih ediyorlar. Bize de, derse de değer verilmediği bir gerçek. Ama yukarıdaki durumların varlığı da bir gerçek. İster ütopya olsun, ister organize ve resmi bir eylem olsun, bu gerçekleri göz ardı ettiğimiz sürece derslerimiz zorunlu olsa da rahat yüzü zor görürüz.

Sonuç olarak derslerin her kademede zorunlu olması için gösterdiğimiz çabayı, ders dışı bizi bulacak sorunlara şerefimizle, gerektiği değeri görecek şekilde yol göstermemiz için mevzuatın hazırlanması yolunda da göstermeliyiz diye düşünüyorum. Bu halimizle sandığımızdan daha azız.
 
Keşke olmasa hocam...

https://bte.org.tr/ böyle bir dernek var. Üye olan arkadaşlar da vardır forumda. Bu konuda bir şeyler yapıyorlar mı acaba?
Dernek Başkanı Burcu Hanım. Kendisiyle bir yarışma organizasyonunda tanışmıştık. Takip ettiğim ve bildiğim kadarıyla Bakanlıktan bazı bürokratlarla görüşme yaptılar. Onlar da çalışıyor..
 
Hocam BTR normu, derslermizi geri almaktan daha ütopik. Çünkü biz 657'ye göre egitim öğretim sınıfından atandık. BTR teknik bir kadro. MEB, BÖTE'yi teknik öğretmen bile saymıyor.
Kaldı ki, siz, gerçekten, 55 yaşınıza geldiğinizde derse girmeyip, 30 yaşında bir öğretmenin "hocam akıllı tahta flash'ı görmüyor" diye sınıfa çağırmasını istiyor musunuz? Görev tanımı belli olmadan, belli bir odası olmadan, öğretmenler odasında iş çıksın da gideyim diye beklemek mi istiyorsunuz. Okul zili, mikrofon, fotokopi makinası, yazıcı arasında mekik dokumak ya da "onlar benim işim değil" diye ömür boyu karşınıza çıkar her idareyle tartışmak mı istiyorsunuz. "Onlar sizin işiniz değilse, siz ne yapacaksınız?" diye sorulduğunda ne cevap vereceksiniz? 20 sene sonra "EBA'ya rehbetlik ederim" mi diyeceksiniz. EBA, Atlantis kayıp kıta mı yoksa gizli hazine mi yoksa labirent mi belli değil. Biz olmadan kimse büyük sırrı çözemiyor. 30 sene boyunca her gün EBA rehberligi yapacağız çünkü öğrenci ve öğretmenler 30 senede bir web sitesini kullanmayı ogrenemeyecekler veya akıllı tahtaya imaj armayı ogrenemeyecekler.
Hocam, kendimizi kandırmayalım. BTR aktif görevden alınıp geri hizmete verilmektir. Bunun norm haline gelmesini savunmak hem hukuki olarak yanlış hem branşımızın geleceği açısından çok tehlikeli.

Yukarıdaki saydıklarınızı BTR normu ya da görevlendirme olmasa da bize yaptıracaklar. Çünkü bilişimciyiz.
Keşke dersimiz hak ettiği önemi alsa..
Bugün fen liseleri Bilişimci bulamıyor hocam. Fen lisesindeki müd. yardımcısına nedenini sorduğumda 8-10 saat derse girip BTR olmak daha cazip geliyormuş bize...
55 yaşına gelsem de saydıklarınızı yapmaktan gocunmam.
Her dönem BTR görevlendiresi beklemektense normunun gelmesi çok daha iyi...
 
Derneğin ilk kurulduğu günden beri üyelerinden biriyim. Arkadaşlar dernek yapısı ile sendika yapısı farklı şeylerdir.

Pek çoğumuz rehber öğretmenlerle BT rehber öğretmenleri kıyaslıyoruz. Ancak rehber öğretmenlerin arkalarında çok üyeliği olan PDR derneği Talim terbiye Kurulu başkanlığı ve Bakan var.

Derneğimiz pek çok faaliyet için bakanlığın farklı birimiyle farklı zamanlarda görüşmeler yapmaktadır. Hatta en son BTR ile ilgili bir anket yayınlayıp btr görevlendirmelerindeki olumlu olumsuz durumlarla ilgili bilgi toplamıştı.
Aramızdan kaç kişi bu formu doldurdu. Ya da kaçınız üye olmadığınız bir derneğin neler yaptığını merak ettiniz mi?

İlla üye olun diye demiyorum ama dernek sadece btr konusunda değil pek çok soruna kadar farklı alanlarda çalışmalar yapmakta. Ancak dernekte faaliyet gösteren arkadaşlar tamamen gönüllü ve elini taşın altına koymaktadırlar. Bence arada dernek sosyal medya hesaplarını kontrol edin.

Bt öğretmeni olarak laboratuvar dışındaki bilgisayarlar akıllı tahtalar sizin sorumluluğunuzda da değildir. Kadromuzun öğretmen olduğunu anlamak istemeyen idareciler pek çok kurumda karşımıza çıkacaktır ama biz pes etmeden kadromuzun öğretmen olduğunu gerekirse daha biraz yüksek sesle dile getirmemiz gerekiyor. Hiçbir okul müdürü resmi olarak ders esnasında şurada şu sorun var diyerek bir öğretmenin sınıftan dışarı çıkartamaz arkadaşlar, çıkarsanız tavizi siz vermiş olursunuz. Eğer size ısrarcı olurlarsa bu emri yazılı olarak vermelerini isteyeyin.

Btr ile ilgili kadro beklentisi içinde olan arkadaşlara da bakanlığa btr kadrosunu sorarsanız size BT öğretmeni kadrosu ile ilgili cevap yazarlar. Hatta en son bilişimle üretim projesi için arttırılan kadro sayısı yazılı olarak verilmişti. Ama soru BTR ye kadro konusundaki çalışmalardı. Meslekte 17 yılında çalışan bir BT öğretmeni olarak daha önceki adı formatörlük olan şimdiki adı BT rehberliği olan görevlendirmedeki asıl sorun elle tutulur sağlam bir yönetmeliği olmamasından ve görevlendirmelerin valiliklere bırakılmasından kaynaklıdır. Btr ile ilgili yönetmelik sadece yegitek değil bakanlığın farklı birimlerinden de onay alınması gereken durumlar içerir.
Btr için kadro çalışmaları denilen çalışmaları 17 yıllık meslek hayatımda sadece laf olarak birkaç bakanlık yetkilisinden duyumlar şeklinde bilgim oldu. Ama asla yazılı bir evrakta bu konudaki çalışmaları görmedim. (Devlette esas olan yazıdır)
Eskiden formatörlük varken yönergede ek bir müdür yardımcılığı kadrosu geçerken (ki buna ait hiçbir düzenleme asla yapılmadı) şuan böyle bir durum da yoktur.

Btr görevlendirme olarak yapılmasının en büyük sebebi 657 Yasanın 45. maddesine göre de “ Hiçbir memur sınıfın dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılması olanağı yoktur. Kısaca hiçbir memur kadrosu dışında istihdam edilemez.
Yani bunu kadrolu olarak görev veremeyeceklerini bildikleri için isteğe bağlı görevlendirme şeklinde yapılmaktadır.
Yani btr kadrosu bekleyen arkadaşlar diyelim ki btr kadrosu çıktı öğretmenlik hakkınız elinizden alınıp teknisyen ya da teknikerlik kadrosuna geçmeyi kabul etmiş oluyorsunuz dolayısıyla da ek dersleriniz de gider öğretmen dışındaki hiçbir memur sınıfına ek ders ödenmez arkadaşlar. Şuan bile BTR ye bir okul az gelir 3-5 okulda çalışsın dersine de 21 saat girsin diyen İl İlçe Mem olduğunu da biliyoruz. Öğretmenlik elinizden alındığında hergün farklı okula gidip teknisyenlik mi yapmak istiyorsunuz? Meb de tasarruf esastır. Tasarrufu da böyle sağlar 5-10 okula bir kadro deseler mesela.

BT öğretmeni olarak okullarımızdaki maddi imkanları da bilerek pek çok konuda taviz vererek btr olmasakta idari bilgisayarlar,akıllı tahtalar, hatta okulun kamera sistemi, web sayfası, ses sistemi vs. konusunda elimizden geleni yaptığımızı biliyorum. Ancak BTR ye kadro isteyen arkadaşlar ne istediğinizin farkında olun. BT öğretmenlerinin normunun tek şartı dersler arkadaşlar. Bizi bu durumdan tek kurtaracak olan durum da budur. BTR olayım az derse gireyim ama full ek ders alayım demek farklı bir şey, tüm okullara btr kadrosu gelsin demek farklı bir şey.
17 yıllık meslek hayatımda daha önce formatörlük şimdi ise BT rehberliği yapmaktayım ama tamamen isteğe bağlı ve görevlendirmeyle
Kimse bana istemediğim bir idare ile btr yi zorunlu tutamaz. Neden görevlendirme? İstemediğinizde bırakırsınız.
Mesela şuan bulunduğum okul aynı binada 3 okul 2 müdür ama benim birinde görevlendirmem var diğerlerinin işi olduğunda onlarda görevlendirmem yok yapmam demiyorum çünkü idare ile olması gereken mesafe içerisinde yapabileceğim tüm yardımı yapıyorum ama dediğim gibi isteğe bağlı idare ile anlaşamadığım durumda bırakır sadece dersime girerim.
 
Son düzenleme:
Hocam sözüm size değil Bir kaç farklı hocamızın farklı söylemlerine cevap vermek isterim.

Genelde önemsiz olmaktan ya da her işi yapsanda beğenilmemekten yakınılıyor. benim anlamadığım derse girdiğinizde önemseneceginiz inancına nereden vardınız. Sizi BTR iken önemsemeyen idareciler derse girip çıktığınızda şu an ki kadar da önemsemeyecek. (Eşim öğrencilerin keşke dersimize o hoca girse dediği matematik öğretmeni ama benim kadar değer görmedi henüz, keşke bilişimci olsaydım diyor)

Ayrıca derse girince bir sürü yazılımcı yetiştiririm algısı da doğru değil. Öğrenci eski öğrenci değil. Bizim dışımızdaki tüm branşlar gün boyu derse giriyor. Kaç öğrenci matematik, fen, tarih, dil biliyor.

Derdiniz yazılımcı yetiştirmekse inanın diğer branşlardan daha avantajlısiniz zira yarışma takip edip gerçekten istekli bir kaç öğrenci ile bu işe girişmek daha verimli olacaktır.

Bir yandan Sürekli BTR kölelik deniyor bir yandan da bizi üç beş tahta formatı için atıl tutuyorlar deniyor, kafalar karışmış görünüyor.

Size şunu söyleyeyim bir tanıdığım ilçe milli eğitim müdürü inanın gecesi gündüzü yok bizden çok daha fazla yorulup bizden daha fazla hiç birşey yapmamakla eleştiriliyor.

Bir diğer konu biz BTR olmazsak MEbin batacağı falan yok BTR kurs açılsın diye heyecanla bekleyen onbinler var. Zira bu ülkede bakanin görevden alınması bile bir haftada unutuluyor.

Bence isteyen BTR olmaya istemeyen de derse girmeye devam etmeli bu seçenekler bir avantajdır. BTR olamadığım dönemde ne ders olsa girdiğimiz zaman ne çektiğimi ben bilirim, bu durumda olan çok branş var hâlâ.

Sürekli değer görmemekten yakınan arkadaşlar kendi değerinin farkına varıp, bunu pazarlamayı iyi bilmeli. Ancak şunu da bilmek gerekiyor ki, ne iş olsa bu benim işim değil diyerek işten kaçmak size değer katmaz.

Saygılarımla, naçizane on bir yıllık tecrübelerimdir...
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar işin özeti dersimizin tüm kademelerde zorunlu olması gerektiği gerçeğini meb yetkililerine hem dernek hem sendika hemde kişisel çabamızla(milletvekili vs) anlatmak için ciddi bir çabaya girmeliyiz. Biz öğretmeniz ve öğretmenlik yapmak istiyoruz. Ekstradan zaten okuldaki birçok bilişim faaliyetine katılıyoruz/katılmak zorunda oluyoruz.

Belki kısa vadede BTR cazip gelebilir ancak hem branşımızın geleceği hemde nitelikli insan yerleştirmek fikri açısından tek çıkış yol dersimizin tüm kademelerden zorunlu kategorisine eklenmesiyle olur.

Ders haricideki tüm talepler uzun vadede hem branşımızı hemde bizi itibarsızlaştırır.

Lütfen ders konusunda kimin elinden ne geliyorsa yapsın.
 
Btr zorunlu bir görev değil ki zaten istemiyorsan yapma... Bunun yanında btr teknik eleman işi deyip yapmayalım diyorsunuz ama Atölye şefliğine iş gelince kimse aynı şeyi demiyor niyeyse... :)

Ders saatleri konusuna gelecek olursak öğretmenin ne düşündüğü ne istediği hiç bir zaman önemli olmamıştır...
 
BTR yerine, her yaz döneminde okullardaki akıllı tahta vd. için technical operating iş ve işlemlerini teknik servislere yaptırabilirler. Allah aşkına, yılda kaç defa ET'ye imaj atıyoruz ki?
Seçmeli Bilişim derslerini zorunlu kılsınlar, diğer kademelerde de dersimize girelim yeter.
Rutin yazıcı problemlerini de her branş pek tabii çözebilir.
BTR normu bence hiç olmamalı. Kadrolu teknik köle gibi. Resmî görev listesinde ne olursa olsun, daha fazlasını bekleyeceklerdir hep. 18 saat ek ders alıyor ya BTR, işi neymiş yapsın bir zahmet, falan filan... Bir greyder sürmediğimiz kaldı. Onu da yaptım diyen olursa hiç şaşırmam. :eek::cool:
resmi görevlendirme kağıdında ne yazıyorsa o hocam fazlasını yapmıyorum diğer branşlar bırakın yazıcı sorunu çözmeyi önce bilgisayarın fişinin takip çalıştırılmasi gerektiğini öğrensin yeter. BTR konusunda sorun yaşamamizin en büyük sebebi her işe atlayan arkadaşlar kendi işin değilse bilmiyorum deyip geçecen yok kamera yok şu bu çok basit bilmiyorum bitti kimsenin bişey deme.luksu yok kimsenin babasının çiftliğinde çalışmıyoruz hangi okula gitsem senden önceki şunu da yapardı bunu da yapardı kısaca bizim kendi arkadaşlarımız ayağımıza sıkıyor geçen okula gittim bir kağıt verecem mesela müdürü yardimcisi diyor ki diğer müdür yardımcısı alsin bu kağıdı bu iş onun bakın bir kağıdı bile almıyor adam çünkü onun işi değil eğer biz net olursak ortada sorun kalmaz
 
Kanımca mevzu bizim branşta çalışan öğretmenlerin "Öğretmen" olarak görülmemesinden kaynaklı. Temel sorun budur. Keza dikkatinizi çekmiştir bizim branş dışında PDR, Sınıf, Beden Eğitimi, Müzik gibi branşlarla ilgili en ufak mağduriyette, başta sendikalar olmak üzere ortalık ayağı kalkıyor. Bugüne kadar bizim branşla alakalı olarak en ufak bir tepki ya da olumlu bir söylem gerek bürokrasi kanadından gerekse sendikalar tarafından dillendirilmedi bile. Kısacası branşımızın ve dersimizin var olduğunu ve önemini bir şekilde dillendirecek bir etkinlik veya görüşme ile ortaya koymalıyız. Aksi halde tekniker yaklaşımıyla daha nice seneler havanda su dövüp dururuz.
 
resmi görevlendirme kağıdında ne yazıyorsa o hocam fazlasını yapmıyorum diğer branşlar bırakın yazıcı sorunu çözmeyi önce bilgisayarın fişinin takip çalıştırılmasi gerektiğini öğrensin yeter. BTR konusunda sorun yaşamamizin en büyük sebebi her işe atlayan arkadaşlar kendi işin değilse bilmiyorum deyip geçecen yok kamera yok şu bu çok basit bilmiyorum bitti kimsenin bişey deme.luksu yok kimsenin babasının çiftliğinde çalışmıyoruz hangi okula gitsem senden önceki şunu da yapardı bunu da yapardı kısaca bizim kendi arkadaşlarımız ayağımıza sıkıyor geçen okula gittim bir kağıt verecem mesela müdürü yardimcisi diyor ki diğer müdür yardımcısı alsin bu kağıdı bu iş onun bakın bir kağıdı bile almıyor adam çünkü onun işi değil eğer biz net olursak ortada sorun kalmaz
Haklısınız, iş bizde bitiyor. Dönüp bir bakmamamız gerekiyor kendimize, acaba ben ne yapıyorum diye.
Yine de BTR normunun olmasını istemem. Aslî görevimiz öğretmenlik sonuçta. :)
Hepimizin faydasına olan sonuçlar elde etmek temennisiyle...
 
Türkiye genelinde sendikal karar alınırsa bu dediğniz olur. Yoksa %1 bile katılım bulamazsınız.
 
...Üst kısımda robotik, pyhton , yazılım ve tasarımı öyle kolay görüyor ki sanki başka branşlar hizmetiçi eğitimle bile bu eğitimleri verebilir düşüncesi hakim. Şekerin çaya sızdığı gibi düşünceside buradan geliyor. Tüm öğretmenleri bilişim teknolojilerinde geliştirip , sözde bilişim eğitimini tüm öğretmenler kendi derslerinde kullanarak öğrenciye verecek. (Asıl ütopik düşünce bu)
Bu tip saçma fikirlere sahip gerizekalıların yönetici olduğu sistemde çözüm üretilemez.
 
Hocam BTR normu, derslermizi geri almaktan daha ütopik. Çünkü biz 657'ye göre egitim öğretim sınıfından atandık. BTR teknik bir kadro. MEB, BÖTE'yi teknik öğretmen bile saymıyor.
Kaldı ki, siz, gerçekten, 55 yaşınıza geldiğinizde derse girmeyip, 30 yaşında bir öğretmenin "hocam akıllı tahta flash'ı görmüyor" diye sınıfa çağırmasını istiyor musunuz? Görev tanımı belli olmadan, belli bir odası olmadan, öğretmenler odasında "iş çıksın da gideyim" diye beklemek mi istiyorsunuz? Okul zili, mikrofon, fotokopi makinası, yazıcı arasında mekik dokumak ya da "onlar benim işim değil" diye ömür boyu karşınıza çıkan her idareyle tartışmak mı istiyorsunuz? "Onlar sizin işiniz değilse, siz ne yapacaksınız?" diye sorulduğunda ne cevap vereceksiniz? 20 sene sonra hâlâ "EBA'ya rehberlik ederim" mi diyeceksiniz? EBA, Atlantis kayıp kıta mı yoksa gizli hazine mi yoksa labirent mi? Biz olmadan kimse büyük sırrı çözemiyor mu? 30 sene boyunca her gün EBA rehberligi yapacağız çünkü öğrenci ve öğretmenler 30 senede bir web sitesini kullanmayı ögrenemeyecekler veya akıllı tahtaya imaj atmayı ögrenemeyecekler.
Hocam, kendimizi kandırmayalım. BTR aktif görevden alınıp geri hizmete verilmektir. Bunun norm haline gelmesini savunmak hem hukuki olarak yanlış hem branşımızın geleceği açısından çok tehlikeli.
hocam eba rehberliği dediniz ya :) bakın yemin ediyorum hala Eba ya giremeyen öğretmen var mail atamayan öğretmen var ve bunlar genç öğretmenler arkadan gelenler de bilmeyecek bu görev işi daha çok uzun süre devam eder :)
 
Btr görevi var olmaya devam ettiği sürece, ne biz bundan kurtulabiliriz, ne de okuldaki diğer öğretmenler idareciler kendi problemlerini çözmeyi öğrenebilir. Giderek bize daha bağımlı hale gelirler. Ki bağımlı hale geldikleri problemler de az buçuk ilgili bir lise öğrencisinin çözebileceği türden problemler.

Hepimizin bilişim tek. öğretmenliğine bakışı farklı farklı. Bunu da yadsıyamayız.
* Kimi yazılım odaklı bakıyor.
* Kimi tasarım odaklı bakıyor.
* Kimi robotik odaklı bakıyor.
* Kimi bilgisayar bilimi odaklı bakıyor(algoritma+matematik)

Bu dört gruptaki arkadaşlar(ben de dahil) üretme kaygısı ve mesleki tatmin arayışı içinde. Yazıcıya sıkışan kağıdın çıkarılması, saçma sapan windows problemleri, işletim sistemi yükleme vs. gibi talepler bana hakaret gibi geliyor açıkçası. Ha üstteki kaygıları güden bir bilişim tek. öğretmenine yazıcı probleminden bahsetmişsin, ha Alan Turing'e "windows çöktü de bi bakar mısın hocam?" demişsin. :D Bilişim öğretmenliği ile yazıcının, windows'un ne alakası var lan. Edsger Wybe Dijkstra "Uzay bilimleri için teleskop ne ise, bilgisayar bilimleri için de bilgisayar odur" diyor.

Üretme ve yaratma kaygısı güden her insan Alan Turing ile aynı ruhu taşır. Ama fazla uçuk bir örnek geldiyse, microsoft'taki bir bilgisayar mühendisi de şirketin bozuk bilgisayarını tamir falan etmez, anlamaz bile. Sabancı holding'deki bir makine mühendisi binanın kaloriferiyle uğraşmaz, anlamaz bile. Gelişmiş ülkelerdeki bilgisayar bilimi/bilişim teknolojileri öğretmenlerinin de bu işlerle uğraştığını hiç sanmıyorum. IT departmanı var her kurumda. Herkes kendi işini yapar.

Öğretmene öğretmenlik dışında yaptırılan her görev, her angarya iş tam anlamıyla saçmalıktır. Bakanlığın bu işlere bütçe ayırması lazım. Eğitim bedava değil. Gitsin teknik hizmetli alsın. Meslek lisesi mezunu aslan gibi gençler var okullarda bu işleri yapacak. Ama bilişim öğretmenlerine yaptırmak daha makul geliyor. Hem dersi zorunlu yapmayı erteledikçe erteleme fırsatı sunuyor, hem de yeni bir personel almaktan daha ucuza geliyor. Buradan yaptıklarını zannettikleri kazanç da gençlerin alması gereken yazılım/tasarım/robotik/bilgisayar bilimleri vs. eğitimine mâl oluyor.

BTR görevine verecekleri ek dersi okula ödenek olarak gönderseler, bu para ile teknik problemlerinizi kendiniz giderin deseler vallahi daha ucuza gelir. Komple israf. Yumurta çırpmak için okula MR makinesi almak gibi saçma bir şey. Koca bilgisayar öğretmenini eğitmişsin, "gel windows'a format at" diyorsun. Formatınız batsın.

İlkokulu ortaokulu bırakın, liselerde yazılım/tasarım vs. gibi konulara ilgi duyan pırıl pırıl gençler var. Bilgisayar derslerine liselerde yer açılsa bile yeter. 9 ve 10. sınıflarda temel bilgisayar bilimleri(şu an fen liselerinde olduğu gibi) genelleştirilmeli, 11 ve 12. sınıf sayısal öğrencilerine de yazılım/tasarım/robotik vs. eğitimleri verilmesi lazım. Bunları yana yakıla isteyen bir çok genç var, bunlara fırsat tanınsa yeter.

İşin özeti: bakanlık ayrı dert, veliler ayrı dert, okul müdürleri ayrı dert, öbür öğretmenler ayrı dert. Bunları ikna ederek bu dersi getirmek cidden imkansız. Bakanlık kabul etse diğerlerine olduğu gibi kabul etmek zorunda ama bakanlığa da kabul ettirmek kolay değil. Çünkü öyle bir vizyon yok. Saçma sapan bürokratlar ve yöneticiler tarafından ele geçirilmiş o koltuklar. Bilgisayar dersinin ne olduğunu ve ne olmadığını kafalarına vura vura anlatsak yine anlamazlar. Eğitim sistemi konusunda hayıflandıkları şeyler de bizim istediğimizin tam tersi şeyler.

Velhasılı, meslekten bir umudum yok. BTR görevini reddetmek ile ilgili çabayı gerekli buluyorum. Ütopik falan değil. Sonuna kadar desteklerim. Ama biz böyle böyle emekli olacağız muhtemelen. Gerçekçi olmak lazım.
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar, ütopik olduğunu bilsem de, bir öneride bulunmak istiyorum. Önümüzdeki sene toplu şekilde BTR görevlendirmesine başvurmasak ve dersimizi ve derse girmek istediğimizi, teknik personel değil öğretmen olduğumuzu MEB'e anlatmaya çalışsak nasıl olur? Biz BTR başvuru yaptığımız sürece bizim durumumuz muallakta kalıyor.

Gelebilecek eleştirilere peşinen yanıt vereyim:
1) "BTR'lik teknik servislik değildir, teknik servislik yapmazsınız olur biter" diyeceklere: Arkadaşlar ben bunu geçtim artık. BTR'nin 'gercekte' ne olduğu umrumda değil, ben derse girmek istiyorum. Bu kadar net.
2) "Ek ders kaybımız olacak" diyenlere: Evet, bu mantıklı bir itiraz. Fakat bizim branş yeni. Ortalama çalışma süremiz max. 10 yıldır. Önümüzde en az 30 sene var. 30 sene boyunca 6 aylik görevlendirmelerle mi çalışacağız. Bu belirsizlik sizi rahatsız etmiyor mu? Eninde sonunda belli bir dönem branşımıza dikkat çekilebilmek için ek dersten feragat etmemiz lazım.
3) "Hocam, BTR olmasak da teknik işleri yapmamızı isteyecekler" diyeceklere: Arkadaşlar ben orasında değilim. Maaş karşılığını dolduramıyoruz. Tek derdim teknik iş yapıp yapmamak değil. Dersimiz çürümeye bırakılmış durumda.

Bu konuda siz neler söylemek istersiniz? Önerilerinize açığım.
Sayın hocam işin içine para ve siyaset girerse orada birlik olmaz. Hadi ben btr'liği kabul etmedim, 10 saat kendi okulumda dersim var, aynı bahçeyi paylaştığımız diğer okulun öğretmeni norm fazlalığından gitti hadi 10 saat de oradan, oldu 20 saat, e benim ek ders kaybımı kim karşılayacak?
 
btr normunun gelmesi ilerde bizi farlı sıkıntılara sokar ama şu anda ekders için elimizde bir imkan olarak kalıyor.sürekli imaj mı atıyoruz eba vs diye mesleği gömmüşsün rehberlik öğretmenleri sürekli faal mi?ama ek ders alıyorlar ve kimse bunu küçümsemiyor.üslubunuz doğru değil.btr kalkarsa ders gelecek mi?bunun için uğraşılmadığını mı sanıyorsunuz.btr nin olmasından dolayı derslerimiz kalkmadı.
 
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLERİNİN NORM KADROLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

MADDE 23
(3) (Ek: 17/10/2016-2016/9488 K.) Sınıfları bilişim teknolojisi araçları ile donatılmış olan eğitim kurumlarından bilişim teknolojisi alanı norm kadrosu bulunmayanların bilişim teknolojisi alanı norm kadroları, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün teklifi ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün uygun görüşü üzerine Bakan onayı ile belirlenir.

Yukarıdaki maddede bahsedilen normun ders saati ile bir ilgisi yok. Niye birlik olup peşine düşemiyoruz bu konuda açıkça görülüyor. Mevzuatı hazır, uygulamaya koysalar tayinler rahatlar, atanamayan öğretmen atanır, dersim az norm fazlası olacağım tedirgenliği kalmaz, müdürün ağzına bakılmaz. Ama buradaki bazı arkadaşlar buna da karşı çıkacaktır; normumuz sadece derse bağlı olsun böyle şey istemeyiz diye. Hayatın gerçeklerinden kopuk istekler mızmızlıktan başka bir şey değil.
 
Arkadaşlar, ütopik olduğunu bilsem de, bir öneride bulunmak istiyorum. Önümüzdeki sene toplu şekilde BTR görevlendirmesine başvurmasak ve dersimizi ve derse girmek istediğimizi, teknik personel değil öğretmen olduğumuzu MEB'e anlatmaya çalışsak nasıl olur? Biz BTR başvuru yaptığımız sürece bizim durumumuz muallakta kalıyor.

Gelebilecek eleştirilere peşinen yanıt vereyim:
1) "BTR'lik teknik servislik değildir, teknik servislik yapmazsınız olur biter" diyeceklere: Arkadaşlar ben bunu geçtim artık. BTR'nin 'gercekte' ne olduğu umrumda değil, ben derse girmek istiyorum. Bu kadar net.
2) "Ek ders kaybımız olacak" diyenlere: Evet, bu mantıklı bir itiraz. Fakat bizim branş yeni. Ortalama çalışma süremiz max. 10 yıldır. Önümüzde en az 30 sene var. 30 sene boyunca 6 aylik görevlendirmelerle mi çalışacağız. Bu belirsizlik sizi rahatsız etmiyor mu? Eninde sonunda belli bir dönem branşımıza dikkat çekilebilmek için ek dersten feragat etmemiz lazım.
3) "Hocam, BTR olmasak da teknik işleri yapmamızı isteyecekler" diyeceklere: Arkadaşlar ben orasında değilim. Maaş karşılığını dolduramıyoruz. Tek derdim teknik iş yapıp yapmamak değil. Dersimiz çürümeye bırakılmış durumda.

Bu konuda siz neler söylemek istersiniz? Önerilerinize açığım.
1-Bu yöntem maddi kaygılardan dolayı biraz zor, şahsen ekders olmadan idare edebiliyorum ama birçok arkadaşımızın bu enflasyon ortamında, özellikle büyük şehirlerde yaaşayanların deneyebilecekleri bir yol değil.

2-Benzer konular benzer sorunlarla birçok kez açıldı. Çok yazıldı, alınganlıklar vs.. herbirinizin görevi aynı olduğu halde çalışma şartları çok farklı..
Anladığım kadarıyla zihniyet biraz zor, aramızda kendini hizmetli, işci, tekniker, teknisyen veya müdendis zannedenler olduktan sonra.. Kendine eziyet etmeyi sevenleri saymıyorum.
"Elimize yapışacak mı?" diye soranlara cevap: "Elimize yapıştı bile.. farkında değilsiniz."
"Onu yapma bunu yapma ne yapcağız?" sorusuna cevap: "Öğretmen olarak öğretmenlik görevlerimizi, BTR isek bakanlığın belirlediği BTR görevlerini! ". Başka memurlar (öğretmenler memurdur, bizde öğretmeniz) kendilerine tanımlanan işleri yaparlar. 1 saat sürer veya 5 saat sürer o devletin bileceği iş, sizin müdürün değil.
Eğer göreviniz olmadığı halde bir işi gönüllü yapıyorsanız "göreviniz olmadığını" devamlı vurgulayın, onlarda bundan dolayı teşekkür etsinler. Yoksa elinize yapışır.

Çözüm olarak herkesin sadece görevini yapması gerekiyor. 3-5 ay idare ile didişirsiniz ama her bt öğretmeni sadece işini yaparsa sorun tüm memlekette çözülür. Bakanlıktan birşey beklemeyin, size görevleriniz olanarı zaten yazıyorlar, şunlar şunlar göreviniz değil diye yazı gelmez, gelmesi de mantıksız...
Nasıl birşey bekliyorsunuz?
Yeğitek'in böyle yazı mı göndermesini bekliyorsunuz?' Alıntı:
1-Çatı kremitlerini aktarmak, 2- Duvar sıvası, 3- Sınıf temizlemek... BTRnin görevi değildir.
 
Arkadaşlar, ütopik olduğunu bilsem de, bir öneride bulunmak istiyorum. Önümüzdeki sene toplu şekilde BTR görevlendirmesine başvurmasak ve dersimizi ve derse girmek istediğimizi, teknik personel değil öğretmen olduğumuzu MEB'e anlatmaya çalışsak nasıl olur? Biz BTR başvuru yaptığımız sürece bizim durumumuz muallakta kalıyor.

Gelebilecek eleştirilere peşinen yanıt vereyim:
1) "BTR'lik teknik servislik değildir, teknik servislik yapmazsınız olur biter" diyeceklere: Arkadaşlar ben bunu geçtim artık. BTR'nin 'gercekte' ne olduğu umrumda değil, ben derse girmek istiyorum. Bu kadar net.
2) "Ek ders kaybımız olacak" diyenlere: Evet, bu mantıklı bir itiraz. Fakat bizim branş yeni. Ortalama çalışma süremiz max. 10 yıldır. Önümüzde en az 30 sene var. 30 sene boyunca 6 aylik görevlendirmelerle mi çalışacağız. Bu belirsizlik sizi rahatsız etmiyor mu? Eninde sonunda belli bir dönem branşımıza dikkat çekilebilmek için ek dersten feragat etmemiz lazım.
3) "Hocam, BTR olmasak da teknik işleri yapmamızı isteyecekler" diyeceklere: Arkadaşlar ben orasında değilim. Maaş karşılığını dolduramıyoruz. Tek derdim teknik iş yapıp yapmamak değil. Dersimiz çürümeye bırakılmış durumda.

Bu konuda siz neler söylemek istersiniz? Önerilerinize açığım.
Hocam 2. maddede "Ortalama çalışma süremiz max. 10 yıldır" ifadesi yanlış. Bu konuda yazan var 17 yıllık öğretmenmiş arkadaş, ben 13. yılımdayım, gazi esef yanlış hatırlamıyorsam 93 yılında mezunlarını vermişti, yani 28 sene olmuş, o zamanki bayanlar emekli bile olmuştur. Bizim branş yaş olarak oturdu sanki, yani genel anlamda tecrübesiz değiliz.

1. Maddeye ise gönülden katılıyorum, biz öğretmeniz, bizim önceliğimiz ders, o yüzden dersimizin önemini önce okul idaresine göstermemiz gerekiyor. Lise diplomamda müdür vekili olarak imzası olan öğretmenimle aynı okulda çalıştım, dersten beni çağırmayı bırak öğrenciyi bile sözlü olarak çağırdığında öğrenciyi dersinden geri kalıyor diye göndermedim. Hatta eşi de sınıf öğretmenimdi, konuyu ona anlatınca eşi, bi koca aferini kapmıştım kendisinden. Bizim ilk yapacağımız iş dersimiz, dersimize önem verdiğimizi herkese göstermeliyiz. Meslek lisesinde çalışırken öğrencilere soruyordum neler yaptınız diye derslerde, bt öğretmeni olan okulda bile idareci çağırır giderdi öğretmenimiz biz de oyun oynardık diye öğrenciler maalesef oluyordu.
BTR'liğin kadrolu olmasını beklemiyorum. Yaptığımız işte öğretmenlik ile bağdaşmayan görevler de var ve biz bu görevi btr'liğe gönüllü olarak başvurarak kabul ediyoruz. Formatörlüğü zorunlu tuttuklarından nasıl burada biz tamirci değiliz diye isyan ettiysek şimdi de btrliğin kadrolu hale getirilmesiyle tamirciliğin resmileştirilmesini kabul etmemeliyiz.
3. maddeye gelirsek, ders çürümeye bırakılmış durumda değil, ortaokullardan bahsediyorum, gelmiş geçmiş en iyi durumda, daha da iyisi olabilir. Bize ders açılsın diye teknoloji ve tasarımların 6 sınıftaki dersleri gitti, 5-6 biz, 7-8 onlar. Aslında sınıf düzeyi iyi mi bilemiyorum. 5-8 bt, 6-7 tek-tas olsa daha verimli olur bence.
 
Yukarıdaki saydıklarınızı BTR normu ya da görevlendirme olmasa da bize yaptıracaklar. Çünkü bilişimciyiz.
Keşke dersimiz hak ettiği önemi alsa..
Bugün fen liseleri Bilişimci bulamıyor hocam. Fen lisesindeki müd. yardımcısına nedenini sorduğumda 8-10 saat derse girip BTR olmak daha cazip geliyormuş bize...
55 yaşına gelsem de saydıklarınızı yapmaktan gocunmam.
Her dönem BTR görevlendiresi beklemektense normunun gelmesi çok daha iyi...
Bizim ilde fen lisesi boş olsun koşa koşa giderim hocam. Yazılım anlatmaktan ve anlayan öğrenciyle karşı karşıya gelmekten güzeli var mı? BTRliğin kadrolu olması ve meslek lisesi harici bt öğretmenlerinin bu kadroya geçirilmesi btrliği okulundan, müdüründen, idaresinden, kendi özel işlerinden ötürü istemeyenler için çok kötü olacak. İdarecilerin bile dönüşümlü okula gittiği zamanlar (rehber öğretmenlerin haftada bir günle bizle aynı ek dersi aldığını da hatırlatalım, neyseki artık geliyorlar) çoğumuz hele hele eba destek noktası olan okullardakiler görevinin başındaydı. BTR kadrolu olursa biz burada birbirimiz yeriz. Kimisi derse girmek istiyor kimisi de teknik işlerden memnun. Hangi taraf memnun edilecek? Şu anki durumda isteyen BTR olur, istemeyen olmaz dersine girer.
 
Hocam, TEF'in geçmişi eski olabilir. BOTE 1998'de kuruldu, ilk mezununu 2002 yılında verildi. En kıdemlimiz 19 yıllık. Ilk kurulus 1998 olmasına karşın 2002 gibi yaygınlaştı. Cogunlugumuz 2006 ve sonrası mezunudur. O yüzden ortalama 10 yıl dedim. Hadi 15 olsun. Neyse mesele bu değil elbette. Bunu dememin sebebi, "önümüzde uzun yıllar var"ı anlatmaktı.
Dersimizin içeriği ikinci dönemler için güzel fakat ilk dönem konuları çok kötü. Nerdeyse içeriksiz. Ama asıl sorun sadece 5. ve 6.'da olması. Önceden haftalık ders saati 30'du, ona rağmen her kademede dersimiz vardı. Şimdi 35 saat haftalık ders var fakat seçmeli ders sevdası yüzünden bizim dersimize sıra gelmiyor. 5. ve 6. yazılımin temelini atıyoruz, tam en verimli olabilecek, soyut düşünme yeteneğinin geliştiği bir yaşta dersimiz kesiliyor.
Dediğiniz gibi BTR'ye karşı net bir tavır olma vakti geldi de geçiyor. 15 yıl öncesinin ihtiyaçları doğrultusunda çıkarılmış artık anlamsız hale gelen ogretmeni gercek uzmanlık alanında değil de alakasiz işlerle mesgul eden bu gorevlendirmenin artık sonlanması lazım. Yetkili sendikayla görüşelim bence.
Dediğim Tef değil esef ama neyse.
BTRehberliğinin bitmesi yerine kadrolu BTR olması btr'yi istemeyenleri zorunlu olarak btr yapmak anlamına gelecek. Bu doğru mu?
 
Hocam merak etmeyin isteseniz de BTR kadrosu gelmez. BTR kadrosu bizim kendimize gelin güvey olduğumuz bir mesele. Atanamayan BT öğretmenleri ihtiyaç artsın kadro açılsın diye sosyal medyada kampanya yapıyorlar. MEB yetkilileriyle konuşuyorlar, yetkililer de "çalışmalar devam ediyor" deyip, bunları başından savıyor. Sonra da BTR normu çıkacak deyip Facebook'da kendi kendilerini gaza getiriyorlar. 5 senedir BTR normu çıkacak lafı dolanıp duruyor.
Isin hukuki tarafını birkaç defa ayrıntılı olarak anlatıldı arkadaşlar tarafından. Bunun yanında, BTR devletin sırtına gereksiz bir yük getirir. Tamamen atıl bir kadro olur. Böyle bir şeyin altına hicbir sekilde MEB girmek. Ne hukuki ne maddi olarak gerekcesini sunamaz.
Dolayısıyla benim BTR kadrosu gelecek diye bir korkum yok. Gelme ihtimali sıfır. Fakat sorun şu ki bazı arkadaşlarınız BTR normu hayaliyle dersimizden vazgeçiyor. Sanki öyle bir ihtimal varmış gibi BTR mi ders mi diye anket yapıyorlar.
Tek kurtuluş ders. Başka kurtuluş yok. BTR tamamen bizi oyalama yöntemi. Derse girmeyerek ogretmenlik dışı islerle uğraşarak yakında çürümeye başlayacağız.
Kendi mesleğimize uzmanlık alanımıza sahip çıkalım.
Aynı şeyleri söylüyoruz aslında. Ama btrnin kadrolu olma ihtimali 0 değil (ihtimal söz konusuysa 0 ya da 100 olmaz zaten, bunun arası olur) olabilir. En azından norm fazlası ile bt öğretmenleri çok dertli alın size bu sorunu çözdük diye bakan beyimizi kandırırlar. Burada zaten bu konudan rahatsız olup fazla kaşımayın diyenler var ki haklılar bence de. Şu anki durum daha iyi zorunlu görevlendirme ya da kadrolu btrliğe göre. İşin içinde para olduğu için bu konuda bir birlik olmayacak. Lanet olsun btrliğiniz diyenler bile istemeye istemeye kabul edecek.
 
Bilişim öğretmenleri başvurmazsa diğer branşlar başvurur dönem ortasında da ders saatini azaltıp norm fazlası yaparlar. 2005-2006 yılında olduğu gibi.
 
Geri
Üst