Bir yakınım 90 yılında mezun oldu liseden, ben liseye giderken (98'de başladım) bana bir defter verdi, al bak bakalım neler değişmiş diye, verdiği defterde yanlış hatırlamıyorsam fortran dilini öğretmenleri (artık branşı ne idi bilmiyorum) not tutturmuş, programlama dilleri ile ilgili döngüler, dilin özellikleri vs. temel konular. Yalnız okulda değil halk eğitim kursunda da görmüş olabilir, onu tam bilemiyorum. Şimdi 90 yılında programlama gören bu kişi bunu hayatında kullanmadı. Bilişim teknolojileri derslerinde göstereceklerimiz günlük hayatta da kullanılmalı. Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.
Bu dönem dersleri uzaktan işlediğimiz için office programlarını detaylıca anlatamadım, programlamaya geçtim erkenden(Kodlama demek istemiyorum, çünkü bende antipati uyandırmaya başlıyor artık. Suyunu çıkardılar bunun da. )... Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.
Şu mesajı okuyan bir yetkili hakkaten ya bu işler için BTR ye biz niye ekders ödüyoruz bundan sonra yapmayalım der hocam . Ders kısmına da zaten herkes bilgisayar biliyor ne gerek var denileceği için hem dersten hem BTR den oluruz . Ki bence olmaya başladık bile . Forumda BTR görevlendirme yapmayan, yapmaya değer bulmayan tasarruf eden iller gibi başlıklar açılmış . Yakındır hiç birimize görev vermemeleri. Ders bekliyorsak daha çok bekleriz . 15 yılı devirdim eksildi artmadı dersim . Benim söyleceklerim bu kadarAkıllı tahta olan ilkokullar var. Ayrıca ben sedece ilkokullar için demedim. BTR olmazsa ne olur diye sordunuz ya... Ortaokullarda BTR olmazsa çok büyük bir kayıp olmaz diyorum ben de. Akıllı tahtalar her gün bozulmuyor. Senede 3-5 tahtaya imaj ya atılıyor ya atılmıyor. Hadi diyelim 20 kere. Ayrıca EBA konusunda neye yardımcı olacağız? EBA dediğiniz bir internet sitesi. Karmaşık bir yazılım değil. İnsanlar nasıl yüzlerce internet sitesine girip kullanıyorlarsa, EBA'yi da kullanıyorlar. İlk çıktığı zamanlarda belki özelliklerini tanıtmak gerekiyordu, tanıtıldı. Bugün için bilinmeyen özellikleri kaldıysa, yarım saatlik sunuyla anlatılır. Bunun için haftalık 10-20 ders arası görevlendirme yapmaya gerek var mı? Kaldı ki EBA'yla ilgili her şey youtube'da var. Umarım MEB bu işi küçümseyip, görevlendirmeleri sonlandırır ve dersimizi iade eder. Biz de öğretmenlik yaparız; EBA tanıtımtıcılığı ya da imaj atıcılığı değil.
Dersi olmayan binlerce teknoloji tasarım öğretmenini napıyorlar hocam . Hepsi 8-10 saat derse girerek bekliyor . Gönderilecekleri okul bile yok biz de öyle olacağız . BTR yi savunduğum için yazmadım ancak bizim ders bitmiş durumda artık kabul edelimHocam, kendi çıkarımız için yalan mı söyleyelim ya da gerçeklerin üstünü mü kapatalım? Hicbir konuda bizi dinlemeyen, söylediklerimizi dikkate almayan MEB burada yazdıklarımızı dikkate alarak mı hareket edecek?
Ayrıca BTR'deki sorun bizim az iş yapmamız ya da çok iş yapmamız değil. Öğretmenlik yapmamamız. Çok iş yapıyor olsak da sorun, az iş yapıyor olsak da sorun.
BTR olmasa da derslerimizi vermezler diyorsunuz? Binlerce maaş karşılığını dolduramayan öğretmeni ne yapacaklar? Şahsen ben ne yapacaklarını merak ediyorum. Buyursunlar BTR'yi kaldırsınlar. Hakkımız olan dersimizi vermek zorundalar. Vermiyorlarsa, ellerinde binlerce bilişim öğretmeni varken, derse sokmayıp, atıl durumda bekletmenin hesabını kamuoyuna versinler.
Yüzde yüz hak veriyorum yazdıklarınıza . İnsanın zoruna gidiyor tıp fakültesine yetecek puan alıp da format ile uğraşmak veya dersinin ders yerine konmaması . Umarım matematik- bilimi gibi bir şekle dönüşür bizi de o şekilde değerlendirirler . Zaten son bir kaç yılda mezun olanlar çok düşük puanlarla girdiler . Diğer mezunlarımız ciddi matematik netleri ile bu bölümü kazandılar . Matematik bilimi olursak hakkını veririz diye düşünüyorum. Umalım güzel şeyler olsun . Yoksa yolumuz daha çok uzun . Nerden baksak 20-25 yıl daha çalışacağız ki çoğumuz 14-15 yıllık olduk . 45-50 yaşında dün gelmiş idarecinin öğretmeninin ayağına gidip de yazıcı sök tak .ona buna format at daha da ağır gelecektir bizlereDoğru söylüyorsunuz hocam, büyük ihtimal öyle olacak. Açıkçası umudum yok. 2. üniversite bitirip alan değiştirmeyi planlıyorum. Fakat eğitim fakültesinin en yüksek puanlı bolümüyken, kendi üniversitemin elektronik mühendisiliğini kazanacak puanı almışken teknoloji tasarımla ya da görsel sanatlarla aynı noktaya gelmeyi hazmedemiyorum. Benim burda yazdıklarım bir nevi ölmeden önce son çırpınışlar. Belki son bir gayret, son bir hamleyle hayata döndürürüz bölümü... Bunun için en mantıklı hamle dersi matematiksel bir içeriğe kavuşturmak olacaktır diye düşünüyorum. Ama bunu somutlastirmak cok ciddi calistirma gerektirir. O sekilde mufredat hazırlama kolay degil. Matematikci bilgisayarcı birlikte çalışması lazım. Tabii kimse ugrasmaz bu islerle. Benimkisi boş hayal. Ama derler ya, "konuşsam olmuyor sussam gönül razı değil". O hesap işte.
... Ama derler ya, "konuşsam olmuyor sussam gönül razı değil". O hesap işte.
Hocam, BTE derneğinin sendika olmadığının farkındayım fakat dernek de bölümün menfaatleri için mücadele edebilir. Sendikanın mücadele yöntemi başkadır derneğin başka.
Her neyse, amacım BTE derneğini eleştirmek değil. Zaten içinde bulunmadığım ve yakından takip etmediğim için ne yapıp yapmadıklarını bilmiyorum.
Sosyal medyadan edindiğim izlenime göre BTE derneği de dersimize sahip çıkıyor fakat bunu MEB'in belirlediği sınırlar içinde yapıyor. Örneğin MEB dersimize değer vermiyor, okutulmasını gerekdiz görüyor ama bir taraftan da robotik projeleriyle göz boyamak şov yapmak istiyor. BTE derneği büyük bir iştahla bu şovların parçası oluyor. MEB'in bölüm için belirlediği müfredatı eleştirmek yerine o müfredat üzerinden materyal geliştiriyor. Bunlar yapılmasın demiyorum ama biraz da alternatif müfredat çalışması yapılmasi gerekir. Robotik şov malzemesi olmanin ötesine geçemez. Çalıştayların, atölyelerin ötesine geçmez. VEX benzeti setler 3bintl'den başlıyor. Ayrıca para da tek sorun değil. Bu tip teknik şeylerden ziyade matematiksel bir mufredat uzerinde durulmali. Ustteki mesajlarda da yazdığım gibi algoritmayla matematik cozulmeli. Dernek mevcut baglantilarini üniversitede bote akademisyenleriyle iletisime gecmek icin kullanabilir. Alternatif bir mufredat için calisma yapilabilir.
Sadece uzaktan akıl da vermiyorum. Dernege uye olup uzerime duseni yapabilirim. Ama sanki dernektekiler algoritma+matematik yerine robotik istiyorlarmis gibi geliyor. Uyesi oldugunuz icin size soruyorum.
hayır demeyi bildiğimiz sürece BTR olsak da olmasak da kimse bizi bulmaz hocam taktik basit hayır diyebilmekHocam kendi adıma söyleyim, sırasıyla 3 yıl ilköğretimde, sonra 8 yıl meslek liselerinde sonra bir yıl müdür yardımcılığı bu sene de ortaokuldayım. 10 saat dersim var, 30 saat ders bulabilsem bt rehberliği yapmam. Şu pandemi döneminde rehber öğretmenler haftada bir gün, idareciler 2-3 gün geldiğinde biz 5 gün okuldaydık, zoomda, ebada herkesin derdi bitmedi. Sonra bt rehberliği varken (herkes kendi rahatını düşünüyor, haksız mıyım) niye idarecilikle uğraşayım diyerek evimin yanındaki okuldaki mdr yardımcılığından istifa ettim, şimdi ortaokuldayım. Norm fazlası bile olamıyorum 10 saatle, çünkü bakanlığın geçen sene oluşturduğu kadrolardan biri de bizim okula verilmiş, norm fazlası olsaydım bir dakika bile düşünmez meslek lisesine dönerdim. İlköğretimde çalıştığım 3 yılda da sadece yarım dönem bt formatörlüğü yaptım. Benim önceliğim derstir. Ama dediğinizde haklısınız, rahata alışan arkadaşlar maalesef var. Ama rehber öğretmenlerle karşılaştırırsak kendimizi bize rahat yok, her türlü teknolojik problemde bt rehberi olmasak da bizi buluyorlar.
mesela şu anlattığına "ütopik" diyebilirdikHocam kimsenin bölümü küçümsediği yok. Dersin öğrenci için nasıl daha faydalı olabileceğini konusuyoruz. Word, excel ya da robotik ağırlıklı bir müfredat mı yoksa algoritma+matematik ağırlıklı bir müfredat mı daha faydalı olur? Mesele bu. Şu an için word, excel ağırlıklı müfredat hâlâ daha geçerliliği olabilir belki, ama bir müddet sonra geçerliliğini tamamen yitirecek. Robotik ise hiçbir zaman yaygın olarak uygulanamayacak. Öyle bir bütçe vermezler. Bizim ders gerektiğinde kağıt kalemle işlenebilir şekilde olması lazım. Zaten bt sınıfı filan vermiyorlar verseler de yenilemiyorlar. Iyisi mi algoritma ile matematik sorusu çözelim. Matematik mufredatina entegre olsun.
niyetim kimseyi ayrıştırmak değil hocam. sadece kendimize kıymet vermeliyiz ki herkes de versin. pek çok güzel beceri kazandırıyoruz öğrencilere. neden bunları netten de öğrenir diyoruz. her şey internette var. tek bizim için değil tüm branşlar için geçerli yani. ama en çok kenetlenmeye ihtiyacımız var. sadece canım sıkıldı yorumları okuyunca.Arkadaşlarımız sapla samanı birbirine karıştırıyor, ya okumuyorlar ya da işlerine gelmiyor. Burada küçümsenen şey; BTR. Evet, BTR'de yaptığınız işleri herkes kendisi yapabilir. İdare ve öğretmenin kendisi yapması gereken şeyleri yapıyoruz. Nasıl ki, herkes e-okul'a not girmeyi öğrendi, kendisi giriyor, EBA'yı da öğrenecek. Zaten öğreniyorlar. Sürekli yazıcı kullanan idare, sorunla karşılaştığı yapılacak işlemi öğrenecek. ET'lere imaj atmayı her öğretmen öğrenip rehber öğretmeni olduğu sınıfın ET'sine imaj atacak gerektiğinde. Niye bizim üzerimize zimmetleniyor ET, yazıcı vb. Kaldı ki bu işler çok zor işler olsa bile yine de bizi ilgilendirmez. Bizim işimiz değil.
Dersi ise hiç kimse küçümsemiyor. Tam tersine etkili bir müfredat hazırlanırsa çok faydalı olur, diyoruz.
"Dersi küçümseyenler", "özgüvensizler" diye yeni bir ayrışma çıkarmayın branş içinde. Yazılanları dikkatli okuyun lütfen.
Demek ki aynı yönde düşünüyoruz ne güzel hocam.Hocam internetten öğrenir dediklerimiz öğrenci değil. Öğretmen ve idareciler için diyoruz onu. Bu başlıkta yapılan eleştirilerin %90'ı BTR'ye yönelik. Kimse derse bir şey demiyor. Ders için sadece müfredat daha verimli olacak şekilde geliştirilmeli diyoruz. Diğer branşların müfredatları da zaman içinde çağın gereklilikleri doğrultusunda geliştiriliyor. Müfredat iyileştirilsin demek, dersi küçümsemek değil ki. Tekrar olacak ama BTR'nin zor ya da kolay olması beni ilgilendirmiyor. BTR benim mesleğim değil. Mesleğim öğretmenlik ve ders anlatmak istiyorum. Üzerine çalışılmış ve geliştirilmis bir müfredatla dersimizin de çok faydalı olacağını düşünüyorum.
20 yıl okul okuyup kendinizi kıymetli görmüyorsunuz, bir müdürün size kıymet vermesini bekliyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu eziklik hocam. Bir okul müdürünün haddi değil benim kıymetli olup olmadığıma karar verecek düşüncelere girişmek.sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız da var ama genele bakarsak çoğunluk çalıştığı idareden kıymet görüyor.bunun sebebi de küçük gördüğünüz btr. hayatın kanunu bu sana iş düşüyorsa kıymetlisin düşmüyorsa değilsin. btr de dikkat edilecek husus ezik olmamak.eğer ezik olursanız hem yaptığınızın kıymeti olmaz hem de amele olarak algılanırsınız
ders konusunda ise fazla ümitli değilim.7 ler zor 8 ler imkansız.bize yer açmak için hangi dersi kaldıracaklar?kaldırılacak branş tepki vermeyecek mi?seçmeli derslerden bize pay verirler mi(seçmeli derslerde hükümet politikasının ne olduğu beli(din düşmanı değilim)bu durumda seçmelileri kaldırıp bilişim dersini getireceklerini sanmıyorum).farzedelim 7 ve 8 lere ders geldi.bu önemimizi artıracak mı?bilişim sınıfı olmayan okullarda ders işlemek ne kadar faydalı olacak?ayrıca sınav temelli bir eğitim sisteminde dersiniz lgs sınavında yoksa istediğiniz kadar uğraşın bir noktadan sonra gereken ilgiyi görmüyor.birçoğumuzun derste duyacağı şey "hocam test çözebilir miyiz" olacak.yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal
madem başlık ütopya.bir ütopyada benden olsun.amaç beyin fırtınası yapmak.7 ve 8 lere ders gelsin diye uğraşıyoruz da acaba ilkokullara ders gelsin ve bu derse bilgisayar öğretmenleri girsin diye uğraşsak nasıl olur.
bu kanıya nasıl vardınız?20 yıl okul okuyup kendinizi kıymetli görmüyorsunuz, bir müdürün size kıymet vermesini bekliyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu eziklik hocam. Bir okul müdürünün haddi değil benim kıymetli olup olmadığıma karar verecek düşüncelere girişmek.
Hocam, idarenin işini yaparsanız tabii kıymet görürsünüz. Bizden başka idareden kıymet görmek için idarenin işini yapan var mı?
En büyük tehlike bu işte. BTR yıllardır devam ettikçe biz artık kendimizi müdürün sekreteri, memuru olarak görmeye başladık. Öğretmen olduğumuzu unuttuk. İdare herhangi bir öğretmeni yargılayabilecek bir pozisyonda değil. İdarenin gözüne girmek için angarya yapma zorunluluğumuz yok. Ama işimiz idarenin vereceği görevlere bağlı olduğu için böyle bir duyguya kapılıyor bazı arkadaşlarımız.
Sizin yazınızdan da şu anlaşılıyor, BTR görevlendirmesi bir an evvel sonlandırılmalıdır. Bazı arkadaşlar görevlendirme sonlandırılırsa derslerimizi vereceklerinin garantisi var mı diyorlar. Yok tabii. Ama görevlendirme devam ederse bizim öğretmen olduğumuzu unutacağımız kesin.