"Ütopik" Bir Öneri

Kodla Büyü
hocam ifade ettiğiniz gibi btr çok önemli bir iş değilse görev almamak meb i çok etkilemez.ama sizinle aynı düşüncede değilim.milyarlarca lira yatırım yapılan bir projeyi başı boş bırakmazlar.biz btr yi bırakırsak balıklama atlayacak bir sürü branş var.herkes btr yi bıraktığında meb in bize ders bulacağını mı zannediyorsunuz.görsel sanatlar örneği var.çoğu öğretmen norm fazlası.atıl durumda bekliyorlar.zaman içinde yok olan almanca fransızca öğretmenleri var.seçmeli derslerin hangi amaçla çıkarıldığını biliyoruz.oradan da bize ders vereceklerini zannetmiyorum.
 
Kıymetli zümrelerim, bu forumda öğretmen arkadaşlarımızın farklı açılardan olayları ele alması fikirlerini geniş perspektifli beyan etmesi gerçekten hoş bir durum. Sadece bu başlık için değil farklı başlıklarda da güzel değerlendirmeler yapılıyor. Herkese teşekkürler.

Bu konuda bende yazmak istedim.

Öğretmen olmanın güzel yanlarından biri de şudur. Anlattıklarınızın öğrenci tarafından kavranması, özümsenmesi ve yeni bir ürün yada fikir olarak ortaya çıktığını görmek. Toprağa ektiğiniz çekirdeğinin meyve vermesi gibi denilebilir.
Bizim branşımızda

Dersimizin her kademede zorunlu olmamasından

okullarda BT sınıfı, akıllı tahta, projeksiyon olmamasından,

“Benim torun bile tabletle oynuyor” deyip bilgisayar dersini gereksiz gören öğretmen, idareci, bürokratlardan

Ve daha benzeri farklı sebeplerden

Kimi zaman toprak bulamıyorsunuz kimi zamanda tohum, su, hava, güneş arayışında olmuyor tabiri caizse

Haliyle bu hisse nadiren ulaşıyorsunuz. Başlığı açan hocamız birazda bundan muzdarip galiba. Ve HAKLIDA.

Bir konuya daha değinmek istiyorum. Ülkemizde derslerin önemini ve dolayısıyla il, ilçe, okul idarecilerinden tutunda öğrencilere velilere kadar herkesin bakışını belirleyen bir diğer hususta merkezi sınavlar. LGS, YKS, KPSS vb. Bu sınavlarda bilişimden sorular olsa. (Kİ OLMALI). Her şeyin bu kadar dijitalleştiği bir zamanda merkezi sınavlarda adaylarının dijital bilgilerinin ölçülmesinin gerekliliği yok mudur?

Merkezi sınavlarda bilişime yer verilse idarecinin de tutumu değişir. Öğrencide farklı bakar, ilgi gösterir, bilişimdeki zenginliğin farkına varıp kendini bu konuda geliştirmek isteyen öğrencide çıkar.

Bizim sorunlarımıza bir nebze çözüm olmaz mı? Sizce

Ancak sınavlarda bilişim sorularının da olması gerekliliği yetkililere nasıl anlatılır, ulaştırılır onu bilemiyorum.

Saygılar sunuyorum.
 
Hocam zaten norm fazlasıyız daha ne kadar norm fazlası olacağız. Diger branşlar BTR'yi kabul ettiği zaman, MEB açısından sorunun bir yönü çözülmüş olur sadece. Peki bize nasıl ders bulacak? %80'i maaş karşılığını dolduramayan bir branşa nasıl maaş karşılığını doldurtacak. Sayıştay raporunda bahsetmeyecek mi bundan? Kamuoyuna yansımayacak mı? Diğer branşlarin BTR olması hiçbir şey ifade etmez.
Herkes norm fazlası olmaz olmayanlar da çıkar. Büyük okul ve seçmeli derslerde dersi seçilen öğretmenler de var aramızda. 20 saat dersim var mesela. Daha fazla olanlar da var. Diğer branşlardan karşılayabileceği için ihtiyacı bence umursamazlar, o yüzden umursamıyorlar şu an zaten. İhtiyaçlarını karşılamazsa da bazı okularda formatör olmaz ne olacak canım. Zamanında yıllarca formatörü olmayan ama fatih projesi okulu olan okullar olmadı mı oldu. Yıllarca formatörlük çare değil diyorduk iş bu noktaya geldi bu da olmaza ateşe verip yakarız bu bedenimizi. BTR yok formatör var. İsim önemli değil, yeni kurs açar 1 milyon btr yetiştirirler üç ayda, o da olmazsa mektupla btr bulurlar. Zamanında almadığımız önlemler bizi bu noktaya getirdi. Yine de bir şeyler yapmak isteyen arkadaşlara yıllardır söylüyorum ve 1 yıl formatör olup ikinci yıl fatih projesi okulunda norm fazlası olan ve 9 yıldır formatörlü yapmayan biri olarak konuşuyorum. Okulumuz fatih projesi pilot okuluydu benim norm fazlası olmam kimsenin umrunda bile olmadı.
 
Her okula bir hemşire bir teknik servis. Çözüm bundan başka hiç bir şey değildir. Bunu karşılayacak maddi güçleri olsa da isteği yok. Alın size çözüm. Para var mı var yapan var mı yok. Aklına gelen var mı var. Yapmak isteyen var mı yok. (Hemşire ile teknik servisin alakası yok biliyorum da okullarda elzem olması gereken kişiler) Memur var memurun her işini müdür yardımcısı yapar. Öğretmeni teknik servis yapmaya çalışırlar. Nerden tutsan dökülüyor. Bakan bey bilişim öğretmenlerinin toplantısında öğrenmedi mi bt sınıflarının bitik olduğunu. Yılardır zümrelerde aldığımız kararlar, yapılan binlerce toplantılar, müfredat değerlendirme raporları v.s. hiç biri bir işe yaramıyor. Hiç bir şey için bir gram umudum yok anlayın işte.
 
...Anladığım kadarıyla zihniyet biraz zor, aramızda kendini hizmetli, işci, tekniker, teknisyen veya müdendis zannedenler olduktan sonra..

Bana söylememişsinizdir muhtemelen ve size cevaben de söylemiyorum ama önceki gönderimde söylemek istediğim herkes tarafından anlaşılmamış olabilir.

"Kurumsal bir firmadaki bilgisayar mühendisi bozuk bilgisayarı tamir etmez, anlamaz bile. Kurumsal bir firmadaki makine mühendisi, kalorifer bozulduğunda uğraşmaz vs" derken, bilgisayar öğretmenliğine profesyonel olarak yaklaşılması gerektiğini kastediyordum. Bilişim alanının alt dallarıyla birlikte koca bir alan olduğu ve btr gibi saçma sapan görevlerin bizim işimiz olmadığı bakanlık tarafından anlaşılmadı bir türlü. Kimin kendini meslekte nasıl konumlandırdığını bilemem ama bunun kabul edilip buna uygun ders getirilmesi gerekiyor artık. Söylemek istediğim buydu.
 
Hocam, inanın çözülür. BTR'si olmayan bir sürü okul var. Örneğin ilkolullar. Bt öğretmeni de yok BTR'si de yok. Hiçbir işleri aksamıyor. Hocam artık şunu kabullenmemiz lazım, çok teknik ince işleri yapmıyoruz. Bizim yaptığımız işleri az biraz bilgisayara yatkın çoğu kişi yapar, yapıyor da. Bizim olduğumuz okullarda, biz olduğumuz için kimse elini sürmüyor. Bizim görevimiz olarak görüldüğü için. Belki format atamazlar ama XP döneminde değiliz win10 gayet stabil çalışan bir sistem. Hergün format atmıyoruz. Eger kimse yapamazsa arada bir biz yine yaparız. Akıllı tahta imajı youtube'dan bakılarak yapılabilecek bir şey.
Hadi diyelim yapamadılar. Ben 7-8'lere de derse gireyim de, haftada en az 15 dersim olsun da, teknik işleri yapmaya yine razıyım.
BTR'nin gerçekten bir işlevi yok. Hiçkimsenin bilgisayar bilmediği zamanlardan kalma bir görevlendirme. Ama MEB bt dersini o kadar gereksiz görüyor ki, derste öğrenciyi :boş işlerle" oyalayacağına, fotokopi makinesine sıkışan kağıdı çıkarsın ya da etkinlik fotoğrafı çeksin diyor. Bizim yerimize fotoğraf çeken ya da yazıcıyı açıp kapatan biri bulunur hocam merak etme.
Hocam o kadar haklısın ki
 
adam gibi bt sınıf olmadıktan sonra derse gelse ne gelmese ne BTR olup image atarım daha iyi
 
Hocam boşuna yoruyoruz kendimizi. Herkes neyin ne olduğunun gayet farkında. En azından çoğunluk farkında. Fakat, bazı arkadaşlarımız 10 saat derse girip full ek dersin almanın tadına alıştılar. Bunu bir ayrıcalık gibi görüyorlar ve bu ayrıcalığı kaybetmek istemiyorlar. Suçlayıcı bir tarzda konuşmamaya gayret ediyorum çünkü karşı tarafı savunma yapmaya ve karşı saldırıya geçmeye itiyor. Böyle olduğu zaman da gerçek sorunları konuşmayı bırakıp sen-ben kavgasına tutuşuyoruz. Gelgelim açıkca konuşmadığımız zaman da meselenin özüne gelemiyoruz. Duymamazlıktan, anlamamazlıktan geliyorlar ya da sürekli tartışmanın yönünü ilgisiz yerlere yöneltiyorlar.
Bu nedenle malesef bunu söylemek zorunda kaldım. Ek ders hepimiz için önemli, zaten ucu ucuna anca geçiniyoruz. Ek ders kaybını ben de dahil olmak üzere çoğumuz, zor telafi ederiz. O zaman bunu açık açık söyleyip başka çözüm arayışına geçelim. BTR başvurusu yapmaya devam edelim ama yetkili sendikayla mutlaka görüselim hatta diger sendikalarla da görüşelim diyebiliriz. Bunun için somut adımlar atabiliriz. Mesele umutlu olmaksa, ben de umutlu değilim. Ama en azından deneriz. Sorunu gündemde tutmak bile çok önemli. Belki de MEB BTR'den bu kadar rahatsız olan öğretmenlerin olduğundan bile haberdar değil. Çünkü bazıları MEB'le görüşme imkanı bulduğu zaman açık açık BTR'den rahatsızız demiyor, BTR kadro olsun diyor. Madem öyle BTR'den rahatsız olanlar da toplanıp gidip rahatsızız desin.

Zorunlu şartlardan dolayı btr'ye razı olan arkadaşları tenzih ederim. Ancak "Ek dersim yattığı sürece, norm sıkıntısı olmadığı sürece ne iş olsa yaparım" diyen bir kitle var. Dahası akşama kadar öğretmenler odasında oturup gırgır yaparak, winzort, eba, yazıcı problemleri ile mesai doldurmaktan da son derece memnunlar. Tam anlamıyla memur kafası. Bütün olay mesaiyi doldurup full ekders alabilmek. "Ders olsa da yazılım, tasarım, bilgisayar bilimleri vs. anlatsak" diyen insanlara karşı da bön bön bakıyorlar ya da "ne gerek var" diyorlar. Bulunduğum ilçede bu tip öğretmenlerden var. Başlıktaki kimseyi kast etmiyorum.

"Ülkeyi mi kurtaracaksın?" diyen de var. Konunun ülkeyi kurtarmakla falan bir ilgisi yok oysa. Olması gerekeni söylüyoruz. Bu dersin başlı başına bir alan olduğunu, hem öğretmenlik mesleğinin hem bizim branşın profesyonel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini, bakanlığın kabul etmesi gerekiyor. Btr görevi ne yahu! Öğretmenlikle uzaktan yakından bir ilgisi yok.

Evet belki ders, bakanlığa hakim zihniyet yüzünden şu anda hayal olabilir, bunun farkındayız. Ancak branş adına mücadele edilmesi gereken en anlamlı konu ders sayımızın artırılması gerektiğidir.

BTR görevini topluca reddetmek maddi sebeplerle mümkün olmayabilir ama dediğiniz gibi sesimizin duyulması bile yeterli olur.
 
adam gibi bt sınıf olmadıktan sonra derse gelse ne gelmese ne BTR olup image atarım daha iyi

Evet hocam malesef, aşağıdaki gibi güzel bir gelişme var ama bilin bakalım ne lazım? Keyfinin sevdasına o güzelim bt sınıflarını dağıtanları teker teker buradan yazamayacağım şekilde anıyorum.

upload_2021-3-3_18-13-31.png
 
Evet hocam malesef, aşağıdaki gibi güzel bir gelişme var ama bilin bakalım ne lazım? Keyfinin sevdasına o güzelim bt sınıflarını dağıtanları teker teker buradan yazamayacağım şekilde anıyorum.

Ekli dosyayı görüntüle 69268
ha şimdi bu derse geldi eeee sınıf yok malzeme yok ben nasıl ders anlatacam ? BTR bu durumda daha iyi yoksa kendimizi yer bitiririz
 
Gördüğüm kadarıyla sorunun temelinde bilişim öğretmeninin ne olduğuyla ilgili fikir birliğinin olmaması yatıyor. Hakikaten biz neyiz? Teknik eleman mı? Formatçı mı? Word, excel uzmanı mı? Yoksa öğretmen miyiz? Gerçekten hâlâ yaşanmışlıklarla rahatlıkla öğrenilebilen bir şeyi öğretmemiz gerektiğini düşünen var mı? Wordü öğrenmek için gerçekten bir eğitime ihtiyaç var mıdır? Derslerimiz gelse bile, word mü öğreteceğiz? İnternet etiği gerçekten bizim alanımızı mı ilgilendiriyor?

Biz öğretmeniz. Bizim işimiz öğrenci ile. Dersimiz olacak, öğrencilere bilgilerimizi anlatacağız. Bizim işimiz bu. Olur veya olmaz, bu bizim bilmemiz ve dillendirmemiz gereken şeydir. Biz bunu bilmiyorsak, tepedekilerin bilmesi de mümkün olmaz. Biz üç beş öğrenciyle pahalı malzemeler ile sadece proje üretmekten öteye gitmeyen öğretmenler değiliz. Zaten dersi olmayan bir alandan proje yapmak göz boyamaktan öteye gidemez. Bunu yıllar önce de dile getirmiştim, yavaş yavaş hepimiz bunun farkına varıyoruz. "Robot yapıyorum yehaaa" diyen o öğrencinin 3-5 gün sonra hevesinin kalmadığını görmüşsünüzdür. Bizim alanımız, öğrencinin eğlence alanı değildir. Sırf öğrenci eğlensin diye ders anlatıp proje üretemeyiz. Zaten sonu da gelmez çünkü eğitim eğlence işi değildir, ciddiyet ister, disiplin ister. Bu beden eğitimi dersi için de böyledir, resim dersi, müzik dersi için de böyledir. Ancak sadece bizim alanımız ancak ve ancak iki üç süper zeki öğrenciye kodlamayı sevdirince proje yapıyoruz diye dikkate alınıyor.

Bizim alanımız şu anki en değerli alan ama neden değerli olduğunu ve aslında hiç de öyle kolay olmadığını bilmiyoruz veya anlatamıyoruz. Bütün ülke, filmlerdeki gibi rastgele klavye tuşlarına basıp fbi hackleyen lise öğrencisinin, tuvalet ihtiyacını giderirken kodlama öğrendiğini zannediyor. Biz de öyle zannediyoruz. Oysaki yazılımla üretim yapmak yıllarca emek isteyen, eğitim isteyen bir iş ama biz word öğrettikten sonra cia sunucularına ddos atmayı öğretiyoruz.

Demek istediğim şu; algoritma ve yazılım gayet ciddi, emek, sabır, zaman ve eğitim isteyen bir alan. Yani bu kadar ciddi bir alanımız varken BTR denilen gubidik, ne olduğu bile belli olmayan bir alana kendimizi sıkıştırmamız, bunu konuşuyor olmamız kendimize karşı bir saygısızlık. Bakın, ek ders ihtiyacınız olabilir, mecbursunuzdur, norm durumu vardır, btr olmuşsunuzdur, bu ayrı bir konu. Ama bizim btr gibi bir şeyi ciddiye almamamız ve bir an önce bunun düzeltilmesi için sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Kabul etseler de bu böyledir, kabul etmeseler de. Btr'yi kaldırsalar da bu böyledir, kaldırmasalar da. Siz btr görevi yapmaktan zevk alıyor olsanız da bu böyledir, almıyor olsanız da.
 
Peki hocam ne yapmak gerekir? Bu işin bir çaresi yok mu? Biz de Almanca, Fransızca gibi nesli tükenen branşlardan mı olacağız? Ne yalan söyleyim, bana da öyle gibi geliyor bazen. Ama kabullenmek istemiyorum.
Şu da var, yaptığımız karşılaştırmalar çok doğru değil. Zaten bir yabancı dil 2'den 12'ye gösteriliyor. Tum okullarda ikinci yabanci dil gercekten luks. Zaten hicbir zaman da Almanca, Fransizca yaygın olarak okutulmadı. Belki 1980'den önce Fransızca okutulmuştur, bilmiyorum. Görsel sanatlarda norm fazlası sayısının bizim branştan fazla olduğunu sanmıyorum. Bu branşlarla bizim branşınızın hikayesi aynı değil.
Umutlu olmamazı gerektirecek pek bir gösterge yok ama bu kadar da salmayalım.
Bir de diğer branşlar üşüşsünler BTR'ye. Onların olsun. Ayak işlerini onlar yapsın. Biz BTR olmadığımız için MEB zor durumda kalmayacak; %80'imiz maaş karşılığını dolduramadığı için zor dorumda kalacak. Daha doğrusu bana göre kalır.
Dersleri geri almak için alternatif önerinizi bekliyorum.
görselde norm fazlası emin ol bizden daha fazla.7 8 i geçtim 5 ve 6.sınıflarda dersi kaybetmeyelim yeter.ayrıca bt sınıflarının kapatılması meb in dersimize ne gözle baktığının kanıtı.bana btr de fazla uzun ömürlü olmayacak gibi geliyor.önce bir öğretmeni 2 3 okulda görevlendirirler sonra dersleri kaldırıp bizi maaş karşılığı btr yaparlar gibi geliyor.inşallah yanılırım ama emekli olana kadar bu şekilde devam edeceğini sanmıyorum
 
görselde norm fazlası emin ol bizden daha fazla.7 8 i geçtim 5 ve 6.sınıflarda dersi kaybetmeyelim yeter.ayrıca bt sınıflarının kapatılması meb in dersimize ne gözle baktığının kanıtı.bana btr de fazla uzun ömürlü olmayacak gibi geliyor.önce bir öğretmeni 2 3 okulda görevlendirirler sonra dersleri kaldırıp bizi maaş karşılığı btr yaparlar gibi geliyor.inşallah yanılırım ama emekli olana kadar bu şekilde devam edeceğini sanmıyorum
aklımdan geçenleri yazmışsın hocam.bana da btr yi bir müddet sonra kaldıracaklar gibi geliyor
 
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLERİNİN NORM KADROLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK



Yukarıdaki maddede bahsedilen normun ders saati ile bir ilgisi yok. Niye birlik olup peşine düşemiyoruz bu konuda açıkça görülüyor. Mevzuatı hazır, uygulamaya koysalar tayinler rahatlar, atanamayan öğretmen atanır, dersim az norm fazlası olacağım tedirgenliği kalmaz, müdürün ağzına bakılmaz. Ama buradaki bazı arkadaşlar buna da karşı çıkacaktır; normumuz sadece derse bağlı olsun böyle şey istemeyiz diye. Hayatın gerçeklerinden kopuk istekler mızmızlıktan başka bir şey değil.


Hocam keşke o kadar basit olaydı.

Eskiden formatörlük için de norm yönetmeliğinde BT sınıfları için görevlendirilecek 1 Müdür Yardımcısı kadrosu geçiyordu. Tıpkı sizin örnek gösterdiğiniz madde gibi. Eski evrakları tararsanız bulursunuz. Hatta o zamanlar bize teknik işlerden sorumlu müdür yardımcısı olacaksınız diye gaz verirdi idareler,ilçe ve il Memler. Olduk tabiki okulda Müdür yardımcısının "yardımcısı" olduk.

O işaret ettiğiniz tek madde ile kadro olmuyor malesef . Onu düzenleyen ek bir Yönetmelik daha gerekiyor.

Şimdi sorum şu bizim yönetmeliğimiz var mı resmi gazetede yayınlanan?
FP- BTR öğretmen yönetmeliği yada Fatih projesi ile ilgili bir yönetmeliğin içinde BTR kadrosu ile ilgili birkaç cümle ve görev tanımı
Cevap
FP-BTR ile ilgili şu ana kadar herhangi bir yönetmelik yayınlanmamış olup görevlendirmeler resmi yazılara göre yapılmaktadır. (Meb resmi cevabıdır arkadaşlar) İsteyenler Cimere yazıp sorabilir ama tavsiyem kısaltma kullanmadan yazın yoksa bazen BT normu için cevap yazıyorlar.


Yeğitek in hazırlaması gereken ama hazırlayamayacağı(nedeni alt görev tanımı), İnsan Kaynakları GM ve orada unutulan ama kadrolar için TTKB onayı da mutlaka gerekiyor ve sonrası bakan onayı. Sonra bu çıkamayacak olan yönetmeliğin bir de Resmi Gazete de yayınlanması da gerekir. Geçerli olabilmesi için. Çoğu görevlendirme evrakı vs ......sayılı yazısı yada sıkça sorulan sorulara basit cevaplar şeklinde.

Diyeceksiniz ki o maddeler neden var norm yönetmeliğinde

90'lı yıllarda başlayan Dünya Bankası faz 1-2-3 Bilg. Lab (o dönemdeki BT sınıfları) vs projeler için o kadar yatırım için 1 kişi görevli olsun proje şartı sağlansın vs için formatörlükte MDY kadrosunu,
BTR de Fatih projesi vs ile ilgilenen biri olsun AB projeler vs için her okulda sırf bununla ilgilenen biri var şeklinde norm yönetmeliği içinde bulunsun da gerekirse kullanırız şeklinde kanunda gösterilmiş olabilir mi?

Bu dediklerimi biraz düşünürseniz sonucu bulacaksınız

Bu arada hep kıyaslandığımız Rehber Öğretmenlerin yönetmeliği var hem de doğrudan onlara yönelik bir yönetmelik

https://pdr.org.tr/2020/08/14/rehberlik-ve-psikolojik-danisma-hizmetleri-yonetmeligi/

Haberdeki görsele tıklayın kaç kişi üyeli bir dernek olduklarına ve arkalarındaki Meb ve devlet kadrosuna bakın (30.000 o zamanki üye sayısı)

Rehber öğretmenlerin okulda dokunulmazlığını işte bu yönetmelik sağlıyor.

Gelelim mesajınızdaki cümlelerinize...
Hayatın gerçeği demişsiniz ya hayat sadece okuldaki "arızalardan" ibaret değil. Müdürlerimle ders norm konusunda en çok tartışan öğretmenim. Btr olmama rağmen 5 ve 6 daki zorunlu ders dışında 7 ve 8 lerdeki seçmeli dersimi her zaman alıyorum. Ayrıca ek binamızda yer alan okuldaki dersleri de fahri olarak alıyorum. Benden başka iki okulda ortak derse giren okulda yok, BTR olarak ilçede yok. BTR görevlendirmesini isteğe bağlı olarak alıyorum. Ancak almamak için kavga ettiğim müdürüm de oldu. En az 21 saat ders için okul okul gezdirilmek gibi bir tehditi savuran müdürüm de oldu norm fazlası yapmakla tehdit eden de oldu formatörlük almazsam. Almadım o dönem. Ahım büyük tuttu kendisi meslekten atıldı.
Mızmızlanmak mı
Tek okulda görevlendirmem olmasına rağmen aynı binada 2 Müdürlü 3 okulun BTR siyim. Dersim dışında BTR yim dersimden de arıza var diye çıkaramaz beni müdürüm. Ama okulumdaki lablar, akıllı tahtalar idari bilgisayar,internet web siteleri vs benden sorulur.

Sırf BTR de rahat çalışayım diye dersini seçtirmeyen arkadaşların olduğunu ve okul BT normunu dahi etkilediğini -hatta bu şekilde bölge normu yüzünden kendi normunu da düşürenler, birden fazla BT öğretmenin olduğu okulda usulsüz şekilde ders dağıtımını BTR ye az ders gelecek şekilde oysaki resmi yazıda önce zorunlu ders görevi sonra BTR der, bazı BTR lerin idare ile arası iyi olsun diye idareci hatta memur işlerini usülsüz şekilde üstlenmesi ve kendisinden sonra oraya gidecek BTR yi hatta BT öğretmenini zora sokması (senden önceki ...... yapıyordu) hatta diğer öğretmenlerin kişisel BT araçları ile ilgili işlerini ücretle yapması kendi gördüklerim ve birebir onlarla çalışan arkadaşlardan duyduklarım. (BTR öğretmen olarak sadece BT branşı değil 100 saatlik kurs ile başka branş öğretmenleri de BTR olabilir)

"Tamircilik "yapmak için Eğitim Fakültesi bitirmedim ve BT öğretmeni olmadım.
(bu şekilde yazmamın sebebi derse girmeyen BTR okulda ne yapar kaç gün aynı şeyi farklı okullarda yapmak zorunda bırakılır nasılsa dersi yok ya okul okul gezsin tasarruf yapılsın der meb ve okul idarecileri) 21 saat derse girip 3 okulda hatta ilçesinin her okulunu bir gün gitmek zorunda bırakılan BTR var. Neden görev tanımı yönetmelikle sabit değil bir resmi yazı ile bakanlık ek görev veriyor -bu yılki Eba destek noktası vs

Öğretmen Ünvanını ille de değiştirmek isteyen arkadaşlara önerim okulunuza dilekçe vererek geri hizmete başvurabilirsiniz. Geri hizmet öğretmenin memur kadrosuna çekilmesidir. Önceki sene okulumdaki bir öğretmenimiz yaptı bunu ben öğretmenlik yapamıyorum diyerek. Şuan okul kütüphanesinde görevli memur oldu 8-5 mesaiye tabi olarak çalışıyor. Derse hiç girmeyeyim 0 dersim olsun diyen arkadaşlar Teknisyen yada tekniker kadrosuna yada memur kadrosuna geçmek isteyebilirler. Hem de bir daha norm sorunları da kalmaz. Ama memur kadrolara ek ders yok öğretmenlik yapmadıkları için
İşte bu da hayatın gerçeği
Mızmızlık yapmadan!
 
Son düzenleme:
Hocam boşuna yoruyoruz kendimizi. Herkes neyin ne olduğunun gayet farkında. En azından çoğunluk farkında. Fakat, bazı arkadaşlarımız 10 saat derse girip full ek dersin almanın tadına alıştılar. Bunu bir ayrıcalık gibi görüyorlar ve bu ayrıcalığı kaybetmek istemiyorlar. Suçlayıcı bir tarzda konuşmamaya gayret ediyorum çünkü karşı tarafı savunma yapmaya ve karşı saldırıya geçmeye itiyor. Böyle olduğu zaman da gerçek sorunları konuşmayı bırakıp sen-ben kavgasına tutuşuyoruz. Gelgelim açıkca konuşmadığımız zaman da meselenin özüne gelemiyoruz. Duymamazlıktan, anlamamazlıktan geliyorlar ya da sürekli tartışmanın yönünü ilgisiz yerlere yöneltiyorlar.
Bu nedenle malesef bunu söylemek zorunda kaldım. Ek ders hepimiz için önemli, zaten ucu ucuna anca geçiniyoruz. Ek ders kaybını ben de dahil olmak üzere çoğumuz, zor telafi ederiz. O zaman bunu açık açık söyleyip başka çözüm arayışına geçelim. BTR başvurusu yapmaya devam edelim ama yetkili sendikayla mutlaka görüselim hatta diger sendikalarla da görüşelim diyebiliriz. Bunun için somut adımlar atabiliriz. Mesele umutlu olmaksa, ben de umutlu değilim. Ama en azından deneriz. Sorunu gündemde tutmak bile çok önemli. Belki de MEB BTR'den bu kadar rahatsız olan öğretmenlerin olduğundan bile haberdar değil. Çünkü bazıları MEB'le görüşme imkanı bulduğu zaman açık açık BTR'den rahatsızız demiyor, BTR kadro olsun diyor. Madem öyle BTR'den rahatsız olanlar da toplanıp gidip rahatsızız desin.
Hocam kendi adıma söyleyim, sırasıyla 3 yıl ilköğretimde, sonra 8 yıl meslek liselerinde sonra bir yıl müdür yardımcılığı bu sene de ortaokuldayım. 10 saat dersim var, 30 saat ders bulabilsem bt rehberliği yapmam. Şu pandemi döneminde rehber öğretmenler haftada bir gün, idareciler 2-3 gün geldiğinde biz 5 gün okuldaydık, zoomda, ebada herkesin derdi bitmedi. Sonra bt rehberliği varken (herkes kendi rahatını düşünüyor, haksız mıyım) niye idarecilikle uğraşayım diyerek evimin yanındaki okuldaki mdr yardımcılığından istifa ettim, şimdi ortaokuldayım. Norm fazlası bile olamıyorum 10 saatle, çünkü bakanlığın geçen sene oluşturduğu kadrolardan biri de bizim okula verilmiş, norm fazlası olsaydım bir dakika bile düşünmez meslek lisesine dönerdim. İlköğretimde çalıştığım 3 yılda da sadece yarım dönem bt formatörlüğü yaptım. Benim önceliğim derstir. Ama dediğinizde haklısınız, rahata alışan arkadaşlar maalesef var. Ama rehber öğretmenlerle karşılaştırırsak kendimizi bize rahat yok, her türlü teknolojik problemde bt rehberi olmasak da bizi buluyorlar.
 
Hocam keşke o kadar basit olaydı.

Eskiden formatörlük için de norm yönetmeliğinde BT sınıfları için görevlendirilecek 1 Müdür Yardımcısı kadrosu geçiyordu. Tıpkı sizin örnek gösterdiğiniz madde gibi. Eski evrakları tararsanız bulursunuz. Hatta o zamanlar bize teknik işlerden sorumlu müdür yardımcısı olacaksınız diye gaz verirdi idareler,ilçe ve il Memler. Olduk tabiki okulda Müdür yardımcısının "yardımcısı" olduk.

O işaret ettiğiniz tek madde ile kadro olmuyor malesef . Onu düzenleyen ek bir Yönetmelik daha gerekiyor.

Şimdi sorum şu bizim yönetmeliğimiz var mı resmi gazetede yayınlanan?
FP- BTR öğretmen yönetmeliği yada Fatih projesi ile ilgili bir yönetmeliğin içinde BTR kadrosu ile ilgili birkaç cümle ve görev tanımı
Cevap
FP-BTR ile ilgili şu ana kadar herhangi bir yönetmelik yayınlanmamış olup görevlendirmeler resmi yazılara göre yapılmaktadır. (Meb resmi cevabıdır arkadaşlar) İsteyenler Cimere yazıp sorabilir ama tavsiyem kısaltma kullanmadan yazın yoksa bazen BT normu için cevap yazıyorlar.


Yeğitek in hazırlaması gereken ama hazırlayamayacağı(nedeni alt görev tanımı), İnsan Kaynakları GM ve orada unutulan ama kadrolar için TTKB onayı da mutlaka gerekiyor ve sonrası bakan onayı. Sonra bu çıkamayacak olan yönetmeliğin bir de Resmi Gazete de yayınlanması da gerekir. Geçerli olabilmesi için. Çoğu görevlendirme evrakı vs ......sayılı yazısı yada sıkça sorulan sorulara basit cevaplar şeklinde.

Diyeceksiniz ki o maddeler neden var norm yönetmeliğinde

90'lı yıllarda başlayan Dünya Bankası faz 1-2-3 Bilg. Lab (o dönemdeki BT sınıfları) vs projeler için o kadar yatırım için 1 kişi görevli olsun proje şartı sağlansın vs için formatörlükte MDY kadrosunu,
BTR de Fatih projesi vs ile ilgilenen biri olsun AB projeler vs için her okulda sırf bununla ilgilenen biri var şeklinde norm yönetmeliği içinde bulunsun da gerekirse kullanırız şeklinde kanunda gösterilmiş olabilir mi?

Bu dediklerimi biraz düşünürseniz sonucu bulacaksınız

Bu arada hep kıyaslandığımız Rehber Öğretmenlerin yönetmeliği var hem de doğrudan onlara yönelik bir yönetmelik

https://pdr.org.tr/2020/08/14/rehberlik-ve-psikolojik-danisma-hizmetleri-yonetmeligi/

Haberdeki görsele tıklayın kaç kişi üyeli bir dernek olduklarına ve arkalarındaki Meb ve devlet kadrosuna bakın (30.000 o zamanki üye sayısı)

Rehber öğretmenlerin okulda dokunulmazlığını işte bu yönetmelik sağlıyor.

Gelelim mesajınızdaki cümlelerinize...
Hayatın gerçeği demişsiniz ya hayat sadece okuldaki "arızalardan" ibaret değil. Müdürlerimle ders norm konusunda en çok tartışan öğretmenim. Btr olmama rağmen 5 ve 6 daki zorunlu ders dışında 7 ve 8 lerdeki seçmeli dersimi her zaman alıyorum. Ayrıca ek binamızda yer alan okuldaki dersleri de fahri olarak alıyorum. Benden başka iki okulda ortak derse giren okulda yok, BTR olarak ilçede yok. BTR görevlendirmesini isteğe bağlı olarak alıyorum. Ancak almamak için kavga ettiğim müdürüm de oldu. En az 21 saat ders için okul okul gezdirilmek gibi bir tehditi savuran müdürüm de oldu norm fazlası yapmakla tehdit eden de oldu formatörlük almazsam. Almadım o dönem. Ahım büyük tuttu kendisi meslekten atıldı.
Mızmızlanmak mı
Tek okulda görevlendirmem olmasına rağmen aynı binada 2 Müdürlü 3 okulun BTR siyim. Dersim dışında BTR yim dersimden de arıza var diye çıkaramaz beni müdürüm. Ama okulumdaki lablar, akıllı tahtalar idari bilgisayar,internet web siteleri vs benden sorulur.

Sırf BTR de rahat çalışayım diye dersini seçtirmeyen arkadaşların olduğunu ve okul BT normunu dahi etkilediğini -hatta bu şekilde bölge normu yüzünden kendi normunu da düşürenler, birden fazla BT öğretmenin olduğu okulda usulsüz şekilde ders dağıtımını BTR ye az ders gelecek şekilde oysaki resmi yazıda önce zorunlu ders görevi sonra BTR der, bazı BTR lerin idare ile arası iyi olsun diye idareci hatta memur işlerini usülsüz şekilde üstlenmesi ve kendisinden sonra oraya gidecek BTR yi hatta BT öğretmenini zora sokması (senden önceki ...... yapıyordu) hatta diğer öğretmenlerin kişisel BT araçları ile ilgili işlerini ücretle yapması kendi gördüklerim ve birebir onlarla çalışan arkadaşlardan duyduklarım. (BTR öğretmen olarak sadece BT branşı değil 100 saatlik kurs ile başka branş öğretmenleri de BTR olabilir)

"Tamircilik "yapmak için Eğitim Fakültesi bitirmedim ve BT öğretmeni olmadım.
(bu şekilde yazmamın sebebi derse girmeyen BTR okulda ne yapar kaç gün aynı şeyi farklı okullarda yapmak zorunda bırakılır nasılsa dersi yok ya okul okul gezsin tasarruf yapılsın der meb ve okul idarecileri) 21 saat derse girip 3 okulda hatta ilçesinin her okulunu bir gün gitmek zorunda bırakılan BTR var. Neden görev tanımı yönetmelikle sabit değil bir resmi yazı ile bakanlık ek görev veriyor -bu yılki Eba destek noktası vs

Öğretmen Ünvanını ille de değiştirmek isteyen arkadaşlara önerim okulunuza dilekçe vererek geri hizmete başvurabilirsiniz. Geri hizmet öğretmenin memur kadrosuna çekilmesidir. Önceki sene okulumdaki bir öğretmenimiz yaptı bunu ben öğretmenlik yapamıyorum diyerek. Şuan okul kütüphanesinde görevli memur oldu 8-5 mesaiye tabi olarak çalışıyor. Derse hiç girmeyeyim 0 dersim olsun diyen arkadaşlar Teknisyen yada tekniker kadrosuna yada memur kadrosuna geçmek isteyebilirler. Hem de bir daha norm sorunları da kalmaz. Ama memur kadrolara ek ders yok öğretmenlik yapmadıkları için
İşte bu da hayatın gerçeği
Mızmızlık yapmadan!

Öncelikle, konuyla ilgili görüşlerim sadece alıntıladığınız mesajdan ibaret değil hocam. Sadece o mesajı olduğu gibi düşünsek bile hiç üzerime alınmayacağım durumlara değinmişsiniz. Çıkamayacağımız için oralara hiç girmiyorum bile; senelerdir forumdan silinmek zorunda kalan başlıklarda giden onlarca mesajımdan biliyorum. Sadece genel hatlarıyla söyleyeyim, verdiğiniz örnekleri tekrar gözden geçiriniz ve binlerce BT öğretmeni arasından sizin bahsettiğiniz gibi kaç tanesini saymaya gücünüz yetti bir düşününüz.

Mızmızlık ifadesini direk size demişim gibi almışsınız :) Ama ders sayısının artması ile birlikte normu etkileyecek başka bir ihtimal daha varken sadece ders ile norm belirlensin görüşündeyseniz üzerinize alınabilirsiniz de. Evet tayin olmak isteyip olamayan arkadaşlarımız, atanmayı bekleyen arkadaşlarımız, ders saati sayısıyla tehdit edilmek istemeyen arkadaşlarımız hayatın birer gerçeği. Siz farklı taraflarından alsanız da, mesajı tekrar okursanız onları kastettiğimi anlarsınız.

Maddeye gelince; o madde bir hareket noktasıdır. Sadece onunla buyurun size istediğiniz kadar norm denmeyeceğini lise talebesi de tahmin edebilir. Sizin durumu böyle algılamanızı konuyla ilgili önceki mesajlarımda paylaştığım görüşleri bilmemenize bağlıyorum. Twitter'da bizimle ilgili ve etkili hesapların yeri geldiğinde bu madde duruyor gereğini yapar mısınız diye gündem oluşturduklarını biliyorum. Bu bir mücadeledir ve norm sorununu çözmekte öneri götürmek gerekirse gayet de elle tutulur bir gerekçedir. Eskiye dönük karamsarlık aşılamaya devam edebilirsiniz o da sizin bileceğiniz iş. Bilişimle üretim konusuna bakınız, derslerle ilgili altyapı çalışması var haberi geliyor ama o iş olmaz diye ümitsiz olanların yorumları da var. Ben ikisinden de ümitsiz değilim. Kısa vadede norm sorunu aşılabilir, orta vadede derslerimiz tüm kademelerde zorunlu olabilir.

Şimdi eliniz değmişken derslerimizin gerektiği değeri görmesi ve yeterli saatte okutulabilmesi için gerekenleri ve geçilecek süreci de bize özetleyiverin bir zahmet, hangisine giden yol daha kolay gelecek hep beraber değerlendirelim. Ama şunu unutmayın ben bunlar için söylenecek sözlerin ve gösterilecek çabanın yanındayım. Sadece tek bir noktaya takılanlarla aynı görüşte değilim o kadar.
 
Son düzenleme:
yorumları okuduğumda maalesef biz bile kendi branşımıza değer vermiyoruz. başkalarının değer vermesini beklemek haksızlık olur. farklı bir branş bizim yaptığımız işin 1/100 ünü yapsa bangır bangır ben bunu yapıyorum diye diye kendisine zorla değer verdirir. bence asıl sorun biziz maalesef. çok güzel işler de yapsak sessiz bir branşız. köşemize çekilip takdir bekliyoruz. ben de buna dahilim. sanırım bizim branşın doğasında var.
Öneriniz güzel aslında hocam. gelin görün ki ekonomik, norm sorunu olan arkadaşlara bir şey diyemeyiz. kendi adıma 1 yıldır yapmıyorum. e tabi bir de 100 saatlik belgesi olanlar var.
 
Hocam o kadar büyük bir plansızlığın ürünüyüz ki... Okuduğumuz üniversiteden bölümünden girdiğimiz derse kadar öyle bir derme çatmalık var ki... Adeta gecekondu bölümüz. Dünya bankası 90'larda size bilgisayar lab. veririm ama sorumlu adam olması lazım demiş. Apar topar bizim bölüm kurulmuş. Ne gösterdiğimiz müfredatımız adam akıllı, ne üni.'de gördüğümüz müfredat adam akıllı. Ne MEB bizimle ilgili ne yapacağını biliyor. Bilgisayar dersi gerekli mi hala bu tartışılıyor. Günlük bilgisayar kullanımını herkes artık öğreniyor, ileri düzey de gerek yok herkes yazılımcı mi olacak diyorlar. Genel kultur dersi mi genel yetenek mi belli degil. Cunku iki kategoride de kabul etmiyorlar. Resmen istemeden, yanlışlıkla dünyaya gelmiş çocuk gibiyiz :) Şimdi de madem dünyaya geldik öyle böyle yaşayıp gitsinler mantığı var. MEB'in üvey evladı.
Hâl böyle olunca bizim de kendimize güvenimiz sarsılıyor. O yüzden çoğu arkadaşımız teknik kadro olan BTR normunu istiyor ve öyle bir şey olsa geçmeye dünden razı. Çünkü artık öğretmen olmadıklarını derslerinin gösterilecek ders olmadığını kabullenmiş durumdalar. Hiç olmazsa adımız belli olsun diyorlar. Biz her ne kadar kendimize değer verirsek verelim bir noktadan sonra gardımız düşüyor ve kendimize başkalarının gözünden bakıyoruz.
Ayrıca, dediğiniz gibi en asosyal bölüm bizimkisi. Her branş örgütlenir, biz en son, o da bir ihtimal, örgütleniriz. Niye bizim branş böyle bilmiyorum ama üni.'den beri edindiğim izlenim bu yönde. "Kendini ağırdan satma" huyumuz var.
çok güzel özetlemişsiniz valla hocam. ne diyelim olduk bir şekilde öyle böyle gidiyoruz. elimden geleni öğretiyorum öğrencime. Vicdanen rahatım. Aslında o kadar temel becerileri bilmeyen öğrencim var ki. Biri derste neyseki girmişim derse sunumda müzik ekleyemiyordum vs bir sürü şey söyledi. O kadar mutlu oldum ki o an anlatamam. Aslında çok şey var öğrenecekleri bence. Ama farkındalık yok. Oyun oynayan bilişim biliyorum sanıyor işte. Biraz da başlarda bilişim öğretmenlerinin derslere girmemesi. Derslerde bu sebeple oyun oynatılması gibi pek çok şey değersizleştirdi bu bölümü. Ne umutlarla girmiştim oysa. Ama çok net özetlemişsiniz. Tebrik ederim
 
Dün gece büyük bir zevkle Starship'in canlı yayınını izledim.Adamlar gidecekler günün birinde.Sen nasıl bir yazılım yapıyorsun ki 470 milyon km öteden foto geliyor aletler çalışıyor, nasıl bir roket dikine kalkıyor havada asılı durup tekrar yere iniyor?
Valla günün birinde bu nesle okullarda neden 10 sene boyunca programlama ogretmedik diyeceğiz.
 
Btr görevi var olmaya devam ettiği sürece, ne biz bundan kurtulabiliriz, ne de okuldaki diğer öğretmenler idareciler kendi problemlerini çözmeyi öğrenebilir. Giderek bize daha bağımlı hale gelirler. Ki bağımlı hale geldikleri problemler de az buçuk ilgili bir lise öğrencisinin çözebileceği türden problemler.

Hepimizin bilişim tek. öğretmenliğine bakışı farklı farklı. Bunu da yadsıyamayız.
* Kimi yazılım odaklı bakıyor.
* Kimi tasarım odaklı bakıyor.
* Kimi robotik odaklı bakıyor.
* Kimi bilgisayar bilimi odaklı bakıyor(algoritma+matematik)

Bu dört gruptaki arkadaşlar(ben de dahil) üretme kaygısı ve mesleki tatmin arayışı içinde. Yazıcıya sıkışan kağıdın çıkarılması, saçma sapan windows problemleri, işletim sistemi yükleme vs. gibi talepler bana hakaret gibi geliyor açıkçası. Ha üstteki kaygıları güden bir bilişim tek. öğretmenine yazıcı probleminden bahsetmişsin, ha Alan Turing'e "windows çöktü de bi bakar mısın hocam?" demişsin. :D Bilişim öğretmenliği ile yazıcının, windows'un ne alakası var lan. Edsger Wybe Dijkstra "Uzay bilimleri için teleskop ne ise, bilgisayar bilimleri için de bilgisayar odur" diyor.

Üretme ve yaratma kaygısı güden her insan Alan Turing ile aynı ruhu taşır. Ama fazla uçuk bir örnek geldiyse, microsoft'taki bir bilgisayar mühendisi de şirketin bozuk bilgisayarını tamir falan etmez, anlamaz bile. Sabancı holding'deki bir makine mühendisi binanın kaloriferiyle uğraşmaz, anlamaz bile. Gelişmiş ülkelerdeki bilgisayar bilimi/bilişim teknolojileri öğretmenlerinin de bu işlerle uğraştığını hiç sanmıyorum. IT departmanı var her kurumda. Herkes kendi işini yapar.

Öğretmene öğretmenlik dışında yaptırılan her görev, her angarya iş tam anlamıyla saçmalıktır. Bakanlığın bu işlere bütçe ayırması lazım. Eğitim bedava değil. Gitsin teknik hizmetli alsın. Meslek lisesi mezunu aslan gibi gençler var okullarda bu işleri yapacak. Ama bilişim öğretmenlerine yaptırmak daha makul geliyor. Hem dersi zorunlu yapmayı erteledikçe erteleme fırsatı sunuyor, hem de yeni bir personel almaktan daha ucuza geliyor. Buradan yaptıklarını zannettikleri kazanç da gençlerin alması gereken yazılım/tasarım/robotik/bilgisayar bilimleri vs. eğitimine mâl oluyor.

BTR görevine verecekleri ek dersi okula ödenek olarak gönderseler, bu para ile teknik problemlerinizi kendiniz giderin deseler vallahi daha ucuza gelir. Komple israf. Yumurta çırpmak için okula MR makinesi almak gibi saçma bir şey. Koca bilgisayar öğretmenini eğitmişsin, "gel windows'a format at" diyorsun. Formatınız batsın.

İlkokulu ortaokulu bırakın, liselerde yazılım/tasarım vs. gibi konulara ilgi duyan pırıl pırıl gençler var. Bilgisayar derslerine liselerde yer açılsa bile yeter. 9 ve 10. sınıflarda temel bilgisayar bilimleri(şu an fen liselerinde olduğu gibi) genelleştirilmeli, 11 ve 12. sınıf sayısal öğrencilerine de yazılım/tasarım/robotik vs. eğitimleri verilmesi lazım. Bunları yana yakıla isteyen bir çok genç var, bunlara fırsat tanınsa yeter.

İşin özeti: bakanlık ayrı dert, veliler ayrı dert, okul müdürleri ayrı dert, öbür öğretmenler ayrı dert. Bunları ikna ederek bu dersi getirmek cidden imkansız. Bakanlık kabul etse diğerlerine olduğu gibi kabul etmek zorunda ama bakanlığa da kabul ettirmek kolay değil. Çünkü öyle bir vizyon yok. Saçma sapan bürokratlar ve yöneticiler tarafından ele geçirilmiş o koltuklar. Bilgisayar dersinin ne olduğunu ve ne olmadığını kafalarına vura vura anlatsak yine anlamazlar. Eğitim sistemi konusunda hayıflandıkları şeyler de bizim istediğimizin tam tersi şeyler.

Velhasılı, meslekten bir umudum yok. BTR görevini reddetmek ile ilgili çabayı gerekli buluyorum. Ütopik falan değil. Sonuna kadar desteklerim. Ama biz böyle böyle emekli olacağız muhtemelen. Gerçekçi olmak lazım.
Ağzına sağlık.
 
Dün gece büyük bir zevkle Starship'in canlı yayınını izledim.Adamlar gidecekler günün birinde.Sen nasıl bir yazılım yapıyorsun ki 470 milyon km öteden foto geliyor aletler çalışıyor, nasıl bir roket dikine kalkıyor havada asılı durup tekrar yere iniyor?
Valla günün birinde bu nesle okullarda neden 10 sene boyunca programlama ogretmedik diyeceğiz.
Merak etmeyin hocam demeyeceğiz, günün birinde yapay zeka sayesinde istediğin uygulamayı bir yazılımla hazırlayabileceksin belki de, on binlerce yazılım mühendisliği / bilgisayar mühendisliği öğrencisi kayıt yaptırıyor her sene, Türkiye'nin gerçek ihtiyacı ne kadar?
2003 yılında Ankara'da sokakta mısır satan bir kişiyle mısırı satın alırken sohbet ettik, çünkü eli yüzü düzgün, konuşması gayet normaldi, bir enteresanlık vardı yani. Adam işletme bölümünü bitirmiş, yüksek lisans yapabilmek için para lazım, işe başvurdum, asgari ücret bile vermeden seni 3 ay ücretsiz deneyeceğiz dediler diyor, ben 3 ay ne yiyeceğim, sonra buldum bu tezgahı mısır satıyorum, bu işi kalıcı olarak yapmak istesem, ikinci üçüncü tezgahı çoktan açmıştım, ne varsa ticarette var, ama dürüst tüccar bulmak zor, millet birbirini düdükleme derdinde.
Bulunduğum ilde bir yazılım firması var, milyon dolarlık işler yapıyor, ama adamlar stajyere ücret vermiyorlardı, neymiş, lütfetmişler, herkes böyle bir firmada staj yapmak için araya milletvekilleri, bakanlar sokuyormuş, ücret teklif edenler oluyormuş, tabi hepsi palavra. Neyse, herkesin yazılım bilmesine gerek yok. Ama herkes bilişim teknolojilerini kullanmak zorunda. Facebookta takip ettiğim bir yazar var, hes kodu istenmesine köpürüp duruyordu. Yaşlı annesi için hes kodu alamamış, işlerini aksatmışlar, halbuki sms ile hes kodu alınabileceğini bilseydi ya da biraz araştırsaydı böyle bir tepki vermeyecekti ki zaten yorumlarda hemen nasıl alabileceğini takipçileri yazmıştı.
 
Ders saati bütün kademelerde artmalı. Bilgisayar bilimi gibi bir ders de olmalı, algoritma, matematik beraber öğretilmeli. Bu ders teorik olabilir. Ayrıca bugün ki Bilişim Teknolojileri dersi de olmalı bu derste bilişim okur yazarlığı öğretilmeli. Kuru kuru robotik olmaz zaten ,led yak, bread board şunu bağla olmaz, temel prensip öğretilmeli.
 
Bir yakınım 90 yılında mezun oldu liseden, ben liseye giderken (98'de başladım) bana bir defter verdi, al bak bakalım neler değişmiş diye, verdiği defterde yanlış hatırlamıyorsam fortran dilini öğretmenleri (artık branşı ne idi bilmiyorum) not tutturmuş, programlama dilleri ile ilgili döngüler, dilin özellikleri vs. temel konular. Yalnız okulda değil halk eğitim kursunda da görmüş olabilir, onu tam bilemiyorum. Şimdi 90 yılında programlama gören bu kişi bunu hayatında kullanmadı. Bilişim teknolojileri derslerinde göstereceklerimiz günlük hayatta da kullanılmalı. Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.
 
Ders saati bütün kademelerde artmalı. Bilgisayar bilimi gibi bir ders de olmalı, algoritma, matematik beraber öğretilmeli. Bu ders teorik olabilir. Ayrıca bugün ki Bilişim Teknolojileri dersi de olmalı bu derste bilişim okur yazarlığı öğretilmeli.
Bir yakınım 90 yılında mezun oldu liseden, ben liseye giderken (98'de başladım) bana bir defter verdi, al bak bakalım neler değişmiş diye, verdiği defterde yanlış hatırlamıyorsam fortran dilini öğretmenleri (artık branşı ne idi bilmiyorum) not tutturmuş, programlama dilleri ile ilgili döngüler, dilin özellikleri vs. temel konular. Yalnız okulda değil halk eğitim kursunda da görmüş olabilir, onu tam bilemiyorum. Şimdi 90 yılında programlama gören bu kişi bunu hayatında kullanmadı. Bilişim teknolojileri derslerinde göstereceklerimiz günlük hayatta da kullanılmalı. Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.
Matematik gibi, bir çok konu günlük hayatta işimize yaramaz gibi geliyor ama düşünme kapasitesini arttırıyor, muhakeme karar verme, problem çözme yetilerimizi güçlendiriyor. Aynı matematik gibi.
 
Geri
Üst