AKP hükümeti, İstanbul’a yapılacak 3. havalimanı ihalesini, ÇED raporundan kaçırmak istiyor.
Kamuoyunda, “İstanbul Bölgesi 3. Havalimanı Projesi” olarak bilinen ve 9 Nisan 2013 tarihinde ÇED İnceleme-Değerlendirme Komisyonu Toplantısı yapılan proje, askı ve itiraz süresi beklenilmeden ihaleye çıkartılıyor.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), 24 Ocak 2013 günü “İstanbul Bölgesi 3. Havalimanı Projesi” için bir ihale ilanı yayınlayarak, ihalenin 3 Mayıs 2013 günü yapılacağını ilan etmişti.
Uygulamadaki ÇED yönetmeliğine göre, yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemiyor, proje için yatırıma başlanamıyor ve ihale edilemiyor.
ASKIYA ÇIKALI 5 GÜN OLDU
Aynı ÇED yönetmeliğinin 14. Maddesine göre ise; proje ile ilgili olarak halkın görüş ve önerilerini almak üzere, askı süresinin 10 iş günü olması zorunlu kılınıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 22 Nisan 2013 tarihinde ÇED Raporunun nihai hale getirildiğini ve 10 iş günü süresince, halkın görüşüne açıldığını ilan etti.
Halkın görüşüne 22 Nisan 2013 günü sunulan projenin askı süresi, 10 iş günü hesaba katıldığında, 7 Mayıs 2013 tarihinde tamamlanıyor. Askı süresi tamamlandığında ise, proje hakkında halktan gelen görüşlerin değerlendirilip projeye yansıtılması gerekiyor. 7 Mayıs 2013 tarihinde askı süresi dolacak olan projenin, 3 Mayıs 2013 tarihinde ihale edilmesi, yürürlükteki mevzuata uygun olmadığından açık bir usulsüzlük özelliğini taşıyor ve bu ihalenin iptali gerekiyor. bugün mahkeme çet roparundan dolayı iptal ettiyse hukukçular haksız mı? neden usule uygun yapılmıyor neden oldu bittiye getirilmeye çalışılıyor
AKP’nin projecilik furyasının bir ürünü 3. Havalimanı Projesi, sadece çevre düşmanı karakteriyle değil, rant amaçlı oluşu ve hukuki usulsüzlükleriyle de tarihe geçecektir.
İstanbul’un Kuzey bölgesine, Arnavutköy Ormanları’nı da içerisine alan orman arazisine yapılacak olan 3.Havalimanı, bilindiği üzere İstanbul’un artan havayolu taşımacılığı ihtiyaçlarını karşılama gerekçesiyle, yapılmasının adeta “zorunlu olduğu” dayatılarak Türkiye’nin gündemine kısa süre önce sokulmuştu.
3. Havalimanı projesi için de durum benzerdir. Proje, 6 bin 172 hektarı orman, 1180 hektarı madencilik ve diğer kullanım, 660 hektarı göl, 236 hektarı mera, 60 hektarı kuru tarım, 2 hektarı fundalık alan, toplam 7 bin 650 hektar alanı kapsamaktadır. Alanın önemli bir kısmında Arnavutköy Kuzey Ormanları yer almaktadır ve bu alanda proje kapsamında 657 bin ağaç kesilmesi öngörülmektedir
3. Boğaz Köprüsü alanı içerisinde de yer alan bu bölge, aynı zamanda İstanbul’un içme suyu havzaları olan Terkos-Haliç ekolojik koridoru içindedir, yapı stoğundaki artış ve araç trafiğinin yol açacağı atmosferdeki kirlilik yük artışı, orman alanlarının değişiminden kaynaklı bölgesel iklim değişimi ve su kaynaklarının kurutulması sonucu İstanbul’un yaşam damarları kesilecektir.
Adeta bir doğa katliamına neden olacağından hareketle bilim insanlarından ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’ndan gelen uyarılara rağmenprojenin ihale süreci hukuka aykırı olarak gerçekleşmiştir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 14. Maddesi uyarınca askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde halkın itirazlarının dikkate alınarak gözden geçirilmesi gereken proje, askıya çıktığı tarih olan 22.04.2013’ün üzerinden 10 iş günü geçmeden(23 Nisan ve 1 Mayıs tarihleri resmi tatil olup iş gününden sayılmamaktadır) 03.05.2013 tarihinde ihale edilmiştir. Bu tip projeleri pazarlarken “halkın görüşlerini de aldık” gibi ifadelerin aslında konulan göstermelik kurallardan ibaret olması ve bu kuralların dahi uygulanmaması, benzer örneklerini Nükleer Santral ve HES projelerinde gördüğümüz üzere aslında gerçek niyetin halka danışmak değil süreci kabul ettirmek olduğunu göstermektedir.
AKP’nin, daha önce açıkladığı İstanbul’un Kuzey bölgesini imara açarak kentikuzeye doğru büyütme projesinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gereken 3. Havalimanı Projesi aynı zamanda 3. Boğaz Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Kanal İstanbul Projeleri gibi kamuyararının hiçe sayılmasından ötürü davalık olan birçok proje ile entegre edilmek istenmektedir.
Hemen hemen her gün karşımıza “çılgın projeler “ ile çıkan AKP’nin asıl amacı, kamu yararını gözetmeyen, rant odaklı ve çevre düşmanı projeleri halkımıza gelişmişlik göstergesi olarak dayatarak sermayenin önünün açılması ve ülkemizin kaynaklarının talan edilmesinden başka bir şey değildir.
İstanbul’a yapılacak 3. Havalimanı, AKP’nin, diğer projelerde olduğu gibi hiçbir hukuki kuralı ve bilimsel görüşü dikkate almadan oldubittiye getirdiği, İstanbul’u daha yaşanmaz bir kent haline getiren projelerden biri olarak tarihte yerini alacaktır.