AĞLAMA DUVARINA BİLE BU KADAR AĞLANILMADI
Kudüs te Hz. Süleyman Tarafından yapılan bir kutsal bir mabet vardır. Bu mabet 2 defa inşaa edilmiş ve iki defada yıkılmıştır. Bugün bir kalıntısı var o da ağlama duvarıdır. Tabi ağlama duvarı kutsal mabedin bir bölümü olduğundan dolayı Yahudiler orda ibadetlerini yaptıkları zaman bir başka hissederler kendilerini orda kendilerini tanrının huzurunda hisseder ve yaptıklarının da tanrıya ulaştığını söylerler. İsteklerini dileklerini, sıkıntılarını canı gönülden dile getirirler. Tevrat 'ta yazılanları orda yaşamış gibi yaşarlar.
İnternet te ise bir site var. O sitenin bir forum bölümü var. Sözleşmeli öğretmenlik çıktığından beri sözleşmeli öğretmenler bu sitenin formuna her gün düzenli olarak girip çıkarlar sözleşmeli öğretmenlik çıktığından beri bu sitede 726 Ana başlık 40450 alt başlık açılmıştır. 1822500 yakın yorum yapılmıştır. Forum'da her gün değişik trajediler yaşanmakta 70 bin öğretmen adeta her gün bu sitede ağlamakta ,üzüntülerini, sevinçlerini dile getirmeye çalışmaktadırlar. ilk sevinçlerini, Eski Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik 27 Aralık 2008’de 3.hizmet bölgesinde 3 yılını dolduran aynı gün kadrolu olacak sözü ile yaşadılar adeta forum da tam bir kadro sevinci paylaşılmaya başlandı nitekim o sıralarda Mahalli seçimler yaklaşmıştı derken seçim geldi geçti Hükümet bakanlarını da değiştirdi. Yeni Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu oldu. Bakan o sıralarda MEB bünyesinden olanlardan haberi yoktu ki koltuğa oturana kadar. Sayın Nimet Çubukçu o koltuğa oturduğunda ise ona sorulan ilk soru sözleşmeli öğretmenlik oldu çünkü MEB en önemli sorunu idi sesiz sesiz ağlıyordu 70 bin öğretmen yeni bakandan müjdeli bir haber bekliyordu derken yeni bakanımız;
*Maliye Bakanı Şimşek 12 Mart 2010 tarihinde bir gazeteye verdiği demeçte ‘’Maliye Bakanlığı olarak Sözleşmeli Öğretmenlerin kademeli kadroya geçişi onayladık’’ açıklaması yaptı. Hemen ardından
* Sayın Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu 13 Mart 2010 tarihinde yaptığı açıklamada ‘’Maliye Bakanlığından onay alındığını, kadroya geçiş taslağının da hazır olduğunu ilk bakanlar kurulu toplantısında onaylanıp, TBMM’ ye geleceğini ve Meclis tatile girmeden Nisan ya da Haziran 2010’da yasalaşıp, uygulamanın başlayacağını ifade etti
Yine form'da tam anlamıyla müjdeler saçılmaya başlandı. Herkes hesap kitap peşine düşmeye başlamıştı ki o sıralar halk oylaması da tam anlamıyla gündeme oturmuştu ki aradan belli bir süre geçtikten sonra verilen sözler yine tarihe karışıp gitti. Oysaki 70 bin aile hüsrana uğramıştı yeniden seslerini duyan yoktu yine sesiz çoğunluk her zaman yaptığını yapmaya başladı. Ağlama duvarına gidip ağlamaya başladılar onlar orda ağlarken seslerini duyabilecek birilerinin olduğunu düşünüyorlardı. Ama kimse seslerini duymuyordu ne yazık ki kendi aralarında bir arı kovanı gibi sesler çıkarıyorlardı aslında hepsi arı gibiydiler ÖSS leri başarıp 4 yıllık Eğitim Fakültelerini bittirip KPSS 'yi de geçip gelmişlerdi o foruma kendilerini öğretmen olarak kabul etmeyen MEB ten şikayetçilerdi çünkü MEB okulla gönderdiği her yazıda Sözleşmeli Öğretmenler Hariç diye başlayan ifadeleri yüzünden bir türlü bulundukları okullara kendilerini ait hissetmediler çünkü resmi olarak her yıllın sonunda görevlerine son veriliyordu. İçlerinden hep ya bu sene görev alamasam düşüncesinden dolayı bir türlü kendilerini bulundukları okula ait hissetmediler etmeyeceklerdir. Bunun tek sebebi ise 0,1 puan eksik aldı diye öğretmenini ayrın bakanlıktır. Öğretmenler belki de forma kendilerini o kadar ait hissetiler ki adeta form onlar için bir iç dökme yeri oldu çünkü 2005 ten bu yana başlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasında öyle acı şeyler yaşadılar ki meslektaşlarından bazıları kanser oldu 30 gün rapor aldı diye işten atıldı ve vefat etti ama seslerini duyan olmadı sözleşmeliler ne yaptı her zaman ki gibi forma geri dönüp binlerce satırlar la yorumlar yaptı ki o aralar kendi arkadaşlarından bazıları bu işin böyle olmayacağını düşünüp sözleşmeli öğretmenlerden oluşan bir sendika kurdular. Adına da Eğitim-Söz-Sen Verdiler aslında sendikanın ismi çok anlamlı idi çünkü eğitimde sözler hep veriliyor ama asla yerine getirilmiyordu. Birilerinin sürekli verilen sözleri hatırlatması gerekiyordu Eğitim-Söz-Sen de bunu yapaya karar verdi. Bazı sendikalar bu olaydan baya bir rahatsız oldular hemen bu yapılaşmanın yanlış olduğunu söylemeye başladılar Çünkü onarlın yetkili sendika olup olamayacağını sözleşmelilerinde söz hakkı olacaktı hiçbir sendika bu durumu göz ardı edemez di ki sözleşmeli öğretmenler zaten o sendikaların üyesi idiler ama onlar adına hep göstermelik işler yapıyorlardı ciddi anlamda herhangi bir eylem veya girişimde bulunmadılar Eğitim-Söz-Sen sendika kuruldu belki de sesiz çoğunluğun sesi olacaktı ama ne yazık ki yine birileri kafaları bulandırmaya başlamıştı yine seçim yaklaşıyor yine 70 bin ailenin desteklerine ihtiyaçları vardı ki bunla da yetinmeyip 226 bin kişi adına meydanlara çıkmaya başladılar yine müjdeler verilmeye başlandı yine seçim yaklaşıyordu yine ortada harcanacak duyguları ile oynanacak sözleşmeliler vardı ve yapılamaya başlandı. Form da başlıklarda müjde kadro verildi, kadro geldi, Kadro yolda vs. yazılmaya başlandı oysaki bu kıvılcımın bitmesine de az bir süre kalmıştır. Yine herkes 12 haziran sabahı o sitedeki form'a geri dönüp ağlamaya devam edecektir. Yine filmin sonu hüsranla bitecektir. Yine söz verenler sözlerini unutacaklardır. Üstüne 13 haziranda sizi zorla sözleşmeli yapmadık siz isteyerek bu sözleşmeliyi kabul ettiniz sözleşmeleri okumadan mı imzaladınız diyeceklerdir. Kudüs teki kutsal mabet gibi seçim dönemlerinde inşaa edilen sözler seçimlerden hemen sonra çok kolay bir şekilde yıkılacaktır. Olan yine sözleşmelilere olacaktır. Yine formda eşime kavuşamadım,çocuğumu 3 senedir göremiyorum, eşimden ayrılacak duruma geldik diye başlayan başlıklar atılmaya başlanacak,yine hüsranlar haykırışlar olmaya devam edecek "Kimse Yok Mu" gene denilecek ama gerçekten de kimsenin olmadığının farkına varacaklar o ağlama duvarında yine ağlamaya devam edecekler Umutlarını, İsteklerini başka bahara bırakacaklar kendilerini o formda bakanın makamında gibi hissedip isteklerini forma yazmaya devam edecekler
SON olarak şu belirteyim acaba Zeki Müren de bizi duyacak mı deyip en azından Bu sefer Sayın Başbakanımız tarafından verilen sözlerin seçimden önce yerine getirilmesini istiyoruz Gururumuz tekrar oynanmasını istemiyor, Umudumuzu başka bahara kalmasını istemiyoruz yol yakın iken KHK ile bir an önce kadromuzun verilmesini istiyor tüm hükümeti 1 gününü sözleşmeli öğretmenler için ayırmaya ve çalışmaya davet ediyoruz .