boşanmış biriyle evlilik fikirlerinize ihtiyacım var

Kodla Büyü
Mesajlar
19
arkadaşlar merhaba en güvenebileceğim form burası olduğu için yazmak istedim.çevrem duygusal davranabiliyor.farklı bir bakış açısı benim için önemli.konu evlilik fakat daha önce evlilik yapmış ve çok büyük sebepler olmadan eşinden ayrılmış biriyle yapılacak evlilik.ben bekarım.bu kişiyi bulunduğumuz ortamda tanıdım ve arkadaşlık süreci biraz değişti.daha önce evlilik yaptığını bilmiyordum süreç değişince bana söyledi.iyi biri ama beni korkutuyor.çünkü eminim eski eşide onu iyi biri olarak tanıdı ve evlendi.sorduğum da eski eşini kötülemedi sadece sorunlar olduğunu eski eşinin duygusal davrandığını ve boşandıklarını söyledi.eski eşi bir araya gelmek istemiş tekrar ama bu kişi kabul etmemiş nedenini sorduğumda çevre dedi.şuaralar boşanma olayları çok erkek yıpranıyor ama bana daha çok bayan yıpranıyor gibi geldi.birde yani nasıl diyeyim diğer bayanı sevdiği halde bir çırpıda bırakn kişi aynı şeyi banada yaşatır mı diye düşünüyorum.arkadaşlığımız henüz tam evlilik boyutunda ilerlemeden fikirlerinizi bekliyorum
 
hocam benim gözüme çarpan bir nokta var

"konu evlilik fakat daha önce evlilik yapmış ve çok büyük sebepler olmadan eşinden ayrılmış biriyle yapılacak evlilik"

Duygusal hareket etmek her zaman iyi değildir. iyi düşünüp , ölçüp tartmak lazım. hayırlı bir karar verirsiniz diye umuyorum
 
serdengecti' Alıntı:
hocam benim gözüme çarpan bir nokta var

"konu evlilik fakat daha önce evlilik yapmış ve çok büyük sebepler olmadan eşinden ayrılmış biriyle yapılacak evlilik"

Duygusal hareket etmek her zaman iyi değildir. iyi düşünüp , ölçüp tartmak lazım. hayırlı bir karar verirsiniz diye umuyorum

evet benimde takıldığım nokta o.tamam uyuşmamış olabilmeleri de sorun ama sonuçta flört dönemi var sonra insan uyuşmadığı birini mutlaka flört döneminde tanır.tabi sorunca çok ayrıntılı anlatmadı. kendini haklı çıkarmaya çalıştığı zamanlarda oluyor.düşünüyorum açıkçası duygusal değil mantıklı olacağım.
 
Boşanma konuları sıkıcı olsa da arkadaşın karakterini önce tam anlamak gerek. Sizin söylediklerinizden sıkıntıya gelemeyen ve evlilik sorumluluğunun ne olduğunu bilmeyen biri olarak gözümde canlandı.

Eski eşinin aşırı duygusal olduğundan bahsetmiş, ki bayanlar duygusaldır, bu onların doğasında vardır. Aşırı kıskançtı dese bir nebze haklılık payı varmış denir.

Hocam ikinizin karakterinin uyuşması gerek. Arkadaşın gezeyim tozayım, derdim olmasın, sıkıntıya gelemem havası varsa dikkat etmek gerek :)
 
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..
 
Değerli kardeşimiz;
Ticaret, evlilik, seyahat ve benzeri bir işe teşebbüs eden kimse, o işin kendisi için hayırlı olup olmayacağı hususunda tereddüde düşerse, şüphesini giderecek, tereddüdünü ortadan kaldıracak hal çareleri aramak ister. Bu hususta yapılacak ilk iş, yapılması istenen meselenin meşrûluğunun ve helâlliğinin araştırılması, dinî ölçülere uyup uymadığının incelenmesidir. Kişinin kendisi bir neticeye varamadığı takdirde en sıhhatli yol, o meseleyi münasip olan ehliyetli birisine danışmak, onun fikrini almak, gerekirse meseleyi enine boyuna bütün teferruatıyla konuşmak; kısaca istişare yapmaktır.

İstişare yapılacak insanın da tecrübeli, bilgili ve sözüne itimat edilir olması gerekir.
Bir meseleyi kendi aralarında istişare etmeyi, oturup konuşmayı mü’minlerin vasıflarından sayan Kur’ân-ı Kerim, “Onların işleri aralarında müşavere iledir”1 buyururken, istişare ederken ehil kimselerin seçilmesini, fikren ve inanç bakımından yabancı olanlarla istişare yapılmaması hususunda da ikazda bulunmaktadır:

“Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri içli dışlı dost edinip sırlarınıza ortak etmeyin. Onlar sizi zarara sokmakta kusur etmezler. Size sıkıntı verecek şeylerden hoşlanırlar. Size düşmanlıkları sözlerinden belli olmuştur; açığa vurmayıp da kalblerinden gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Biz size dostunuzu ve düşmanınızı böylece gösterip âyetlerimizi açıkladık—eğer akıl ederseniz.”2

Görüldüğü gibi basiret sahibi mü’min, kendi hususi meselesini, her önüne gelene açmamalı, rastgelenin fikrini almamalı. Çünkü kendisine yardımcı olacak birisini ararken çok kere onunla konuşması neticesinde yanlış karara varmasından dolayı hatâya düşeceğini hesap etmelidir. Çünkü insanın aldığı bazı kararlar hayatı boyunca kendisini bağlayabilir, tesiri altına alabilir. Tahsil, iş ve evlilik gibi. Tam ölçüp tartmadan bir iş kuran kimse, öyle ki birgün gelir, işinin ters gittiğini görür, iflâsa gittiğin anlar, neticede sermayesini de kaybedebilir. Bu hal maddî hayatına, hem de mânevî hayatına çok büyük tesir icra eder. Yine inceleyip araştırmadan bir evlilik hayatı kuran insan bu aceleciliğin ve tedbirsizliğin cezasını hayatı boyunca çekebilir, dünyasını zehir edebilir. Bunun için istişareyi kendimize alışkanlık hâline getirmeli, en basit meselemizi dahi tecrübeli ve ehliyetli birisine sormadan yapmamalıyız.

Bütün hayat safhalarıyla ümmetine mükemmel bir örnek olan Sevgili Peygamberimiz her meselesini yakınları ve Sahabileriyle istişare eder, onların da fikrini alır, öyle karar verir, işe başlardı. Halbuki kendisi bir peygamber olması hasebiyle vahye mazhardı; herkesten zeki, akıllı, derin fikirli, sâlim düşünceli bir insandı. Vahiyle sâbit olmayan hemen hemen bütün meselelerde Ashabiyle istişarede bulunurdu. Ümmetini de istişaresiz iş yapmamaları için tenbih eder ve istişare edenin hiçbir zaman pişman olmayacağını ifade buyururdu:

“İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz, iktisada riayet eden maişetçe aile belâsını çok çekmez.”3

Dikkat edileceği gibi hadis-i şerif mü’minin sosyal hayatını üç temel esasa riayet etmeye bağlamıştır: İstişare, istihare ve iktisat. Bilhassa bunlardan istişare ve iktisadın ne kadar ehemmiyet taşıdığı şüphe edilmez bir gerçektir.

Hadis-i şerifte tavsiye istihare de, istişare ettiği halde kalben rahat olmayan ve hissen tatmin olamayan kimselerin başvurabileceği bir sünnettir.

İstihare, lûgat mânâsı itibariyle, Allah’tan hayır dilemektir. Yani yapılacak bir işin iyi mi, kötü mü olduğunu yahut o işi hemen mi, yoksa bir müddet sonra mı yapmanın daha iyi netice vereceğini anlamak ve kalbin o meseleye yatışmasını Allah’tan dilemek ve istemektir.

İstihare Peygamberimizin bir sünnetidir. Ümmetine tavsiye ettiği bir duâ ve ibadet şeklidir. Peygamberimiz (a.s.m.) istiharenin nasıl yapılacağını, hangi duânın okunacağını bizzat öğretmiştir. İstiharenin ehemmiyeti hususunda Câbir bin Abdullah şöyle demektedir:

“Resulullah (a.s.m.) bize Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi büyük küçük işlerimizin hepsinde istihareyi öğretti ve şöyle buyurdu:
‘Sizden biriniz bir işe kalben azmettiği zaman, iki rekât namaz kılsın.”4

İstihare namazı iki rekâttır. İmam Gazalî bu namazın birinci rekâtında Fâtiha’dan sonra Kul yâ eyyühe’l-kâfirûne, ikinci rekâtında da Kul hüvellahu ehad sûrelerinin okunmasını tavsiye eder.5

Namazı kıldıktan sonra Peygamberimizden (a.s.m.) rivayet edilen şu duâ okunur:

"Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi" (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).

İstihare duasının anlamı: "Allah'ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah'ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur"6

Dua okunurken, “bu iş” şeklinde geçen yerlerde yapılması istenen iş zikredilir. Bu şekilde duanın Türkçesi okunabileceği gibi, Arapça aslını okumak daha faziletlidir. Duânın aslı, verdiğimiz bu kaynaklarda olduğu gibi, ilmihal kitaplarında da mevcuttur.

Kişi istihare ettikten sonra kalbi hangi tarafa meylederse onu yapmalı, istihareden önceki peşin hüküm ve kanaatini bırakmalı, kendi temayülüne dayanmalıdır. İstihareye rağmen bir temayül ve gönül yatışması görülmediği takdirde, istihareyi tekrarlayabilir. Bu sünnettir. Bununla alâkalı olarak Enes bin Mâlik’in (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

“Ey Enes, bir işi yapmayı niyet ettiğin zaman o iş hakkında yeniden yedi defa istihare et. Sonra kalbinden geçen temayüle bak. Çünkü hayır kalbinde doğan mânâdadır.”7
İş acele olup da istihareyi tekrarlamak mümkün değilse şöyle duâ edilir:
“Allah’ım, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et. Beni kendi halime bırakma.”
İbni Abidin, istihare eden kimsenin dileğinin uygun olup olmadığına işaret olarak şöyle bir kayda yer verir:

“Yatmadan önce dua okunur ve abdestli olarak kıbleye yönelerek yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülürse o işin hayır olduğuna, siyah ve kırmızı görülürse de şer olduğuna işaret eder. Şerli olandan kaçınmak icap eder.”8

Bütün bunlarla birlikte istihare, müşkül durumlarda mü’minler için ruhî ve mânevî bir kuvvettir. Bir işte tereddütte kalan bir mü’min iki rekât namaz kılarak Cenab-ı Hakka yönelir. Teşebbüs edeceği iş, seçeceği hayat arkadaşı, dini, dünyası ve âhireti için hayırlıysa gönlünde bu işe karşı bir ferahlık uyandırmasını, vücudunda bu işi yapabilmeye kudret ve kuvvet yaratmasını; şayet bu iş dini, dünyası ve âhireti için hayırlı değilse gönlündeki meyli yok etmesini Cenab-ı Haktan niyaz eder. İçinde de bir hafiflik duyar. İstihare ettiği şey hakkında kendisi için hayrın görüleceğine kalben emin olur. Neticesinde râzı olur.

1. Şûra Sûresi, 38.
2. Âl-i İmrân Sûresi, 118.
3. Tecrid Tercemesi, 4:135.
4. Buharî, Küsuf: 75.
5. İmam Gazalî. İhyâu Ulûmiddîn. (Daru İhyâi’l-Kütübü’l-Arabî) 1:207.
6. İbni Mâce, İkametetü’s-Salât: 188; Buharî, Küsuf% 75.
7. Tecrid Tercemesi, 4:143.
8. İbni Âbidin, 1:461.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 
Hocam ben olaya biraz farklı bakıyorum. Siz olayı sadece erkek tarafından dinliyorsunuz. Karşı taraftanda dinlemeden olayı anlama şansı zor gibi geliyor bana
 
Hocam evlenmek niyetinde olduğunuz kişiye çaktırmadan çeşitli testler uygulamak en güzeli. Bu yaptığınız testlere vereceği tepkiler, yaklaşımlar size fikir verecektir.
 
biltek2007' Alıntı:
Boşanma konuları sıkıcı olsa da arkadaşın karakterini önce tam anlamak gerek. Sizin söylediklerinizden sıkıntıya gelemeyen ve evlilik sorumluluğunun ne olduğunu bilmeyen biri olarak gözümde canlandı.

Eski eşinin aşırı duygusal olduğundan bahsetmiş, ki bayanlar duygusaldır, bu onların doğasında vardır. Aşırı kıskançtı dese bir nebze haklılık payı varmış denir.

Hocam ikinizin karakterinin uyuşması gerek. Arkadaşın gezeyim tozayım, derdim olmasın, sıkıntıya gelemem havası varsa dikkat etmek gerek :)

evet bayanlar duygusaldır ve karşıdaki kişiden bir şey göremezse bu onu üzer.ben sorduğumda eşinin öfkeliyken hoş olmayan şeyler söylediğini söyledi ama normalde iyi bir insandır dedi.gezme tozma çok yok ama parayı seviyor.ayrılırken de maddi olarak sıkıntı yaşatmamış eşi.
 
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var
 
demet hocam en sevdiğim özelliğim nedir biliyor musunuz? " Hiç kimseyi, hiçbirşeyi birilerine, geçmişine, yaşadıklarına bakarak tanımam sadece ama sadece kendim tanırım." Bu yüzden de insan konusunda en az pişmanlığı yaşarım hep, sizede tavsiye ederim.
 
burda ne bulmayı umduğunu bilmiyorum hocam. sanırım seninki biraz dertleşme. yoksa karşınızdaki kişiyide sizide tanımıyoruz. unutmayalım boşanmak herkesin başından geçebilir. bugün mutlu bir evliliği olan birinin yarın boşanmayacağını bilebilir misiniz? o yüzden burda bizimkiler atacak tutacaklar yine ama kimse ne o insanı ne de sizi tanıdığı için doğru olmayacak.

söyleyebileceğim tek şey aklında şüpheler varsa ya onları bitirmen gerekir ya da ilişkini. bunada sen karar verecek. hakkında hayırlısını dilerim.
 
hocam insanlar beraber doğmuyorlar,belirli bir zaman geçtikten sonra tanışıp hayatlarını birlikte devam etme kararı veriyorlar.
Sonuç olarak o kişinin senden öncesi değil senden sonrası önemli olması gerekli ki zaten bu konular böyle forum ortamlarında onun bunun fikrini alarak hareket edilecek şeyler değil araba alırsın danışırsın ev alırsın danışırsın ama evlilik gibi durumlarda hayat kendi akışına göre size bir yön verir zaten:)
 
serdengecti' Alıntı:
hocam benim gözüme çarpan bir nokta var

"konu evlilik fakat daha önce evlilik yapmış ve çok büyük sebepler olmadan eşinden ayrılmış biriyle yapılacak evlilik"

Duygusal hareket etmek her zaman iyi değildir. iyi düşünüp , ölçüp tartmak lazım. hayırlı bir karar verirsiniz diye umuyorum

evet hocam ben de katılıyorum madem çok buyuk sbep yok demek ki bu adam da sabır da yok çünkü kuçuk seyler her evlilikte oluyor kaarı siz vereceksiniz tek tavsiyem acele etmeyin iyice tanıyın bence.
 
hocam kendiniz iyi tanımanız lazım , biz ne dersek boş olur sonuçta...
 
demet demet' Alıntı:
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var

parayı seviyorsa arkana bakmadan kaç derim. eşi maddi olarak sıkıntıya sokmadıysa eşi de bir an önce ayrılmak istemiş demek ki..
 
ayrıca hocam içinde en ufa bir şüphe vs varsa bence uzaklaş içine sinmesi akşam yattıgında kafanda soru işareti olmaması önemli. Tmm aradığım insan bu beni anlıyor uzun uzn konusuyorum dertleşiyorum hayat tarzımız herseyimizörtüşyor kendimiyanında mutlu ve HUZURLU hissediyorum diyorsan sorun yok...ama şüphe varsa o fare gibi ömür boyu içini kemirir durrur.
 
Değerli hocam, size bir hikaye paylaşacağım. Umarım kıssadan hisse alırsınız. Evlilik konusunda ne kadar mantıklı davranırsanız davranın sonuçta evlilik nasip işi. Bir bekar olarak bu konuda konuşmak çok abes olmayacaksa bir hikayemi okuduktan sonra siz kendi içinizde gerekli değerlendirmeyi yaparsınız. Saygılarımla...

Yusuf.

Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyesi
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.

“Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana” demiş oğluna. Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş… Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.

Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna dönüp sormuş: “Ne görüyorsun?”

Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.

“Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.

Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.

Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. ”

Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:

“Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır.

Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.

Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.

Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.

Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.

“Asıl ders bu değil!” dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.

“Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak…

İkisinde de bir tat yok ” Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. “İçmek istersin herhalde” dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü.

“Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi…

Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar.”
 
zilal' Alıntı:
demet demet' Alıntı:
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var

parayı seviyorsa arkana bakmadan kaç derim. eşi maddi olarak sıkıntıya sokmadıysa eşi de bir an önce ayrılmak istemiş demek ki..

Çok kesin konuşuyorsunuz değerli arkadaşım! Biraz daha olasılıklı cümleler kullanmanızı tavsiye ederim. Saygılarımla...
 
vex_alex' Alıntı:
zilal' Alıntı:
demet demet' Alıntı:
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var

parayı seviyorsa arkana bakmadan kaç derim. eşi maddi olarak sıkıntıya sokmadıysa eşi de bir an önce ayrılmak istemiş demek ki..

Çok kesin konuşuyorsunuz değerli arkadaşım! Biraz daha olasılıklı cümleler kullanmanızı tavsiye ederim. Saygılarımla...

olaslıklı olamıycam parayı sevdiğini daha tanışma aşamasında belli eden kişiye karşı.. :sleep:

özellikle maaş kartını eşinden istedi diye boşanmaya kadar gidenleri duyduktan sonra...
 
Evliliklerde güzel bir adetimiz vardır. Evlenen iki çift önce yüzüklerle birbirine bağlanırlar ve daha sonra makasla o bağ kesilir. Anlamı birbirinize bağlısınız ama bağımlı değilsiniz. Anne bağımlılığından bütün hanımlar şikayetçidir. Oysa anneye bakmak evlada vazifedir. Eşler birbirlerinin annelerine bakma hususunda yardımcı olmaları evlilikte sorumluluk paylaşma adına hoş bir davranış olacak değil midir? Ben senin annene bakmam diyen bir bayan gelecek bir vakitte kendi annesi bakıma muhtaç haline geldiğinde eşine nasıl bir teklifle gelebilecektir sormak gerekir. Dünyanın bin bir türlü hali vardır. Anneya bağlı olmak her evladın vazifesidir. Ama evlendikten sonra artık ayrı bir yuva kurulmuştur. Kimse için kimseyi ezdirmemek de gerekir kimseye eşini veya eş derecede anneyi ezdirmemek de. Erkek olarak denge politikasını en katı olarak uygulamak zorunda bırakılan hep biz olacağız beyler. Gazamız mubarek ola ;)
 
zilal' Alıntı:
vex_alex' Alıntı:
zilal' Alıntı:
demet demet' Alıntı:
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var

parayı seviyorsa arkana bakmadan kaç derim. eşi maddi olarak sıkıntıya sokmadıysa eşi de bir an önce ayrılmak istemiş demek ki..

Çok kesin konuşuyorsunuz değerli arkadaşım! Biraz daha olasılıklı cümleler kullanmanızı tavsiye ederim. Saygılarımla...

olaslıklı olamıycam parayı sevdiğini daha tanışma aşamasında belli eden kişiye karşı.. :sleep:

özellikle maaş kartını eşinden istedi diye boşanmaya kadar gidenleri duyduktan sonra...

vallahi benim hanım da paranın hesabını pek bilmiyor alacam yakında kartını elinden harçlık vercem:))))
 
zilal' Alıntı:
vex_alex' Alıntı:
zilal' Alıntı:
demet demet' Alıntı:
zilal' Alıntı:
güvenmek zor..
siz erkek o bayan olsaydı size evlenin derdim ama erkeklere güven olmuyor bir de böyle sebepsiz yere ayrılınca .. endişelerinizde haklısınız.
duygusal davranmak ne demek ki? sonu.ta her bayan duygusaldır bu yönde erkekten beklentileri vardır, demek ki bu yöndeki beklentileri mi karşılayamıyor diye aklıma geldi. ama tanımıyoruz ki eşini de kendisini de..

evet erkeklere güven olmuyor boşanmaları çoğunda ya aldatma,ya şiddet ,ya kıskançlık ya da şu meşhur anne bağımlılığı var

parayı seviyorsa arkana bakmadan kaç derim. eşi maddi olarak sıkıntıya sokmadıysa eşi de bir an önce ayrılmak istemiş demek ki..

Çok kesin konuşuyorsunuz değerli arkadaşım! Biraz daha olasılıklı cümleler kullanmanızı tavsiye ederim. Saygılarımla...

olaslıklı olamıycam parayı sevdiğini daha tanışma aşamasında belli eden kişiye karşı.. :sleep:

özellikle maaş kartını eşinden istedi diye boşanmaya kadar gidenleri duyduktan sonra...

Değerli arkadaşım olumsuz örneklerden gidip genelleme yapmak yerine olumsuz örneklerden olumlu dersler çıkarmak gerek diye düşünüyorum. Erkek olalım, kadın olalım iyimiz de var kötümüz de var. Cinsel ayrımcılık pek hoş olmuyor. Şiddeti sadece erkekler uyguluyor diyen bayanlara erkek sığınma evlerini, erkekler aldatıyor diyen bayanlara ereğin kiminle aldattığını sorarım hep. Maddiyat erkeklere özgü bir yakıştırma değil maddiyat günümüz insanının en önemli hastalığıdır. Büyük konuşmamak gerek.
 
Değerli hocam yazdıklarınızda sizin kişinin bu durumundan haberdar olmadığınızı belitmişsiniz bunu bilerek sakladı ise bu zaten problem. Sonra araştırmış ve karşı tarafın eski eşi ile de görüşmüş ve aldığınız yanıtlara rağmen kestirip atmamışsınız ki bu sizin karşı tarafa boş olmadığınızı düşündürdü bize. Sizi tanımıyoruz karşı tarafı tanımıyoruz o yüzden akıl vermemiz pek sağlıklı olmaz. Ama yakın zamanda üç tane benzer olay çevremde yaşandı o yüzden belki bu deneyimler sizin yolunuza ışık tutar . Bunların ikisinde bayan bekar bey dul idi. Ben bayanların abilerine yakındım 1. bayan ailesinden pek çok kişinin itirazına rağmen evlendi ki abisin de boşanmış biri ile sen yapamazsın diye uyarmıştı. 2. bayan şu an nişanlı ve abisi süreç boyunca şiddetle itiraz etti diğer kardeşler kimi küstü kimi ne hali varsa görsün dedi pes etti abisi çok yakın arkadaşım sürekli benimle istişare etti ve 1. bayanın abisine danıştı o ara dedi ki bizim ki bütün uyarılarıma rağmen evlendi şimdi en son konuştuğumda abi sen haklıymışsın artık dayanamıyorum ama artık eve dönmeye de yüzüm yok. 2. bayanın abisi arkadaşım daha da şiddetli itiraz etti ve kardeşlerin arası açıldı ama dinlemedi. Bi tanıdığım erkek de dul bir bayanı ki evliliği kağıt üstünde kalmış olmasına rağmen ailesine kabul ettiremedi herkez sırtını döndü adam psikolojik olarak çöktü. Ben şunu gördüm bu mesele iki kişi arasında sınırlı kalmıyor aileniz ne der onlara rest çekerseniz sonrası ne olur, ki her evlillik için geçerli ailenizin karşı çıktığı bekar biri ile evlenseniz yine köprüleri yıkmak doğru değil anlaşmazlık ayrılık durumunda arkadaşlar akıl verenler değil ailenizdir size sahip çıkacak toplayacak onlarda sırt çevirirse yada sizin yüzünüz tutmazsa ne olur. Bir de şunu eklemek isterim ola ki devam kararı aldınız evlilik sürecini kesinlikle kısaltmayın zamana yaymak böyle tereddütlü durumlarda daha iyi örnek verdiğim bayanlar yanğından mal kaçırırcasına, elindeki kaçıyormuşcasına hızlandırmaya çalıştılar. Bunlar tecrübe, deneme yanılma yolu hayatta çooook pahalıya mal olabiliyor. Bizden ziyade aileniz ve fikrine, kişiliğine, kararlarına güvendiğiniz yakınlarınız ile istişare daha iyi olacaktır. Ama tekrar altını çiziyorum aile önemli sakın köprüleri yıkmayın.
 
serdengecti' Alıntı:
hocam benim gözüme çarpan bir nokta var

"konu evlilik fakat daha önce evlilik yapmış ve çok büyük sebepler olmadan eşinden ayrılmış biriyle yapılacak evlilik"

Duygusal hareket etmek her zaman iyi değildir. iyi düşünüp , ölçüp tartmak lazım. hayırlı bir karar verirsiniz diye umuyorum

Hocam evlilik başlı başına zor bir karar. Bence zaman tanıyın birbirinize, zamanla zaten belirginleşir düşünceleriniz. Acele edip büyük bir hata yapmayın sonra "ben ne yaptım" noktasına gelmeyin. Herşeyi sindire sindire yaşayın. Acele edip birbirinizi iyice tanımadan aynı eve girince bazen sevgi de yetmeyebilir bazı şeyleri kurtarmaya. Umarım mutlu olursunuz.
 
siz de daha önce boşanmış biriyseniz bir sakınca yoktur fakat deilse kendinize yazık edersiniz.
o beyefendi bence kendi gibi dul kendine yakışan uyuşan birini bulsun sen yoluna o yoluna hiç tasvip etmiyorum.
atalarımız ne demiş davul bile dengi dengine çalar.
 
evet belki burada çözebileceğim bir şey değil ben boşanmışlığından çok ilk eşinden öyle büyük bir sebep yokken ayrılması düşündürdü.kadın ona emanetti çevresinde onu ve ilk eşini tanıyanlara sorduğumda ilk eşinin gayet iyi biri olduğunu söylediler belkide o beni etkiledi.ilk eşi maddi ve manevi çok destek olmuş sadece sanırım ilgi görmek istemiş
 
alican44' Alıntı:
Değerli kardeşimiz;
Ticaret, evlilik, seyahat ve benzeri bir işe teşebbüs eden kimse, o işin kendisi için hayırlı olup olmayacağı hususunda tereddüde düşerse, şüphesini giderecek, tereddüdünü ortadan kaldıracak hal çareleri aramak ister. Bu hususta yapılacak ilk iş, yapılması istenen meselenin meşrûluğunun ve helâlliğinin araştırılması, dinî ölçülere uyup uymadığının incelenmesidir. Kişinin kendisi bir neticeye varamadığı takdirde en sıhhatli yol, o meseleyi münasip olan ehliyetli birisine danışmak, onun fikrini almak, gerekirse meseleyi enine boyuna bütün teferruatıyla konuşmak; kısaca istişare yapmaktır.

İstişare yapılacak insanın da tecrübeli, bilgili ve sözüne itimat edilir olması gerekir.
Bir meseleyi kendi aralarında istişare etmeyi, oturup konuşmayı mü’minlerin vasıflarından sayan Kur’ân-ı Kerim, “Onların işleri aralarında müşavere iledir”1 buyururken, istişare ederken ehil kimselerin seçilmesini, fikren ve inanç bakımından yabancı olanlarla istişare yapılmaması hususunda da ikazda bulunmaktadır:

“Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri içli dışlı dost edinip sırlarınıza ortak etmeyin. Onlar sizi zarara sokmakta kusur etmezler. Size sıkıntı verecek şeylerden hoşlanırlar. Size düşmanlıkları sözlerinden belli olmuştur; açığa vurmayıp da kalblerinden gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Biz size dostunuzu ve düşmanınızı böylece gösterip âyetlerimizi açıkladık—eğer akıl ederseniz.”2

Görüldüğü gibi basiret sahibi mü’min, kendi hususi meselesini, her önüne gelene açmamalı, rastgelenin fikrini almamalı. Çünkü kendisine yardımcı olacak birisini ararken çok kere onunla konuşması neticesinde yanlış karara varmasından dolayı hatâya düşeceğini hesap etmelidir. Çünkü insanın aldığı bazı kararlar hayatı boyunca kendisini bağlayabilir, tesiri altına alabilir. Tahsil, iş ve evlilik gibi. Tam ölçüp tartmadan bir iş kuran kimse, öyle ki birgün gelir, işinin ters gittiğini görür, iflâsa gittiğin anlar, neticede sermayesini de kaybedebilir. Bu hal maddî hayatına, hem de mânevî hayatına çok büyük tesir icra eder. Yine inceleyip araştırmadan bir evlilik hayatı kuran insan bu aceleciliğin ve tedbirsizliğin cezasını hayatı boyunca çekebilir, dünyasını zehir edebilir. Bunun için istişareyi kendimize alışkanlık hâline getirmeli, en basit meselemizi dahi tecrübeli ve ehliyetli birisine sormadan yapmamalıyız.

Bütün hayat safhalarıyla ümmetine mükemmel bir örnek olan Sevgili Peygamberimiz her meselesini yakınları ve Sahabileriyle istişare eder, onların da fikrini alır, öyle karar verir, işe başlardı. Halbuki kendisi bir peygamber olması hasebiyle vahye mazhardı; herkesten zeki, akıllı, derin fikirli, sâlim düşünceli bir insandı. Vahiyle sâbit olmayan hemen hemen bütün meselelerde Ashabiyle istişarede bulunurdu. Ümmetini de istişaresiz iş yapmamaları için tenbih eder ve istişare edenin hiçbir zaman pişman olmayacağını ifade buyururdu:

“İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz, iktisada riayet eden maişetçe aile belâsını çok çekmez.”3

Dikkat edileceği gibi hadis-i şerif mü’minin sosyal hayatını üç temel esasa riayet etmeye bağlamıştır: İstişare, istihare ve iktisat. Bilhassa bunlardan istişare ve iktisadın ne kadar ehemmiyet taşıdığı şüphe edilmez bir gerçektir.

Hadis-i şerifte tavsiye istihare de, istişare ettiği halde kalben rahat olmayan ve hissen tatmin olamayan kimselerin başvurabileceği bir sünnettir.

İstihare, lûgat mânâsı itibariyle, Allah’tan hayır dilemektir. Yani yapılacak bir işin iyi mi, kötü mü olduğunu yahut o işi hemen mi, yoksa bir müddet sonra mı yapmanın daha iyi netice vereceğini anlamak ve kalbin o meseleye yatışmasını Allah’tan dilemek ve istemektir.

İstihare Peygamberimizin bir sünnetidir. Ümmetine tavsiye ettiği bir duâ ve ibadet şeklidir. Peygamberimiz (a.s.m.) istiharenin nasıl yapılacağını, hangi duânın okunacağını bizzat öğretmiştir. İstiharenin ehemmiyeti hususunda Câbir bin Abdullah şöyle demektedir:

“Resulullah (a.s.m.) bize Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi büyük küçük işlerimizin hepsinde istihareyi öğretti ve şöyle buyurdu:
‘Sizden biriniz bir işe kalben azmettiği zaman, iki rekât namaz kılsın.”4

İstihare namazı iki rekâttır. İmam Gazalî bu namazın birinci rekâtında Fâtiha’dan sonra Kul yâ eyyühe’l-kâfirûne, ikinci rekâtında da Kul hüvellahu ehad sûrelerinin okunmasını tavsiye eder.5

Namazı kıldıktan sonra Peygamberimizden (a.s.m.) rivayet edilen şu duâ okunur:

"Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi" (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).

İstihare duasının anlamı: "Allah'ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah'ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur"6

Dua okunurken, “bu iş” şeklinde geçen yerlerde yapılması istenen iş zikredilir. Bu şekilde duanın Türkçesi okunabileceği gibi, Arapça aslını okumak daha faziletlidir. Duânın aslı, verdiğimiz bu kaynaklarda olduğu gibi, ilmihal kitaplarında da mevcuttur.

Kişi istihare ettikten sonra kalbi hangi tarafa meylederse onu yapmalı, istihareden önceki peşin hüküm ve kanaatini bırakmalı, kendi temayülüne dayanmalıdır. İstihareye rağmen bir temayül ve gönül yatışması görülmediği takdirde, istihareyi tekrarlayabilir. Bu sünnettir. Bununla alâkalı olarak Enes bin Mâlik’in (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

“Ey Enes, bir işi yapmayı niyet ettiğin zaman o iş hakkında yeniden yedi defa istihare et. Sonra kalbinden geçen temayüle bak. Çünkü hayır kalbinde doğan mânâdadır.”7
İş acele olup da istihareyi tekrarlamak mümkün değilse şöyle duâ edilir:
“Allah’ım, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et. Beni kendi halime bırakma.”
İbni Abidin, istihare eden kimsenin dileğinin uygun olup olmadığına işaret olarak şöyle bir kayda yer verir:

“Yatmadan önce dua okunur ve abdestli olarak kıbleye yönelerek yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülürse o işin hayır olduğuna, siyah ve kırmızı görülürse de şer olduğuna işaret eder. Şerli olandan kaçınmak icap eder.”8

Bütün bunlarla birlikte istihare, müşkül durumlarda mü’minler için ruhî ve mânevî bir kuvvettir. Bir işte tereddütte kalan bir mü’min iki rekât namaz kılarak Cenab-ı Hakka yönelir. Teşebbüs edeceği iş, seçeceği hayat arkadaşı, dini, dünyası ve âhireti için hayırlıysa gönlünde bu işe karşı bir ferahlık uyandırmasını, vücudunda bu işi yapabilmeye kudret ve kuvvet yaratmasını; şayet bu iş dini, dünyası ve âhireti için hayırlı değilse gönlündeki meyli yok etmesini Cenab-ı Haktan niyaz eder. İçinde de bir hafiflik duyar. İstihare ettiği şey hakkında kendisi için hayrın görüleceğine kalben emin olur. Neticesinde râzı olur.

1. Şûra Sûresi, 38.
2. Âl-i İmrân Sûresi, 118.
3. Tecrid Tercemesi, 4:135.
4. Buharî, Küsuf: 75.
5. İmam Gazalî. İhyâu Ulûmiddîn. (Daru İhyâi’l-Kütübü’l-Arabî) 1:207.
6. İbni Mâce, İkametetü’s-Salât: 188; Buharî, Küsuf% 75.
7. Tecrid Tercemesi, 4:143.
8. İbni Âbidin, 1:461.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
hocam döktürmüğ :+1:
 
demet demet' Alıntı:
evet belki burada çözebileceğim bir şey değil ben boşanmışlığından çok ilk eşinden öyle büyük bir sebep yokken ayrılması düşündürdü.kadın ona emanetti çevresinde onu ve ilk eşini tanıyanlara sorduğumda ilk eşinin gayet iyi biri olduğunu söylediler belkide o beni etkiledi.ilk eşi maddi ve manevi çok destek olmuş sadece sanırım ilgi görmek istemiş

hocam aklınızdaki ciddi bir soru işareti çok dikkatli olmanızı tavsiye ederim. İnsanın hayatında vereceği en önemli kararlardan bir tanesi evlilik.
 
Geri
Üst