Projelere katılımı PROTESTO EDİYORUM

Kodla Büyü
BTR lik aslında diğer öğretmenlere rehberlik açısından çok önemli bakanlığın zaten istediği rehberlik yapmanız ortalığı çok bilmiş yeteneksiz idareciler karıştırıyor
Tüm yıl öğretmenlere rehberlik mi yapacağız? Eba'yı tanıtmak bir saat, zoomu tanıtmak bir saat. He, hala zoomdan hocam meeting başlatamadım deyip ilgili sekmeyi açmayı akıl edemeyin arkadaşlarımız var, bu da ayrı bir muamma. Bakanlık rehberliği düşünmüyor bence, tahtalar, bil lablar ayakta dursun, bakanlık için istenilen bu, rehberlik işi tüm yıl yapılacak iş değil. Hatta seminer dönemleri bile yeterli.
 
Tüm yıl öğretmenlere rehberlik mi yapacağız? Eba'yı tanıtmak bir saat, zoomu tanıtmak bir saat. He, hala zoomdan hocam meeting başlatamadım deyip ilgili sekmeyi açmayı akıl edemeyin arkadaşlarımız var, bu da ayrı bir muamma. Bakanlık rehberliği düşünmüyor bence, tahtalar, bil lablar ayakta dursun, bakanlık için istenilen bu, rehberlik işi tüm yıl yapılacak iş değil. Hatta seminer dönemleri bile yeterli.
hocam size yemin ediyorum bakın zoom Eba ile ilgili gruba video atıyorum su mesajlar geliyor hocam biz video ile anlamıyoruz yarın okulda gösterebilir misiniz şaka yapmıyorum bakın rehberlik işi öyle bir kaç sene de felan bitmez yani
 
hocam size yemin ediyorum bakın zoom Eba ile ilgili gruba video atıyorum su mesajlar geliyor hocam biz video ile anlamıyoruz yarın okulda gösterebilir misiniz şaka yapmıyorum bakın rehberlik işi öyle bir kaç sene de felan bitmez yani
Belli bir yaşı geçmiş insanların teknolojiyle uyum yakalaması hiç kolay olmuyor, ne kadar gösterilse tekrar edilse de bir gelişme sağlayamıyor, bunlardan biri de benim sanırım. Üniversiteye başlayıncaya kadar bilgisayar ile tanışmamış olmaktan kaynaklı bir durum diye düşünüyorum. Çevrenizde siz de görmüşsünüzdür mutlaka 3 yaşındaki çocukların bile akıllı telefonları kullanımı hayatlarının büyük bir bölümüne hakim olmuş... İşte bu tespitlerime dayanarak ben diyorum ki dersimizin ilkokul, ortaokul, lisede mutlaka zorunlu olması gerekiyor!
 
hocam size yemin ediyorum bakın zoom Eba ile ilgili gruba video atıyorum su mesajlar geliyor hocam biz video ile anlamıyoruz yarın okulda gösterebilir misiniz şaka yapmıyorum bakın rehberlik işi öyle bir kaç sene de felan bitmez yani
benzer problemleri ben de yaşıyorum hocam, aslında hepimiz yaşıyoruz, ama bu o öğretmenin ilgisizliğinden, vurdumduymazlığından kaynaklı. Bazıları da kasıtlı yapıyor hocam.
 
  • Beğen
Tepkiler: omd
Belli bir yaşı geçmiş insanların teknolojiyle uyum yakalaması hiç kolay olmuyor, ne kadar gösterilse tekrar edilse de bir gelişme sağlayamıyor, bunlardan biri de benim sanırım. Üniversiteye başlayıncaya kadar bilgisayar ile tanışmamış olmaktan kaynaklı bir durum diye düşünüyorum. Çevrenizde siz de görmüşsünüzdür mutlaka 3 yaşındaki çocukların bile akıllı telefonları kullanımı hayatlarının büyük bir bölümüne hakim olmuş... İşte bu tespitlerime dayanarak ben diyorum ki dersimizin ilkokul, ortaokul, lisede mutlaka zorunlu olması gerekiyor!
Dersin olması bile yeterli gelmiyor, branş dışı derse girenlerden verim hiç alınmıyor, meslek lisesindeyken meslek lisesine gelen öğrencilerimle ilk haftalarda sohbet ederdim, onları konuşturup tanımak için, çoğu öğrenci dersleri verimsiz işlemiş, kimisi oyun oynamış. Hatta meslek lisesinde 7-8 yıl önce 9. sınıfa başlayan öğrenciler Bilgi ve İletişim teknolojisini seçmiş, derse de ben giriyordum, çocuklar 2. haftadan başlamışlardı, hocam biz bu dersi oyun oynarız diye seçtik demeye.
 
Hocam bu söylediğiniz BTR değilseniz geçerli olabilir ancak. BTR iseniz o kadar kolay olmuyor. Çünkü idare full ek dersin karşılığını çıkarmaya çalışıyor ve olmayan iş yaratıyor. Sürekli "bilmiyorum" diye dolanmak da sorunu çözmüyor.
10 senedir, sürekli bu konular gündeme geliyor. Her gündeme geldiğinde, bazı arkadaşlarımız "bilmiyorum" deyin, "o benim işim değil" deyin, şeklinde akıl veriyor. Eğer bu şekilde sorun çözülseydi şimdiye kadar 40 kere çözülürdü. O kadar kolay değil malesef. Belki siz bu şekilde çözmüş olabilirsiniz ama herkes için genel geçer bir çözüm değil bu.
Eğer bu şekilde kesin bir çözüm olsa dahi doğru bir sorun çözme yöntemi değil. Kaçak güreşerek, pasif-agresif tavırlarla soruna çare bulamayız. Bu sefer de "tembel", "memur zihniyetli", "bilgisayardan anlamayan", "yata yata full ek ders alan" gibi sıfatlara maruz kalıyoruz. Ha, diyebilirsiniz ki, "umrumda değil", "arkamdan ne derlerse desinler". Eyvallah. Bence de. Ne derlerse desinler. Fakat öyle olmadığımız halde, meselenin özü bu olmamasına rağmen niçin bu ithamlara maruz kalalım?
Hep birlikte, bu işlerin angarya olduğunun altını çizmemiz lazım. BTR'nin eğitim-öğretim hizmetleri dışında olduğunu belirtmemiz lazım. Aynı şekilde, gönüllü olmadığımız halde proje yapmaya zorlamak da angaryadır. Ve angarya hukuki olarak suçtur. Biz bu işin adını koymazsak, toplu bir şekilde aynı tavrı almazsak, kendi kendimize kişisel çözümler bulmaya devam ederiz. "Bilmiyorum" demek ancak kişisel bir çözüm olabilir, toplu değil.
Evet hocam işin bir de o yönü var.

Idareci ben o kadar kağıt kürek işi yapıyorum, derse de giriyorum BT rehber öğretmeni nasıl benimle "neredeyse aynı" ek ders alır diye komplekse giriyor.
 
Hocam bir işin angarya olup olmamasının ölçütü gönüllü olup olmaması değildir. Zira işveren her zaman çalışanın "gönüllü" olmasını sağlayacak bir şeyler bulacaktır. Çalışan ve işveren arasında güç eşitliği olmadığı için eşit güçte olmayan iki tarafın anlaşmasında salt gönüllülük esas olamaz.
Kaldı ki BTR için gönüllü diyebilmemiz için BTR'yi kabul etme zorunluluğumuzun olmaması lazım. Çoğunluğumuz maaş karşılığını doldurmadığımız için BTR'yi kabul etmek zorunda kalıyoruz. O zaman "zorunlu gönüllü"oluyor.

Akıllı tahtalar BTR'nin olmadığı okullarda da gayet ayakta duruyor. Ayda 1-2 tahtaya imaj atacak biri çıkıyor. Ya müdür yardımcısı öğreniyor, ya öğretmenlerden biri öğreniyor. En kötü ihtimal verirler 50tl, ayda 1-2 kere imaj attırırlar. Haftada 20 saat akıllı tahtalarla ilgili yapacak bir şeyimiz yok.

Çoğu arkadaşımızın görevlendirme yazısının dışındaki işleri yapmasının sebebi bu zaten. Vicdan azabı. Görevlendirme yazısında yazılan işler bizim her hafta 20 saat vaktimizi almıyor. O yüzden göze batıyoruz. Biz de boş oturuyor görünmemek için idarenin uydurduğu lüzumsuz işleri yapmak mecburiyetinde kalıyoruz. İdare bize iş bulmaya çalışıyor. Sırf akıllı tahtaları ayakta tutmak için BTR gorevlendirmesine gerek yok.

BT sınıflarını ise MEB umursamıyor. BT sınıfı olmayan fakat ET'si olan okullara görevlendirme yapıyor. BT sınıflarını ayakta tutmak gibi bir derdi de yok. Ne yatırım yapıyor ne bütçe ayırıyor.

Özetle MEB BTR'ye muhtaç değil. BTR olduğu için idare öğrenebileceği basit şeyleri bile öğrenmeye tenezzül etmiyor. "BTR full ek ders alıyor, işi ne, yapsın" mantığıyla bize yaptırmaya çalışıyorlar. Fotoğraf çekmek için bile bizi arıyorlar. Biz olmasak 1 dönem içinde öğrenirler her şeyi.

Çok haklısınız hocam bizler btr olmasak da bu işler bir şekilde yapılıyor ve derse girip, birşeyler üreten öğretmenlere inanın daha çok saygı duyuluyor. Biz okulda teknik eleman gibi çalıştığımız sürece ne idare ne de diğer öğretmenler bizi teknisyenden öte görmüyor ve sadece basit ayak işlerinde akla gelen kişiler oluyoruz. Dersimiz olmadığı halde en havalı projeler, ödenek verilmediği halde en hızlı çalışan bilgisayarlar bizden isteniyor çünkü görev tanımımızda yazan ebadır akıllı tahtadır kimseyi kesmiyor, o parayı haketmek için her işten anlamamız bekleniyor. Buna ek olarak böte okuyanların elektronik bilgisi kendi ilgisi yoksa yetersizdir, çünkü bize bunun eğitimi verilmedi ben tabletlerle, akıllı tahtalarla,aurdinoyla meslek hayatımda tanıştım ve bir sorun çıktıkça araştırıp çözüyorum ama bize bunların bir mühendislik eğitimi düzeyinde verildiğini sanıyorlar ki üst düzey robotlar yapmamız bekleniyor. ilgisi olduğu için bunları yapanlar diğerlerinin gözünde bir kıstas sebebi oluyor. Öğrenciler için bu üst düzey projelerin öğreticiliği olduğunu sanmıyorum biz yapıp çocuğa şunları diyeceksin diyoruz çünkü öğrenci ile haftada 2 saatten robot yapmamız mümkün değil çoğu öğrenci zaten o düzeyde değil, kısaca idareciler ya da mem hava atacak diye kendimizi paralıyoruz.
 
Evet hocam işin bir de o yönü var.

Idareci ben o kadar kağıt kürek işi yapıyorum, derse de giriyorum BT rehber öğretmeni nasıl benimle "neredeyse aynı" ek ders alır diye komplekse giriyor.

geçen sene idareciydim, +1 saat için idarecilik yapılmaz deyip evimin yanındaki okuldan istifa ettim. ama idareci olsam ben de aynı şeyi düşünürüm ki geçen sene 2 gün bizde derse girip 3 gün başka okulda btrlik yapan arkadaşa imrenmedim değil, hatta daha sonra il meme görüş sorup 8 saat dersimiz var, bu 8 saati btr görevlendirmesi başka okulda 3 gün, bizde 2 gün olan (bizde de tahta yoktu o ilk dönem yani bizde btr değil, 2. dönem norm fazlalığından arkadaş başka okula gitti) bt öğretmeni ile müdür yardımcısı maaş karşılığı olarak nasıl paylaşacak diye sorduğumuzda, mdr yardımcısı 6, öğretmen 2 saat alsın diye görüş verilmişti. il memdeki şube müdürünü yüz yüze görsem şimdi tebrik edeceğim bu yorumlaması için.
 
Çok haklısınız hocam bizler btr olmasak da bu işler bir şekilde yapılıyor ve derse girip, birşeyler üreten öğretmenlere inanın daha çok saygı duyuluyor. Biz okulda teknik eleman gibi çalıştığımız sürece ne idare ne de diğer öğretmenler bizi teknisyenden öte görmüyor ve sadece basit ayak işlerinde akla gelen kişiler oluyoruz. Dersimiz olmadığı halde en havalı projeler, ödenek verilmediği halde en hızlı çalışan bilgisayarlar bizden isteniyor çünkü görev tanımımızda yazan ebadır akıllı tahtadır kimseyi kesmiyor, o parayı haketmek için her işten anlamamız bekleniyor. Buna ek olarak böte okuyanların elektronik bilgisi kendi ilgisi yoksa yetersizdir, çünkü bize bunun eğitimi verilmedi ben tabletlerle, akıllı tahtalarla,aurdinoyla meslek hayatımda tanıştım ve bir sorun çıktıkça araştırıp çözüyorum ama bize bunların bir mühendislik eğitimi düzeyinde verildiğini sanıyorlar ki üst düzey robotlar yapmamız bekleniyor. ilgisi olduğu için bunları yapanlar diğerlerinin gözünde bir kıstas sebebi oluyor. Öğrenciler için bu üst düzey projelerin öğreticiliği olduğunu sanmıyorum biz yapıp çocuğa şunları diyeceksin diyoruz çünkü öğrenci ile haftada 2 saatten robot yapmamız mümkün değil çoğu öğrenci zaten o düzeyde değil, kısaca idareciler ya da mem hava atacak diye kendimizi paralıyoruz.
İşte bu yüzden diyoruz, ders, ders, ders. BTR'lik geçicidir, bakanlık buradaki yazıları okusa btr görevlendirmesi yapmaz bir daha. Ama ben sizinle aynı düşünmüyorum. Sadece derse giren bir öğretmen olsam tahtalarla kesinlikle ilgilenmem, eba-zoom rehberliği yapmam, çünkü görevim değil, sadece labımla ilgilenirim.
 
kısaca idareciler ya da mem hava atacak diye kendimizi paralıyoruz.
benim en çok takıldığım husus da bu, şube müdürlerine şunu sormak istiyorum, kardeşim nedir bu boyunuzdan büyük işlere imza atma çabası, öğrencilerin elinde ne var hangi imkanlar var soruyor musunuz hiç, ben bile bir öğretmen olarak drone ile tanışma imkanı bulamadım henüz, bakanlık bu tür araç gereçleri temin etmeyip ödenek ayırmadığına göre aldığım bütün maaşımı elektronik cihazlara yatırmamı bekliyorlar diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Hocam iyi okullarda çalışmayan çoğu bilişimci drone, 3D Printer ya da robotik setleri göremiyor bile bunlar pahalı ürünler hepsini alıp deneyimleme şansımız olmuyor, hala 15 yıllık PCleri adam etmeye çalışırken bizden beklenenler ütopik geliyor.Müdür hocam laptop yavaş diyor mesela ama ssd takalım diyince yanaşmıyor, istiyorlar ki cebimizden hiç para çıkmasın ama sistem über hızlı olsun olmayınca da bilişimci yapamadı deniyor. Ben de diğer branşlar gibi derse girip çocuklara birşeyler öğretince mutlu olmak istiyorum, enerjimi onlara ne öğretebilirim diye harcamak istiyorum ama bu şartlarda 2 saatle konuların havada kaldığı , ders aralarında başka işlere koşturduğum bi durumdan öteye gidemiyorum
 
Hortumla yarışır bu başlık. Yanlış düşünüyor olabilirim. Ama hissiyatım bu. Benim dersime verilen değer kadar bende işime değer veriyorum. Şu an sadece müfredatın ve öğretmen olmanın verdiği yükümlülükleri yerine getiriyorum. En az devlet memuru maaşımı hak etmeye çalışıyorum. Sen dersine sahip çıkmazsan kimse çıkmaz diyenleri duyar gibiyim. Bu saate kadar sahip çıktım sonuç bu. Yıpratmaya gerek yok. Çok üzülüyorum branşım adına.
 
Hocam iyi okullarda çalışmayan çoğu bilişimci drone, 3D Printer ya da robotik setleri göremiyor bile bunlar pahalı ürünler hepsini alıp deneyimleme şansımız olmuyor, hala 15 yıllık PCleri adam etmeye çalışırken bizden beklenenler ütopik geliyor.Müdür hocam laptop yavaş diyor mesela ama ssd takalım diyince yanaşmıyor, istiyorlar ki cebimizden hiç para çıkmasın ama sistem über hızlı olsun olmayınca da bilişimci yapamadı deniyor. Ben de diğer branşlar gibi derse girip çocuklara birşeyler öğretince mutlu olmak istiyorum, enerjimi onlara ne öğretebilirim diye harcamak istiyorum ama bu şartlarda 2 saatle konuların havada kaldığı , ders aralarında başka işlere koşturduğum bi durumdan öteye gidemiyorum
Geçen "Akıllı tahtaların ikisinin dokunmatik aç/kapa tuşlarında sorun var. Zor açılıyor. Defalarca basmak gerekiyor." şikayeti geldi arkadaşlardan. Baktım benlik birşey yok. Mecbur dedim servis çağıracağız. Vestel servisi anakart tamiratı için tahta başı 250 tl ücret çıkarınca müdür yaptırmaktan vazgeçti. Okula TÜBİTAK, TEKNOFEST vs ne kadar ıvır zıvır proje yarışma vb. gelirse katılın demeyi biliyorlar ama...
 
Biliyorsunuz ki bilgisayar teknikeri 2 yıllık bilgisayar programlığı mezunlarının aldığı ünvandır.Benim söylemeye çalıştığım bu teknik işler için bakanlık bu bölümlerin mezunları extradan alıp çalıştırsın diyorum. Benim söylemeye çalıştığım Bilgisayar Teknik öğretmenliği kavramı ise sadece okullardaki Teknik işlere bakan bir kişi olsun.Öğretmenlik işleri farkı olsun. Bilgisayar öğretmenleri ise sadece Öğretmenlik işini yapsın. Avrupada bir arkadaşımın anlattığına göre işler böyle yürüyor.
 
Biliyorsunuz ki bilgisayar teknikeri 2 yıllık bilgisayar programlığı mezunlarının aldığı ünvandır.Benim söylemeye çalıştığım bu teknik işler için bakanlık bu bölümlerin mezunları extradan alıp çalıştırsın diyorum. Benim söylemeye çalıştığım Bilgisayar Teknik öğretmenliği kavramı ise sadece okullardaki Teknik işlere bakan bir kişi olsun.Öğretmenlik işleri farkı olsun. Bilgisayar öğretmenleri ise sadece Öğretmenlik işini yapsın. Avrupada bir arkadaşımın anlattığına göre işler böyle yürüyor.
orası avrupa burada bilişimci her işe bakmalı:)
 
Bakanlik bu teknikerlik işini Avrupa'daki gibi yapmayacak .Bizde durum böyle olsun diyorum. benimki sadece bir temenni.benim düşüncem 1- bilgisayar öğretmenliği olsun. sadece derslerle meşgul olsun.2- Bilgisayar teknik öğretmenliği ise okuldaki teknik işler vs. Eğitim -Öğretim haricindeki bütün işlerle meşgul olsun. projeler vs..
 
Bakanlik bu teknikerlik işini Avrupa'daki gibi yapmayacak .Bizde durum böyle olsun diyorum. benimki sadece bir temenni.benim düşüncem 1- bilgisayar öğretmenliği olsun. sadece derslerle meşgul olsun.2- Bilgisayar teknik öğretmenliği ise okuldaki teknik işler vs. Eğitim -Öğretim haricindeki bütün işlerle meşgul olsun. projeler vs..
dyk'ları kapatan bakanlık her okula tekniker göndermez, büyük okulların gerçekten sağlıkçıya yani acil durumlara müdahale edecek kişilere ihtiyacı var, yatılı okullarda bile benim bildiğim sağlık görevlileri yok. Bizim dersler böyle iken yani ders sayısı az iken bakanlık tekniker göndermez. Bizim burada söylediğimizi bakanlıktan birileri duymuş, meslek lisesi öğrencilerini etkileşimli tahtaların olduğu okullarda beceri eğitimlerini ve stajlarını görmesini sağlamıştı, ki doğrusu da bu. Bu yöntem varken okullara bt teknikeri beklemeyin, o kadar lüksümüz yok. Ayrıca bilgisayar öğretmenlerini tekniker öğretmen, ders veren öğretmen diye ayrıca bölme gerek yok, biz aramızda yeteri kadar bölünüğüz zaten.
 
Okula tekniker mi alınsın? Teknik öğretmen teknik işlerle mi meşgul olsun? Yapmayın arkadaşlar bu istekler olabilecek şeyler değil.
Bilişim öğretmenleri olarak tek hedefimiz ders olmalı. Ders saatlerimizin artışı olmalı.
Bu dersin önemi üzerine durmalıyız.
Önce bu konuda ilerleme elde edilmeli. Sonra BTR filan konuşulur. Şu anda BTR de amacında çalışmıyor aslında sorun burada. Yıllarca Bötede teknologuz diye eğitildik. Ama Mebde işler o şekilde yürümedi. Aslında BTR in amacı teknolojinin eğitime doğru entegrasyonu olmalı. Ne yazık ki bu konuda ciddi sıkıntılar var. Uzaktan eğitimde bile saatlerce öyle konu anlatan öğretmenler var. Ne bir sunu ne bir etkinlik yapıyor.
Tabi bizim henüz bu eğitimde teknolojiyi konuşmak için önce Bilişim teknolojilerini anlatabilmemiz lazım. İlk önce bu ders geri gelmeli ve daha etkin bilişim teknolojileri kullanan öğrenciler için çalışmalıyız.
Bence bırakalım BTR gerekli mi gereksiz mi? BTR olmasa da kimse o zaman bilişim teknolojileri dersinin saatini artıralım demiyecek. Hepimiz norm fazlası olalım çokta fazla değiliz mebde ne norm fazlaları var. Ciddi anlamda sayımız az .
Bence bırakalım şu olsun bu olsunu. Önce en temel olması gerekeni dersimizi alalım. Daha evden çıkmadan, hedefe direk uçmak istiyoruz...
 
Bakanlik bu teknikerlik işini Avrupa'daki gibi yapmayacak .Bizde durum böyle olsun diyorum. benimki sadece bir temenni.benim düşüncem 1- bilgisayar öğretmenliği olsun. sadece derslerle meşgul olsun.2- Bilgisayar teknik öğretmenliği ise okuldaki teknik işler vs. Eğitim -Öğretim haricindeki bütün işlerle meşgul olsun. projeler vs..
zaten her işe yetişen üç kişilik rol üstlenip üç (hem teknisyen, hem mühendis, hem idareci/hem öğretmen) kişinin işini birden yürüten bilişimci arkadaşlarımız varken meb'in sırtı yere gelmez diye düşünüyorum. Ama bunca yükü taşıyıp yine de herhangi bir iş yapmadıklarını düşünenleri ikna edebilirlerse imkansızı başarmış olabilirler.
 
Son düzenleme:
bilişim bölümü idarelerce sadece reklam amaçlı kullanılıyor. ama teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki birgün bütün idareciler ve MEB bu branşa ne kadar az önem verdiğinin ister istemez farkına varacak ama iş işten geçmiş olacak.
Hocam 7 yıldır bu meslekteyim hocam. Bende bilişim dersi çok önem kazanacak diyordum. Ama 1500 lerden 50 ye düştü atamamız. Yalakalık bitmediği sürece asla ve asla gelişim olmaz. Ben emekli olursam bile o an başa geçen hiç kimse bilişim teknolojileri ile robotik, uzay, sanayileşme, otonom araçlar vb. bağdaştırmayacak. Siyasi düşüncede böyle bir lider yakın zamanda gelmez.
 
neyse ben alıştım.halimden memnunum. o zaman yuci81 neyi protesto ediyorsun.
https://bilgisayarbilisim.net/konular/projelere-katilimi-protesto-ediyorum.177327/
yukarıda yazıyor neyi protesto ettiğim, okuyabilirsiniz.
BTR'lik kadrolu olursa vay bizim halimize diyorum başka bir şey demiyorum. En son 10 sene önce btrlik yani formatörlük yaptım ve bir de bu sene, daha önce meslek lisesindeydim, bir yıl da idareci. Alışanlar sesini çıkarmayan diğer arkadaşlar, ben değilim, bakın bir dönemde problemleri sıraladım.
 
Evet branşımızın değersizliği, teknisyen gibi davranılması, norm vs gibi konularda haklısınız ama bunu dile getirme yolu proje yapmama vs gibi yollarla olması bence doğru değil. zaten proje yapmak istemeyen öğretmen yapmaz zorla kimse kimseye bunu yaptıramaz en kötü yasal yollara başvurulur ama yapmak isteyip te bu konuda MEB yetkililerine ders verme amaçlı bir protesto öğrencilere zarar verir. nihayetinde her şeyi öğrenciler için yapıyoruz. yapılacak iş şu olmalı BTR ye başvurmamak, kimsenin kişisel bilgisayar vs işlerine bakmamak gibi konulardan el çekmek olmalı. ama proje gibi öğrenciyi ilgilendiren konularda protesto olmaz.
 
Evet branşımızın değersizliği, teknisyen gibi davranılması, norm vs gibi konularda haklısınız ama bunu dile getirme yolu proje yapmama vs gibi yollarla olması bence doğru değil. zaten proje yapmak istemeyen öğretmen yapmaz zorla kimse kimseye bunu yaptıramaz en kötü yasal yollara başvurulur ama yapmak isteyip te bu konuda MEB yetkililerine ders verme amaçlı bir protesto öğrencilere zarar verir. nihayetinde her şeyi öğrenciler için yapıyoruz. yapılacak iş şu olmalı BTR ye başvurmamak, kimsenin kişisel bilgisayar vs işlerine bakmamak gibi konulardan el çekmek olmalı. ama proje gibi öğrenciyi ilgilendiren konularda protesto olmaz.
ama çevremde hep şunu görüyorum en çok şikayet eden insanlar her yıl BTR ye başvurup harıl harıl işler yapıyor buda ayrı bir konu
 
Evet branşımızın değersizliği, teknisyen gibi davranılması, norm vs gibi konularda haklısınız ama bunu dile getirme yolu proje yapmama vs gibi yollarla olması bence doğru değil. zaten proje yapmak istemeyen öğretmen yapmaz zorla kimse kimseye bunu yaptıramaz en kötü yasal yollara başvurulur ama yapmak isteyip te bu konuda MEB yetkililerine ders verme amaçlı bir protesto öğrencilere zarar verir. nihayetinde her şeyi öğrenciler için yapıyoruz. yapılacak iş şu olmalı BTR ye başvurmamak, kimsenin kişisel bilgisayar vs işlerine bakmamak gibi konulardan el çekmek olmalı. ama proje gibi öğrenciyi ilgilendiren konularda protesto olmaz.
Hocam sizin, milli eğitim müdürlerinin, şube müdürlerinin öğretmenlere baskı yaptığından haberiniz yok sanırım. Bizim ilde cimere şikayet etmişler, şube müdürü de toplantıda bunu söylüyor, istediğiniz yere şikayet edin diyor. E sen niye öğretmenlere baskı yapıyorsun proje de proje diye. İsteyen yapar, istemeyen yapmaz. Bu kadar basit sizin de yazdığınız gibi. Öğretmen yasal yollara başvursa ne olacak? Cezayı verecek kurum bakanlık değil mi, projeyi de isteyen bakanlık. O yüzden bir tepki göstermek lazım. Biz tepki göstermezsek, heee bunlar halinden memnun o zaman aynen devam derler, üstüne fazla da yük yüklerler. Gelelim öğrencilere zarar verme meselesine. DYK'lar tekrar açılırsa öğrencilere zarar falan vermez bizim tepkimiz. Ama çoğu arkadaş da artık öğrencilerle projeyi sırf DYK da etkinlik olsun diye yapıyordu. Yüzyüze eğitimler başlayınca göreceğim be projecileri. Bu arada hiç DYK açmadım, yıllardır meslek lisesindeydim, bt rehberliği de 10 yıldan sonra bu sene yapıyorum.
 
ama çevremde hep şunu görüyorum en çok şikayet eden insanlar her yıl BTR ye başvurup harıl harıl işler yapıyor buda ayrı bir konu

Çünkü vakitleri var, boş boş ne yapıyorsunuz denilmek istemiyor, söve söve proje yapıyorlar, yalan mı?
 
Şu kadar sayfada neler yazıldı bilmiyorum. Projelerin mutlaka yapılması gerektiğini savunanlar vardır. Şuraya basit bir soru bırakayım merak ettiğim için;
"Projeleri siz mi yapıyorsunuz yoksa öğrencileriniz mi? Eğer öğrenciler(%60-70 i öğrenciye ait olsun razıyım) cevabını veriyorsanız çalıştığınız kurumda dersiniz, dyk bile olmadığı halde o koca koca derece bekleyen projeleri hazırlayacak bilgi-tecrübe donanımını velilerin sınav kaygılarını aşarak öğrencilerinize nasıl aktardınız? "
 
Son düzenleme:
Kardeşler, arkadaşlar : 15 sene oldu meslekte :) Çanakkale ve Balıkesir'de çalıştım. Her iki il özellikle Balıkesir Proje Başkenti gibi
Sorunlar Şunlar - bence :
Hiçbir projede fikrim sorulmadı ama hepsinde sorumlu tutulmaya çalışıldım
Hiçbir projede (aktif olarak rol aldığım halde) sonuçlar benimle mail olarak bile paylaşılmadı.
Hiçbir projede "başarı belgesi" dışında bir ödüllendirme göremedim.
Hiçbir projede tüm okullarda ve tüm öğrencilerde ortak bir etki veya genel bir davranış değişikliği gözlemlemedim.
İsimleri şekilleri değişen ama öz itibarı ile aynı şeylerin dönüp dönüp durduğuna şahit oldum.
Özellikle iş bilmez memurlar tarafından hazırlanan projelerde birçok eksik ve hatalı evrak, yöntem ve ilerleme hatalarına şahit oldum.
Şu an okulumuzda 1 ana proje 10-11 tane de küçük proje var ama gelin görün ki kimsenin kimseden doğru düzgün haberi yok.
Hepsine hakim olan, bilgisi olan iki kişi var :) bilin bakalım kimler. 1 Müdür yardımcısı 1 BT rehber.

Sabaha kadar anlatmak isterim ama özetle "proje güzeldir ama yanlış yöntemler, enerjiyi emer, verimi düşürür"
Selamlar
 
Aferin.

Ben de open source projelere katkıda bulunuyorum, şirkette çalışan yazılımcılar ek mesaiye kaldıklarında mesai ücreti istedikleri için, bedavaya çalışmadıkları için, şirket bilgisayarlarını tamir etmek gibi ek görevleri seve seve yapmadıkları için onlara bu konuda çok kırgınım. Niye haklarını istiyorlar ki? Hep şikayet ediyorlar zaten. Haklarını aradıklarında gidip "Ben keyfine kod yazıyorum, işkoliğim, siz bir de şikayet mi ediyorsunuz? Elinize mi yapışır iki saat daha kod yazsanız?" diyeceğim.

Bundan sonrasında sözüm size değil hocam. Lütfen üstünüze alınmayınız.

Carlo m. Cipolla "Aptallığın Temel Yasaları" adlı denemesinin 3. yasasında aptal insanı şöyle tanımlar: "Aptal bir insan, kendisine hiçbir yarar sağlamadan hatta bazen zarara uğrayarak başka bir insan yada insan topluluğuna zarar veren kişidir." Denemenin 5. yasasında da "Aptal olan var olan en tehlikeli insan türüdür." der.

İnsanları 4 gruba ayıran Cipolla şöyle bir de şema çıkarmış:
Ekli dosyayı görüntüle 69334

Mesleki olarak hangi gruptasınız bir düşünün arkadaşlar?

Cipolla haydutların topluma zarar verirken en azından kendilerinin fayda sağladığını söylüyor. Aptal kişilerin eylemlerinde ise böyle bir fayda yok. Hem kendilerine hem topluma zarar veriyorlar. Bu yüzden "Aptal, hayduttan daha tehlikelidir." diyor Cipolla. "Helpless people" kategorisindeki insanlar da uzun vadede topluma fayda değil zarar veriyor. Çünkü bu insanlar yüzünden işler bir şekilde yürüyor. Bu yüzden de kalıcı çözümler sağlanamıyor ve toplum zarar ediyor. Motoru yağ yakan araba gibi, ne rektifiyeye alınıyor, ne hurdaya çıkarılıyor. Yağ eklene eklene devam ediliyor. Bu başlık özelinde eklenen yağ, bilişimci arkadaşların emeğinden başka bir şey değil. Günü kurtarıyoruz resmen. Varsın gün batsın diyorum.

Okulda teknisyen ihtiyacı varsa teknisyen atansın. Teknisyen teknisyenliğini yapsın, sınıf öğretmeni sınıf öğretmenliğini yapsın. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapabilmenin yolunu arasın.(@maliozkok hocam sadece bu parantezde sözüm size, siz "kendi alanımda neden faydalı olmama izin vermiyorlar?" diyeceğinize, gelmiş burada başkasının alanında yaptığınız gönüllü hizmeti kutsuyorsunuz. Size de, bize de, ülkeye de zarar bu. Gidin kendi hakkınızı arayın derim. )

"O elime mi yapışacak, bu elime mi yapışacak" diye diye bu işleri yüksek ideallerle yapanlar, bilişim branşını mahvetmeye devam ediyor. "Aaa o iş öyle oluyo muymuş ya?" diyen meb bürokratları projeydi, festivaldi, şuydu buydu derken bize yüklendikçe yükledi. Okul idarecileri btr görevine ek görevler ekledikçe ekledi. Yapmayan ayıplanır hale geldi. Şu işe bak! Gelinen noktada ne ders var, ne başka bir şey. Dımdızlak kaldık. Çeşitli illerden duyduğumuz haberlere göre btr görevleri de sorgulanıyor.

Çalışan insana bunun karşılığı sadece "aferin" olarak verilirse, sırtı sıvazlanıp gönderilirse batar o sistem. Çünkü sömürüye dayalı bir sistemin ayakta kalma şansı yoktur. İster şirket olsun, ister meb, ister ülke. Gelişmiş ülkelerin bilgisayar bilimleri eğitimiyle, teknolojisiyle bu şekilde rekabet edebileceğinizi mi zannediyorsunuz?

Komünist ülkeler de bu yüzden batıyor zaten. Herkesten gönüllü iş bekleniyor, herkes eşit ücret alsın isteniyor, herkes yüksek ideallere sahip olsun isteniyor. Böyle bir şey mümkün değil. İşinin gereğini yapıp hakkını alan insan mutlu olur. Hem kendi içinde, hem dışarıya karşı rekabetçi olur. Keriz gibi o projeden bu projeye koştur, o yazıcı senin bu bilgisayar benim tamir et, müdür yardımcısının işini de yap "elime mi yapışır" diye görevin olmayan işlere de bak, sonra ne maddi bir karşılığı olsun ne ders olsun. Böyle çalışan birinin bir değeri mi olur Allah aşkına? Zaten teşekkürler, aferinler de bir noktada biter, sonunda o aferinler de kesmeyince gelir bilişim forumunda tatmin ararsınız ancak.

Kısacası zeki insanlardan olun, hem kendiniz kazanın hem ülkemiz kazansın.
Kardeşim sen ne güzel bir analiz yapmışsın.
Tebrik ederim. Çok çok mantıklı.
Bu videoyu Haluk Tatar ın youtube kanalında izlemiştim. O zaman demiştim ki gerçekten aptal insanlar çok tehlikeli demiştim. O zaman da hiç üstüme alınmamıştım.
Kendimi şimdi bu yazıda gördüm.
 
Geri
Üst