Ü
Üye silindi 747
Misafir
Ahmet Ümit Bab-ı Esrar okuyan var mı.Yeni başlıycam.Elif Şafak ın Aşk ın dan sonra sıkıcı gelir mi acaba.
VaVgibi' Alıntı:Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
kitabı merak ederek alelacele aldım,okudum.zaten siz okumasanız da kendini okutturan bir kitap...bir sayfa bir sayfa derken bir gün içinde bitti.(160sayfa).kitaptan çok şey beklediğimden midir nedir umduğum lezzeti alamadım.Mehmet Rauf'un Eylül'ünden sonra değil önce okusaymışım daha doygun gelebilirdi.kitabı okurken yaşama dair hassas noktalar öyle güzel ifade edilmiş ki altını çizmek istediğiniz satır sayısı fazlalaşıyor.işte bunlardan bazıları:
"Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidi kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.
Seni seviyorum… Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
başka bir şey konuşmadık.
düşünüp kararlaştırmaya niyet ettiğimiz şeylere küçük bir kelimeyle bile dokunmadık.
kenarlardaki ağaçlardan tek tük düşen yapraklar havada kıvrıntılar yaparak aşağı süzülüyorlardı. bu karanlık ve sıkıntılı manzara ne kadar güzeldi! içime çektiğim bu ıslak hava ne kadar tazeydi! yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak...ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."
Herşeyi,herşeyi bilhassa ruhumu hiç bulunmayacak yerlere saklamalı"
LanetLi_RapunzeL' Alıntı:VaVgibi' Alıntı:Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
kitabı merak ederek alelacele aldım,okudum.zaten siz okumasanız da kendini okutturan bir kitap...bir sayfa bir sayfa derken bir gün içinde bitti.(160sayfa).kitaptan çok şey beklediğimden midir nedir umduğum lezzeti alamadım.Mehmet Rauf'un Eylül'ünden sonra değil önce okusaymışım daha doygun gelebilirdi.kitabı okurken yaşama dair hassas noktalar öyle güzel ifade edilmiş ki altını çizmek istediğiniz satır sayısı fazlalaşıyor.işte bunlardan bazıları:
"Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidi kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.
Seni seviyorum… Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
başka bir şey konuşmadık.
düşünüp kararlaştırmaya niyet ettiğimiz şeylere küçük bir kelimeyle bile dokunmadık.
kenarlardaki ağaçlardan tek tük düşen yapraklar havada kıvrıntılar yaparak aşağı süzülüyorlardı. bu karanlık ve sıkıntılı manzara ne kadar güzeldi! içime çektiğim bu ıslak hava ne kadar tazeydi! yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak...ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."
Herşeyi,herşeyi bilhassa ruhumu hiç bulunmayacak yerlere saklamalı"
Okuduğum en güzel kitaplardan biridir. Böyle bir aşk ve böyle tasvirler...
adn' Alıntı:Ahmet Ümit Bab-ı Esrar okuyan var mı.Yeni başlıycam.Elif Şafak ın Aşk ın dan sonra sıkıcı gelir mi acaba.
bunu okumuştum güzel bir kitap ama olasılıksız ve empati daha güzeldi bence..KeRASuS_28' Alıntı:aklından bir sayı tut... bir cinayet vakası anlatılıyor...
gozzde' Alıntı:Suskunlar - İhsan Oktay Anar