Yüksek lisans yapmadım, tezli, tezsiz, uzaktan, yakından her türlüsünü yapana da saygım var. Meslekte 16. yılımı bitirmek üzereyim, yüksek lisans yapmama nedenim sanırım yüksek lisans başvurusunda yaşadığım travma.
Hazin Bir Yüksek Lisans Başvurusu Hikayesi
Sanırım 2005 yılı, yaz dönemiydi. Okuldan mezun olmuş, atanmış, 1 yılım dolmak üzereydi. LES'den 65 puan gibi bir puan almış, idealist öğretmenlik aşkıyla yüksek lisansa başvurayım dedim. Yapmışken de kendi mezun olduğum okulda yapayım da memleket yüksek lisans (YL) öğrencisi görsün dedim ve başvurumu yaptım. Kabul edilmek için LES + Yabancı dil sınavı + diploma notu + Mülakat puanı kullanılıyor. Mülakatta baraj 50. Yani LES'de Türkiye birincisi de olsanız mülakattan en az 50 almalısınız.
Mülakat günü gittik, puan listeleri hazırlanmış. Listeye göre ilk 10'dayım ki 10 kişi alınacak. Mülakatı geçsem yetecek gibi geliyor bana. Mülakatı beklerken dışarıda dedikodular dolanıyor, alınacak olanlar zaten belliymiş, mülakat formalite icabıymış falan ama biz bunu kabullenemiyor, koskoca profesörler bunu yapmaz diye düşünüyoruz.
Mülakat süreci başladı. 70-80 kişi başvurmuş, bir kısmı yeni mezun, bir kısmı benim gibi öğretmen. Bölüm başkanının odasının önünde ekmek kuyruğundaymış gibi sıraya girdik.
Ben zannediyorum ki tek tek içeri alacaklar, alanla ilgili soru soracaklar, bizi tanımaya çalışacaklar falan. İlk 10 kişiyi içeri aldılar. Ben hala zannediyorum ki 10 kişiyi aldılar, içeride tek tek çağıracaklar. Neyse sıra benim 10 kişilik gruba geldi.
Odaya girdik. Baktım karşımızda 3 tane bölümden hoca yan yana oturuyorlar. Önlerinde kağıtlar, sanırım bizim değerlendirme kağıtlarımız. Biz tahtaya çıkartılmış, sözlü yapılacak öğrenciler gibi kapının önünde yan dizilmiş bekliyoruz.
Ve o beklediğimiz muhteşem mülakat sorusu geldi demek isterdim ama soru yerine emir kipiyle hepimize birden hitap eden "ANLAT BAKALIM" sözünü duyduk. İlk arkadaş başladı anlatmaya şöyledir, böyledir, kariyer yapmak istiyorum, kendimi geliştirmek istiyorum gibisinden lafları sonrakiler de devam ettiler. Tabi sırası gelen bunları anlatıyor ama bizim hocalar hiç oralı değil. Habire önlerindeki kağıtları doldurmaya çalışıyorlar. Mülakat işte böyle geçti. Ben bizlere yapılan bu muameleden tiksindim, utandım.
Mülakattan çıktık ama yine de umut dünyası ya heyecanla sonucu bekliyoruz. Mülakat sonuçları açıklandı 14 puan almışım. 14, ondört, on ve dört.
Kendim için aslında çok da üzülmedim, kısmet değilmiş deyip, kendimi avuttum ama arkadaşlarım için daha çok üzüldüm, arkadaşlarımın nezrinde ülkem için çok üzüldüm. Mehmet adında arkadaşım vardı. Alanımızla ilgili öyle iyi bir öğrenciydi ki bilgi olarak yüksek lisans öğrencilerini cebinden çıkarabilecek kadar bilgi sahibiydi diyebilirim. İşte onu almamaları ülkeye en büyük ihanetti benim gözümde.
Velhasıl böyle bir hikayeyle yüksek lisans hayallerimi bir kenara bıraktım. Ama siz bırakmayın, uğraşın. Uzaktan, tezli, tezsiz hangisi olursa yapmaya çalışın. Sadece getirileri için değil, kendinizi geliştirmek için yapın ama hakkıyla yapın, hak ediyorsanız yapın.