61 sayfalık bir başlık oluşmuş. Tüm mesajları okumalı mıyız? Şu an sıradan bir formatörlük gününün gecesinde bunu yapacak gücü bulamıyorum kendimde. Ama zihnimdeki soru işaretlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle durumumu kısaca özetleyeyim. Ben formatörüm. Haftada 9 saat derse giriyorum. Kendi okulum dışında bana oldukça uzak iki okulun daha bt sorumlusuyum. Okuluma bu yaz tayin isteyerek geldim ama norm fazlasıyım. vs.vs.
Bu eylemle ilgili yapılan yorumlardaki en büyük yanılsama rehber öğretmenlerin ve beden eğitimi öğretmenlerinin eylemlerinin örnek gösterilmesi. Üzgünüm ama onlarla alakamız yok... Her ikisinde de topyekün bir eylem çağrısı ile hareket edilmiş ve her sendikadan büyük katılımlar sağlanmıştı. Hatta beden eğitimi öğretmenlerinin son eylemi o dönem içinde bulunan durum nedeniyle herkesin katıldığı toplu bir eyleme dönüşmüştü. Bizim durumumuz neden mi farklı. O dönemde halinden memnun tek bir rehber öğretmen ya da beden eğitimi öğretmeni bulamazdınız. Sizce bilişimcilerin tamamı ya da çoğunluğu öylemi...? cevabı biliyorsunuz.
O dönemde rehber öğretmenlerin ve beden eğitimi öğretmenlerinin hak kayıplarının varlığını branşı ne olursa olsun hemen hemen tüm öğretmenler kabul ediyordu. Bu onlar için çok önemli bir destek güçtü. Sizce bizim için durum öylemi.
Çok uzattım farkındayım. aslında yanlış anlaşılmamak için iyice ayrıntılamak isterdim ama kısacası benim yazdığınız maddelere itirazım var.
1- Bilişim dersinin zorunlu ders olmasının ve hatta iki saate çıkarılmasının faydalı olacağını düşünmüyorum. İlköğretimdeki 5 yıla yayılan iki saatlik zorunlu dersle hedeflediğimiz akademik kazanımlar İngilizce derslerinde olduğu gibi ( ki ders saati 4-5 ler de 3 ikinci kademede ise 4 saat iken) uçup gidecektir. Bu yazdıklarımdan sonra öğretmenlik becerime hakaret edecekler hiç yeltenmesinler, sadece oturup düşünsünler. İlköğretimde temel kullanım becerilerinin kazanılması açısından 1 saatlik, not ile değerlendirmeden (seçmeli değil) muaf bt dersi ile lisede 4 döneme yayılan zorunlu, not ile değerlendirilen ve içeriği bizler tarafından hazırlanacak bt dersinin çok daha olumlu sonuçlar doğuracağı kanaatindeyim. 4 yıl boyunca lisede görev yaptığımı da belirtmek isterim. Kim bilir belki bunun sonucunda YGS-LYS’ de sayısal alanlar için bt soruları da sorulur, ne dersiniz?
2- 5 senedir yenilenmeyen bt sınıfları yenilensin mi. Bence hayır. Ne yapıyoruz ki o sınıflar işimize yetmiyor. Mantıklı olmak gerekmez mi sizce de. Bu yıl kurulan bir bt sınıfı ile 2006 kurulmuş bir sınıfta işlenen dersler arasında ne fark var? En çok win 7 – xp farkı. Bunun yerine formatörlük uygulamalarında da kullanılmak üzere formatör öğretmene tahsis edilecek orta üstü bir ana bilgisayar ile bt sınıflarının donatımında kullanılacak bir ödenek talep etmek daha doğru olmaz mı?
3- Sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilsin mi. Tabiî ki geçirilmesin. . muhalefet te bir yere kadar bu maddeye itirazım yok… gerçi bu gidişe hepimiz kadrosuz olacaz o da ayrı mesele.
4- Formatörlüğün bir esas ve usule bağlanmasını talep etmek önemli ama çizgileri çok iyi belirlemek lazım. Bilmem kaç sayılı yönetmelikle bizleri memur statüsüne aldıklarında da esas- usul vs. bağlanmış olacaktır. İşte burada ‘rehber öğretmenlerde olduğu gibi’ ibaresi kesinlikle belirtilmelidir.
5- Şimdiki müfredatı da uzman! kişiler hazırlamış, kitaplar da uzmanlarca! yazılmış. Ne yalan söyleyim bu sorun nasıl çözülür bende bilmiyorum. İlköğretimde bir içerik havuzu oluşturulup kitap olmaksızın öğretmenin buradan belli bir oranda konu seçmesi sağlanabilir. Megep te olduğu gibi.
Şimdi bu yazdıklarım tamamen benim görüşümdür. Kızmak yok, formatörlüğü seviyorum. Ama bir şeyler yanlış gidiyor. Eyleme katılmaya çalışıcam. İlk iki şıkkı işaretleyip ankete katıldım. Şu an eyleme katılırım diyenler 152 kişi. İstanbul’ da olduğu gibi 25 kişi gibi komik bir katılım olmaz ama iki yüzleri de göre bileceğimizi sanmıyorum…
Sayfalar arasında kaybolmaması adına ayrı bir başlıkta da aynı görüşlerimi paylaşıyorum .
Sabırla okuduğunuz için teşekkürler….